Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

FRANSIZ POLİS TEŞKİLATI

 

Erdoğan ALIVEREN[*]

 

            Osmanlı İmparatorluğu devrinde 1839 Tanzimat Fermanı ve 1856 Islahat Fermanı ile batılılaşma hareketi başlayınca, daha sonraki yıllarda Abdülhamit’e isyan eden Genç Türklerin sığınacağı Fransa, hem kapitülasyonlardan en büyük istifadeyi sağlayan ülke olmuş hem de İmparatorluk ve Türkiye Cumhuriyeti devrinde Türk yasal düzenlemelerine ilham kaynağı olmuştur. 1966 da ben de Türkiye’de Ankara toplum zabıtası müdürü olarak bu teşkilatı kurarken Fransa’da gördüğüm (Compagnie Rebpublicain de Securite- Cumhuriyet Muhafız Kıtaları) teşkilatını örnek almıştım.

            İdari yapımız ve mevzuatımız bakımından büyük ölçüde Fransa’nın etkisini görmek mümkündür. Bu noktada birer örnek vermek icap ederse 1700 sayılı dahiliye memurları kanunumuz ile 2559 Sayılı Polis Vazife Ve Selahiyet Kanunumuz gösterilebilir.

            1961-1962 eğitim yılı için Fransa hükümetinden teknik işbirliği fonundan (coopperation technique) kazandığım bir bursla Fransaya gittiğimde bursun koordinatörü olan milli idarecilik okulundaki (Ecole National d’Administration) staj müdirem olan Mlle Humbert ile çalışma programını hazırlarken bir ay süre ile İçişleri Bakanlığı ve iki ay süre ile Emniyet Teşkilatını etüd etmek istediğimi belirtmiş ve programı buna göre hazırlatmıştım. İçişleri Bakanlığındaki stajım sırasında koordinatörüm olan mülkiye müfettişi Alfred Wignole ve diğer temas ettiğim bakanlık yetkilileri bana verdikleri izahatta uyguladıkları kanun maddelerini anlatırken pek çok konuda bizde de mevcut olduğuna şahit olmuştum. Şöyle ki:

            Fransa’da İçişleri Bakanlığında bir adet müsteşar normal bakanlık işlerinden sorumlu olarak çalışıyor, aynı yetkilere sahip bir diğer müsteşar ise güvenlik müsteşarı olarak çalışıyordu. Güvenlikten sorumlu müsteşar hem Emniyet Genel Müdürlüğü hem de Paris Polis Valiliğinden sorumlu oluyordu. Jandarma teşkilatı ise bizde olduğunun aksine içişlerine değil de  savunma bakanlığına bağlı olup mülki idare amirleri ile yakın işbirliği içinde çalışıyor. Fransa Cumhurbaşkanı’nın ecnebi ülkeler yapacağı resmi ziyaretler öncesinde güvenlik müsteşarı dış işleri heyetiyle beraber gidiyor, özel bir önlem gerekip gerekmediğini saptıyor ve program çalışmalarına katılıyor. 1968 Cumhuriyet Bayramı’nda General Charles de Gaulle’ün Türkiye ziyareti sebebi ile de ön tektiler için gelen heyet ile güvenlik müsteşarı Jacques Aubert de gelmişti. Beraberce alınacak polisiye önlemleri planladık. Daha sonra da özel koruma müdürü Ducret ile uyguladık. Ziyaret sonunda, Ducret, bana üstünde ismim ve sıfatım işlenmiş olan müsteşarlığın teşekkür plaketini verdi. Bizim 1300 sayılı dahiliye vekaleti teşkilat kanunumuzda da biri güvenlik olmak üzere 2müsteşar öngörülmekte ise de ikinci müsteşarlık bizde hiç kurulmadı.

            Polis Vazife ve Selahiyet Kanunumuzun 1946-50 yılları arasındaki demokratikleşme hareketimiz esnasında kaldırdığımız 18.maddesi de, en büyük mülki amirlere, istedikleri sanığı, geçmişteki durumunu kontrol için 1 ay süre ile gözaltında tutma yetkisi veriyordu. Isparta İli Aslanköy bucağında bu madde uygulanınca, doğan tepkiden biz kaldırdık ama 19687lerde Fransa hala uyguluyordu.

