GÜNEYBATI ASYA EROİNİ STRATEJİ KONFERANSI
İSMAİL ÇALIŞKAN
1.Sınıf Emniyet Müdürü
KOM Daire Başkanı
Günümüzde uyuşturucu problemi, dünya gündeminin önemli maddelerinden biri haline gelmiştir. bu noktada Afganistan’ın hassas bir konumu vardır. 1990’lı yıllarda Afganistan dünyanın en büyük afyon üreticisi olmuştur. Rakamsal olarak ifade etmek gerekirse, 1999 yılında 4581 metrik ton ham afyon üretimi ile dünya afyon üretiminin %79’unu 2000 yılında ise %70’ini karşılamıştır. Bir türlü istikrara ve iç barışa ulaşamayan Afganistan, bu özelliği ile komşu ülkeler başta olmak üzere tüm dünya açısından son derece zararlı sonuçları da beraberinde getirmektedir.
Afganistan’da uluslararası baskılar sonucu, Temmuz 2000’de afyon ekim yasağı uygulamaya başlanmış ve 2000-2001 ekim sezonunda üretimde kesin bir düşüş görülmüştür. 2001 yılı üretim tahmini 2000 yılının toplam 3276 metrik tonluk üretimi ile karşılaştırıldığında %90 civarında bir azalma görülmektedir.
Afganistan’a yapılan “Sonsuz Özgürlük Harekatı” sonrasında kurulan Geçici Afgan Hükümeti de 17 Ocak 2002 tarihinde, Başbakan Hamid Karzai imzası ile bir kararname yayınlayarak, sadece haşhaş ekimine değil, afyon türevlerinin üretimi ve ticaretine de yasak getirmiştir. Geçici Afgan Yönetiminin bu kararı, uyuşturucu ile mücadele alanında çok önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Ancak, içinde bulunduğumuz dönemde Afganistan’ın bazı bölgelerinde haşhaş ekimine yeniden başlandığının işaretleri alınmakta ve Afganistan ile bölge ülkelerinde önemli miktarlarda afyon türevleri stokunun bulunduğu görülmektedir.
Uyuşturucu madde kaçakçılığı yapan organizasyonlar halen Afganistan ve çevre ülkelerinde bulunan uyuşturucu depolarından temin ettikleri eroin maddesini, tüketim bölgelerine sevk etmeye devam etmektedirler.
Ülkemizin yapmış olduğu mücadelenin olumlu etkileri ve SSCB’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan yeni yapılanma, bu coğrafyanın bazı kesimlerinde görülen merkezi idare zayıflıkları ve kimi yerlerinde sınır kontrollerinin tam olarak sağlanamaması durumu gibi sebeplerle, 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren Balkan rotası üzerinde faaliyet gösteren uyuşturucu madde organizasyonları “Güvenli Yol” ilkesi gereği faaliyetlerini, Kuzey Karadeniz rotasına kaydırmışlardır.
Afganistan’dan çıkan uyuşturucu maddelerin önemli bir kısmı, İran ve Orta Asya Cumhuriyetlerinden geçtikten sonra bu rota üzerinden Avrupa’ya ulaşmaktadır.
Afganistan’ın içinde bulunduğu duruma baktığımızda, bu ülkenin uyuşturucu ile mücadele konusunda uluslararası yardım ve girişimlere ne kadar ihtiyacı olduğu ortadadır.
Bu girişimlerden bir tanesi olan “Güneybatı Asya Eroini Strateji Konferansı” 5-6 Şubat 2002 tarihlerinde Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve ABD Uyuşturucu ile Mücadele Birimi’nin (DEA) ortak organizasyonuyla, Ankara’da, düzenlenmiştir. 25 ülkenin katılımıyla yapılan bu Konferans, Afganistan kaynaklı afyon türevlerinin yasadışı trafiğinin engellenmesi, bu kaçakçılıktan etkilenen bölge ülkelerinin durumu ve alınabilecek etkin önlemler konularında ülke temsilcilerinin değerlendirme yapmalarına ve görüşlerini ifade etmelerine imkan vermesi yönüyle son derece önemlidir.
Konferans esnasında Türkiye adına yapılan değerlendirmelerde; Türkiye’nin uyuşturucu kaçakçılığı, terörizm, örgütlü suçlarla mücadele konusunda son derece duyarlı olduğu ve uyuşturucuyla mücadele konusunda pek çok anlaşmaya imza attığı vurgulanmıştır.
