DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
Kemalettin ERTAN[*] |
SEVMEK-SEVİLMEK
“Güz gülleri gibiyim,
Hiç bahar yaşamadım.
Ya sevmeyi bilmedim
Yıllarca,
Ya Sevince geç kaldım.”
Bu şarkıyı ve de sözlerini her dinleyişimde ağlamaklı bir duygusallığa kapılırım. Bana hep, akıp giden zamanı ve ertelenen sevgileri hatırlatır.
Nedense hiç bitmeyecekmiş gibi gelir zaman bize.
Oysa, en çok harcadığımız şey de zamandır.
Kaçırdığımız fırsatlar, değerlendiremediğimiz güzel rastlantılar ve çok istediğimiz halde söylemeyip içimize gömdüğümüz sevgi sözcükleri için, nasıl hayıflanır üzülürüz değil mi?
Gelin, geçmişte yapamadıklarımızı bugün ve yarınlarda yapmaya çalışalım.
Sevgi üzerine çok yazdık, varoldukça da yazmaya devam edeceğiz.
“Dokunmak sevmektir” derler.
Birilerini yada bir şeyleri seviyorsak, ona dokunmak ve okşamak isteriz. Bunu sözle de ifade edebiliriz.
Ara sıra sevdiklerimize, özellikle de güçlü bir sevgi bağımız olanlara “seni seviyorum” demek çok mu zor acaba?
İçinizden gelmiyorsa, yani sevmiyorsanız, kendinizi zorlamayın. Hele hele aldatıcı, yapmacık ve iki yüzlülük içeren tavırlardan kaçının.
Sevmediğiniz halde seviyormuş gibi rol yapmak; farkına varıldığında, sizi de karşınızdakini de son derece incitir, yaralar. İnanç ve güven duygularınızı zedeler.
Sevmek, önce kendinizi sevmekle başlar. Yani kendinizle barışık olmakla.
Ya sevilmek?
Zaman zaman “kimse beni sevmiyor” diye yakınanlara rastlarız. Ve sorarız kendimize “Acaba ben seviliyor muyum?”
Sevilip sevilmediğiniz; yaşınıza, tavır ve davranışlarınıza ve etkinliklerinize göre değişir.
Bu konuda en şanslılar 0-5 yaş çocuklardar.
En yüksek değeri yüz olarak düşünürsek, gün gelir bu değer sıfırlanabilir. Bu durum doğal bir süreçtir.
Sevilme hususunda Yaşlıların durum önem taşır.
Bu da, umutsuzluğa ve karamsarlığa yönelmeden aleyhlerine gelişse de, olanları ve olacakları olgunlukla karşılamaları ve yaşama bağlılıktan kopmamalarıdır.
Üstelik, çocukların ve torunların büyüklerine karşı takındıkları tavırlara, hoşa gitmeyen söylemlere ve beklentilere rağmen.
Kimse bizi sevmek zorunda değildir. Önemli olan kendimizi sevdirebilmektir. Yeter ki “seni sevmiyorum” dedirtmeyelim. Zorla güzellik olmadığı gibi sevilmeyi de zorla gerçekleştiremeyiz.
Görünüşümüz, tavır ve davranışlarımız sempatik olmasa da; yüreğimizde sevgiye yer ayırmışsak her zaman sevenlerimiz olacaktır.
Unutmayalım ki sevgi, ruhsal sağlığın en etkin ilacıdır.
Konuyu, yakın bir tarihte kaleme aldığım “Ertelenen Sevgiler” adlı şiirimle noktalayalım.
Anılar tükenmez,
Yarınlar gibi.
Sevgiler ıslanmaz yağmurda.
Esirgemez lütfunu zaman,
Lakin geç kalırız, sevgileri söylemede,
En sona bıraktığımız sorunlar gibi.