            Bunun tipik misalini 1968 ilkbahar aylarındaki Bader_Meinhof çetesinin yakalanması olaylarında görebiliriz. Kominist tandanslı olduğu için “kızıl” lakabı ile anılan Rudi isimli gencin 1968 Şubat ayında Almanya’da devlete karşı başlattığı isyan harekatı kısa dönemde gelişerek başta Almanya olduğu halde merkezi ve orta Avrupa’ya ve bu arada Türkiye’ye de sirayet etmişti. Kızgın üniversite gençliği sık sık toplantılar, mitingler yapıp yollarda arabaları, binaları yakıp yıkıyor ve terör yaratıyordu. Durum o hale gelmişti ki acaba 1789 ihtilali tekrar yaşanacak mı diye sorular akla gelmiş ve bütün Avrupa olayları izlemeye başlamıştı. Bu arada Bader_Meinhof çetesi olayların başını çekerken Fransa’da yüzbinler olayları devam ettiriyordu. Mayıs 1968’de Fransa Cumhurbaşkanı de Gaulle bir gece ani bir hareketle Frankfurt’a giderek, Fransa’nın Almanya’daki işgal kuvvetlerinin başındaki korgeneralle görüşüp ondan destek vaadi alarak döndü. Bundan sonra olayların seyri değişmeye başladı. Fransız siyasi partileri (kominist parti dahil) olayları desteklemediklerini açıkladılar. Fransa’nın en güçlü sivil toplum örgütü olan İşçi Sendikaları Federasyonu da hükümetten yana tavır koydu. Mayıs ayının sonunda 2 cephe aynı gün Paris’de yürüyüş yaptılar. Paris’in ortasından geçen Seine nehrinin sol yakasında St.Germaine bulvarındaki gençliğin yürüyüşü ancak üç yüz bin kişi toparlayabildi. Buna mukabil nehrin sağ yakasındaki Champs-Elysee bulvarında hükümet yanlılarının miting ve yürüyüşü ise üç milyon civarında kişiden destek buldu. İki grubun birbirine karışması ve bir arbede çıkmasını önlemek için Seine nehri üzerindeki 19 köprüyü tamamen polisle doldurarak önlem aldılar.Mitingten sonra tahrikçi ve tahripçilerden yirmi bin kişi kakalanarak gözaltına alındı. Bunlar üçyüz, beşyüz kişilik gruplar halinde çeşitli illere gönderilerek 8-10 günde bir yerleri değiştirilmek sureti ile geçmiş durumlarının incelenmesi için yukarıda bahsettiğimiz Polis Vazife ve Selahiyet kanununun ilgili maddesi gereğince gözaltında ve polis nezaretinde tutuldular.

            Olaylar Avrupa’da gelişirken Türkiye’de de bazı olaylar oluyor acaba bize de bulaşacak mı endişesi yaşanıyordu. Haziran 1968’de Strazburg’daki Avrupa Konseyinin (trafik kazaları sonrasında yapılacak işlemleri ünifie etmek) toplantısı vardı. Genel Müdürümüz Sayın Hayrettin Nakiboğlu bu toplantıya ve daha sonraki 3 toplantıya Türkiye adına katılıp toplantı sonrası Paris’e geçip Fransız Emniyeti ile görüşüp olayları, alınan tedbirleri, sokak barikatlarının kaldırılma işlemlerinin incelememi emretti. Bu münasebetle görüştüğüm Emniyet Genel Müdürü Sayın Jean Dours ve diğer emniyet yetkilileri bana uyguladıkları kanun maddesinin tatbikatı ile suçluları nasıl cezalandırdıklarını anlattı (bu kadar kalabalık sanık grubunun her sabah tuvalet ve lavabo sırası beklemesi, gayri sıhhı şartlarda yatak ve yemek imkansızlıkları). İlk defa bu olaylar sebebi ile Alman malı zırhlı araçlar (polis panzerleri ve eskavatör gibi iş makinaları  ve arazözler v.s.)kullanarak barikatları kaldırdıklarını ve bu maddenin uygulanmasının olayları sona erdirmekte büyük katkısını gördüklerini anlattılar. Ayrıca olaylarla ilgili resimler, kitaplar, gazeteler ve mecmualar verdiler. Dönüşte bizde polis panzerleri ve topluluklara su sıkan arazözler almaya karar verdik ve aldık. 

