OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E TÜRK POLİSİNİN EĞİTİMİ

 

 

Eyüp ŞAHİN[1]

 

OSMANLI’DA GENEL EĞİTİM

POLİS DERSHANESİNDE EĞİTİM

Türk Zabıtasının, polis adıyla yapılanmasını takiben, mevcudu artmaya başladı. Bu yapılanmada, Payitaht İstanbul’a diğer mahallerden daha çok önem verildi. Polis mevcudu, sürekli olarak arttırıldı. Netice itibariyle İstanbul Polis Müdürlüğü, kuruluşunun onuncu yılında bin beş yüz kişilik çalışan sınırına dayandı.[2]

Bundan dolayıdır ki, polis teşkilatı yöneticilerinin yükümlülükleri de artmaya başladı. Genel olarak önleyici zabıta görevi yüklenen polis teşkilatına, adlî tahkikatın ikmali görevi de yüklendi. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için, mensuplarının mutlaka eğitilmesi zorunluluğu ortaya çıktı. Zamanın polis yöneticileri, görevin aksatılmadan yerine getirilmesi için öncelikle payitahtta bulunan polis amir ve memurlarının yanında, taşrada bulunan polis amir ve memurlarının eğitilmesi hususunu gündemlerine aldılar.

Bu doğrultuda, Zaptiye Nezaretinde bir polis dershanesi açılmasına karar verildi.[3] Polisin yükümlülüğüne bırakılan ilk tahkikatın mükemmel biçimde yerine getirilmesi için polis amir ve memurlarından bazılarına bu konuda ders verilmesi ve ders verilmesi için de Babı Zaptiyede bir dershane açılması hususunda irade-i seniye çıkarıldı.[4] Bahse konu polis dershanesinin açılışıyla ilgili olarak o zamanki 18 Mart 1307 tarihli Sabah Gazetesinde tafsilatlı bir haber yayınlandı.[5] Dershanenin açılmasını hüküm altına alan söz konusu irade-i seniye gereği olarak, bahse konu eğitim kurumunda, Usul-ü Muhakemat-ı Cezaiye, Ceza Kanunname-i Hümayunuyla birlikte Tahkikat-ı Evvelîye dersleri öğretilmeye başlandı.[6]

Defter-i Hakanı Nezareti Dava Vekili Manyasizade Refik Bey, polis dershanesinde okutulması öngörülen dersleri fahri olarak okutmayı kabul etti. Dershane, hazırlanan bir irade-i seniye gereğince, 19 Mayıs 1307 tarihi itibariyle eğitim-öğretime başladı.[7] Polis dershanesindeki eğiteme katılan polis teşkilatı mensupları, okutulan derslerden azami derecede yararlandılar. Eğitim görenlerle, eğitim görmeyenler arasındaki farklılık gözle görülür hale geldiğinden dolayı, eğitimin devamı kabul gördü. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

Zaptiye Nezaretinde açılan polis dershanesinde fahri olarak öğretmenlik yapmaya başlayan dava vekili Manyasizade Refik Bey, 1311 yılı itibariyle fahri olarak yürüttüğü polis dershanesi öğretmenliği görevinden istifa etti.[8] Adı geçenin istifasını takiben, zorunlu olarak eğitime ara verildi.[9] Yerine başkası bulununcaya kadar eğitim durduruldu.

Manyasizade Refik Beyin polis dershanesindeki öğretmenlik görevinden ayrılmasını takiben, eğitim-öğretim faaliyeti bir müddet kesintiye uğradı. Bu safhada, Adliye Nezareti Celilesi Umuru Cezaiye Müdürü Cemalettin Bey, polis dershanesi öğretmenliği görevini fahri olarak yürütmeyi kabul etti.[10] Bunun üzerine, Zaptiye Nezaretince, 25 Nisan 1311 tarihi itibariyle, Dâhiliye Nezaretine bir yazı yazılarak bahse konu polis kanunu muallimliği görevinin, Cemalettin Beyin yükümlülüğüne bırakılması hususunun karar altına alınması talep edildi.[11] Bahse konu nezaret de, 06 Mayıs 1311 tarihinde hazırladığı bir yazı ekinde, Zaptiye Nezaretinin isteğini Sadaret Makamına iletti.[12] Sadaret Makamında yapılan değerlendirmeler sonucunda, hazırlanan İrade-i Seniye ile bahse konu polis dershanesi muallimliği görevi, 17 Mayıs 1311 tarihi itibariyle, Cemalettin Beyin yükümlülüğüne bırakıldı.[13] Celalettin Bey, 1908 inkılâbını takiben öğretmenlik görevinden alındı.

