|
Ahet
SARKIŞ[*] |
Vücudumuza gerekli suyu nerelerden
alırız... Vücudumuzun su ihtiyacı metabolizma,
yiyecek ve içeceklerden karşılanır. Metabolik su, besin öğelerinin
metabolizmaları sonucu oluşur. Metabolik suyun miktarı, diyetin bileşimine göre
değişir. Diyetin proteine göre karbonhidrat ve yağın yüksek olması, metabolik
su miktarını artırır.
Birçok içecek %85'ten fazla su içerir. Sebze ve meyvelerin ise %75-90i sudur.
Etler, çeşidine bağlı olarak %50-70 oranında su içerir. Pişirme yöntemi bu
değeri düşürür.
Yetişkin bir kişinin günlük su gereksiniminin 6 bardak kadarı sıvılardan, 4
bardak kadarı da yiyeceklerde bulunan sudan karşılanır. Çorba, süt, ayran, çay,
kahve, bitki çayları, meyve sulan, günlük sıvı alımında önemli yer tutar. Su
yerine kolalı içecekler, çay ya da kahve içmek, suya olan gereksinimi karşılamadığı gibi
artırabilir de. Bu tür içeceklerin içerdiği kafeinin, vücuttaki suyu atma
özelliği vardır. Meyve suları ise içeriklerinde bulunan şekerin su çekici
özelliğinden dolayı, sindirim kanalında fazladan sıvı gereksinimi
yaratabilirler. Bu nedenlerle günlük sıvı gereksinimini karşılayacak en doğru
ve sağlıklı kaynak sudur.
Sıvı alımını mutlaka düzenli tutmalıyız. Meyve suları , bitkisel çay size su içmek sıvı almak için hem iyi bir
bahane , hem de lezzetli bir seçenektir. Ancak salt olarak "su"
içmeyide unutmayacağız. Cildiniz,kalbiniz,kilonuz için hemen her konuda su.
Gün
boyu içilecek 2 litre su, enerji oluşumunu artıracak ve zayıflamaya yardımcı
olacak, besin maddeleri ve oksijeni taşıyarak organ ve dokuları
koruyacaktır.
“Aç karnına içilen su, organizmayı zararlı toksin maddelerden arındırır.
Bağışıklık sisteminin görevini yapabilmesi için su gerekir. Bu özelliği ile
zinde ve dinç kalmada yardımcı olur. Cildin nem ve elastikiyetinin
düzenlenmesinde rol oynayan su, kadınların korkulu rüyası haline gelen selülit
oluşumunun önlenmesinde ilk sırayı alır. Su, emziren kadınlarda, süt üretimini
artırır.”
Sıcak havalarda vücut sıcaklığını düzenleyici olarak çalışan suyun gün içinde
10-12 bardak tüketilmesi, su içmek için susamanın beklenmemesi gerekmektedir.
Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlar.
“Vücut özellikle geceleri su almadığı için, sabahları uyanınca hemen bir bardak
su içilmesi gerekir. Öğlen ve akşam yemeklerinden önce içilecek bir bardak su,
iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan önce
içilen bir bardak su da yine metabolizmayı çalıştırırken, kas glikojeninin
tükenmesinin önüne geçer. İdrarla zararlı maddelerin atılmasını sağlayan su,
tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinlerin sindirilmesinde görev alır.
Hücre ve kas dokularını güçlendirir. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştıran
su, cildi gerginleştirip, parlaklık kazandırır.”
Susamayi
Beklemeyin... Vücudun suya ihtiyaç
duyduğunun sinyali olarak, “susuzluk hissini” almak büyük bir yanılğıdır.
Çünkü, insan beyni, vücudun su eksikliği yaşadığını ne yazik ki yeteri ölçüde
alğılamaktan acizdir. Ayrıca, insanlarda susama hissi, bir bardak suyla bile
ortadan kalkar ve içtigimiz su bedenimizin suya doymasına yeterli olmayabilir.
Oysa hayvanlarda durum böyle değildir. Örnegin katırlar, yük taşırken
kaybettikleri 18 litre suyu, 5-6 dakika aralıksız su içerek yerine koyarlar.
Insanlar ise örnegin, 3,5 litre suyu terle kaybettiklerinde, duyduklari
susuzluk hissini sadece 0,5 litre su içtiklerinde bile bastıirabilirler. Eger
su gereksiniminin bir göstergesi olarak sadece susama duygusu dikkate alınırsa
% 3,5 kayıbın yerine konulması 12 ila 24 saat gerektirebilir. Her zaman
hissedilenden daha fazla suya ihtiyaç oldugu unutulmamali. Bu ihtiyaç eger
alkol, çay, kahve içme alışkanlığı varsa daha da fazladır. Alkol, çay, kahve
benzeri içecekler de, bazı ilaçlar gibi böbreklerin daha çok su atmasına neden
olurlar. Sonuçta vücudun su kaybı daha fazla olur. Doktorlarin buna yönelik
olarak önerisi alkol, çay, kahve içildiğinde ekstradan bir onun kadar da su
içilmesidir. Vücuttan kaybedilen suyu yerine en kolay koyabilecek içecek sudur.