            (Gazetelerde daha sonra okuduğumuza göre Bader Meinhof çetesinin 6 üst düzey yöneticisi de Alman polisince yakalanıp bir binanın en üst katında 6 odaya kapatılmıştı. Birkaç gün sonra, bunlar radyodan çete reisinin karısı Ulrike Meinhof’un yakalandığını öğrenince üzüntülerinden her biri ayrı ayrı başlarına kurşun sıkarak intihar etmişti. Tevkif edilen kişilerde tabanca ve cep telefonu gibi malzemenin nasıl bırakıldığı hiç soruşturulmamış olmasından dolayı olaya ne Alman basınından ne de parlementtodan hiçbir olumsuz tepki de gelmedi. Kopenhag kriterleri ve CMUK’un kulakları çınlasın(!) Bu çete üyelerinden Bendith ise halen Yeşiller Partisinden milletvekili olup geçen ay Türkiye’ye gelmişti.)

            Fransa, idari teşkilat olarak 90 İl,312 İlçe ve 38000 commun (bucak-kasaba)’e bölünmüştür.

            Bu 90 il, ayrıca, koordinasyon ve ekonomik gelişme bakımından 21 bölge şeklinde gruplanmıştır. Bölgelerin merkezi olan il valisi, aynı zamanda bölge valisidir. Buna genel müfettiş vali denir (inspecteur general de l’administration en mission extraordinaire = I.G.A.M)

            Emniyet Genel Müdürlüğü Paris bölgesindeki 4 vilayetin dışında bütün Fransa’nın güvenlik konuları ile ilgileniyor.

            Seine vilayeti- merkezi Paris şehri ve etrafındaki 80 bucak (commun)

            Hauts de Seine vilayeti- merkezi Nanter şehri ve etrafındaki commun’ler

            Seine-St-Denis vilayeti-merkezi Bobiony şehri ve etrafındaki commun’leri

            Val de Marine- merkezi Creteil şehri ve commun’lerinin emniyet ve güvenlik işleri 17 Mart 1880’de kurulan Precture de Police’e bağlı olarak yürütülüyordu. (polis valiliği) ilişik çizelgede bu polis valiliğinin personel statüsü görülüyor.

            1958 yılında ilan edilen 5.cumhuriyet döneminden 1968’e kadar Paris polis valisi M.Maurice Papon idi. 1968’de yaş haddinden emekli olunca Fransız havayolu şirketi olan Aır France’e yönetim kurulu başkanı olduğunu duyduk. 2000 yılı başlarında ise gazetelerden okuduğuma göre 2.Cihan Harbinde Alman işgali esnasında Lyon şehri emniyet müdürü iken Yahudilere eziyet etmekten sanık sıfatı ile muhakeme edilip suçlu görüldüğü ancak 80 yaşını aştığı için ve diğer sağlık sebepleri ile cezasının uygulanmadığını öğrendik.

            Seine vilayetinin valisi derece üstü kategorisinde olup Paris polis valisi ise 1.Sınıf rütbesinde idi. Bu vali görevini yaparken yukarıdaki 4 ilin valisi ile yakın işbirliğinde çalışıyor ve bütçesinin ödeneklerini bu 4 ilin genel meclisleri sağladığı için ayrıca bu genel meclislerle de işbirliği içinde çalışıyordu.

            1960-1961 yıllarında bana verilen rakamlar daha sonraki yıllarda yaptığım Fransa seyahatleri esnasında tespit ettiğim rakamlara göre çok büyük bir değişiklik göstermediği için 1967 yılı rakamlarını gösteren elimdeki bir belgeye göre:

            Emniyet Genel Müdürlüğü bölgesinde 90-4=86 ilde toplam 60.000

            Paris Polis valiliği bölgesinde……………                      toplam 50.000

            Güvenlik görevlisi bulunuyor.

