SİZ YAZI YAZAMAZSINIZ ARKADAŞ!*
Metin Murat ARSLAN Emniyet Amiri Bartın Emniyet Müdürlüğü |
Bu başlığı okuyunca bir çokları ne alaka neden yazamıyormuşum, neden peşin hükümlüsün ve bu tür ithamda bulunuyorsun diyecekler; işte bu soruları aşağıda anlatacağım olaylarla açıklamaya çalışacağım. Bakalım haklımıyım, haksızmı?
Olay 1: Bir gün bir komiser yardımcısı bana “sana bir soru soracağım, prof ile profesör arasında ne fark var?” Ben kendisine “benimle dalgamıgeçiyorsun!” dedim, o ise “hayır, ciddi ciddi soruyorum” dedi. Ben de “biri diğerinin kısaltması” dedim.O ise “bu soru size çok tuhaf geldi değil mi, bu soruyu filanca öğretmen emniyet müdürü Prof.Dr Burhan KUZU’ya sordu ve o da sizin cevabınızı verdi, aynı şaşkınlık onda da vardı” dedi. O, bir polis okulunda öğretmen müdür olarak görevliydi. Yetişecek memur adaylarını eğitecek bir kişiydi. İşte bu öğretmen emniyet müdürümüze hitaben diyorum ki “siz yazı yazamazsınız!”
Olay 2: O bir polis okulu müdürü idi. Bir gün Eğitim Şubeye ziyarete gelmişti.Masa üzerinde monitör, klavye, kasa ve yazıcıyı gördü.Büro amirine yazıcıyı göstererek “Bu nedir?” dedi.O amir ise “yazıcıdır müdürüm, bilgisayardaki yazılar bu aletten çıkıyor” dedi. Okul müdürü ise bilgiç bir edayla ve üstün bir ders vererek “İyi de bu (yazıcı) bilgisayarı bozar, yazılar bundan(kasadan) çıkıyor ya bunu niye bağladınız” diyor.İşte yine diyorum ki siz yazı yazamazsınız!”
Olay 3: O ve onun gibiler büyük şehirde suç çözümü ile ilgili hareketli şubelerde çalışıyorlar.o ve onun gibiler fenafil polistir. Ne arkadaşlarını ararlar, ne de evlerine, eş ve çocuklarına ayıracak vakitleri yoktur. Ne zaman aransalar veya ziyaret edilseler zamanlarının olmayışından dem vururlar.Ama bir saatlik ziyaret esnasında, ne fazla iş varlığı görülür, ne de telefon trafiği.O’na sorulur “hiç okuyormusun veya tecrübelerini hiç yazıyormusun?” O ise “nerede inan kafamı kaşıyacak zamanım yok. Hem okumak da ne ki, okuduklarımızın hepsi boş. Dört yıl akademiyi de boşuna okumuşuz. Halbuki kadroda dört ayda yetişirmişiz” diyor. (kabak mı bu bilmiyorum! M.M.Arslan) Halbuki o bilmiyordu ki 5 yılda tüm bilinen bilgiler ikiye katlanıyordu, binlerce kitap çıkıyor, teknoloji baş döndürecek şekilde gelişiyor ve insanlar da değişiyordu. Onun uğraştığı hep sonuçlardı ama bilim olayların nedenlerini ve çözüm yollarını sunuyordu. Ama O, o kadar yoğundu ki, olayların sonuçlarından başını kaşıyamıyor; geriye ne aile, ne çevre, ne arkadaş, ne bilgi ilişkisi kalıyordu. İşte O ve onlara diyorum ki “Siz yazı yazamazsınız Arkadaş!”
Olay 4: O konuşuyordu, konuştukça konuşuyordu. O müdür yardımcısıydı. O tekti ve yalnızca o bilirdi.Bildikleri de hep doğruydu aksi ispatlanamazdı. Astlarının bilgilerinin hep eleştirilecek noktaları vardı ama eleştirdiklerinin yerine koyacakları yoktu. Ama o her şeyi biliyor ve konuşuyordu. Ona “müdürüm bu bilgi ve tecrübelerinizi yazınız” denilince; o ise “ vaktim yok”. Bu konuları derste veya konferansta değerlendirelim denilince “ben çok bilirim ama anlatamam” işte bu müdürümüze de diyorum ki “Siz yazı yazamazsınız!”
İşte siz de bu tür davranış ve yapıda iseniz yazı yazamazsınız. Ama yazabilirim diyeniniz mi var? İşte o zaman yazabilenlere bakalım.
SİZ YAZI YAZARSINIZ ARKADAŞ!
Evet siz yazı yazarsınız, çünkü siz Önder AYTAÇ olmaktan öte Siz Biz’siniz, Biz de Siz’iz. Yazanların çoğuna isminiz gibi önder olmuş,kabiliyetlerinifişeklemiş, küllenmiş bilgileri ve meziyetleri ortaya çıkarmaya sebep olmuşsunuzdur. Siz,Siz’de olabilecek bilgileri ihtiras ve kıskançlıkla saklamazsınız,habireverirsiniz, herkese dağıtırsınız.Saatlerce konuşur ve kendinizi dinletirsiniz.Yazanları öyle motive eder, yönlendirir ve memnun edersiniz ki, bunlar adeta Kafdağını aşacak hale gelir. İşte siz yazarsınız da, konuşursunuz da ve adınıza layık Önder hoca olursunuz da.
Evet siz yazı yazarsınız. Bir daire başkanlığında o kadar idari iş, gelen yazılara rağmen ince eler, sık dokur ve mükemmel dergiler çıkartırsınız. Bu yetmez akademik çalışmalar yapar, röportajlar yapar, kaynak ve döküman tarar ve kitap da yazarsınız. Genç beyinlerin ve yazmaya kabiliyetli olan herkesin adeta lokomotifi olursunuz. Farklı fikirlere şahin gibi kanat çırpar yeni oluşumlarla “daha ne yapabilirim, daha ne verebilirim” diye uğraşırsınız.Siz Eyüp ŞAHİN’sinizde siz yazı yazarsınız.
Evet, siz genç yaşınıza bakmadan devamlı okur devamlı yazarsınız. Dergiye makaleler yazarsınız yetmez! Kitap yazarsınız yetmez! İnternette sanal dergi de yazarsınız yetmez! Ve siz hem akademik yolda, hem idari görevde çalışır ve çalışırsınız. Allah aşkına “Sonsuz Hayat Şimdi’dir” yazısını siz nasıl yazdınız? Okadarcık yazıda bu güzellik, bu letafet, bu zarafet, bu nefislik! İşte siz, bize ve herkese örneksiniz. Siz Kaan BÖKE’siniz ve siz yazı yazarsınız.
Evet siz yazı yazarsınız. “Biz Polis memurlarıyız, biz ne biliriz ki” diyenlere ve düşünenlere adeta bir tokat atarcasına aksini ispatlar ve mükemmel yazı yazarsınız. O halkla ilişkiler yazısı ancak bu kadar olurdu. O 250.000 dev adama yol gösteren ve diğer hisli yazılar da ancak bu kadar olurdu. Siz için söylenecek çok söz var, bu satırlara sığmaz. Siz Cesur NAR ve Ali AYGÜN’sünüz ve siz yazı yazarsınız.
Ve ben Metin Murat ARSLAN sizler için Necip Fazıl KISAKÜREK deyişiyle;
“Sonsuzluk kervanı peşinizde ben,
Üç ayaklı seken topal köpeğim,
Bastığınız yeri taş taş öpeyim,
Bir kırıntı yeter kereminizden”
diyor,sizi ve sizin gibi daha buraya ismini yazamadığım civanmertleri, bu mesleğin, bu milletin sevdalılarını selamlıyorum.
İşte bu makaleyi okuyan arkadaş şayet birinci grupta isen iddiam doğrudur; ikinci gruba giremem diyorsan onlar da insandır,gökten inmediler ve sen de kabiliyet olduğuna inanıyorsan durma sen de yaz. İşte o zaman “ Siz yazı yazamazsınız” iddiam sizin için geçerli değildir.Hemen kağıt kalem al ve yazıya başla, hala yazıyı okumaya devam mı ediyorsun, uyan uyan yazı bitti bir an önce sen sana ait olanları yaz ve bizi aydınlat.
* [1] Metin Murat ARSLAN,Bartın İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Emniyet Amiri,Sosyolog.Abant İzzet Baysal Üni. Eğt.Prog.ve Öğr.A.B.D. Doktora Öğrencisi. polbim@e-kolay.net. Bu makale Polis dergisi 2001 Yıl:7 Sayı:29 da yayınlanmıştır.