Günlük
su kaybı...
Insan vücudu gün boyunca sürekli su kaybeder. Günlük kayıp miktarı ortalama 2.5
litre (200 ml'lik bir su bardağıyla hesaplandığında, 12-13 su bardağı)
kadardır. Su kaybının yolları ve miktarı şöyledir:
Idrarla
su kaybi 1- 1.5 litre ( 5-7 su bardağı)
Solunumla
su kaybı 350 ml (yaklaşık 2 su bardağı)
Terlemeyle
su kaybı 0.5-1 litre (3-5 su bardağı)
Dışkı
ile su kaybı 180 ml (yaklaşık 1 su bardağı) Kaybedilen su, diğer
içecekler, katı besinler ve besin ögelerinin vücutta yanmasından oluşan su ile
yerine konmaya çalışılır. Insanlar yedikleri katı gıdalardan gün boyunca 3-4 su
bardağı kadar su alırlar. Besinlerin vücutta yanması sırasında ise yaklaşık 1
su bardağı kadar su oluşur. Su ve diğer içecekler kalan su ihtiyacının karşılanmasına
yardımcı olurlar. Yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için su kaybının gün
içinde mutlaka yeniden yerine konması gerekir.
Su
eksikliğinin sinyalleri... Vücut su eksikliğini şu sinyallerle işaret eder:
-Bulantı
-Kusma
-Bas
ağrısı
-Sürekli
sıcaklık hissi
-Dudaklarda
ve dilde kuruma hissi
-Seyrek
veya az idrara çıkma ve idrar renginin koyulaşması
-Sersemlik
-Deride
kuruma
-Kaslarda
ve eklemlerde acıma hissi
-Vücutta
kalori oluşumunda yetersizlik
-Sürekli
sindirim sistemi sorunları
-Kas
tonusun da azalma, sürekli yorgunluk, sersemlik hissi ve kas krampları.
Su, vücudumuzda sayısız
fonksiyonlar gerçekleştirir. Yetersizliği, çok önemli sağlık sorunlarına yol
açar. Vücudumuzda gerçekleşen kimyasal olaylar için bir ortam yaratan suyun,
besin öğelerinin hücrelere taşınmasında, artık maddelerin hücrelerden
taşınmasında, vücudun toksinlerden arınmasında çok büyük bir önemi vardır.
Enerji oluşumunda rol alan su, aynı zamanda vücut ısısı yükseldiğinde de deride
ısıya dönüşerek/vücudun ısı dengesini sağlar, deriye canlılık verir. Dolaşım ve
boşaltım sistemimizi düzene sokar, bağışıklık sistemini güçlendirir. Kaybedilen
mineralleri vücuda geri kazandırırken, yeni hücre üretimini de hızlandırır.
Yeterli su içilmeyip, vücut su gereksinimini karşılayamadığında, harcadığı
sıvılardan tasarrufa gider. Dolayısıyla vücudun zehirli maddeleri ter ve idrar
yoluyla dışarı atma kapasitesi düşer.
Su kaybı =
Dehidratasyon... Su yetersizliği sonucu
vücudun susuz kalması "dehidratasyon"dur. Vücudu için yeterli suyu
alamamış kimseler kendilerini hasta, yorgun, bıkkın ve halsiz hissederler.
Aşırı durumlarda bir miktar sıvı alımı bile hızlı bir iyileşme sağlar.
Kabızlık, kuru ve döküntülü deri, burun tıkanıkları,yenileyen idrar yolu
enfeksiyonları, kuru öksürük, baş ağrısı, böbrek taşları, yeterli su içirmediği
zaman sıkça karşılaşılan sorunlardır. Vücuttaki susama mekanizması, dehidrate
olmadan su içmemizi sağlar. Ancak susama hissi, vücut gerçekten çok susuz
kaldığında da ortaya çıkabileceğinden, çok da güvenmemek gerekir.
Özellikle yaşlılarda bu mekanizma daha az etkilidir. Bu yüzden düzenli su
içmeyi alışkanlık haline getirmek çok önemlidir.
Yoğun egzersiz sırasında, susama mekanizması gerçek gereksinimin gerisinde
kalır. Böyle durumlarda susama, su kaybımn iyi bir belirleyicisi değildir. Ağır
işlerde çalışanlar veya sporcular gibi ağır fiziksel aktivitesi olanlar, susama
mekanizması çalışmadan su ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. Yerine
konmayan az miktardaki sıvı kaybı performansı bozabilirken, daha da kötüsü
sıcak çarpması ve ölüme bile neden olabilir.
Dehidratasyonun diğer nedenleri, uzun süren kusma, ishal, ateş gibi
hastalıkların yanı sıra yüksek protein diyetleri veya fazla alkol tüketimidir.
Alkol ve yüksek protein içeren diyetler fazla miktarda idrar oluşumuna neden olurlar.
Fazla miktarda alkol tüketiminden sonra hissedilen aşırı susama bunun sonucu
olarak görülür.