            Fransa’da polis resmi elbiseli ve sivil olmak üzere iki ayrı gruptadır. Fransa’da ki güvenlik görevlilerinin ilk kademesi olan ve Gardien de la Paix (sulh bekçisi) adını taşıyan bizdeki bekçilerin biraz daha üstünde görev yapan kadro, resmi elbiseli polisler olup ordu nizamında örgütlenmiştir. (tabur, alay ve tugay gibi) Olaylara ilk olarak Gardien de la Paix’ler el koyar ve delillerin muhafazasını ve ilgililerin kaçmamasını sağlarlar, daha sonra ilgili sivil polis birimlerine haber vererek onların emirlerine göre çalışırlar. Mesleğe giriş ve Gardien de la Paix olmak için 8 sınıflık ilkokul mezunu olmak ve imtihanı kazanmak şarttır. Bu kadroya girenler polis okullarında 2 yıllık mesleki bir eğitim gördükten sonra aktif olarak çalışmaya başlarlar. 1968’deki Fransa seyahatim esnasında ziyaret ettiğim, Paris’e 60 km. mesafedeki Sens şehrindeki polis okulunda bu kadrodaki personelin yetiştirilmesini yakinen izlemiştim ve dönüşte, burada uygulanan müfredat programını ve kitaplarını getirip o devirdeki Eğitim Daire Başkanı Sayın Adem Şakar’a  teslim etmiştim.

            Çalışmaları esnasında üstün başarı gösteren Gardien dela Paix’ler 1. ve 2. derece kabiliyet belgesi almak sureti ile meslek içinde yükselme imkanı bulurlar. 1.derece kabiliyet belgesi alabilenler durumlarına göre ya rasmi kadroda kalarak onbaşından başlayan ve amir, baş amir, kumandan seviyelerine yükselirler veya polis memur muavini ünvanı ile sivil kadroya geçebilirler. Gardien de la Paix’lerden ilerde lise mezunu olanlar ise çavuş-üst çavuş, teğmenden albaya kadar olan rütbelerde yükselebilirler.

            Sivil polis memuru olabilmek için lise mezunu olmak şarttır. Bunlar da imtihanla mesleğe girdikten sonra aynı polis okullarında fakat değişik sınıflarda meslek içi eğitim görerek ihtisaslaşmaya başlar ve konularında çalışırlar.

            Bunların daha üst rütbelere geçebilmek için hukuk fakültesi mezunu olması şarttır. Hukuk fakültesi mezunları imtihanı kazandıktan sonra Ecole Superieur de Police (=Yüksek Polis Okulu)’de meslek içi 2 yıllık eğitim görürler. Önce aday komiser muavini olarak en az 3 sene çalışırlar adaylıktan sonra asil komiser muavinliğine imtihanla terfi ederler ve burada en az 7 yıl çalıştıktan sonra sicili uygun olanlar imtihanı kazandıktan sonra komiser rütbesine terfi ederler. Komiser rütbesindekiler yalnız genel seçim kazanmış olan insanlar (Cumhurbaşkanı, Milletvekili, Senatör, Belediye Başkanı ve İl Genel Meclis Başkanı) gibi tricolore (= 3 renk) denen (Fransa bayrağının renkleri olan mavi, beyaz, kırmızı renkteki) ve sağ omuzdan inip belin sol kısmından geçen 15 cm. genişliğindeki kuşağı taşıma hakkına sahiptirler. Komiser rütbesindekiler aynı zamanda kadro ve ihtiyaç gereklerine göre küçük illerin il emniyet müdürü olarak da çalıştırılabilirler. Yükselmeleri başkomiser(commissaire principal), emniyet amiri ( commussaire divisionaire) ve emniyet müdürü şeklinde olur.

