KONUĞUMUZ
DURDURMA, KİMLİK SORMA, KİMLİK TESPİTİ
|
Prof.Dr.Feridun YENİSEY[*] |
Durdurma ve kontrol, kimlik sorma, kimlik tesbit etme
Kolluğun
‘kimlik sorması’ ile ‘kimlik tesbit etmesi’ arasında fark vardır. Kimlik tesbit etme; o kişinin polis kayıtlarına geçirilmesidir. Buna
karşılık kimlik sorma, kişiyi kayıtlara geçiren bir işlem değildir.
Kolluk suç işlenmesini önlemek veya işlenmiş suçların faillerini ele
geçirmek için, kimlik sorabilir (PVSK 4/A).
Bu şekilde kimliği sorulan kişi bir hüviyet belgesi göstererek,
kimliğini belirlemek mecburiyetindedir.
Kimliği belirlenemeyen kişinin üzeri aranabilir ve kolluğun
ilgiliyi, kimliğini belirleyinceye kadar nezarete alma yetkisi doğar. Bu
kişiler hakkında parmak izi alma ve fotoğraf çekme işlemi uygulanabilir.
I - Durdurma ve kontrol
Anayasamıza göre, her türlü arama işlemi için hakim kararı veya
kanunla yetkili kılınan makamın yazılı emri bulunmalıdır (Any. “2001-4709” 20).
Ancak arama sayılmayan “durdurma ve soru sorma”, “durdurma ve kimlik sorma”,
“durdurma ve kimlik tesbiti” veya “durdurma ve sıvazlıyarak silah kontrolu
yapma” (Stop and frisk) gibi işlemler için belli bir Kanunun kolluğu açıkça
arama yetkisi verdiği haller saklıdır.
Polisin
şahısları yolda durdurarak “suç işlenmesini önlemek” veya “işlenmiş suçların
faillerini bulmak” amacı ile, onlara çeşitli sorular veya kimlik sormasının
yasal kaynağı, PVSK m.17 idi. Bu tür bir yetkinin kullanılabilmesi için
yakalama ve aramada gereken derecede olmamakla birlikte, basit bir şüphenin
mevcut bulunması da gereklidir.
Arama Yönetmeliği, kolluğun vatandaşı yolda durdurabilmesi için,
“umma derecesinde makul şüphe” bulunması gerektiğini düzenlemiştir (AramaY 27).
Durdurma yakalama değildir. Yakalama sayılması için fiilen denetim
altına alınması gereklidir.
Durdurulan kişiye, durdurma sebebinin oluşmasına veya şüpheye
yolaçan davranışları hakkında sorular sorulabilir. Durdurulan kişi üzerinde
giysilerinden herhangi biri çıkarılmadan “yoklama biçiminde bir kontrol”
yapılır (AramaY 27/5).
Yüksek Mahkeme Terry davasında (1), polis memurunun tecrübesine
dayanarak, izlediği davranışlardan, o şahsın bir suç işleme yolunda olduğuna
inanırsa veya şahsın silahlı olduğu ve halen bir tehlike yarattığı kanaatine
ulaşırsa, o şahsı durdurup sorular sorup üst araması yapabileceğini kabul
etmiştir.
Yolda durdurulan kişi kimliğini ispat edemez ise, hakkında bilgi
toplamak üzere 24 saate kadar gözaltına alma yetkisi doğar. Bu takdirde kişinin
kimliğinin belirlenebilmesi amacıyla parmak izi alınabilir ve resmi
çekilebilir.
Vatandaşın yolda durdurularak ona sorular sorulması, yakalama
değildir. Teknik anlamda arama ve elkloyma da değildir. Bu nedenle yakalama,
arama ve elkoyma için kanunlarda öngörülen koşullar burada aranmaz. Bu nedenle
durdurma ve kimlik sorma, üst araması yapmak için ayrı bir tanım aranması
gerekmiştir. Polisin durdurduğu kişiden yola çıkılarak bir kriter
geliştirilmiştir: ‘polisin sorduğu soru üzerine, makul bir vatandaş, kendisini
halen “serbest” hissedebilecek fakat oradan ayrılmaması gerektiğine inanabilecek
idi ise’, polisin başvurduğu tedbir yolda durdurma ve kimlik sorma tedbiridir
(2). Bir başka ifade ile, sadece polisin sübjektif olarak durdurma sırasında
sahip olduğu maksat ve düşünce geçerli olmayıp, olayın dışa yansıması ve kişi
üzerinde bıraktığı izlenim de önemlidir.