POLİS OKULLARINDA EĞİTİM

Payitaht polisi, Zaptiye Nezaretinde açılan polis dershanesinde eğitilmeye devam edilirken, polis alımına devam edildi. Polisiye uygulamalarda, eğitilmiş polislerin yararlılığını gören polis yöneticileri, taşra şehirlerinde başlatılan polisiye uygulamanın, payitahtta olduğu gibi modernize edilerek uygulanmasına ve çalışanlarını adedinin arttırılmasına karar verdiler. Verdikleri kararları uygulamaya koydular. Bunun sonucunda, payitahtta olduğu gibi taşrada da polis adedi gittikçe artmaya başladı. Meslekî İlköğrenim görmemiş polislerin, dershane açılarak eğitilmesi mümkün görünmüyordu.

Eğitime tabi tutulması gereken polislerin çokluğuna karşılık, Osmanlı Devletinin içişlerine müdahale etmeye hevesli görünen Avrupa devletleri de, Balkanlardaki kargaşayı gerekçe göstererek, buralarda ıslahat yapılmasını ısrarla talep ediyorlardı. Yapılması istenen ıslahat hareketinin bir gereği olarak, bu bölgede bir polis okulunun kendileri tarafından açılıp yönetilmesini ve bölgede görev alan polis amir ve memurlarının, kendilerince eğitilmesini ısrarla talep ediyorlardı. Ancak zamanın yöneticileri, Osmanlı topraklarında ve devletin kontrolü dışında böyle bir okulun açılmasına sıcak bakmıyorlardı. Yapılan müzakereler sonucunda, bölgede bir polis okulunun Osmanlı Devletinin kontrolü altında açılması kararlaştırıldı.

Karar doğrultusunda ve Rumeli ıslahatı düşüncesi çerçevesinde, 1323 tarihi itibariyle Selanik vilayetinde, “Vilayatı Şahane Polis Mektebi” adıyla bir polis okulu açıldı. Bahse konu polis okulunun ilk müdürlüğü görevini, Belçikalı bir subay olan ve Rumeli’deki ıslahat hareketlerinde görevlendirilen Mösyö Leon Börd Bey üstlendi. Bir müddet, Vilayatı Şahane Polis Mektebi olarak faaliyet yürüten okul, daha sonra Selanik Polis Mektebi adıyla eğitim vermeye devam etti.

Zaptiye Nezareti polis dershanesinin polis muallimliği görevini fahri olarak yürüten Manyasizade Refik Bey, bu görevden ayrıldıktan sonra, Selanik vilayetine gelerek dava vekilliği (avukatlık) yapmaya başladı. Polis muallimliği konusunda deneyimli olduğundan dolayı yeni açılan polis mektebinde ders vermesi hususunda yapılan teklifi geri çevirmeyerek, öğretmenlik görevini kabul etti. 20 Kânunuevvel 1323 tarihinde başladığı öğretmenlik görevini, 25 Teşrinisani 1324 tarihi itibariyle İstanbul Mebusluğu görevine seçilmesine kadar sürdürdü. Bu tarih itibariyle öğretmenlik görevinden ayrıldı.[14]

Selanik’te açılan polis okulunun, kısa bir zaman içinde öncelikli olarak, Rumeli vilayetlerinde görev yapan polis amirlerinin ve bilahare polis memurlarının eğitilmesini sağlaması ve eğitime tabi tutulan polislerle eğitim tabi tutulmayan polislerin arasındaki farkın bariz biçimde görülmesi neticesinde, Başkent İstanbul’da da bu gibi bir polis okulunun açılması seslendirilmeye başlandı.

Yapılan çalışmalar sonucunda, İkinci Meşrutiyetin ilan edilmesini takiben 1325 tarihinde, Dersaadet Polis Mektebi adıyla bir polis okulu açıldı.[15] Polis okulu, yer temin edilmeden açıldığından dolayı, bir müddet yer arandı. Yapılan çalışmalar sonucunda, 01 Temmuz 1325 tarihinde, Çırağan Sarayı Mabeyn Dairesinde eğitim-öğretime başladı.[16]

Polis okulunun açılmasında önemli hizmetleri görülen İbrahim Feridun Efendi, bahse konu polis okulunda, Terbiye ve Malumatı Meslekiye derslerini vermeye başladı. Bu göreve, 11 Mayıs 1325 tarihi itibariyle atandı. Birinci Ordu emrinde Mülazımı Evvel rütbesiyle görev yapmakta iken, hazırlanan bir kararname ile 01 Kânunusani 1326 tarihinde polis zabitliği görevine ataması yapıldı.[17]

Dersaadet Polis Mektebinde öncelikli olarak İstanbul Polis Müdürlüğü emrinde görev yapan amir ve memurlar eğitime tabi tutuldu. Polis müdüriyetinde görev yapanların eğitime tabi tutulmasından sonra, mesleğe ilk alınacaklarla, taşra şehirlerinde görevli polislerin eğitilmesine de ağırlık verildi. Avrupa kıtasındaki Osmanlı topraklarının dışında kalan, Anadolu ve diğer Osmanlı topraklarında görev yapan polislerin Dersaadet Polis Mektebinde eğitilmeleri hususunda, teşkilata katılan yeni çalışanlar sebebiyle, aksaklıklar oluşmaya başladı.

Dersaadet Polis Mektebine yüklenen ve kaldırılması imkânsız gibi görünen yükün hafifletilmesi maksadıyla 1326 yılı sonları itibariyle Beyrut vilayetinde, Beyrut Polis Mektebi adıyla bir polis mektebi açıldı. Beyrut’ta açılanla birlikte üçe çıkan polis mekteplerinin müfredatı Dersaadet Polis Mektebinin müfredat programına göre oluşturuldu.

Dersaadet Polis Mektebinde ve onunla aynı programı uygulayan diğer polis okullarında aşağıdaki dersler okutuluyordu:

Kanun-u Ceza: Osmanlı Ceza Kanununun polisi ilgilendiren kısımları ile genel kaideler ve ilk kısımlarının öğretilmesinin yanında, yasaklanan fiilleri de öğretiliyordu.

Usul-ü Muhakemat-ı Cezaiye: Adli zabıta ile adli zabıta görevlerine dair ilk bilgiler, bir program dâhilinde öğretiliyordu.

Hukuk-u Düvel: Devletlerarası hukukun özüne ve iç yüzüne dair bilgilerin öğretilmesi gaye edinilmişti. Bunun yanında bazı devletlerin, Osmanlı Devleti nezdinde kazandıkları ayrıcalıklar ve yabancıların Osmanlı Devleti topraklarındaki kazanımlarıyla ilgili bilgiler öğretiliyordu.

Polis Nizamnamesi: Polis Nizamnamesinin polisle ilgili düzenlemelerinin öğrenilmesinin yanında, zabıta kelimesinin ve zabıta anlamlandırılmasının ne manaya geldiği öğreniliyordu. Bunun yanında, polisi ilgilendiren diğer kanunların da polisi ilgilendiren kısımları hakkında bilgi veriliyordu.

Tatbikat ve Kitabet: İlk tahkikatın yürütülmesi, suçüstü hallerinin kayıt altına alınmasında ihtiyaç duyulan zabıt varakalarının yanında, bazı olaylarla meydana gelen bir olayın rapor halinde düzenlenmesinde ihtiyaç duyulan belgelerin tanzimi hakkında bilgi veriliyordu. Bunun yanında, düzenlenecek olan her türlü belgenin imla kurallarına göre ve düzgün bir biçimde tanzim edilmesi de ayrıca öğretiliyordu.

Terbiye-i Meslekiye: Amir ve üstlere, astlara, iş sahiplerine ve ahaliye karşı icra edilmesi gereken iş, işlem ve kolaylıkların yanında polisin, halkla ilişkileri doğrultusunda bilgi veriliyor.

Terbiye-i Bedeniye: Beden sağlığının temini ile gerektiğinde yükse bir duvarın aşılması, ağaç veya bir boruya tırmanma becerisinin sağlanması için gerekli hareketler öğretiliyor. Aynı zamanda, polise fiili saldırıda bulunanların etkisizleştirilmesi çalışmaları da özel öğretmen vasıtasıyla öğretiliyordu.

Silahşorluk: Polisin meç, kılıç, ruvelver gibi silahlarının kullanılması, kullanılma gerekçeleriyle birlikte özelliklerinin ve bakımlarının nasıl olacağı öğretiliyor. [18]

Beyrut Polis Mektebini takiben, 1327 Muvazene-i Umumiye Kanunun (Genel Bütçe Kanunu) hükümleri doğrultusunda ve 1911 yılı içinde Erzurum ve Bağdat’ta birer polis okulu açıldı. Bunları takiben, Adana, Sivas ve Trabzon’da da birer polis okulu açıldı.[19]

Açılan polis okullarının yapılandırılması, eğitim-öğretiminin usul ve esasları ile iç idaresinin nasıl yapılacağı hususunda herhangi bir düzenleme yapılamamıştı. Okulların ve öğrenim gören öğrencilerinin çoğalmasıyla birlikte bahse konu ihtiyaç kendisini hissettirmeye başlandı. Bu konuda, Vilayatı Şahane Polis Mektebinde bir iç hizmet talimatı yürürlükte idiyse de ihtiyacı tamamıyla karşılayamıyordu. Bundan dolayı, ihtiyacın karşılanması için bir nizamname hazırlandı.[20]

