Polisin
Adli ve İdari Görevlerinde
Kimlik Gösterme Durumu
Ziyaettin KAYGUSUZ*
GİRİŞ
Bir
usul işlemi olan kimlik gösterme veya gösterilmesini isteme durumu, aynı
zamanda bir toplumun eğitim ve kültür seviyesiyle de ilgilidir. Zira hem
yöneten hem de yönetilenlerin hukuk kurallarına ve insan haklarına saygılı
davranması, kanun önünde eşit ve hesap verilebilirlik yükümlülüğü altında
bulunması, uygar bir toplumun göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Kimlik kavramı ve bununla bağlantılı olarak kimlik sorma, kimlik gösterme
ve kimlik tespit etme konuları toplumsal hayatımızda önemli bir yere sahiptir. Özellikle
son zamanlarda yazılı ve görsel basında, makalenin de konusunu oluşturan, ‘polisin kimlik göstermesi’ konusunun
farklı bakış açılarıyla ele alındığı görülmektedir.
Kimlik sorma ve kimlik
tespit etme işlemleri, kolluk[1]
hizmetlerinin esasını teşkil ettiğinden, suç ve suçlularla mücadelede ve
adaletin tecellisinde önemli ve vazgeçilmez bir uygulama biçimidir. Buna karşın
‘kimlik gösterme’ ise emniyet hizmetleri
açısından usule ve uygulamaya ilişkin bir işlem olup, genel olarak yapılacak
bir işlemin doğru kişi tarafından
yapıldığını göstermesi açısından önem taşır.
Hukukumuzda, kimlik sorma ve kimlik gösterme konusunda, hem vatandaşlara
hem de kamu görevlilerine belli yükümlülükler getirilmiş olup, hukuka aykırılık
durumlarında ise ilgililer hakkında çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür. Zira kişiler
herhangi bir işlem yapmak istediklerinde veya kendilerine herhangi bir sebeple
kimlik sorulması durumunda kimliklerinin yanlarında bulunmaması sorun teşkil
edebilmektedir.
Bu makalede yukarıdaki sorular da dikkate
alınarak polisin 'kimlik gösterme’ ve
bilgi verme konusu, ilgili mevzuat ve uygulamalar çerçevesinde, ekteki
kaynaklardan da yararlanılarak genel bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
a. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu(PVSK)
Polisin genel yetki ve
görevlerini düzenleyen PVSK’nın 4/A-8 maddesinde; ‘Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen
belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir” düzenlemesi yapılmıştır. Burada polisin, adli veya idari, resmi üniformalı veya sivil olması ile
ilgili bir ayrımın yapılmadığı görülmektedir.
b.
Ceza Muhakemesi Kanunu(CMK)
Adli görevle ilgili polisin
temel kanunu olan CMK’da, ‘kimlik
gösterme’ ile ilgili herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Ancak, Kanunun
119/3. fıkrasında ‘Arama tutanağına işlemi yapanların açık
kimlikleri yazılır’, 120.
maddesinde ‘Aramada hazır
bulunabilecekler’, 121/1. fıkrasında ise istem halinde ‘Arama sonunda verilecek belge’ şeklinde
polisin ‘kimlik bilgileri ile ilgili
düzenlemeler’ bulunmaktadır. Benzer durum diğer koruma tedbirleri için de
geçerlidir.
c. Terörle Mücadele Kanunu(TMK)
Bu
kanuna göre kimlik gösterme ile ilgili polis hakkında özel bir hüküm yer
almaktadır. Kanunun 6/1.maddesinde, terörle mücadelede görev almış kamu
görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayınlayanlar veya bu yolla
kişileri hedef gösterenler hakkında hapis cezası öngörülmektedir. Ancak Terörle mücadelede görev yapan personelin
kimliklerinin açıklanması suç iken, onların kimlik gösterme şeklindeki
yükümlülüklerini nasıl yerine getirileceği ve istisna sağlanıp sağlanmayacağı
hususlarında ilgili mevzuatta bir ayrım yapılmamıştır
d.
Adli ve Önleme Aramaları
Yönetmeliği (Arama Yönetmeliği)
Yönetmelikte
polisin adli ve idari görevlerini yerine getirirken ‘kimliğini gösterme’, ‘ilgilisine
bilgi verme’ ve ‘istisnaları’
konuları genel olarak düzenlemiştir.
Yönetmeliğin
durdurma ve kontrol işlemleri alt başlıklı 27/c fıkrasında ‘Yapılan kontrolün konusu ve sebepleri
ilgiliye açıklanır’ hükmü yer almaktadır.
Yine Yönetmeliğin karar veya
yazılı emir üzerine üst ve eşya aramasının icrası alt başlıklı 28. maddesinde
ise, ‘Kolluk görevlileri, kolluk görevlisi olduğunu ispatlayan kimliğini
gösterir. Üst ve eşya araması sırasında, yapılan aramanın konusu olan
eşyanın ne olduğu veya aramanın yapılmasına temel teşkil eden sebepler ilgiliye
açıklanır. a) Arama yapılmadan
önce, bu aramayı yapmanın neden gerekli görüldüğü ve nasıl yapılacağı, o
birimde görevli en üst kolluk âmiri tarafından ilgiliye bildirilir’ hükmü
yer almaktadır.
Yönetmeliğin araçlarda arama alt başlıklı 29/2. fıkrasında ‘Araç araması sırasında, yapılan aramanın
konusu olan eşyanın ne olduğu veya aramanın yapılmasına temel teşkil eden
sebepler ilgiliye açıklanır’ şeklinde düzenlemiştir.
Polisin kimlik gösterme ile
ilgili istisnaları yönetmeliğin 8.maddesinde “karar alınmadan
yapılacak arama” ve Yönetmeliğin 25.
maddesinde de ‘Hâkimden önleme araması kararı alınması gerekmeyen hâller’ alt
başlığı altında düzenlenmiştir. Ayrıca, umuma
açık veya açık olmayan özel işletmelerin, kurumların veya teşebbüslerin
girişlerindeki kontroller, buralara girmek isteyen kimselerin rızasına
bağlıdır. Kontrol edilmeyi kabul etmeyenler, bu gibi yerlere
giremezler.
Polisin
kimlik gösterme veya bilgi vermekle ilgili bir diğer istisnası ise Yönetmeliğin Konut, işyeri ve eklentilerinde aramanın
yapılması alt başlıklı 30. maddesinin (c) bendinde; ‘Bu yerlerde oturan veya izin vermeye yetkili kişinin arama öncesinde
bilgilendirilmesinin, delil karartmasına yol açarak aramanın amacını tehlikeye
sokacak veya kolluk memurlarını veya diğer bireyleri tehlikeye düşürebilecek
olması’ durumu belirtilmiştir. Diğer hâllerde, kolluk memurları arama kararını gösterirler. Gecikmesinde sakınca
veya tehlike bulunması hâlinde, bilgilendirme
içeri girildikten sonra da yapılabilir.
Spor
müsabakaları ile ilgili aramalar alt başlıklı 23. maddesinde;‘Spor
müsabakalarının yapılacağı spor alanına, güvenlik güçlerince gerçekleştirilecek
kontrolden sonra seyirci alınır’ denilmektedir. Burada polisin kimlik gösterme
ile ilgili bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Kimlik kavramı ile ilgili literatürde birçok
kavram ve tanıma rastlamak mümkündür. Kimlik tanımı, dar veya geniş kapsamda
yapılabilir. Örneğin, kişisel kimlik, tıbbı kimlik, toplumsal kimlik, ulusal
kimlik, etnik kimlik, sosyolojik kimlik, biyometrik kimlik, davranışsal kimlik
gibi. Ancak, bu çalışmada kamu görevlisi veya kişileri tanıma ve tanımlamada
ispata yarayan kimlik kavramı üzerinde durulacaktır.
Kimlik, bir başka ifade ile
hüviyet, hukuk sözlüğünde; “bir kişinin adı, soyadı, ana baba adı, doğum tarihi
ve yeri gibi hususları içeren belge” şeklinde, “kişileri birbirinden ayıran
vasıflar” olarak tanımlanmaktadır. Kimlik kartı ise “Yetkili organ tarafından
vatandaşa kanun çerçevesinde verilen, resmi ve özel
ilişkilerinde kimliğini tanımlayan resmi bir belge” olarak ifade edilir. Diğer yandan resmi kimlik (sonradan elde edilen) ve fizik
kimlik (biyometrik, doğuştan var olan) şeklinde de iki farklı kimlik tanımı
yapılabilir.
Polisin kimliğiyle ilgili
olarak ‘Emniyet Teşkilatı Personeli
Kimlik Kartları İle Polis Kimlik Kokartları Yönetmeliği’nin 6. ve EK-1
maddelerinde konu düzenlenmiştir. Buna göre, kimlik kartları ISO standartlarına
uygun olarak kimlik kartının şekil, içerik ve ölçüleri gösterilmiştir. Ayrıca
kimlik kartlarında kullanılacak fotoğrafın üniformalı olması öngörülmüştür.
Yönetmeliğin 7, 8 ve 9. maddelerinde de polise verilecek kimlik kokartları
konusu düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan kimlik
tanımında da anlaşılacağı gibi resmi üniforma bir kimlik belgesi olarak görülmemektedir.
Aksi halde polis kimliği veya polis kokartının resmi üniformalı polislere verilmemesi
gerekir. Ancak resmi üniformalı polisin ne ifade ettiğinin de açıklamak
gerekir. Geniş anlamda değerlendirildiğinde ise resmi üniforma, bir aidiyeti görev
alanını, bir kurumun sembolü bir başka ifade ile bir kimliğini temsil eder.
Zira polis üniforması giyen bir kişiye genel olarak toplumda emniyet ve asayişi
sağlayan bir kamu görevlisi olarak bakılır. Bundan hareketle resmi üniforma,
ait olduğu kurumu ve belli bir görev alanını ifade ettiği söylenebilir. Sonuç
olarak resmi üniforma, dar anlamda bir kimlik belgesi sayılmazken, geniş
anlamda düşünüldüğünde ise kimlik kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerekir.
CMK’da işlem yapmadan önce polisin kimlik göstermesi ile ilgili
herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Buna karşın arama, elkoyma gibi işlemlerde ilgilisine bilgi verme ve tutanaklarda görevli polislerin açık
kimliklerinin yazılacağı belirtilmektedir.
Polisin kimlik gösterme işlemi
ve niteliği genel olarak PVSK ve Arama Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. PVSK’nın
4/A maddesinde ‘durdurma ve kimlik sorma’ alt başlığı altında polise,
bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek, işlenmiş suçların faillerini ele
geçirmek veya bir tehlikeyi önlemek için kişilerden
“kendinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra” kimliğini
sorabilme yetkisi tanınmıştır. Buna göre polisin bir
görevi somut olarak ifa ederken vatandaştan kimlik sorabileceği, ancak önce
kendi kimliğini göstermek zorunda olduğu görülmektedir.
TMK’nın
6/1.maddesinde, kimlik gösterme ile ilgili polis hakkında özel bir hüküm yer
almaktadır. Bu düzenlemeye göre, terörle mücadelede görev almış kamu
görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayınlayanlar veya bu yolla
kişileri hedef gösterenler hakkında hapis cezası öngörülmektedir.
ETK’nın
4/1.maddesinde “Polis, silahlı icra ve inzibat kuvveti olup üniformalı ve sivil
olmak üzere iki kısımdır” şeklinde tanımlayarak polis kavramının sivil ve resmi
tüm görevlileri kapsadığı belirtilmektedir. PVSK’nın 4/A-8.maddesinde de
“polis” kavramı kullanılıp sivil ve resmi görevli ayrımı yapılmadığı için göreve
ilişkin işlemden önce herhangi bir talep olmadan tüm polislerin resen kimliğini
göstermesi gerekmektedir.
Arama
Yönetmeliğinde, polisin hangi hallerde kimlik göstermesi gerektiği, hangi
hallerde bu yükümlülüğün olmadığı veya geciktirilebileceği konuları ayrıntılı
bir şekilde düzenlenmiştir. Örneğin yönetmeliğin 27. maddesindeki durdurma ve
kontrol işlemlerinde, 28. maddesindeki yazılı emir üzerine yapılacak üst ve
eşya aramalarında ve 29. maddesindeki araç aramalarında, polisin kimlik göstermek ve ilgilisine bilgi vermekle yükümlü
kılınmıştır. Buna karşın polisin
kimlik gösterme istisnaları ise yönetmeliğin 8, 23 ve 25. maddelerinde
karar veya emir alınmadan yapılacak aramalar bahsinde yer almaktadır. Ayrıca
yönetmeliğin 30. maddesinde de konut, işyeri ve eklentilerinde yapılacak
aramalarda, delil karartma veya aramanın amacını ve görevli polisleri tehlikeye
düşürecekse, önceden bilgi verme yükümlülüğünün bulunmadığı belirtilmektedir. O
halde istisnai haller hariç olmak üzere, karar ve yazılı emir üzerine yapılan
aramalar esnasında da polis kimliğini talep olmaksızın göstermesi gerekir.
Konuya örnek vererek açıklamak gerekirse, herhangi bir sosyal etkinlikte ya da toplantı ve gösteri
yürüyüşü yapılacak giriş yerinde görev yapan polise kimlik sorulabilir mi? Bir
diğer örnek ise, karakola müracaata
eden veya davet edilen vatandaş
karakol girişinde veya büroda görevli polise kimlik sorabilecek mi? Bu örnekler
artırılabilir. Bu soruların yanıtını polisin “aktif görevde” veya “pasif
görevde” olması ihtimallerine göre vermek gerekir.
a. Polisin aktif görevde
olması demek, adli veya idari bir görevi ifa etmekte olduğu durum olarak ifade
edilebilir. O halde polis görevini yaparken ilgilisine –yasal düzenlemelerde belirtilen istisnalar dışında- işleme başlamadan
önce resen kimliğini göstermesi gerekir.
Örneğin polis, arama, elkoyma, durdurma, kimlik sorma gibi işlem
yapılmadan önce kimliğini resmi veya sivil olsun gösterdikten sonra bu işlemi
yapması gerekir.
b. Polisin pasif görevde
olması ise farklı bir durumu ifade eder. Şöyle ki polisin herhangi bir bekleme
noktasında veya karakolda bulunması gibi durumlarda polisin, vatandaşların
talep etmesi halinde veya resen
kimlik göstermesi için bir
yükümlülük bulunmamaktadır.
Bir başka ifade ile polisin
kimlik gösterme durumu için, belli bir konum ve ortamda, belli bir kişiye karşı
yapılacak eylem ve işlemle ilgili durumun varlığı aranır. Buna göre trafik
uygulama noktasında veya stat kapısında görev yapan bir polise her yanından
geçenin kimlik sorması ve polisin kimlik göstermesi gerekmez. Zira mahkemede
duruşma salonunda cübbesini giymiş hakime görevini yaparken kimlik sormak nasıl
bir anlam ifade ederse karakolda
görevli bir memura kimlik sormak da benzer
anlamı ifade eder. Ancak trafik noktasında belli bir kişiye veya araca yönelik
rutin kontrol dışında örneğin arama fiili yapılmaya başlanacaksa artık bunun
sebebi ile kimliğini ilgilisine göstermesi gerekir.
Polisin yapılacak işlem öncesi
ilgiliye kimlik göstermesi ve bilgi
vermesi sadece hukuki koruma sağlaması açısından değil, aynı zamanda
ilgilinin işbirliği yapma ihtimalini da yükselteceğinden önemlidir.
O halde polisin ilk
başta kimliğini göstermemesi halinde kendisine kimlik sorulan kişi, polisten
kimliğini göstermesini isteme hakkına sahip olur. Polisin yapacağı işlemden önce kimliğini göstermesi halinde
kişilerin, bunu kendisine bir saygı olarak algılayarak polise daha çok yardımcı
olacakları da ayrı bir gerçektir.
4.
Kimlik Gösterme İşlemlerinde
Uygulanabilecek Yaptırımlar
İnsan haklarına
saygılı bir hukuk devletinde, yöneten ve yönetilenlerin hukuka bağlı olması
temel kural olarak kabul edilmiştir. Bir kamu görevlisi olan polisin de, kendisine verilen görevi kamu
faaliyetlerinin gerektirdiği eşitlik ve hukuk ilkelerine uygun olarak yürütmesi
gerekir. Aksi halde, toplumun polise ve dolayısıyla devlete olan güvenin
sarsılmasına neden olur. Ayrıca kimlik gösterme ile ilgili usulsüzlük durumunda
hukukumuzda çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür.
a.
İdari Yönden (Disiplin Hukuku
Yaptırımları)
b.
Adli Yönden(Ceza Hukuku Yönünden)
TCK’nın 257/1. maddesinde ‘Görevi kötüye
kullanma’ konusu düzenlenmiştir. Burada önemli olan konu, bu suçun
oluşabilmesi için, kişinin mağdur olması
ve meydana gelen fiilin polisin görev alanı ile ilgili olmasıdır. Buna göre
polisin salt kimlik göstermemesi, kişinin mağdur olma şartını
gerçekleştirmediğinden bu suça sebebiyet vermeyecektir.
TCK’nın 257/2. maddesinde ‘görevi ihmal suçu’ düzenlenmiş ancak kişilerin mağduriyetine veya kamunun
zararına neden olma şartı bu suçun oluşumu için bir unsur olarak getirilmiştir. Her
suçta var olan zarar kavramından ayrı ve özel olarak gerçekleşmesi gereken
zarar unsurunun oluşmaması halinde, salt
kimlik göstermeme durumu, adli yönden görevi ihmal suçu oluşturmayacaktır.
Eski TCK ile yeni TCK’nın
karşılaştırıldığında, çoğu ihmal suçunun
salt disiplin suçu haline getirildiğini söylemek mümkündür. Kimlik
göstermemek şeklinde meydana gelecek olan sorumlulukta, adli yönden değil ancak
salt disiplin yönünden sorumluluk doğuracak nitelikte bir ihmal veya
savsaklamanın bulunduğunu söylemek mümkündür.
Güvenliğin olmadığı bir
ortamda kişilerin sahip oldukları hak ve özgürlükler hiçbir işe yaramayacaktır.
Bu gerçekten hareketle toplumda huzur ve güvenliğin sağlanmasında görevli olan
polisin, hukuka ve insan haklarına saygılı bir anlayışla görevini yerine
getirmesi beklenirken, bireylerin de bu görevi yerine getiren polise karşı
saygılı olmaları gerekir.
Polisin kimlik gösterme işlemi ve niteliği genel olarak PVSK ve Arama
Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. CMK’da
ise polisin kimlik göstermesi ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamakta ancak arama, elkoyma gibi işlemlerde ilgilisine
bilgi verme ve tutanaklarda görevli polislerin kimliklerinin yazılacağı
belirtilmektedir. Ayrıca TMK’nın 6/1.
maddesinde, polis hakkında özel bir hükme yer verilerek, terörle
mücadelede görev yapan personelin kimliklerinin açıklanması suç iken, onların
kimlik gösterme şeklindeki yükümlülüklerini nasıl yerine getirileceği ve
istisna sağlanıp sağlanmayacağı hususlarında ilgili mevzuatta bir ayrım
yapılmamıştır. Bu nedenle polisin kimlik
gösterme ile ilgili durumların ve istisnalarının açıkça yazıldığı yeni bir
düzenleme ile belirtilen bu farklı anlaşılmaların
giderilmesi gerekir.
Polise, kimlik gösterme ile
ilgili adli veya idari yapılan işlemlerde hakim, savcı, mülki amir veya
herhangi bir üstün emir vermesine gerek yoktur. Çünkü bu durum, ilgili yasalarda
da düzenlendiği gibi verilen görevin yerine getirilişinde bir usul işlemidir.
Her toplumda suç işleyen, polise yardımcı
olmayan, art niyetli hatta polisin görevini yapmasını engellemeye çalışan
kişiler olabilir. Ancak her halükarda böyle kişilerin tahrik etmesi veya
varlığı, polisin yapacağı işlemlerde belirlenen kurallara, usule ve aynı zamanda yetkilerini
kullanmasına engel teşkil etmemelidir.
Bu
açıklamalardan sonra’ polisin kimlik göstermesi ve
ilgilisine bilgi vermesi’ ile ilgili
olarak;
·
Polis adli veya idari amaçlı yetki
kullanmadan önce –istisnai durumlar
hariç- ve herhangi bir talep olmadan resen kimliğini ilgilisine göstermesi
ve yasal düzenlemelerde belirtilen işlem veya uygulamanın neden yapıldığının
ilgilisine söylemesi polis için bir yükümlülüktür.
·
Resmi üniformalı veya sivil olması
polisin kimlik gösterme yükümlülüğünü değiştirmemektedir.
·
Polisin yapacağı her işlemde kimlik gösterme yükümlülüğünün bulunup
bulunmadığının tespitinde, polisin yapacağı işlemin şekli, amacı, niteliği, muhatap
alınan kişi veya grup ile bulunulan ortamın belirleyici olma özelliği vardır. Örneğin,
Arama Yönetmeliğinin 28, 29 ve 30. maddeleri çerçevesinde karar veya yazılı
emir ile yapılan üst, eşya, ev ve araç aramalarında, kimlik gösterme yükümlüğü bulunurken; Yönetmeliğin 8, 23 ve 25.
maddelerine göre ise, karar veya emre ihtiyaç olmadan yapılması mümkün olan
durdurma ve aramalarda ise, resen kimlik
gösterme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
·
Bazı durumlarda, gecikmesinde sakınca veya tehlike bulunması hâlinde ya
da işlem amacı tehlikeye girecekse bilgi ve kimlik daha sonra da
gösterilebilir. Örneğin, arama öncesi delil karartma şüphesinin varlığı gibi.
·
Polisin ilgiliye kimlik göstermesi ve bilgi vermesi sadece hukuki koruma
sağlaması açısından değil aynı zamanda vatandaşın işbirliği yapma ve polise
karşı saygı ve güveninin artmasına sebep olur.
·
Kimlik gösterme ile polisin
yetkili ve görevli olması hakkında olabilecek tereddüdü ortadan kalkar.
·
Polis kimlik gösterdiği andan
itibaren kendisine karşı yapılacak hareketler, suçun ağırlaştırıcı nedeni
olabilir. Örneğin, görevli memura mukavemet gibi.
·
Polisin kimlik göstermemesi
halinde ilgili kişinin polisten kimliğini göstermesi talep hakkı doğar. Burada
tereddüde düşülüp düşülmemesinin takdiri kişilere aittir.
·
Polisin kimlik gösterme
yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde adli yönden değil ancak Emniyet Teşkilatı
Disiplin Tüzüğüne göre görevi savsaklama, ihmal gibi disiplin suçlarından
sorumlu tutulabilir.
Belirtmek gerekir ki, nitelik ve eğitim seviyesi yükselen polisin,
sürekli eğitimi ve denetimine paralel olarak toplum destekli polislik, halk ve
basın ilişkilerinin etkin olarak geliştirilmesi, kimlik gösterme ile ilgili
olabilecek sorunların çözümüne olumlu olarak yansıyacaktır.
KAYNAKLAR;
ÇOLAK,
Haluk ve TAŞKIN, Mustafa(2005), Açıklamalı-Karşılaştırmalı-Uygulamalı Ceza
Muhakemesi Kanunu, Ankara: Seçkin Yayınları.
ERYILMAZ, M. Bedri(2003), Türk ve İngiliz Hukukunda ve
Uygulamasında Durdurma ve Arama, Ankara: Seçkin Yayınevi.
GÜLCÜ, Mustafa(2003); Özel Güvenlik Görevlilerinin
Kimlik Sorma, Arama Ve Elkoyma Yetkileri,
Polis Dergisi, Sayı 34, ss.
184-214.
KAYGUSUZ, Ziyaettin; (2008)
‘Kimlik Sorma ve Kimlik Tespiti’, PA Polis Bilimleri Dergisi, S:10(1), ss.
81-116
KUNTER, Nurullah ve
YENİSEY, Feridun(2003), Ceza Muhakemesi Hukuku I-II, 12.Bası, İstanbul: Beta Y.
MALKOÇ,
İsmail-YÜKSEKTEPE, Mert(2005), Ceza Muhakemesi Kanunu, Ankara: Malkoç Kitabevi.
ÖZBEK, Veli Özer(2005), Yeni Ceza Muhakemesi
Kanununun Anlamı, 1. Baskı, Ankara: Seçkin Yay.
;(1999)Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbiri Olarak Arama, Ankara:
Seçkin Y.
SÖNMEZ, Nevzat(2005), “Emniyet Teşkilatı ve Polis Meslek Hukuku ile
Polisin Görev ve Yetkileri”, Ankara: Seçkin Yayınevi.
TEZSEVER,
Serhat(1993), Polisin Yetkileri, İstanbul.
YENİSEY, Feridun;(1993), Hazırlık Soruşturması ve Polis, 3.Baskı,
İstanbul: Beta Yayınevi.
;(2007),‘Durdurma, Kimlik Sorma, Kimlik Tespiti’, Çağın Polisi Dergisi,
S:69,
ss.10-11
YURTCAN, Erdener(2005), CMK
Şerhi, İstanbul: Beta Yayınevi.
Önder ÖZLEM; ‘Kimlik Sorma Hakkı ve Yetkisi’
http://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=49030goto=
newpost,06.12.2008 (Erişim Tarihi;
19.12.2008).
* 3. Sınıf
Emniyet Müdürü, Bilim Uzmanı, EGM Hukuk Müşavirliği, zkaygusuz@hotmail.com,
[1] Bu makalede ‘kolluk’ yerine genel olarak ‘polis’ tabiri kullanılacaktır.