Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Ordu Valisi Sayın Kemal YAZICIOĞLU İle Söyleşi

 

                  

 

Yıldıray GİDİRİŞLİOĞLU[*]

 

1- Sayın Valim, Öncelikle uzun yıllar Polis Teşkilatının her kademesinde başarıyla görev yapan bir idareci olarak Polis Teşkilatının dününü, bugününü ve yarınının bir değerlendirmesini yapar mısınız.?

–  Dünya tarihine baktığımızda genel olarak Devletlerin ve toplumların temel sorununun dış güvenliklerinden ziyade iç güvenlikleri olduğu görülmektedir. Yine tarihsel gelişime baktığımızda da bugüne kadar insanların tek başlarına kendi emniyet ve güvenliğini sağlayamadıkları görülmektedir. İnsanların sosyolojik ve psikolojik gereksinimlerine bakıldığında da fiziki ihtiyaçlarından sonra güvenlik ihtiyaçları önemli bir yer tutmaktadır.

Devlet, bu güvenlik ihtiyacını karşılamakla görevlidir. Devletler bunu emniyet teşkilatları aracılığı ile yerine getirmektedir. Günümüz hukuk devleti anlayışı zaten, anayasal temel hak ve hürriyetleri korumayı, asayiş ve huzuru sağlamayı, vatandaşın can ve mal güvenliğini korumayı, devlet otoritesinin kurulmasını ve devamını sağlamayı, kısaca kamu düzenini gerçekleştirmeyi gerektirmektedir. Bu durumda ülkemizin varlığını devam ettirecek, demokratik otoriteye, kanunları uygulayacak ve koruyacak bir güce ihtiyaç vardır. Türk Emniyet Teşkilatı, bu amacı gerçekleştirmek için 10 Nisan 1845 tarihinde kurulmuştur. İşte bu nedenledir ki Türk Polis Teşkilatı, modern anlamda kurulduğu 1845 yılından buyana her yılın 10 Nisan’ını “Polis Bayramı” olarak büyük bir coşkuyla kutlamaktadır.

Kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması gibi oldukça önemli görevleri olan polisin esas görevi; bu görevini Anayasa ve kanunlar çerçevesinde yaparak, toplumun ve kişilerin can ve mal güvenliğini korumak, halkın rahatını temin etmek, kanunlara ve nizamlara aykırı hareket edenleri yargı organlarına sevk etmektir.

Türk Polis Teşkilatı, kurulduğundan günümüze kadar gerek kamu düzeninin sağlanması, gerekse bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması gibi çok önemli hizmeti başarıyla yerine getirmiştir. Bu hizmetleri yerine getirirken hukuka uygun ve hukukun içinde kalarak hareket etmektedir.

Polis Teşkilatımız, çağın gereklerine ve koşullarına göre sürekli olarak kendi yenileyerek, toplumun ve halkın hizmetinde olmuş ve olmaya da devam edecektir.

Polis Teşkilatımızın bugün bulunduğu nokta; yetişmiş, bilgili, tecrübeli, nitelikli personeli ve üstün teknoloji ile donatılmış yapısı itibarıyla çok ileri düzeydedir. Bu haliyle de dünyanın sayılı güvenlik teşkilatları içerisinde önemli bir yere sahiptir.

Ülkemiz Avrupa Birliği yolunda hızla adımlar atarken, Polis Teşkilatımız da kendi üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirme çabasındadır. Başta insan haklarına gösterilen yaklaşım, polis-vatandaş işbirliği ve kaynaşmasının sağlanması, halkımızın polisimize olan güveni ve desteği sayesinde, Polis Teşkilatımız; gelecekte de devletine ve halkına çağdaş hizmeti vermeye devam edecektir.    

 

2- Terör konusunda özel eğitimler almış ve uzmanlaşmış birisi olarak, özellikle son zamanlarda meydana gelen uluslar arası terör olaylarıyla ilgili bir değerlendirme yapabilir misiniz.?