Mevcut polis okullarında eğitim görenler, polis okullarında okutulan derslerden, dönem sonunda yapılan sınavlarda başarılı olamayanlar, bir dönem daha bekletilerek, alınması gereken eğitimi almaları sağlanıyordu. Sınav sonucunda ortaya çıkan başarı tablosundaki başarı dereceleri birer telgrafla kadrolarına bildiriliyordu.[21]

POLİS OKULLARI ÖNCESİNDE EĞİTİM

Osmanlı Devleti polis teşkilatının polis mevcudunun günbegün artması karşısında polis okullarının kapasitesi yeterli gelmiyordu. Bundan dolayı da, polis okullarında eğitim göremeyenlerin adedi de bu doğrultuda her yıl azımsanamayacak oranda artıyordu. Okulların fiziki şartlarının zorlanarak mevcutlarının arttırılmasının mümkün olmasına karşılık, yetersiz olan polis mevcudundan, mahallin asayişini zaafa uğratacak kadar polisin, polis okullarında eğitime gönderilmesi de sıkıntı doğuruyordu. Buna karşılık, meslekî ilköğrenimini ikmal etmiş polislerin merkez ve taşrada görev yapması üst yönetim tarafından arzulanıyordu. Sorunun giderilmesi için yapılması gerekenler masaya yatırıldı.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, mevcut polis okullarının kapasiteleri göz önüne alındığında, polis teşkilatında görev yapan ve mesleki ilköğrenimini ikmal etmemiş olan polislerin bu okullar vasıtasıyla eğitilmesinin 20-30 yıl gibi bir zaman alacağı hesaplandı. Bu hesap sebebiyle, meslekî ilköğrenim yapamayan polislerin, polis okullarında eğitim sıraları gelinceye kadar bulundukları kadrolarda belli bir program dâhilinde ön meslekî bilgileri almaları kararlaştırıldı.

Yapılan çalışmalar sonucunda, bahse konu aksaklığın giderilmesi için belirlenen usul ve esasları ihtiva eden bir emirname kaleme alınarak, 08 Nisan 1326 tarih ve 39 numaralı müzekkere ekinde tüm teşkilata tamim edildi.[22] Polis birimlerinde görev yapan polisler, emirnamede belirlenen usul ve esaslar doğrultusunda oluşturulan dershanelerde, ön meslekî eğitim görmeye başladılar.[23]

Söz konusu emirname doğrultusunda düzenlenen kurslarda, her öğretmenin kendi ekolünü dikte ettirmesi bazı sakıncalar doğruyordu. Buna karşılık bazı birimler, emirnamede beyan edilen hususlar doğrultusuna eğitime başladılar. Geçen zamana bağlı olarak ortaya çıkan aksaklıkları da merkezi yönetime iletmekten imtina etmediler. En çok, bu polis kurslarında okutulacak bir mesleki kitabın yazılması talep ediliyordu.[24]

OSMANLI’DA ÖZEL EĞİTİM (UZMANLIK EĞİTİMİ)

PARMAK İZİ EĞİTİMİ

Türk Polisi, genel eğitimin yanında, çağın gelişmelerine paralel olarak bazı konularda ihtisas (uzmanlık) eğitimine de tabii tutuldu. Polisin ilk ihtisas eğitimini parmak izi (daktiloskopi) konusunda aldı.

O zamana kadar, yaygın olmayan bir ilmî kavram olan parmak izi ile ilgili çalışmalar sonucunda, parmak izinin her insanda ayrı olduğu ve bir başkasıyla uyum sağlamadığı gerçeği tespit edildi. Aynı zamanda, herhangi bir mahalde bulunan parlak ve düz satıhlı cisimler üzerinde iz bıraktığı gerçeği de tespit edildi. Bunun sonucunda, suç mahallinden alınan parmak izlerinin şüphelinin parmak izleriyle karşılaştırılması sonucunda, benzerlik ve tıpa tıp uyum sağlandığı zaman, suçun failinin tespit edilmesi inkâra mahal bırakmayacak derecede kesin olarak tespit edilmeye başlandı.

Parmak izi uygulamasının, teknolojik manada aşama kaydetmiş devletlerde, suçun ve suçlunun tespitinde başarıyla kullanılması, Osmanlı Devleti Polis Teşkilatı yöneticilerinin de dikkatini çekti. Meçhul sanıkların, bilinmeyen kimliklerinin tespit edilmesi hususunda, olay mahallinde bıraktıkları ve belirleyici özellikleri olan parmak izlerinin tespit edilmesi hususu öncelikli olarak Başkent İstanbul’da uygulamaya konuldu.

Sadece parmak izi işleriyle meşgul olmak üzere, 17 Eylül 1910 tarihinde, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesinde bir Daktiloskopi Şube Reisliği kuruldu. Kuruluşun başına, 20 lira aylık maaşla, mülga Emniyeti Umumiye Müdüriyeti İstihbarat Müdür Muavini Hacı Yusuf Cemil Bey, Daktiloskopi Şube Reisi olarak atandı. Adı geçen, 14 Eylül 1910 tarihi itibariyle görevine başladı.[25] Kuruluşuyla birlikte, binlerce zanlının parmak izini alarak bunları tasnif etmeye muvaffak oldu. Olay yerinden alınan parmak izlerinin, tasnif edilen parmak izi dosyalarıyla karşılaştırılması sonucunda, bilhassa hırsızlık ve öldürme, yaralama olaylarının sanıklarının tespit edilmesi mümkün oldu.[26]

Sağladığı yararlar doğrultusunda, önemi günden güne artan parmak izi uygulamasının, sadece Dersaadet ile sınırlı kalıyor olması, zamanın polis yöneticilerince bir eksiklik olarak kabul edildi. Bu eksikliğin giderilmesi için, parmak izi uygulamalarının Dersaadet, Beyrut, Erzurum ve Bağdat Polis Mekteplerinde parmak izi adıyla, ders olarak okutulmasına karar verildi. Bu doğrultuda, müfredat programlarında değişiklikler yapıldı ve polis okullarındaki ilk uygulaması başlatıldı.

Program değişikliğinin yapılamasını takiben, vilayet ve bağımsız livalara bir genelge gönderilerek, komiser veya komiser muavinleri arasından seçilecek yetenekli bir komiser veya komiser muavininin açılacak olan eğitim-öğretim devrelerine katılımının sağlanması istenildi. Emir gereği, başlanılan parmak izi eğitiminin, polis okulları aracılığıyla öğretilmesinin zorlukları da ortaya çıkmaya başladı. Polis okullarında, genel eğitimine göre eğitim verildiğinden dolayı, parmak izi eğitiminin gerektiği gibi öğrenilmesinde zaman azlığının sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Bunun yanında, nazari olarak öğrenilen parmak izi uygulamalarının tatbiki olarak icra edilmesi imkânlarının azlığından dolayı, parmak izi tespit ilminin gerektiği gibi öğrenilmediği ortaya çıktı.[27]

Öncelikli olarak Dersaadet Polis Mektebinde, takiben, diğer polis mekteplerinde başlanılan parmak izi ve ilmi eşkâl derslerinin, Dersaadet Polis Mektebindeki öğretmenliği görevi, bu hususta tecrübesi ve mükemmel derecede bilgisi bulunan İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi Daktiloskopi Müdürü Hacı Yusuf Cemil Beye verildi.[28]

Parmak izi eğitiminin polis okullarında yapılmasının aksaklıklarının tespit edilmesini takiben, Emniyeti Umumumiye Müdüriyetince bir çalışma başlatıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda; parmak izi eğitiminin istenilen derecede öğrenilmesi için, vilayet ve bağımsız livalara telgraf aracılığıyla bir genelge gönderildi. Bahse konu genelgede; vilayet ve bağımsız liva polis kadrolarında bulunan yetenekli memurlar arasından seçilecek, iktidar sahibi, yeterli zekâ ve dirayet sahibi amir veya memurların İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesinde faaliyette bulunan Daktiloskopi Şubesinde bilfiil çalışarak eğitilmek üzere gönderilmesi emredildi.[29] Seçilen amir ve memurlar, 1329 yılı başlarında, İstanbul vilayeti Polis Müdüriyeti Umumiyesinde faaliyet gösteren Daktiloskopi Şubesinde bilfiil çalışarak eğitime tabi tutuldular. Devam eden, çalışarak eğitilme faaliyetinde yeterlilikleri bahse konu Daktiloskopi Şubesince tasdik edilenler, kadrolarına geri gönderildiler. Böylelikle, vilayet merkezlerinde parmak izi uygulamaları başlatılmış oldu.[30]

FOTOĞRAFÇILIK EĞİTİMİ

Parmak izi eğitimi, önemine binaen ve öncelikli olarak, Payitaht İstanbul’da uygulanmaya başlandı. Parmak izi uygulamasını yapan birim aynı zamanda bir eğitim kurumu niteliğini kazandı. Böylesi bir önemden dolayı da, parmak izi uygulaması bütün vilayet ve bağımsız liva merkezlerinde uygulanmaya konuldu. Netice itibariyle de, işlevi ve kapsama alanı genişledi. Parmak izi uygulamasının kullanım alanının genişlemesi, elde edilen parmak izlerinin tespit ve taşınması sorununu da beraberinde getirdi.

Ortaya çıkan bu sorunun, makul ve mantıklı bir biçimde çözülmesi, dünya genelinde olduğu gibi bu alanda kullanıma sunulan fotoğraf tekniğiyle giderildi. Parmak izi eğitimi uygulamasının polis okulları vasıtasıyla öğretilmeye çalışıldığı zaman dilimi içinde fotoğrafçılık tekniğinin de öğretilmesi güdeme alındı. Polis okullarında, bağımsız bir ders olarak okutulmaya başlandı. Parmak izi eğitiminin polis okullarından alınıp, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi Daktiloskopi Şubesi Müdürlüğüne verilmesi sonrasında da, polis okullarındaki fotoğrafçılık derslerine devam edildi.

İstanbul Polis Mektebindeki fotoğrafçılık dersleri, serkomiser Corci Bursalıoğlu tarafından verilmeye başlandı. Dersaadet Polis Mektebi Fotoğraf Muallimliği görevinde bulunduğu sırada, kendisinden, polis mektepleri için fotoğrafçılık konusunda ders kitabı yazması talep edildi. Bu talep üzerine çalışmalarına başlayan Corci Efendi, bilgi ve tecrübelerini ortaya koyduğu çalışmalarının sonucunda, alanında ilk sayılan “Polis Mektebine Mahsus Resimli Ameli ve Nazari Fenn-i Fotoğrafya” adlı eseri kaleme aldı. Bu eserin her hakkı İstanbul Polis Mektebince mahfuz olmak kaydıyla 1912 yılında Osmanlı Meziyet-i İktisadiye Matbaasında Ali Münim tarafından ilk baskısı yapıldı.[31]

HİZMETİÇİ EĞİTİM

Milli Mücadele döneminde, İstanbul Polis Müdürü Umumisi olan Miralay Esat Bey, 21 Ağustos 1337 tarihinde, İstanbul vilayetinde bulunan polis merkezlerine bir Talimatname yayınladı. Bahse konu Talimatnamede; her merkezden, eğitim ve öğretime müsait, ahlakı en güçlü, durumu ve kıyafeti itibariyle örnek olabilecek vasıflarda komiser sınıfından herhangi birisinin veya aynı özelliklere sahip polis memurlarının arasından seçilecek personelin, polis muallimi olarak eğitilmek üzere müdüriyete bildirilmesi ve eğitilmek üzere gönderilmesi emredildi.

Talimatnamede, her merkez memurunun, kendi merkezi dâhilinde bu şartlara haiz üç memuru ayırması emredildi. Söz konusu edilen üç memurun, serkomiser, komiser ve komiser muavinlerinin arasından ayrılması istendi. Rütbeliler arasında bu şartları taşıyan personel bulunmaması durumunda, merkezlerde bulunan ve aynı şartları taşıyan polis memurlarının arasından seçilmesinin de uygun olacağı kararına varıldı. Eğiticilerin eğitimi formasyonu kazandırılmak üzere seçilen personelin, eğitime başlamak üzere polis mektebinde toplanmaları istendi. Polis okulunda eğitime tabu tutulanların, gelecekte polis merkezlerinde bulunan personelin hizmet içi eğitimlerini ikmal etmek üzere her hafta polis mektebinde eğitime devam etmeleri kararlaştırıldı.

Bahse konu eğitime, 22 Ağustos 1337 tarihi itibariyle başlandı. Eğitime katılanlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra, bulundukları merkezlere dönerek, belirlenen talimat doğrultusunda merkezlerde bulunan personelin hizmet içi eğitim ihtiyacının giderilmesi doğrultusunda, eğitilmesi gerekenleri eğitmeye başladılar. Söz konusu bu çalışmalarla, emniyet teşkilatında hizmet içi eğitim başlatılmış oldu.[32]

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’DE GENEL EĞİTİM

POLİS OKULLARINDA EĞİTİM

Osmanlı Devleti döneminde başlatılan polis okulu eğitim ve öğretim uygulaması Türkiye Cumhuriyeti döneminde de devam etti. Ancak Osmanlı Devletinde açılan polis okullarından sadece Dersaadet Polis Mektebi kapatılmadı. Bunun dışında kalan bütün polis okulları, ödenek ve insan kaynağının temininde güçlük çekilmesinden dolayı kapatıldı. Cumhuriyet yönetimine sadece, adı İstanbul Polis Mektebi olarak değiştirilen polis okulu kaldı. O da devamlılığını güçlükle devam ettirmeye başladı.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasını takiben, iç güvenlik hizmetlerinin yürütülmesinde yükümlülüğü bulunan Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü, Birinci Dünya Savaşıyla Kurtuluş Savaşında bilfiil cephede savaşan mensuplarının şehit olmalarından ve çeşitli sebeplerden dolayı geri dönememesinden dolayı, zor durumda kaldı. Mevcut olarak azalma, yüklendiği görevleri yerine getirmede zorlanmasına sebebiyet vermeye başladı.

Genç Cumhuriyetin, ortaya çıkan zorlukların giderilmesi için, emniyet teşkilatını personel olarak takviye etmesi gerekiyordu. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar sonucunda, teşkilata çeşitli sınıflarda personel alındı. Bunun sonucunda; bahse konu görevlilerin eğitilmesi sorunu gündeme geldi. İstanbul Polis Mektebi taşra şehirlerindeki polislerin eğitilmesinde yeterli olamıyordu. Bunun yanında, asayiş ve güvenliğin sağlanmasında ancak yeterli olan birimlerden eksiltmeye gidilmesi de mantıklı bir çözüm gibi görülmüyordu.

Bunun üzerine, Konya, Sivas ve bilahare Trabzon vilayetlerinde birer polis mektebi açıldı. Açılan polis mektepleri yoğun bir eğitim faaliyetinin içine girerek, bulundukları yere yakınlık sırasına göre, yükümlülük sahalarına bırakılan vilayetlerdeki polislerin mesleki ilköğrenimlerini ikmal etmeye başladılar. Bunda da bir hayli başarılı oldular.[33]

Polisin eğitiminde başarılı çalışmalara imza atmalarına karşılık, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin, uzun ve zor bir savaş döneminden geçmesinin yanında, Osmanlı Devletinin borçlarını da yüklendiğinden dolayı, iktisaden güçsüz durumda kalmasından dolayı, yine İstanbul Polis Mektebinin dışında kalan polis mektepleri 1930 yılı itibariyle kapatıldılar.

Cumhuriyetin polis okullarında; Kavanini Cezaiye, Nizamatı Zabıta, Terbiyei Meslekiye ve Hizmeti Fiiliye, Hıfzıssıhha ve Müdavatı Evvelîye, Usul-ü Tahrir, Daktiloskopi ve Fotoğraf, Hesap, Talim ve Jimnastik dersleri okutuluyordu.[34]

POLİS KURSLARINDA EĞİTİM

Cumhuriyet döneminde de Osmanlı döneminde olduğu gibi polis okullarının kapasite sorunu yaşandı. Savaşlarla birlikte azalan polis mevcudunun tamamlanması için yoğun alımlar gerçekleştirildi. Aciliyetten dolayı, mesleğe alınan personel, mesleki ilköğrenime tabi tutulmadan göreve başlatıldı. Bu da hizmette kalitenin düşmesine sebebiyet veriyordu.

Bahse konu aksaklığın giderilmesi için Osmanlı döneminde uygulandığı gibi, mesleki ilköğrenime tabi tutulamayan personelin, bulundukları yerlerde ve bu yerlere en yakın yerlerde eğitilmesi uygulaması gündeme getirildi. Bu doğrultuda, 28 Ağustos 1939 tarihi itibariyle, 46 maddeden ibaret bir “Polis Kursları Talimatı” oluşturularak yayımlandı.

İl Polis Kursları, polis okulu derecesinde yapılandırıldı. Polis okulu müfredatına uygun olarak eğitim-öğretim faaliyetinde bulundular. Bu kursların eğitim-öğretim süreleri bir yıl olarak belirlendi ve uygulandı.

İl Polis Kursları, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Gaziantep, Hatay, İstanbul (Eminönü ve Beyoğlu), İzmir, Seyhan (Adana), Trabzon ve Zonguldak illerinde açıldı.

Aynı zamanda, 01 Kasım 1943 tarihinde Ankara’da, 23 Eylül 1943 tarihinde İstanbul’da birer Belediye Kolluğu kursu açıldı. Polis Enstitüsü ilk tahsil kısmı derecesinde olan bu kurslar, Belediye Kursları Talimatına göre düzenlendiler.[35]

Polis Kurslarında, Zabıtayı İlgilendiren Kanunlar ve Nizamlar, Ceza Kanunu ve Tatbikatı, Talim ve Beden Terbiyesi, Yurt Bilgisi, Parmak İzi ve Fotoğraf, Sağlık Bilgisi, Hava Taarruzlarına Karşı Korunma, Meslek Terbiyesi ve Fiili Hizmet, Mesleki Yazılar ve Hesap, Tarih ve Coğrafya dersleri okutuldu.[36]



[1] I. Sınıf Emniyet Müdürü, Arşiv ve Dokümantasyon Dairesi Başkanı, Türk Polis Tarihi Araştırma Merkezi Başkanı, sahineyup61@gmail.com

[2] “Polis Teşkilatının Başladığı 1255 (1839) Tarihinden 1938 Tarihine Kadar Tekâmül, Teşkilât ve Kadro Hareketleri” 12 Ağustos 1938 Tarihli rapor.

[3] Hasan AKGÜNDÜZ, Polisin Eğitimci Kişiliği ve Polis Eğitimi Sorunu, Diyarbakır Nisan-2001, s.82.

[4] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[5] Osman Nuri ERGİN, Türk Maarif Tarihi, 5 cilt, c. 3-4, s. 1176. Bknz. Hikmet Tongur, Türkiye’de Genel Kolluk Teşkil ve Görevlerinin Gelişimi, Emniyet Genel Müdürlüğü Yayınlarından 1, Ankara-1946, s.169-170.

[6] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 21. Ş. 1308 (Hicri), Dosya No: 1824, Gömlek No: 20 Fon Kodu: DH. MKT

[7] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[8] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[9] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[10] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[11] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[12] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[13] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 05.Z. 1312 (Hicri), Dosya No: 1, Gömlek No: 1312/Z-1 Fon Kodu: İ.. ZB…

[14] Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Tüm Polis Okulları Maaş Defteri, Defter No: 19, s. 111.

[15] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 13. Ş. 1329 (Hicri), Dosya No: 68, Gömlek No: 25 Fon Kodu: DH. EUM. THR.

[16] “Dersaadet Polis Mektebinin Yeni Bir Muvaffakiyeti” Polis Mecmuası, sene: 7, Adet: 124, İstanbul-1336 (1920) s. 423-424.

[17] Mülga Emniyeti Umumiye Müdüriyeti ile İstanbul Polis Mektebi Defteri, sayfa: 301.

[18] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: Dosya No: 89, Gömlek No: 6 Fon Kodu: DH.EUM.THR.

[19] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 13. Ş. 1329 (Hicri), Dosya No: 68, Gömlek No: 25 Fon Kodu: DH.EUM.THR.

[20] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 13. Ş. 1329 (Hicri), Dosya No: 68, Gömlek No: 25 Fon Kodu: DH.EUM.THR.

[21] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 16. RA. 1330 (Hicri), Dosya No: 4, Gömlek No: 22 Fon Kodu: DH.EUM.THR.

[22] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 14. CA. 1328 (Hicri), Dosya No: 34, Gömlek No: 24 Fon Kodu: DH.EUM.THR.

[23] Rupen Raci Efendinin, Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanlığı Özlük Dosyaları Arşivinde bulunan C-2262 numaralı özlük dosyası.

[24] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 14. CA. 1328 (Hicri), Dosya No: 34, Gömlek No: 24 Fon Kodu: DH.EUM.THR.

[25] İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi 1325-1328 tarihli 49 numaralı kadro defteri, 14.

[26] “Mütenevvia” Polis Mecmuası, sene: 1, Adet: 5, Eylül-1329, Dersaadet-1913, s.109-110.

[27] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 27. B. 1331 (Hicri), Dosya No: 2, Gömlek No: 53 Fon Kodu: DH.EUM.MTK.

[28] “Tevcihat ve Tebdilat”, Polis Mecmuası, Sene: 3, Adet: 42, 01 Nisan 1331, Dersaadet-1331 (1915), s. 56.

[29] Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi, Tarih: 27. B. 1331 (Hicri), Dosya No: 2, Gömlek No: 53 Fon Kodu: DH.EUM.MTK.

[30] “Mütenevvia”, s. 109-110.

[31] Corci Bursalıoğlunun Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanlığı Özlük Dosyaları Arşivinde bulunan C–3302 numaralı özlük dosyası.

[32] “Polis Müdüriyeti Umumiyesinin Dersaadet Merakizi Zabıtası Memurluklarına Ait 21 Ağustos 1337 tarih ve 25331 Numaralı Talimatnamesi Sureti” Polis Mecmuası, Sene: 8, Numara: 142, 01 Teşrinisani 1337, Dersaadet-1337 (1921), s. 676-680.

[33] Eyüp Şahin, 1907’den 2000’e Polis Okulları, APK Dairesi Başkanlığı Yayınları No: 155, Ankara-2001, s. 102.

[34] Osman Nuri Efendinin Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanlığı Özlük Dosyaları Arşivinde bulunan R-1236 numaralı özlük dosyası.

[35] Hikmet Tongur, Türkiye’de Genel Kolluk Teşkil ve Görevlerinin Gelişimi, Emniyet Genel Müdürlüğü Yayınlarından 1, Ankara-1946, s. 349.

[36] İlhan Mutlugün Çiner’in Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanlığı özlük dosyaları arşivinde bulunan R-2544 numaralı özlük dosyasındaki kurs diploması.