Toplantıya iştirak eden Afganistan Geçici Hükümeti temsilcisi; Celalabat, Doğu Afganistan, ve Kandahar’da kaçakçılık organizasyonları olduğunu, yüksek kaliteli afyon üretiminin mevcut olduğunu, üretim yerlerini saptayıp ortadan kaldırmak gerektiğini, yeni hazırlanan anayasa ile uyuşturucu madde üretiminin ortadan kaldırılacağını ve uyuşturucu madde üretimine ceza öngörüleceğini ifade etmiştir.
Ayrıca, uyuşturucu üretiminin terörist faaliyetleri besleyebileceğini belirterek, uyuşturucu ile savaşın koordineli olarak bir çok ülkede gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Bu değindiği hususların gerçekleştirilmesinde, uluslararası topluluğun sürekli ve sistematik yardımlarına elbette ki ihtiyaç duyacakları ortadadır.
Konferans sonunda;
- Afganistan ve Güneybatı Asya ülkeleri üzerinden gerçekleştirilen uyuşturucu madde kaçakçılığı ile ilgili olarak bilgi değişim sisteminin kurulması ve bu kapsamda Avrupa, Balkanlar ve Rusya Federasyonu’ndaki mevcut bilgi değişim sistemleri arasında gerekli entegrasyonunun sağlanması,
- Afganistan ve çevre ülkelerine yönelik olarak gerçekleştirilen ve eroin imalatında kullanılan özellikle asetik anhidrit başta olmak üzere kimyasal maddelerin kaçağa kaymasının engellenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınması ve toplantıya katılan ülkelerden bu amaçla oluşturulan TOPAZ OPERASYONU’na katılımlarının sağlanması ve sınır kontrollerinin arttırılması,
- Afganistan’ın 1988 Tarihli Uyuşturucu Ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine taraf olması sağlanarak, bu Anlaşmada kontrol altına alınan kimyasallar ile ara maddelerin kaçağa kaymasını önleme yolunda her türlü kontrol sisteminin tesis edilebilmesini öngören Anlaşmanın 12’nci maddesinin bu ülkede uygulanmasının temini,
- Bölgedeki mevcut eğitim ve malzeme imkanları ile ihtiyaçların tespit edilerek, bunların, donör ülkeler ve BM tarafından bir plan dahilinde bölge ülkelerine aktarımı, bu bağlamda eğitim konusunda Afganistan ve çevre ülkelerindeki kanun uygulayıcı birimlere yönelik olarak verilecek olan eğitim faaliyetlerinde Türkiye’de BM desteği ile kurulan Türkiye Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisi’nden (TADOC) de faydalanılması,
- Toplantıda tespit edilen kararların takibi, bunları uygulamaya sokulması ve alınacak kararlara bağlı olarak ilgili ülkelerin bir araya gelmelerini sağlamak üzere yakın bir zamanda strateji toplantısının gerçekleştirilmesi,hususlarında karar birliğine varılmıştır.
Uyuşturucu organizasyonlarına karşı verilen mücadelede, ülkelerin tek başına başarılı olmasının mümkün olamayacağı açıktır. Bundan dolayı, tüm ülkelerin kararlı ve samimi bir şekilde bu mücadelenin içinde yer alma ve ortak hareket etme sorumluluğunu taşımaları gerekmektedir.
Orta Asya’dan Balkanlara uzanan ve Türkiye’nin kilit konumda bulunduğu bu bölgede uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla her türlü girişime ülkemizce destek verilmekte, uyuşturucu ile mücadelede edinilen tecrübe ve birikimimiz talep eden tüm ülkelerce paylaşılmaktadır.
Afganistan’da barış ve istikrarın tesisi, uyuşturucu üretimi ve ticareti ile mücadelede uluslararası işbirliğine yönelik çalışmaların sonuçları açısından da önem kazanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bu ülkede barış, güvenlik ve kalkınmanın gerçekleştirilebilmesinin ön koşullarından biri, afyon türevi uyuşturucu maddelerin üretiminin engellenmesidir.
Uyuşturucu sorununa verilecek en iyi yanıt, günü gününe ve kararlı bir şekilde yapılan mücadeledir; problemi, köküne inerek halletme çabasıdır. Bu global çabada da Türkiye, üzerine düşen görevi bugüne kadar yaptığı gibi, bundan sonra da, ortaya çıkan yeni durumları dikkate alarak yapmaya devam edecektir.