– Son on yıl içinde; önceleri teorik bir senaryo olan fakat, 1995 yılı başlarında Japonya’da çeşitli hedeflere düzenlenen bir dizi kimyasal silahlı terörist saldırı ile birlikte uygulama sahasına giren konvansiyonel  olmayan terörizmin, terörist yöntemlerin en tehlikelisi olduğu kabul edilmeye başlanmıştır.

Yine, Tokyo metrosunda gerçekleştirilen sarin gazı saldırısıyla birlikte, konvansiyonel olmayan silahların, terör örgütleri tarafından kitlesel katliamlar için kullanılması ihtimali konusunda yıllardan beri yapılan tartışmalar ve çelişkili değerlendirmeler de son ermiş oldu.

Terörizm artık dünyada uluslararası boyut kazanmıştır. Bu arada terörizmin yeni türleri de ortaya çıkmıştır. Konvansiyonel silahların dışında, Nükleer Terörizm, Kimyasal Terörizm ve Biyolojik Terörizm gibi yöntemler terörist örgütlerce kullanılmaya başlanmıştır. Terörist örgütlerce bu yöntemlerin kullanılmasındaki amaç ise; saldırıya uğrayan ülkede büyük kayıplara yol açmak, toplumun moralini bozmak ve güven duygusunu tahrip etmektir.

Amerika’da meydana gelen ve 11 Eylül saldırıları olarak bilinen saldırı ise terörizmin bir başka boyutunu ortaya koymuştur. Yine dünyanın değişik ülkelerinde meydana gelen intihar eylemleriyle terörist örgütlerin kendilerine eylem için yeni yöntemler seçtikleri görülmektedir.

Her ülke, dış tehditlere karşı kendi güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almaktadır. Ancak, gelişen uluslar arası terörizme karşı dünya devletlerinin işbirliği ve dayanışma içerisinde olması artık kaçınılmazdır. Terör ve terörizmle mücadele etmek, ülkelerin tek başına yapabilecekleri bir iş olmaktan çıkmıştır.       

 

3- Ordu İlinde Vali olarak göreve başlamadan önce tırmanma eğiliminde olan terör olayları, sizin göreve başlamanızla birlikte sona erdi ve terör örgütü mensuplarına karşı ağır darbeler vuruldu. Bu başarınızın nedenleri nelerdir.? 

– Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, terör öyle bir hadisedir ki devlet ve millet güvenliğine, bütünlüğüne yönelmiş en büyük tehlikelerden birisidir. Nedeni ne olursa olsun, terör şiddettir, öfkedir, yılgınlıktır, ölümdür, kirli, bir savaştır. Böyle bir olguyla mücadele etmek her şeyden önce organize olmayı gerektirir. Eğitim ve öğretimle kalitesi yüksek personel gerektirir.

Ben de, Devlet hizmetimin 30 yılını aşkın bir süre emniyet teşkilatının her kademesinde görev yapmış, terör konusunda yurt dışında ve yurt içinde özel eğitim görmüş ve bu konuda bir çok ödülün sahibi olarak Ordu İline Vali olarak atandığımda, terör örgütlerinin Karadeniz’e açılma hedefleri doğrultusunda Ordu İli kırsalında bir takım eylemler içerisinde bulundukları ve bu eylemlerle halkı tedirgin ederek, panik havası estirmeye, yaratmaya çalıştıklarını tespit ettiğimde, terör örgütü mensuplarına karşı kendi bilgi, deneyim ve tecrübelerim ışığında güvenlik güçlerimizle birlikte taktik ve strateji belirleyerek bir mücadelenin içinde olduk. Bu mücadelede, çok sayıda terör örgütü mensubu ölü veya yaralı olarak ele geçirildi.  