Durdurma ve sıvazlayarak silah kontrolü yapma. Yolda durdurulan
kişiler üzerinde yapılan aramanın diğer bir amacı da tehlikenin önlenmesidir.
Bu nedenle kişinin silahlı olduğu veya halihazırda bir tehlike yarattığı
konusunda makul bir şüphe doğmuş olmalıdır. Bu nedenle, durdurma sırasında
sadece sıvazlama yolu ile kontrol yapılabilirse de, bazı hallerde polisin
ilgilinin cebine elini sokması kabul edilebilir. Bu yetkinin doğabilmesi için,
cebinde silah bulunduğundan şüphelenilmesi gerekir.
II - Kimlik sorma
1) Önleme Amaçlı Kimlik
Sorma Yetkisi: Polisin kimlik sorma yetkisi 1980
yılında 2260 sayılı kanunla kabul edilmiştir (3). İlgili kimliğini göstermezse, üstünün aranması
gerekir. Bu takdirde o konudaki usul kurallarına uyulması gerekecektir.
Mevcut bir tehlikenin uzaklaştırılması (veya bir suçun aydınlatılması)
amacıyla polis bir kişiye kimlik sormak yetkisine sahiptir. Diğer taraftan,
somut olaylar bir yerde suç işlemeye hazırlanıldığını, suçun işlendiğini veya
kararlaştırıldığını ortaya koyarsa, polis orada bulunan kişilerin kimliklerini
tesbit edebilir. Toplum bakımından önemli bir tesis, resmî bir bina veya
tehlike içinde olan bir başka obje söz konusu olup da, bu tesise, binaya veya
objeye karşı suç işlenebileceğini gösteren somut olaylar mevcut ise, polis
binanın içinde veya yakınlarında bulunan kimselerin kimliklerini sorabilir.
Netekim, PVSK m. 4/A, polise suç işlenmesini önlemek amacıyla, kimlik sormak
yetkisi vermiştir.
2) Adlî görev ile kimlik sorma: Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanununa göre, polis (suç işlenmesini
önlemek veya) işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için kişilere kimlik
sorabilir. Ancak, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi göstermesi
şarttır. Böyle bir istek karşısında, herkes kimlik belgesi göstererek,
kimliğini belirlemek zorundadır.
Polisin, kimliğini belirleyemeyen kişiyi 24 saat gözaltında tutma ve bu
süre zarfında kimliğini tesbit etmek için araştırma yapma yetkisi vardır (PVSK
4/A). Bu yetki polise, kişiyi karakola götürme yetkisi de verir. Kimliğin yanı
sıra ruhsat, yetki belgesi gibi kişinin yanında bulundurması gerekli belgeler
de istendiğinde tetkik edilmek üzere yetkili memura gösterilmelidir.
III - Kimlik tesbiti.
1) İdari amaçlı kimlik tesbiti: 1973 yılında çıkartılan 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu, konaklama,
dinlenme tesislerinde kalanların kimliklerinin tesbit edilmesine ilişkin
hükümler içermektedir. Vazifesi sırasında soru soran memura kimliği konusunda
cevap vermemek bir kabahattir (KK 40).
Sıkıyönetim Kanununun 19.9.1980 tarihinde 2301
sayılı kanunla değiştirilen 16. maddesine göre, sıkıyönetim ilân edilen
yerlerde kimliklerine dair kasten gerçeğe uymayan bilgi verenler veya bilgi
vermekten kaçınanlar 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Diğer taraftan, mülga Ceza Kanunu resmî bir varaka
tanzimi sırasında kendisine veya başkasının hüviyet ve sıfatı hakkında yalan
bayanda bulunan kişiyi, bundan dolayı zarar meydana gelirse 3 aydan l seneye
kadar hapisle cezalandırılmakta idi (mülga TCK 343).
