Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

TAKİP

Feyzullah ARSLAN

1. Sınıf Emniyet Müdürü

Polis’in Hatıra Defterinden Kitabı

Baskı Yılı 2000’den alınmıştır.

 

1995 yılı Mayıs ayı içerisinde bir öğlen vakti, H.E. isimli bir şahsın- bıçakla evinde intihar ettiği ihbarının karısı K.E. tarafından 155 Polis İmdat telefonuna bildirilmesi üzerine görevliler olay yerine intikal etmek üzere harekete geçerler. Olay yerine ulaşıldığında maktul H.E.’nin evinin pek kullanılmayan bir odasında boğazında bir bıçak darbesiyle ölmüş olduğu görülür. Görevli uzman ekiplerin olay yerine gelmesinin ardından ceset üzerinde yapılan ön incelemede, maktulün bir değil, boğazına vurulan üç bıçak darbesi ile intihar etmeyip öldürüldüğü anlaşılır.

Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı’na bilgi verilerek bu zaman zarfında eşinin ve çocuklarının sakinleşmesi beklenir. Maktulün eşi ve çocukları yapılan ilk görüşmede ”kendilerinin iki gündür Kırıkkale’nin Keskin İlçesi’nde bulunduklarını, maktulün iki gündür işi gereği kendileri ile gelmeyip evde yalnız olduğunu, Keskin’den gelip kapıyı açtıklarında bu vahim manzara ile karşılaştıklarını” beyan ederler.

Görevliler tarafından evin giriş kapısında ve diğer odalarda yapılan incelemelerde herhangi bir boğuşma ve şüphe arz eden bir manzara ile karşılaşılmaz.

Maktulün iş arkadaşları ve apartman komşuları ile yapılan görüşmelerde ise kayda değer bir bilgi elde edilemez.

Otopsi ve defin işlemlerinin tamamlanmasından sonra maktulün anne, baba, kardeşleri ve diğer yakınları ile yapılan görüşmelerden de bir neticeye varılamaz. Maktulün tüm akraba çevresi H.E. ‘nin mazbut bir insan olduğunu, 15-16 yıllık evli ve iki çocuğu bulunduğunu, evinde de bir sorunun olmadığını ifade, ederler.

Yakın çevrede dişe dokunur bir bulgu elde edilemeyince, gerek iş çevresinden ve gerekse ikametgahı çevresinden geniş çaplı yeni bir soruşturmaya başlanır. Yapılan yoğun çalışmalar sonucu maktulün halen oturmakta olduğu evi yeni aldığı, iki ay kadar önce bir başka mahallede bulunan evini satıp hemen hemen aynı özelliklerde ve aynı fiyat olan bu evi satın aldığı belirlenir. Çalışmalar eski evini niçin sattığını belirlemeye yönelik olarak sürdürüldüğünde, maktulün eşi K.E.’nin eski oturdukları mahallede M.A. isimli bir kişi ile gönül ilişkisine girdiği tespit edilir. Bunun üzerine maktulün eşi K.E. ve iki erkek kardeşi gözaltına alınır.

Yapılan sorgulama sonunda da bir sonuç alınamayınca önce erkek kardeşlerden büyüğü serbest bırakılır ve peşinden gizlice izlenmeye başlanılır. Serbest bırakılan büyük kardeşin şubeden çıktıktan sonra fazla uzaklaşmadan bir duvarın dibinde beklemeye başladığı görülür. Bunun üzerine maktulün eşi K.E. de serbest bırakılarak o da izlenir. Serbest bırakılan K.E. doğruca kendisini bekleyen kardeşinin yanına gidip onunla neşe içerisinde kucaklaşarak birbirlerine geçmiş olsun temennisinde bulunurlar.

Tüm bu gelişmeler üzerine her iki kardeş de tekrar şubeye alınarak yeniden sorgulandıklarında maktulün eşi K.E., ölen kocasının sattığı evlerinin bulunduğu eski mahallede M.A. isimli bir aile dostlarının bulunduğunu kabul eder. Ancak herhangi bir özel münasebetlerinin bulunmadığını ısrarla belirtir.

Görevliler tarafından M.A. da evinden alınarak, şubeye getirildiğinde sağ elinin sargılar içerisinde olduğu görülür. Elinin neden yaralandığı sorulduğunda “içki içerken kırılan cam bardağın elini kestiğini ve hastaneye gidip tedavi ettirdiğini” söylemesi üzerine hastane kayıtları incelenir. Kayıtlardan M.A.’nın elindeki kesiğin bıçak kesiği olduğu ve hastaneye müracaat ettiği tarihin cinayetin işlendiği aynı gün ve saatlere rastladığı anlaşılır.

Bunun üzerine M.A. tekrar gözlem altına alınır ve yapılan üst araması esnasında fanilasında maktulün eşi K.E.’nin bir fotoğrafı ve telefon numarası bulunur.

M.A. tekrar yapılan sorgulamasında cinayeti maktulün eşi K.E.’nin arzusu üzerine kendisinin gerçekleştirdiğini itiraf eder. Çıkarıldıkları mahkemece maktulün eşi K.E. ömür boyu, cinayeti işleyen M.A. ise 101 yıl hapis cezası ile cezalandırılırlar.

Kaynak: H. Ergün ÇAĞLAYAN (2. Sınıf Emniyet Müdürü)

 

Olayın Tahlili

Polise yapılan ilk müracaatta olayın intihar olduğu belirtilmiştir ve bu müracaatı da yapan maktulün eşidir. Bir insanın kendi boğazına üç bıçak darbesi vuramayacağını Ya maktulün eşi bilmiyordur, ya da kocasının intihar ettiğini söyleyerek olayı kapatma çabasındadır. Polisler bu ayrıntıyı ilk etapta dikkate almamışlardır. Ancak daha sonra yaptıkları başarılı çalışmalar ve araştırmalar neticesinde maktulün yeni bir eve taşındığını öğrenerek bunun nedenini araştırdıklarında, eski evlerinin bulunduğu mahallede maktulün eşinin bir gönül ilişkisine rastlamışlardır. Bu gönül ilişkisi de polisi cinayetin sanığına götürmüştür. Maktulün eşi ve kardeşlerini sorguladıktan sonra bir taktik uygulayarak serbest bırakıp daha sonra takip eden görevliler, serbest bırakılan şahısların kucaklaşıp birbirlerinde geçmiş olsun dileklerinde bulunmalarından şüphelenerek şahısları tekrar sorguladıklarında yine sonuç alamamışlarsa da maktulün eşinin cinayetle ilgisinin olduğuna kanaat getirerek eski mahallelerinde bulunan gönül ilişkisi olduğu şahsı da sorguya almak üzere şubeye  getirdiklerinde şahsın elinde görülen kesik cinayetin çözümlenmesinin püf noktası olmuştur.