            Paris polis valiliğine gelince, polis valisinin altında 8 tane genel müdürlük vardır. Bunlar adli işler, idari işler, trafik, belediye işleri, teknik işler, yardımcı hizmetler, ekonomik işler ve istihbarat (=Renseignements Genareaux) genel müdürlükleridir. Her genel müdür genellikle daha düşük rütbeli bir validen (mesela 3.veya 4.sınıf) veya meslekte çok kabiliyetli bir emniyet mensubundan polis valisi tarafından seçilmiştir. Her genel müdürün yanında polis kökenli şube müdürü derecesinde bir genel müdür yardımcısı bulunmaktadır.

            Bu kuruluştan ayrı olarak genel müdür yardımcısı seviyesinde ve gene polis valisinin tayin ettiği biri başkan olmak üzere 9 adet umumi kontrolörde bulunmaktadır (bizdeki teftiş ve tahkik şubesi)

            Paris polis valiliğinin sorumluluk bölgesi (Paris şehri ve 80 commun) polis mesleği uygulamaları için 6 ana district’e (=bölge) ayrılmıştır.

            Fransa’da bütün Gardien dela Paix’ler resmi üniformalı olarak, onun dışındaki bütün güvenlik kadroları sivil olarak  görev yaparlar. Sivil kadro görevleri esnasında (icap ederse) kendilerini tanıtmak için sol kollarına polis olduklarını belirten bir amblemi taşıyan kolluk takarlar. Paris polis valiliğinin sivil mensuplarının kollukları ise bir birine sırt sırta yapışmış iki p harflerinden (qp)ibarettir. 1968 yılında Paris şehrinde yapılmakta olan 14 Temmuz Kurtuluş Bayramı törenlerini rahatça ve istediğim yerden izleyebilmem için bana da bu kolluklardan bir tane hediye edilmişti. Bu kolluk sayesinde törendeki şeref tribününe kadar gidip orada oturmak imkanını elde ettim.

            Paris polis valiliğinde 2 aylık ziyaret programımı hazırlayan idari işlerden sorumlu vali yardımcısı M.Gandouın “- bir de itfaiye alayımız var onu da görmek ister misiniz? Deyince” İstanbul itfaiyesi ile mukayese etmek için olumlu cevap verdim. Telefonla alay komutan yardımcısı aranarak ziyaret günü belirlendi. Ayrıca bana da konuşmayı özetledi; “Bundan bir süre önce gene bir Türk kaymakamı için ziyaret günü belirlemiştik. Teşkilat bir gösteri de hazırlamıştı ancak kaymakam bey gelmedi. Boşuna akşama kadar bekledik şayet M.Alıveren’de gelmeyecekse lütfen önceden bildirsin diye rica ettiler” dedi. Cevaben “Randevuya mutlaka gideceğimi bildirdim”. M.Gandouın’e gelince kendisi 1969 yılında 20 gün kadar misafirim oldu İstanbul, Ankara, Kapadokya, İzmir, Kuşadası ve Efes’i ziyaret ettiler. Stajın sonunda yani randevu verilmesinden 57 gün sonraya gelen randevu günü yaklaşınca Paris’teki bütün şoförler grev ilan etmişti fakat söz verdiğim için ziyaret günü saatimi sabah dörde göre ayarladım ve uyandım, kahvaltı edip sokağa çıktım; metro, otobüs ve taksiler çalışmıyordu yayan olarak Eyfel kulesi civarındaki kaldığım misafirhaneden (foyer) çıkıp dinlene dinlene üç buçuk saatlik bir yolu yayan yürüyerek saat tam dokuzda Paris’in 8.bölgesindeki itfaiye merkez binasına ulaştım. Onlar ise grev var nasılsa gelmez diyerek gösteri falanda hazırlamamışlardı, şaşırdılar ve özür dilediler. Görüşmeleri tamamladık. Recevant Publique dedikleri çok sayıda halkın girip çıktığı sinema, tiyatro, büyük mağazalar gibi yerlerdeki yangın ihtimaline karşı daha önceden yapılmış olan planlamaları anlattılar, gidilecek en kısa yolların, içerlerde alınacak tedbirlerin, gidecek araç sayısı gibi çeşitli olasılıkların yer aldığı planlamaları anlattılar. Bana da öğle yemeği yedirip kendi servis araçları ile evime yolladılar. Ertesi günü gene evimden aldırıp geri götürmek sureti ile gösterilerini tamamladılar.

            Fransa’da itfaiye hizmeti de polisin görevleri arasındadır. Paris şehrinin itfaiye hizmeti polis valisi emrindeki bir piyade alayı tarafından yapılır. Marsilya şehrinde ise, Marsilya Belediye Başkanının emrindeki bir bahriye alayı bu hizmeti ifa eder. Lyon, Bordeaux, Strasburg, Ruen ve Lille şehirlerinde ise belediyelerin sabit, sivil kadrolu profesyonel itfaiye teşkilatları vardır. Daha ufak şehirlerin itfaiyeden sorumlu bir personelinin başkanlığında itfaiye hizmeti için yetiştirilmiş gönüllü kadrolar bulunmaktadır. Ayrıca her ilin sivil savunma teşkilatındaki gönüllü itfaiye personeli de yangın halinde görev yapar.

            Çalışmaların rakamsal boyutlarına gelince gene bu esnada bana verilen 1967 yılına ait rakamlar bilançosundan bazı rakamları aşağıya nakletmek istiyorum.

            Paris valiliği 76.200 hektar arazide 6.200.000 kişinin güvenliğinden sorumludur. Paris polis valiliği kadrosu, devlet bütçesinden maaş alan 25.600 tanesi resmi elbiseli 4.300 tanesi sivil çalışan memur olmak üzere; ayrıca 20.000 kadar da illerin özel idarelerinden aylık alan belediye polisleri olarak 50.000 kişiden ibarettir.

            Paris polis valiliğinin otomobil parkı 2200 vasıta, 650 motorsiklet, 845 motorlubisiklet ve 300 toplu memur nakil arabası, 140 polis yardım kamyoneti, kamera takviyeli 3 helikopter, 5 deniz motorundan ibarettir.

            Bu amaçla 1976 yılında görev için 143.000 sefer (sortie) yapılmıştır. İktisat polisi ise aynı yılda 41.500 ton et ve mamulleri, 4 milyona yakın süt ve mamulleri, 7.600.000 yumurta ve 82.500 adet hayvani kökenli gıda maddesi kontrolü yapmıştır. Kontrol edilen otel sayısı ise 3990’dır.  Suçlar konusuna gelince detaylı rakamlar verilmemiştir. Hırsızlık, yankesicilik, cinayet, kapkaç gibi ceraim rakamları neşredilmemektedir. Ancak adli polisin 1967 yılında, 38.644 evi ziyaret ettiği, 25.491 kişiyi sorguladığı ayrıca uyuşturucuyla savaş konusunda, 148’i küçük yaşta olmak üzere 1039 kişiyi sorguladığı ve 37.276 tevkif, 8267 kaybolan küçük çocuk araştırması yaptığı belirtilmiştir.

            Fransa’da emniyet teşkilatı, emeklilerden istifade etmekte, onları belirli işlerde ve yerlerde çalıştırmaktadır. Ezcümle emekli polisler emekliliklerinde oturdukları ilin emniyet teşkilatında kayıtlı olmakta ve becerilerine ve ihtisaslarına göre değerlendirilmektedirler. Bu değerlendirme işi daha ziyade trafik gibi yoğun iş gücü gerektiren hallerde olmaktadır. Mesela; görevlendirilen emekliler aynen polis üniforması giydirilip silahsız fakat kokart, amblem ve işaret gibi konularda asıl polislerden farklı bir şekilde donatılıp trafiğin yönlendirilmesinde veya otopark hizmetinde ve bazen de fahri trafik müfettişi gibi konularda çalıştırılmaktadırlar. Bu özel hizmetlerin ücreti ise bulunulan ilin özel idare bütçesinden karşılanmaktadır.

            Gerek 1961-62 gerekse de 1968 ziyaretlerimde Paris polisinin bazı çalışmalarına gözlemci olarak iştirak ettim. Uygulama ve iş tutumu ve mantalite bakımından bizdekinden çok daha farklı bir durum gözlediğim için yadırgadığım bu gözlemlerimi müteakip yazımda dile getirmeye çalışacağım. 

 

           



[*] Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı