BAŞARI
(Geçen Sayıdan Devam)
Okay KUŞÇU
Başkomiser
Erzurum Balistik İnceleme Şb.Md.
2- ÇEVRESEL VE BİLİMSEL FAKTÖRLER
a-Herkeste olan farklı yetenekleri keşfetmek; Başarılı amir kendi yeteneklerini keşfetmenin yanında beraber çalıştığı insanlardaki farklı yetenekleri de ortaya çıkararak, hem onların kendilerine has yeteneklerinin gelişmesini, hem de bu yetenekler sayesinde hizmetin verimliliğinin artırılmasını sağlar.
Ayrıca yeteneğin keşfedilmesi kadar, uygun bir şekilde değerlendirilmesi, kullanılacak alanlar açılması ve bu sayede varolan yeteneğin olduğundan daha fazla geliştirilmesi de önemlidir. Nitekim, nice yetenekli insanların sahip oldukları bu özelliklerini sağa sola saçtığını, dağıttığını ve zayi ettiğini fakat kendilerinin bunun farkına bir türlü varamadığını görürüz.
b-İnsanlara saygılı, vefalı ve dürüst olmak; Başarınızın uzun vadeli olması için bu vasıflara mutlaka sahip olmamız gerekir. Belki kısa vade de bunlara ihtiyaç olmadan hedefler gerçekleşebilir. Ama eğer uzun vadeli ve büyük amaçlarınız varsa kesinlikle güvenilir dürüst ve vefalı olmalısınız. İnsanlara karşı dürüst ve saygılı olmalısınız ki gelecekte karşılığını onlar da size güven ve sevgi olarak iletsinler.
Size güvenmeyen, inanmayan ve desteğinizden şüphe eden insanlarla beraber çalışmakta iseniz hedeflerinizin, amaçlarınızın yarı yolda takılıp kalması kaçınılmaz bir gerçektir. Ne zaman ki beraber çalıştığınız arkadaşlarla birlik ve beraberlik ruhu yakalanır, insanlar sizin başarınızı kendi başarıları olarak görür, işte o zaman başarının yolları size de açılır ve hedefinize çalışan dostlarınızla hep birlikte yürürsünüz.
c-Eğitime önem vermek;Yöneticiler, çalışılan zamanı bölümlere ayırmak suretiyle, gerekli olan iş veya hizmeti aksatmadan, birlikte çalıştıkları insanlara birçok eğitim verme olanağına sahiptirler. Verilecek bu eğitimin konuları yapılan işle ilgili yenilik ve değişikliklerle ilgili olabileceği gibi, motivasyon ve kendini geliştirme gibi konularla da ilgili olabilir.
Bu konularda düzenlenecek olan kurs, seminer, gösteri ve toplantılarda; kurum yada birimin birçok gizli veya açık problem ve sıkıntıları da gün ışığına çıkacağından, giderilmesi yönünde bir tartışma ortamı yaratılacak herkesin kabullenebileceği çözümlere ulaşılabilecektir.
Yine bu anlayış; takım oyuncuları gibi şahısların birbirlerini tanıması ile takım ruhunu kuvvetlendir-mesi ve kişisel verimliliği arttırılması gerekliliğini, çalışanlara hissettirmeyi sağlayacaktır.
ç-Sorumluluk almak ve olumlu karar vermek; Sorumluluk altına girmeden veya gerekli kararları almadan önce mutlaka konu ile alakalı toplanılan bilgilerin hepsini iyice değerlendirmeli ve özümsemeliyiz. Bununla birlikte çevre faktörlerini gözlemlersek, öğrenir ve uygularız. Uyguladığınız şeyleri düşünür, yorum yapar böylece kendi fikirlerinizi ve doğrularınızı oluşturmuş oluruz. Bu tecrübelerle doğru karar almak ve uygulamak daha kolay hale gelir.
Alparslan Sultan 27 binlik bir orduyla Bizans Topraklarına doğru ilerlerken, öncü gönderdiği askerlerden biri, büyük bir korku ve endişe ile dört nala gelir ve huzura alınır.Alparslan Sultana şunları söyler:
– “Sultanım 300 binlik Bizans ordusu bize doğru yaklaşıyor.”
Alparslan Sultan ise gayet sakin ve hiç önemsemeyerek;
– “ Olsun, bizde onlara yaklaşıyoruz.”der.
İşte Sultanın bu kararlılığı, meselelere farklı bakıp değerlendirebilmesi ve doğru kararları onu bunun gibi nice başarı ve zaferleri kazanmasını sağlamıştır.
Bir yönetici için beklenmeyen krizler ile belirsiz ortam ve şartlar altında karar almak, tamamen önceki tecrübelerine dayanır. Eğer tecrübe eksikliğimiz var ise, bu gibi belirsiz durumlarda tavsiye almaktan çekinmemeliyiz. İyi bir yöneticinin temelindeki özelliklerinden birisi de, ne zaman ve kimden tavsiye ya da görüş alması gerektiğini iyi bilmesidir. Bir insanın her konuyu detayları ile bilmesi gerekmez, zaten bu insanlardan beklenemez. Onun içindir ki her büyük yöneticinin mutlaka bir çok danışmanı vardır. O büyük yöneticiler bile yeri geldiğinde mutlaka fikir veya tavsiye almak zorunda kalırlar ve bundan kesinlikle çekinmezler. Bilir ki doğru karar için bunu yapmaları şarttır.
d-Belirli bir amaç ve hedef belirlemek; Nereye gideceğini bilmeyenler nasıl, ne ile, kiminle, nereden gideceklerini de tabi ki bilemeyeceklerdir. Hedefsiz insan belki de yoktur. Ama eğer hedefimiz basit ve bayağı ise, sonumuzda bundan farklı olmaz. Hedeflerimizi yüksek tutmalıyız ki beynimiz ve düşüncelerimiz ona göre şartlansın. Meslek içerisinde iken yüksek okul planlayan, ve okuyan binlerce meslektaşımız vardır. Şimdi bu arkadaşlara sormak istiyoruz; “Çok çalışmama gerek yok, basit bir bölüm veya iki yıllık okul bile olsa yeter” diye düşünen insanlardan mı, yoksa mutlaka mesleğimize yakın ve geçerli bir bölüm olan hukuk yada siyasal olmalı diyenlerden misiniz? Maalesef genellikle birinci grup düşünceye sahip olanların yoğun olduğunu görmekteyiz.
Oysa büyük isteseydik alt bilincimiz ona göre şartlanacak, istediğimiz sonucu üreterek bize hukuk bölümünü kazandıracaktı. Biz küçüğü isteyince bilincimiz de küçük için çalışmayı tercih ediyor. Ancak bilemediğimiz bir şey var ki, küçük hedefler için harcadığımız çaba kesinlikle büyük hedefler için harcadığımızdan az değildir. Büyük işleri kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yüz bin liralık simit satan, 10 milyar liralık araba satandan daha çok yorulur. Bizim için zor olan işi ağır olan iş değil nasıl yapılacağını bilmediğimiz iştir.
e-Moral ve disiplini dengede tutmak; Eğer disiplin içerisinde çalışmayı tanımlayacak olursak; her çalışanın görev, sorumluluk ve yetkileri belirlenmiş, bu belirli sınırlar çerçevesinde en iyi verim ve hizmetin oluşturmaya yönelik olarak belirli düzen ve şartlar altında yapılan gayretlerden oluşan çalışmalardır diyebiliriz.
Disiplini, despotizmle karıştırmamak gerekir. İnsanları, korku faktörünü kullanarak bastırmak-sindirmek cahil ve yobaz zorbaların işi olsa gerekir. Çalışanlarına bu şekilde davranılan bir kurumda serbest fikir ve girişimci teşebbüsün önü Çin seddi ile kesilmiş demektir. Bu iş yerinde yenilik ve verimlilikten söz etmek de aslında mümkün değildir.
Yöneticiler disiplini iş yerindeki iş ve hizmet akışına yerleştirmeli, nizam ve intizamı sağlamalıdırlar. Akışa değil de kafalara ve fikirlere uygulanan disiplin insanların düşünmesini kısıtlar, moralini bozar, verimliliği azaltır.
Herkesin fikri öğrenilmeli, öğrenilen fikirlere değer verilmeli, hatta uygulanabilecek hale getirilmeli ve mümkün olduğunda da uygulanmalıdır. Çalışanlar kendilerini sömürülen olarak değil o iş yerinin değeri bilinen bir emektarı olarak görmeleri sağlanmalıdır.
Sadece para için çalışmak; İşi sıkıcı ve yorucu yaparak iş verimini ve kalitesini mutlaka düşürecektir.
Moral olarak da çalışanların motive edilmesi; işlerinden zevk almalarının sağlanması ve kendilerini geliştirmeye yönelik fırsatların tanınması ile mümkündür. Moral motivasyonu özellikle eski çalışanlara daha fazla gösterilmeli ve onlar daha fazla motive edilmelidir. Yöneticiler grubu ve çalışanlar grubu gibi gruplaşmalara gidilmesi ve birbirleriyle ilişkilerini tamamen koparmaları her işyeri için çok tehlikelidir. Ne yöneticiler gereksiz bir üst düzey havasına girmeli, ne de çalışanlar köle anlayışına düşmelidirler.
Yapılan araştırma, deneyim ve uygulamalar göstermektedir ki, başarılı olmak ya da olmamak büyük oranda kişinin kendi iradesi, hayat şartları ve çalışma disiplinine bağlıdır. Başarı, insanın kendisi için gerekli olduğu kadar, herkesin özlemini çektiği bütün bireylerin mutlu olduğu, toplumsal huzura ulaşılabilmesi için de gerekli olan bir hedef olmalıdır. Hepimiz başarıyı bir misyon gibi görmeli kendimizi geliştirmek ve nitelikli insanlar arasına girmek için gayret etmeliyiz. Eminiz ki meslektaşlarımız, çağımızın gerektirdiği bilgi ve teknik ile moral motivasyonlarını da kuvvetlendirerek hukuki ve bilimsel olarak çalışan polis imajının oluşturulmasının yanında teşkilatımız ve ülkemiz için özlenen bir başarı ortamının yakalanmasını da başaracaklardır.
K A Y N A K Ç A:
1) M.BOZDAĞ, Düşün ve başar. Nesil Yayınarı. (9. Baskı)
2) D.CARNEGIE, Söz söyleme iş başarma sanatı. Hayat yayınları. (7. Baskı )
3) M.BOZDAĞ, Ruhsal zeka. Nesil Yayınarı. (12. Baskı)
4) D.CÜCELOĞLU, İyi düşün doğru karar ver.Sistem yayıncılık. (36. Baskı)
5) M.ARIKAN, Nitelikli insan. Bilge Yayıncılık. (2. Baskı)
6) GENÇ BEYİN Aylık kişisel gelişim dergisi. Şubat 2003.
7) KİŞİSEL GELİŞİM, Aylık dergi Aralık 2002. (resimler)