Terörle mücadele her kurumun ve bireyin görevi olması gerektiği halde ülkemizde bu mücadele bilinen kamu kuruluşları ile yürütülmektedir.

Terörle mücadele, uygun taktik ve stratejilerle yapılmalıdır. Bunlardan bir tanesi de halkın devletine olan güven duygusunu sağlamaktır. Devlete güven duygusunu yitiren vatandaşlarımız, istemeyerekte olsa terör örgütlerine yardım ve yataklık yapabilmektedir. Bunu önlemek için de halkın devletine güven duymasını sağlamaktır. Bunun içinde Vali olarak zaman zaman kırsal kesimdeki ilçelerimize giderek burada ilçe idarecileri, mahalli yöneticiler ve halkla birebir toplantılar yaparak, terörle mücadelede halkın devletine güvenmesini, korkuya, paniğe kapılmamasını ve güvenlik güçlerimizle işbirliği içinde olmalarını sağladık(Psikolojik Harekat). Böylece ilimizde terörle mücadelede büyük bir başarı sağlandı.

 

4- Ordu İlinde yaklaşık 6,5 yıldan buyana Vali olarak görev yapmaktasınız. Bu süre içerisinde bir çok önemli projeleri gerçekleştirerek büyük hizmetlerde bulundunuz. Bu projeler içerisinde en önemli gördüklerinizi açıklar mısınız.? 

–  Vali olarak Ordu İlinde göreve başladığımda gerçekten projelendirilmiş fakat bir türlü hayata geçirilememiş çok önemli projeler bulunmaktaydı. Ben bunları aciliyet ve önem sırasına göre ele alarak çalışmalar başlattım. Öncelikle Ordu’nun bir turizm kenti olmasını ve bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğine inanarak başta turizmle ilgili projelerimizi başlattık ve çok kısa sürede tamamladık. Bunlarda bazıları, Boztepe Tesisleri ve yolları, Çambaşı Yaylası, Kurul Yerleşiminin ortaya çıkarılması, Kilisenin restore edilmesi, eski ordu evlerinin restore edilmesi, Yason Kilisesinin restore edilmesidir.

Ordu İlinin ve halkın uzun yıllardır beklentisi olan devlet yatırımlarının başlatılmasını ve bir kısmının yapılmasını sağladık. Yine bunlardan bazılarına örnek olarak, Cumhuriyet tarihinde Ordu İlinin en büyük yatırımı olarak kabul edilen Topçam Barajı inşaatı ve buna bağlı olarak Dere yolu projesinin başlaması, Karadeniz Sahil Yolu projesi kapsamında yapılan ve en büyük yatırımı gerektiren Bolaman-Efirli arası duble yol yapımıdır.

Eğitim, sağlık ve spor alanlarında ise 6,5 yıl gibi çokta uzun sayılamayacak bir süre içerisinde bir çok önemli yatırımı gerçekleştirerek halkımızın hizmetine sunduk. Yine bunlardan önemlileri, Ordu Devlet Hastanesi Ek Binası ile bir çok ilçemizde Devlet Hastaneleri yapılması, Sağlık Tesisleri yapımı, 112 Acil Servis oluşturulması, bir çok yeni okulun yapılması, eski okulların yıkılarak yerine yeni okulların yapılması, modern bir Öğretmen evi ile Atatürk Kültür Merkezinin yapımı gibi hizmetlerdir.

Burada sıralayamayacağımız her alanda bir çok yatırımı ve hizmeti 6,5 yıllık Valilik görevim sırasında yaparak halkımızın hizmetine sunduk Bu yatırımlar içerisinde en önemli gördüklerim, insana yapılan yatırımlar olarak değerlendirdiğim okul, sağlık ve spor alanındaki yatırımları diğerlerinden biraz daha ayrı görmekteyim.

5- Mülki Amir olarak, Devlet-Vatandaş işbirliğini ve dayanışmasını çok başarılı bir şekilde uyguladınız ve halkın sevgi ve beğenisini kazandınız. Bu başarınızın sebebi nedir.?