2) Parmak izi almak:
Mevzuatımız polise belli hallerde, belli kişilerin parmak izini almak ve
fotoğrafını çekmek yetkisini (PVSK 5) vermektedir. Fizik kimliğin
tespitini düzenleyen (CMK 81), kimliği belli olmayan ağır suç faili ile ilgili,
ayrı bir düzenlemedir.
Bir insanın parmak izi başkasınınkine benzemez,
değişmez, değiştirilemez. Parmak izi bu özellikleri nedeniyle kişilerin tekrar
teşhis edilmesine yarar. Parmak izi bir nevi hüviyet tespitidir.
Kanaatimizce, bir kişinin polis kayıtlarına
geçirilmesi ‘şüphenin isnad halini alması’ ile birlikte, kabul edilmelidir. Bu
nedenle, kimlik tesbiti için resim çekilmesini (PVSK 5) uygun bulmamaktayız.
Savcı tarafından gönderilen tahkikat evrakının, o
kişinin sanık veya mahkûm olduğunu göstermesi ve suçun ağır hapis cezasını gerektiren
suç veya tüzükte sayılan suçlardan biri olması halinde mümkündür (PVSK 5).
3) Kimlik tesbitinin şartları: Kanaatimizce, zabıtanın adlî görevi çerçevesinde tekrar tanımaya yarayan
tedbirlere başvurabilmesi için, şüphenin isnat teşkil edecek kadar yoğunlaşmış
olması şart olmalıdır, yani belli olaylara dayanan ‘kuvvetli şüphe’
bulunmalıdır. Netekim Alman Kanunu StP0 163b 1 bunu kabul etmiştir. Suç teşkil
eden bir fiilin aydınlatılması için gerekli ise, suç işlediğinden
şüphelenilmeyen bir kişinin de kimliği tesbit edilebilmelidir.
Bu tesbit işleminde tanık dinlenmesi sırasında
uygulanan kurallar uygulanır (StP0 69). Ancak, ‘şüpheli’ hukuk durumunda
olmayan bir kişi hakkında kimlik tesbiti için alınan tedbirlerde ‘orantılılık
kuralı’ gözönünde tutulmalıdır (StP0 163b, II).
Kimlik tesbiti amacıyla başvurulan tedbirler zorlama niteliği aldığında,
ilgilinin rızası alınmalıdır.
Polisin kimlik belirlemek amacı ile kişiyi
gözaltında tutabileceği süre bizde 24 saattir (PVSK 4/A). Kanaatimizce, kimlik
tesbiti amacıyla yapılan özgürlük kısıtlaması toplam olarak 12 saati geçmemeli
ve kimlik tesbitinin zorunlu kıldığı süreden fazla devam etmemelidir (StP0 l63
c).
Gözaltında tutulan kişi derhal yakalandığı yerdeki
sulh hâkimine çıkartılmalıdır. Ancak, hakim önüne çıkartma 12 saaatten fazla
süreyi gerektiriyorsa, kişi hâkime çıkartılmadan serbest bırakılmalı, kimlik
tesbit edilince, elde edilen belgeler, gereksizse yok edilmelidir (StP0 163 c,
IV).
İleride tekrar tanımanın diğer bir aracı olarak,
şüphelinin fotoğrafı alınır ve suç işleyen kişilere ait önceden alınmış parmak
izleri ile olaylarda elde edilen parmak izleri karşılaştırılarak veya suç
işleyen kişilerin fotoğrafları tanıklara gösterilmek suretiyle, olayın failinin
kimliği tespit edilebilir.
Polisin parmak izi alma ve fotoğraf çekme
yetkisini düzenleyen hukuk normları; PVSK 5, PVST 5, Teknik Büro Hizmeti
Yönetmeliği gibi normlardır.
IV - Fizik kimliğin
tesbiti. 1) Kavram. Şüpheli veya sanığın fotoğrafının çekilmesi, beden
ölçüleri, parmak ve ayak izinin alınması, bedeninde yer almış olup, teşhisini
kolaylaştıracak diğer özellikleri tespit etmek ve ses ile görüntüsünü kayda
almak, fizik kimliğin tesbiti demektir (CMK “2005.5353” 81/1).
2) Fizik kimliğin tesbitinin koşulları: Kanunumuz fizik kimliğin tesbit edilmesi için iki
koşul öngörmüştür:
a) Şüpheli veya
sanığa isnad edilen suçun üst sınırının iki yıl veya daha fazla hapis cezasını
gerektirmesi gereklidir;
b) Şüpheli veya
sanığın kimliği belli olmadığından, “kimliğinin teşhisi için”, fotoğraf, parmak
izi gibi, teşhisi kolaylaştıracak özelliklerin belirlenmesi gerekli olmalıdır.
Bu gibi hallerde, fizik kimlik tesbit edilebilir
(CMK 81/1).
3) Karar verme yetkisi: Fizik kimliğin tesbiti kararını Cumhuriyet savcısı veya hakim
verebiliyordu. 2005.5353 numaralı Kanun ile yapılan değişiklikle, yetki sadece
Cumhuriyet savcısına verildi, hakim çıkartıldı (CMK “20045.5353” 81/1). Bu
yetki kolluğa verilmemiştir.
4) Fizik kimlik bilgilerinin yok edilmesi: İki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçtan
sanık veya şüpheli olanların kimliğinin teşhisi gerekli ise, savcı emri ile
alınan kayıtlar, soruşturma ve koğuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.
Koğuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz
süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine kararı verilip
kesinleşmesi halinde, bu kayıtlar C. Savcısının huzurunda derhal yok edilir ve
bu konuda bir tutanak düzenlenir (CMK “2005.5353” 81/2).
5) Teşhise yarayan kayıtlar: Şüpheli veya sanığın yeniden teşhisini kolaylaştıracak özelliklerinin
kayda alınması sözkonusudur. Bu özellikler fotoğraf
çekerek, beden ölçüleri alınarak, parmak ve ayak izi alınarak bedeninde yer
almış olan diğer özelliklerin tespit edilmesi ve sesi ile görüntüsünün kayda
alınması suretiyle sağlanır.
Yeniden teşhis etmek amacıyla bir kişinin kimlik bilgilerinin bu
şekilde tesbit edilmesi için, o kişinin suç işlediği konusunda kuvvetli şüphe
bulunmalıdır (StPO 163b/1). Alman Kanunu tanıklar bakımından da bu kuralı kabul
etmiştir (StPO 69).
6) Kolluğun parmak izi
alması: 1 Ekim 2005 tarihi itibariyle halen
yürürlükte olan PVSK 5, PVST 5 ve Teknik Büro Hizmeti Yönetmeliği, kolluğun
parmak izi alma ve fotoğraf çekme yetkisini düzenlemektedir. Bu hukuk
normlarının düzenlediği hususlar, CMK 81’den farklıdır: Kolluğun “suçları
önleme” ve “bastırma” görevi çerçevesi içerisinde parmak izi alma ve fotoğraf
çekme yetkisi devam etmektedir. Biz bu yetkinin bütün suçlar bakımından gerekli
olduğu görüşündeyiz (7).
Ceza Muhakemesi Kanununun düzenlediği tesbit işlemlerinin amacı ise,
ileride aynı kişinin yeniden teşhis edilmesinden ibarettir. Amaç farklı olduğu
için farklı düzenleme yapılması mümkündür.
Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile PVSK’daki hükümlerin hukuk sistemi
içerisinde birbirleriyle uyumlu olmaları gerekir. Alman Polis Kanunları örnek alınarak
kolluğun kişisel verileri kayıt altına alma yetkileri yeniden düzenlenmelidir.
Sürecek...