Konuğumuz

Bilim veya Edebiyat Eseri Sahiplerinin Hakları

 

 

Prof. Dr. Vahit Bıçak·

 

Giriş

Emniyet mensupları arasında makale, tez veya kitap formatında bilimsel eser üretenlerin veya şiir, hikaye, roman, deneme, anı gibi türlerde edebi eserler ortaya koyanların sayısı son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Ağırlıklı olarak emniyet mensuplarının katkılarıyla çıkmakta olan dergilerden sadece bir tanesi olan Çağın Polisi Dergisinin 7 yıldır aralıksız olarak 74 sayı yayınlanmış olması olgusu, bilim veya  edebiyat eseri sahibi emniyet mensuplarının ortaya koydukları eserlerle ilgili haklarının neler olduğu konusunda bilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmelerini gerekli kılmaktadır. 

Bilim ve edebiyat eserleri sahiplerinin hakları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (kısaca FSEK) tarafından düzenlenmiştir. FSEK, 5 Aralık 1951 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiş olup 13 Aralık1951 tarih ve 7931 sayılı Resmi gazete’de yayınlanmıştır. Geride bırakılan 57 yıl boyunca FSEK, 3 Kasım 1983 tarih ve 18210 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2936 sayılı Kanun;  12 Haziran 1995 tarih ve 22311 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 4110 sayılı Kanun; 3 Mart 2001 tarih ve 24335 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 4630 sayılı Kanun; 12 Mart 2004 tarih ve 25400 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5101 sayılı Kanun ve 8 Şubat 2008 tarih 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5728 sayılı Kanun’la olmak üzere beş defa kapsamlı değişikliğe uğramıştır.

FSEK, bilim (ilim) ve edebiyat eserleri sahiplerinin hakları yanında, musiki, güzel sanat ve sinema eseri sahiplerinin haklarını da koruyor olmakla birlikte, bu çalışma bilim ve edebiyat eserleri sahiplerinin haklarının korunmasıyla ilgili normatif düzenlemelerle sınırlıdır.

 

İlim ve Edebiyat Eseri Nedir?

Bir bilim adamının veya edebiyatçının özelliklerini taşıyan ve ondan sadır olan bilim ve edebiyat ürünleri, bilim veya edebiyat eseridir. Sadece fikir aşamasında kalan, cisimleşmeyen bilim ve edebiyat ürünleri eser sayılmamaktadır.

İlim ve edebiyat eserleri, müstakil eserler ve işlenme eserler olarak iki farklı şekilde olabilmektedir. Müstakil bir eserden istifade edilerek meydana getirilen, müstakil esere bağımlı olan ve sahibinin hususiyetini taşıyan eserlere işlenme eser denilmektedir. Bir eserin tercümesi, izahı veya şehri işlenme eserin örneklerini oluşturmaktadır.

 

Müstakil bilim ve edebiyat eserleri;

1-     Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler,

2-     Her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program

sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları (Ara yüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir öğesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar),

3-     Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri,

4-     Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafya’ya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri,

olmak üzere dört kategoride toplanabilir (FSEK, md. 2).

 

Diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu eserlere nispetle müstakil olmayan işlenme ve derleme şeklindeki bilim ve edebiyat eserleri ise;

1-     Tercümeler;

2-     Roman, hikaye, şiir ve tiyatro piyesi gibi eserlerden birinin bu sayılan nevilerden bir başkasına çevrilmesi;

3-     İlim ve edebiyat eserlerinin film haline sokulması veya filme alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayıma müsait bir şekle sokulması;

4-     Bir eser sahibinin bütün veya aynı cinsten olan eserlerinin külliyat haline konulması;

5-     Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde seçme ve toplama eserler tertibi;

6-     Henüz yayımlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi (ilmi bir araştırma ve çalışma mahsulü olmayan alelade transkripsiyonlarla faksimileler bundan müstesnadır.);

7-     Başkasına ait bir eserin izah veya şerhi yahut kısaltılması;

8-     Bir bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veya her hangi bir değişim yapılması;

9-     Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer biçimdeki veri tabanları (Ancak, burada sağlanan koruma, veri tabanı içinde bulunan veri ve materyalin korunması için genişletilemez);

olarak karşımıza çıkabilir (FSEK, md. 6). Burada söz konusu olan sayım, örnekleme niteliğinde bir sayımdır; sınırlayıcı nitelikte bir sayım değildir. Dolayısıyla, sayılanlar dışında kalan yemek kitapları ve şehir haritaları gibi ürünler de işlenme ve derleme eser sayılabilir. Bir işlenme veya derlemenin eser sayılabilmesi için, ilk olarak, yararlanılan eserin sahibinin haklarına zarar vermemesi ve, ikinci olarak, işleyenin yada derleyenin özelliklerini taşıması gerekir. Bir çalışmanın eser sayılabilmesi için tamamlanmış olması şart değildir. Çalışma, sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeye gelmişse eser sayılmalıdır.


Bilim ve Edebiyat Eseri Sahibi Kimdir?

Bir bilim veya edebiyat eserin sahibi, onu meydana getirendir. Bir işlenme ve derleme şeklindeki bilim veya edebiyat eserinin sahibi ise, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir. Örneğin, İngilizce bir kitabı Türkçe’ye çeviren kişi, çeviri eserin sahibidir. (FSEK, md. 8)

İlim veya edebiyat eserleri birden fazla kişi tarafından meydana getirilmiş olabilir. Bu durumda, birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini isteyebilir. Diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. (FSEK, md. 9)

Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen bilim ve edebiyat eseri ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi, onu vücuda getirenlerin oluşturduğu birliktir.
Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir işleme haklı bir sebep olmaksızın izin vermezse, bu izin mahkeme tarafından verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir. Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez. Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır.(FSEK, md. 10)

Eser sahibinin kim olduğunu tespit hususunda bazı karineler kabul edilmiştir.  Sahibinin adı belirtilen eserlerde aksi sabit oluncaya kadar adı belirtilen kişi eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış eser nüshalarında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır.
Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır. (FSEK, md. 11)

Sahibinin adı belirtilmeyen eserlerde, yayımlayan ve yayımlayan belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde eser sahibinin belli olmadığı hallerde konferansı veren veya temsili icra ettiren, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. (FSEK, md. 12)

 

Bilim ve Edebiyat Eseri Sahibinin Hakları Nelerdir?

Bilim ve edebiyat eseri sahibinin eseri üzerindeki hakları, manevi hakları ve mali hakları olmak üzere iki kategori altında toplanabilir. Bilim ve edebiyat eseri sahiplerinin manevi hakları; eseri kamuya sunma hakkı, adın belirlenmesi hakkı ve eserde değişiklik yapılmasını menetmek hakkı olmak üzere üç faklı hakkı içermektedir. Bilim ve edebiyat eseri sahiplerinin mali hakları; işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve pay ve takip hakkı olmak üzere altı farklı hakkı içermektedir.

Manevi haklardan eseri kamuya sunma hakkı; bir eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını munhasıran eser sahibinin tayin etmesini ifade etmektedir. Bu hak, Bütünü veya esaslı bir kısmı alenileşmemiş olan, yahut ana hatları her hangi bir suretle henüz umuma tanıtılmayan bir eserin muhtevası hakkında ancak o eserin sahibi malumat verebilmesini de kapsar. Eserin umuma arz edilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin umuma tanıtılmasını veya yayımlanmasını men edebilir. Menetme yetkisinden sözleşme ile vazgeçmek hükümsüzdür. Diğer tarafın tazminat hakkı saklıdır. (FSEK, md. 14)

Manevi haklardan adın belirlenmesi hakkı; eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine ait olmasını ifade etmektedir. Eserlerinde müstear ad kullanan bir yazara ait eserin, yayıncı tarafından yazarın gerçek adıyla basılması durumunda, esere ait adın belirlenmesi manevi hakkı ihlal edilmiş olacaktır. (FSEK, md. 15)

Manevi haklardan eserde değişiklik yapılmasını menetmek hakkı;  eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamamasını ifade etmektedir. Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, umuma arz eden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın yapabilir. Eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak izin vermiş olsa bile şeref veya itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri men edebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür. (FSEK, md. 16)

Mali haklardan işleme hakkı; bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkının munhasıran eser sahibine ait olmasını ifade etmektedir. Bir eserin izinsiz olarak İngilizce’den Türkçe’ye tercüme edilmesi eser sahibinin işleme hakkının ihlali oluşturmaktadır. (FSEK, md. 21)

Mali haklardan çoğaltma hakkı; bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine ait olmasını ifade etmektedir. Eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılmaktadır. Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır. (FSEK, md. 22)

Mali haklardan yayma hakkı; bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkının münhasıran eser sahibine ait olmasını ifade etmektedir. Eser sahibinin izniyle yurt dışında çoğaltılmış nüshaların yurt içine getirilmesi ve bunlardan yayma yoluyla faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Yurt dışında çoğaltılmış nüshalar her ne surette olursa olsun eser sahibinin ve/veya eser sahibinin iznini haiz yayma hakkı sahibinin izni olmaksızın ithal edilemez. Kiralama ve kamuya ödünç verme yetkisi eser sahibinde kalmak kaydıyla, belirli nüshaların hak sahibinin yayma hakkını kullanması sonucu mülkiyeti devredilerek ülke sınırları içinde ilk satışı veya dağıtımı yapıldıktan sonra bunların yeniden satışı eser sahibine tanınan yayma hakkını ihlal etmez. Bir eserin veya çoğaltılmış nüshalarının kiralanması veya ödünç verilmesi şeklinde yayımı, eser sahibinin çoğaltma hakkına zarar verecek şekilde, eserin yaygın kopyalanmasına yol açamaz. (FSEK, md. 23)

Mali haklardan temsil hakkı; bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkının munhasıran eser sahibine ait olmasını ifade etmektedir. Temsilin umuma arz edilmek üzere vuku bulduğu mahalden başka bir yere herhangi bir teknik vasıta ile nakli de eser sahibine aittir. Temsil hakkı; eser sahibinin veya meslek birliğine üye olması halinde, yetki belgesinde belirttiği yetkiler çerçevesinde meslek birliğinin yazılı izni olmadan, diğer gerçek ve tüzelkişilerce kullanılması mümkün bulunmamaktadır. (FSEK, md. 24)

Mali haklardan işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı; bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkının munhasıran eser sahibine ait olmasını ifade etmektedir. Bu hak çerçevesinde eser sahibi, eserinin aslı ya da çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda eserine erişimini sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına da sahiptir.

Mali haklardan pay ve takip hakkı; bilim ve edebiyat eserleri sahibi yazarların el yazısıyla yazılmış eserlerinin asıllarından birinin, eser sahibi veya mirasçıları tarafından bir defa satıldıktan sonra, koruma süresi içinde, bir sergide veya açık artırmada yahut bu gibi eşyayı satan bir mağazada veya başka şekillerde satış konusu olarak el değiştirdikçe, bu satış bedeli ile bir önceki satış bedeli arasında açık bir nispetsizlik bulunması halinde, her satışta, satışı gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişinin, bedel farkından münasip bir payı eser sahibine, o ölmüşse miras hükümlerine göre ikinci dereceye kadar (ve bu derece dahil) yasal mirasçılarına ve eşine, bunlar da yoksa ilgili alan meslek birliğine ödemekle yükümlü olmasını ifade etmektedir.

Gerek mali, gerekse manevi hakların tamamının devrini içeren sözleşmeler, hukuken geçerli sözleşmeler değildir. Hangi hakların devredildiği telif hakları devir sözleşmesinde açıkça sayılması sözleşmenin hukuken geçerli olması için şarttır. (FSEK, md. 52)

 

Manevi haklarla mali haklar arasında hakların devri açısından farklılık bulunmaktadır.  Manevi haklar eser sahipliğinden doğan mutlak ve münhasır yetkiler olmaları nedeniyle miras yoluyla intikal etmedikleri gibi, devir yönünden ölüme bağlı tasarruflara konu olmazlar ve sağlar arası işlemlerde de devir edilmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bununla birlikte, manevi hakların kullanılma yetkisinin devredilmesi mümkündür. Mali haklar ise; süre, yer ve muhteva itibariyle sınırlı veya sınırsız, karşılıklı veya karşılıksız olarak eser sahibi veya mirasçıları tarafından başkalarına devredebileceği gibi, sadece kullanma yetkisi de başkasına devredilebilir.

 

Hak İhlallerinde Başvurulabilecek Yollar Nelerdir?

Bilim ve edebiyat eserleri sahiplerinin hakları ihlal edildiğinde başvurulabilecek hukuk yolları; hukuk mahkemelerinde hak arama yollarına başvurmak olabileceği gibi, ceza mahkemelerinde suç ve ceza takibatı yapılması şeklinde de olabilmektedir. Tespit davası, tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davası, maddi ve manevi tazminat davası, kazanç devri talebi davası açılabilecek olan hukuk davalarıdır. İlim ve edebiyat eserleri sahiplerinin manevi ve mali haklarına, bağlantılı hak sahiplerinin haklarına karşı yapılmış tecavüzlere yönelik olarak ceza hukuku müeyyidelerinin işletilmesi de mümkün bulunmaktadır.

İlim ve Edebiyat Eserleri Meslek Birliği (İLESAM), eser sahibi herkesin üye olabilmesi mümkün olan bir meslek birliği olup eser sahiplerinin tüm haklarını korumak üzere yasalarla oluşturulmuş ve bu doğrultuda aktif olarak çalışan bir meslek birliğidir. Eser sahibi emniyet mensuplarının da bu meslek birliğine üye olmalarında yarar bulunmaktadır.

 

Sonuç

Bilim ve edebiyat eserleri sahiplerinin hakları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından kapsamlı olarak düzenlenmiştir. FSEK 1951 yılından beri yürürlükte bulunmaktadır. Kanunların gittikçe eskimesi ve yetersizleşmesi olgusu, genel olarak tüm dünya için yadsınamaz bir gerçek olmakla birlikte, bu olgu özellikle Türkiye açısından daha açık ve kesin bir şekilde belirmiştir. Gerçekten Türkiye, dünya koşullarının değişimi dışında kendine özgü çok hızlı, çok derin ve keskin bir yapısal değişim ve gelişim yaşamıştır ve yaşamaktadır. Siyasal, ekonomik ve düşünsel gelişim ve değişimler, eskiye oranla çok daha hızlı olmaktadır. Yaşanılan değişim ve gelişmelerin telif hakları normları ile toplumun yapısı arasında derin çelişkiler doğmasına ve telif hakları normlarının değişimine etken olmaması mümkün değildir. Nitekim, geride bırakılan 57 yıl içerisinde FSEK kapsamlı değişikliklere konu olmuştur, bundan sonra da kapsamlı değişikliklere konu olmaya devam edecektir. Değişiklikler, toplumsal gelişmenin dinamiği olan fikir ve düşünce üreticisi eser sahiplerinin haklarını daha iyi koruma  ve Türk bilim ve edebiyat eserleri sahiplerinin daha özgün eserler üretmelerini sağlama yönünde olmalıdır. Yapılan yasa değişikliklerinin tek başlarına yeterli olmadıkları, getirilen yeni normların uygulamaya da geçirilmesinin en az yasa yapmak kadar önemli olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

 



·  Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi  Ceza Hukuku Öğretim Üyesi, İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, http://www.vahitbicak.com