– Görevim gereği Türk halkına, Türk insanına hizmet etme şansını, fırsatını buldum. Benim için Türk insanına hizmet etmek şereflerin en büyüğüdür. Bu şerefi bana bahşeden Yüce Allah’ın rızasını ve insanların sevgisini kazanmak için görev yapmaktayım. Bu görev anlayışı içinde halkımıza hizmet etmekteyim. Vatandaşımızın devletten beklentilerini, isteklerini iyi bilmekteyim. Özellikle muhtaç vatandaşlarımıza devletin sıcak elini uzatarak onların sorunları ve sıkıntılarıyla ilgilenmek ve çare bulmak, vatandaşlarımızın devlete ve idareci olarak bizlere güvenini, inancını artırmaktadır.

Bu düşünce içerisinde göreve başladığım da ayda iki kez olmak üzere “Halk Günü” düzenleyerek bizzat vatandaşlarımızın sorunlarını, sıkıntılarını, isteklerini dinleyerek çözüm ve çare bulmaktayız.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla yardıma muhtaç vatandaşlarımıza gerekli her türlü yardım yapılmaktadır.

Bunun yanında Ramazan ayında da yoksul vatandaşlarımıza sıcak yemek dağıtımı yapılmaktadır.

Yapılan kamu yatırımlarında da daha ziyade büyük oranda halkın istifade edeceği yatırımlara öncelik verilmektedir.

İşte tüm bu hizmetleri gerçekleştirirken halkla içiçe olmanın, onların görüş ve önerileri doğrultusunda hizmetlerde bulunmanın ve karşılıklı iyi bir diyalog içerisinde olmanın yarattığı bir sevgidir.

Ordu halkı gerçekten sosyal ve kültürel olarak çok üst sevide bir yaşantıya sahiptir. Ordu halkının bu yapısını bilerek hizmette bulunmak ta önemli bir etkendir.

 

6-  Devlet ve Millet hizmetinde dolu dolu geçen 40 yıllık göreviniz boyunca sizi çok sevindiren veya çok üzülmenize neden olan bir olay var mıdır.?

– Benim Devlet ve Millet hizmetinde geçen yaklaşık 40 yıllık hizmetim boyunca, gerek Emniyet Teşkilatı içerisindeki görevlerimde gerekse Vali olarak yapmış olduğum görevimde, kamu hizmetiyle ilgili olarak beni sevindiren olay çoktur. Bu arada üzülmeme neden olaylar da vardır elbet. Ancak, ben kamu görevine bir bütün olarak baktığımda 40 yıllık görev hayatım boyunca devletime ve milletime hizmet vermenin, iyi eserler bırakmanın, insanların kalbini ve gönlünü kazanmanın manevi hazzını duymakta ve yaşamaktayım. Bu benim için en ulvi duygudur.

 

7- 30 yılı aşkın bir süre hizmette bulunduğunuz Emniyet Teşkilatı mensuplarına, Türk Polis Teşkilatı’nın 159. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle bir mesajınız var mıdır.?

–  İyi yetişmiş, kararlı, aktif, süratli, nitelikli, gücünü bilimden, yasalardan ve halktan alan Türk Polisi; bu hasletleri ile geçmişten buyana ülkemiz için kötü emeller besleyen dış mihraklar ile onların yerli işbirlikçilerine karşı, daima büyük bir güç olmaya ve Cumhuriyetimizle birlikte demokrasimizin de güvencesi olmaya devam edecektir.

Türk Polisi, kanunlarla belirtilen görevlerini Atatürk ilke ve inkılapları ile değişen dünyanın getirdiği standartlarla bütünleşerek çağdaş bir görev anlayışı ile hizmetini ebediyyen  sürdürecektir. 

 

 



[*] Başkomiser, Ordu İl Emniyet Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü