BANKAMATİK DOLANDIRICILIĞINDA MODERN BİR YÖNTEM OLARAK KART KOPYALAMA VE

ATM SABOTAJI

 

Copying Card As a Modern Method In Cashomat Swindlerness and ATM Sabotage

 

                 Hanifi SEVER*

                 Melek AYDIN**

 

Giriş

            Günümüzde teknoloji beraberinde toplum yararına değil de suç ve suçluluğun yaygınlaştırılmasında da kullanılmaktadır. Öyle ki profesyonelleşen polisliğe tepki gibi toplumda yükselen profesyonelleşen suçluluk toplumda tabiri yerindeyse bir kangren olmaya devam etmektedir. Haziran 2006’da yasal mevzuattaki değişiklikler beraberinde birçok sorunu doğurmuş ve basında çıkan polisin eli kolu bağlı haberleri suçluları daha da cesaretlendirmiştir. Bu da başta mala karşı suçlar olmak üzere pek çok suç tipinde yaratıcılıkla beraber bir artış sağlamıştır.

            Bazı otoriteler günümüzde polisin günlük tecrübelerini paylaşmasını çoğu zaman insanları suça yönelttiği ya da suçluların daha profesyonel davrandığını belirtmektedir ancak mağdur olan vatandaşların bilgilendirilmesi ve sosyal hayatlarını buna göre yönlendirmeleri, suçla mücadelede her bireyin suç savaşçısı olabilmesi için yaşanan ve olan suçları okumaları/görmeleri gerekmektedir.

            Günümüzde kolay para kazanma yollarından biri de bankamatiklere yönelik sabotajlardır. Durum o kadar vahim bir hal almıştır ki bu işin yapılabilmesi için yurt dışından ortaklar aranmakta ve hatta bu kolay parayı kazanmak için konu ile ilgili eski doğu bloku ve gelişmemiş balkan ülkelerinden bazı profesyoneller gelmektedir.

            Bilinen Yöntemler

Kart kopyalama son zamanlarda oldukça revaçtadır. Yapılan sistemde kart sokulan soket ile şifre girilen ana panel arasında mutlaka bir bağlantı olmaktadır. Bu sistemin çalışması için de ayrıca iki adet telefon bataryası yeterlidir yani demek istenen şudur ki; bu sistemin üretilmesi birkaç dolar ancak elde edilen kazanç milyon dolar…

            Mağdur öncelikle kartını bankamatikteki kart yuvasına yerleştirmekte ve bu esnada kart kopyalanmaktadır ancak kartın bu şekilde okunması şifre olmaksızın pek işe yaramamaktadır bu nedenle ana panelin altına yerleştirilen sistem ile mağdurun girdiği şifre de kopyalanmakta ve kaydedilmektedir. Bu sayede seri kart basımı yapılarak hesaplardan paralar çekilmekte ve toplum mağdur edilmektedir. Akıllara gelen bir soru şu olabilir: bu sistem bankamatik panelinin alt tarafına nasıl yerleştiriliyor? Aslında bu işlem onlar için en kolay olanıdır. Bir başka bankamatikten sökülen ana panel altına yapıştırıcı bantlar konulmak suretiyle orijinalinin üzerine oturtulmaktadır. Dışarıdan bakıldığında anlaşılmasının imkansız olması bu kurbanların artmasına neden olmaktadır.

            Kart kopyalayıcı sistemlerin kurulumu oldukça basit ve zahmetsizdir. Bu sistemin bankamatiklere yerleştirilebilmesi için sadece 5 saniyeye ihtiyaç duyulmaktadır. Müşteri gibi bankamatik önüne gelen suçlular sistemleri bu kadar kısa sürede yerleştirebilmektedirler.[1]

            Bunun yanında bazı suç şebekeleri müşteri hizmetleri için kullanılan telefon bağlantısını iptal etmekte ve bu telefonun içini açarak kendi cep telefonlarını yerleştirmektedirler. Kart yuvasına bir cisim yerleştiren bu şebekeler kartın sıkışmasına neden olmakta ve mağdur vatandaş hemen müşteri hizmetleri numarasını aramaktadır. Aslında kurban orijinal telefonun altına yerleştirilen cep telefonu ile şebekenin bir masaya oturttuğu bayan ile konuşmaktadır. Burada kartın iptali için gerekli bilgiler sorulmakta ve kurban ağa bir kere daha düşmektedir. Hatta daha bilinçsiz ve telaşlı müşteriler ile görüşürken şifreleri dahi istenmektedir.

            Bankamatik kartlarının elde edilmesinde bir başka yöntem ise kart yuvasına sıkıştırılan kağıt vs’dir. Bu nedenle kart yuvaya yerleştirilmeden evvel içi gözle olabildiğince kontrol edilmelidir. Kart sıkıştığı zaman yoldan geçen bir hayırsever (!) kendisine yukarıdaki numarayı aramasını söylemektedir. Asıl numara üzerine yapıştırılan bir başka levhadaki telefonun ucunda yine bir şebeke üyesi bulunmaktadır.

            Daha amatörler ise bu şekilde koydukları telefonları kart sıkıştıktan sonra kendileri aramaktadır. “Merhaba X bankasından aramaktayım, kartınızın sıkıştığı sinyalini X yerdeki X bankamatikten almış bulunmaktayım. Şimdi iptal tuşuna basın ve kartınızı alın, olmuyorsa boş tuşa basın (sil, iptal, giriş tuşunun altındaki boş tuş) denmektedir. Hani bu boş tuşun bugüne kadar ne işe yaradığını sanırım kimse merak etmemiştir. Bu şekilde kendisine güvenmesini sağlayan kurbanı telefonda yine çıkmadı deyince kart numarası veya müşteri numarası istemektedir. Onu da bilmediğini beyan edince müştekiye şifresi sorulmaktadır.

            Yine müşteri şeklinde kurbanının arkasında bekleyen şebeke üyesi vatandaşın kartı sıkıştığında kendi telefonundan bankayı aradım al iptal ettir diyerek aslında hattın ucundaki diğer arkadaşına yönlendirmektedir. Bu nedenle kimsenin yardım teklifini kabul etmeyiniz.

            Genellikle güvenlik kamerası bulunmayan bankamatikleri hedef seçen bu suç örgütleri yine de hiçbir şeyi aldırmaksızın kameralı sistemlere de bu tip sabotajlar yapabilmektedir.

            Ücra köşelerde bulunan kabinli bankamatiklerin sistem odasına girilmeye çalışılmaktadır. Çeşitli hırdavat aletleri ile kapıları ya da kilitleri açılabilmektedir. Bunun için arada bankamatiklerin elektrikleri kesilebilmektedir. Bu esnada 155 polis imdat’a bankamatiğin sinyalinin kesildiğine dair bilgi doğrudan ulaşmaktadır.

            Düzenek kurulan bankamatiklerin yakınlarında bulunan aynı bankaya ait ATM’lere geçici olarak hizmet dışı gibi bir yazı yapıştırılarak vatandaşların düzenekli bankamatiğe yönelmesi sağlanıyor bu sayede kurbanların sayısı artırılmaktadır. Yakın çevrede mutlaka bir başka şebeke üyesi vatandaşları o bankamatiğe tönlendrmektedir.

            Yine  Sakarya’da yaşanan bir olayda[2] değişik illerden genellikle hafta sonu veya bankaların kapalı olduğu zamanlarda oto ile gelen iki yada daha fazla şahıslar belirli bir bankanın ATM cihazının bulunduğu yere gelirler, şahıslardan birisi bu ATM cihazına önce kağıt vb. bir maddeyi bankamatik kartı ile yerleştirip ATM cihazını devre dışı bıraktıktan sonra diğer şahıslar bir diğer bankanın ATM cihazının bulunduğu yere gidip beklemeye başlarlar. ATM cihazı devre dışı bırakılan bankanın önünde bekleyen şahıs buraya para çekmeye gelen vatandaşları bu ATM bozuk diyerek bir diğer bankanın ATM cihazının para verdiğini beyan ederek şahısları bu adreslere yönlendirir. Bu yere gelen vatandaşlar para çekmek için kartlarını ATM' ye yerleştirdiklerinde ATM kartı kabul etmez ( Bu bankalardan ATM cihazına kartların yönlü yerleştirilen banka olmasını takip ederler). Bu esnada bu yerde bekleyen ikinci şahıs vatandaşa yardımcı olmak bahanesi ile kartı yanlış yerleştiriyorsun ver ben yerleştireyim diyerek vatandaşın elindeki kartı alır bu sırada elinde bulunan ve diğer illerden çalıntı bir diğer kredi kartını bankanın ATM'sine yerleştirir, sonrasında vatandaşa tamam kartını yerleştirdim şifreni gir der. Vatandaş ATM' deki kartın kendi kartı olduğunu düşünüp şifresini girdiği sırada kart ATM cihazı tarafından çalıntı müracaatı diyerek yutulur. Beklemekte olan şahıslar ise şifreyi hissettirmeden öğrenip olay yerinden kaçar daha sonra parayı başka bir yerdeki ATM' den çekerler. Vatandaş yutulan kartın kendisinin olduğunu düşündüğü için daha sonra mesai başladığında bankaya müracaat ettiğinde olayı öğrenir.

Bankamatikler kullanılmadan evvel kontrol edilmelidir. Suçlular bankamatiklerin kart yuvasını görebilecek şekilde kameralar yerleştirmektedir. Bu sayede kart sahibi, kart numarası gibi bilgileri fotoğraflayıp internet alışverişlerinde kullanılabilmektedir.

            Bankanızla görüşüp mutlaka bankamatik kartınızla ilgili bilgi alın yani kaybolma, çalınma ya da yukarıdaki gibi bir olayla karşılaşıldığında ne yapmanız gerektiğini faydanıza olacaktır.[3]       

Aşağıda bankamatik dolandırıcılığıyla ilgili bir hikayeye[4] yer verilmiştir. Bankamatik farelerine yönelik uzman birimlerin faaliyetlerinin bütün suçla mücadele edenlere örnek olmasını en büyük temennimizdir.

Milyarlarca gelen borçlar faturaları... Malatya’daki mağdur insanlar... Dolandırıcı çetenin af yasasıyla çıkan ele başları... Bankamatiklere sıkışan kartlar... Bu, toplumun kanını emen bir çetenin çökertilişinin öyküsüdür.

            12.04.2002... İsmail Polat, her zamanki gibi evine beş yüz metre uzaklıktaki bankaya giderek para çekecekti. Borçları vardı ve sıkıntılıydı. Mesai saati bittiği için parayı bankamatikten çekmeye karar verdi. Bankamatiğin nasıl kullanıldığını bilmiyordu. Kartını yuvaya yerleştirdi, ittirince sıkıştı. Ne yapacağını bilemedi. Yoldan geçen bir şahıs ona bankamatiğin üst kısmında yazan numarayı arayarak kartını iptal ettirmesini söyledi.

            İsmail Polat evine gitti ve aldığı numarayı vakit geçirmeden aradı. Durumunu anlattı ve kartının iptal edilmesini istedi.

İsmail Polat’ın ifadesi : “Bankamatiğin üst kısmandaki numarayı aradığımda çok kibar konuşan bir bayan bana yardımcı oldu. Bir sürü soru sordu, işte annemin kızlık soyadından kart numarama kadar... Kartımı iptal ettiğini ve en yakın zamanda yeniden müracaat ederek yeniden kart alabileceğimi söyledi.”

            12.04.2002... Ayşe Nur Özay, babasının memleketten yolladığı parayı çekmek üzere arabasından indi. O gün, doğum günüydü ve kutlama için paraya ihtiyacı vardı. Sevgilisi onu arabada sabırsızlıkla bekliyordu.

Ayşe Nur Özay’ın ifadesi : “ Doğum günü partisi düzenleyecektik, tabi paraya ihtiyacım vardı. Babamdan rica etmiştim ve memleketten hesabıma para yatırmış. Paranın bir kısmını üniversiteme verecektim. Kartımı bankamatiğe yerleştirdim ama sıkıştı. Yoldan geçen bir beyefendi bana ‘aman şu numarayı ara hesabını iptal ettir, ortalık hırsız kaynıyor’ diyerek bankamatiğin üst kısmındaki sac levhayı gösterdi. Aradım ve iptal ettirdim.”

            12.04.2002...   Özlem Taşkın da para çekmek için bankamatiğe geldi ve onun da kartı sıkıştı. Kartını iptal ettirmek için bankamatiğin üzerinde bulunan sac levhada yazan numarayı aradı ve kartının iptal edildiğini öğrenerek rahatladı.

İsmail Polat’ın ifadesi : “ Kartım Cuma günü akşam saatlerinde bankamatiğe sıkışmıştı. Hafta sonu hiçbir işlem yapamadım. Pazartesi günü şubeye giderek telefonla kartımı iptal ettirdiğimi ve yeni kart çıkartmak istediğimi söylediğimde şok oldum. Tüm param çekilmişti ve kredi limitim de kullanılmıştı. Bankaya borcum varmış.”

İsmail  Polat bunun üzerine karakola giderek olayı polise anlattı. Karakola aynı olayla ilgili gelen başvuru sayısı artmıştı. Şikayetler aynı banka şubesine karşı yapılıyordu. İsmail Polat’ın ifade alma işlemi devam ederken Ayşe Nur Özay ve Özlem Taşkın da karakola suç duyurusunda bulunmak için geldiler. Bu iki bayan ifade verirken karakola yeni mağdurlar da gelmekteydi.

Aradan henüz bir saat geçmişti ki, bankanın güvenlik görevlisi elinde iki tane kasetle karakola gelerek onları izletti. Görüntüleri izleyenler şaşırmıştı. Bankamatik fareleri iş başındaydı.

Zeliha Aktaş (Banka Müdüresi) : “ İsmail bey gelen ilk mağdurdu. Sonra sayılar git gide arttı. Bunun üzerine bankamatiğin güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesini istedim. Görüntülerde mağdur vatandaşlarımızı gördüm. Kartları sıkışınca şaşırıyorlar ve yoldan geçen ama yüzü tam belli olmayan bir erkek şahıs onlara bir şeyler söylüyordu. Vatandaşlarımız gidince yüzü maskeli iki kişi geliyor ve çeşitli aletlerle bankamatik içine sıkışan kartları çekiyorlardı.”

            Bankamatik çetesi oldukça profesyonel çalışıyordu ancak hesaba katmadıkları tek şey güvenlik kamerası kayıtlarıydı. Belli ki bu kamerayı düşünememişlerdi.

Özlem Taşkın’ın ifadesi : “ Karakola getirilen kasedi izleyince donup kaldım. Bizi avlamışlardı.  Kayıtlarda bana üst taraftaki numarayı aramamı söyleyen adamı görünce hemen tanıdım. Bu, çok cesurca ve akıllıca bir işti.”

            Ortada bir şebeke, mağdur insanlar, güvenlik kamerasındaki görüntüler ve milyarlarca borç vardı. Olayla ilgili araştırma-soruşturma işlemleri başlatıldı. Karakol ekibi tespit için gittiğinde olay yeri inceleme ekibi de yola çıkmıştı.

Miraç Fındıklı (Olay Yeri İnceleme Uzmanı) : “Parmak izi araştırma işlemi mantıksızdı çünkü bir bankamatiği günde binlerce insan kullanabilir. İnceleyip gideriz dediğimiz bir anda dikkatimizi çeken önemli bulgular oldu. Bankamatiğin üst kısmındaki sac levhayı inceledik ve bankaya ait olduğunu anladık ancak üzerinde yapıştırıcı artıkları vardı. Bunları usulüne uygun bir biçimde ambalajladık. Sonra bankamatiğin çöp kutusunu incelemeye karar verdik. İçinden bankaya ait fişler ve nereden çıktığını anlamadığımız süpermarket alışveriş fişleri çıktı. İncelenmek üzere bunlara da el kondu.”

            Olay yeri inceleme uzmanları işleri bitirdikleri zaman banka yönetimi ilgili kartların en son kullanıldığı yerleri içeren bir belgeyi getirmişti. En son kullanılan yer, saat ve kullanılan miktarlar yazılıydı.

Sevcan Akbel (Komiser) : “Bankadan gelen yazıda kartların en son kullanıldığı yer belliydi. Bankaya yakın mesafedeki bir süpermarket. Bankamatik çöp kutusundan çıkan fişler de yine bu süpermarkete aitti ve fişleri saatleri mağdur vatandaşların kartlarını sıkıştırma saatlerine tekabül ediyordu. Muhtemelen dolandırıcı şebeke sıkışan kartları bu süpermarkette kullanmışlardı.”

Fatma Yazı (Cumhuriyet Savcısı) : “Bankamatikten süpermarkete kadar yürüdük ve mesafeyi tespit ettik. 8 dakika sürüyordu. Kredi kartının alışverişlerde kullanılması bana mantıklı gelmiyordu çünkü alışveriş sonrası kasiyerler kimlik soruyorlar. Bunu tespit etmek amacıyla birkaç kişi alışveriş yaptık ve kasaya geldik. Polis memurlarından biri bana kredi kartını verdi. Kasiyer kimlik istediğinde ise kendi kimliğimi gösterdim, bakmadı bile. Fişi imza için bana uzattı. Polis memuru erkekti ve kart ona aitti, bense bayan nüfus cüzdanımı göstermiştim.”

            Olayın nasıl geliştiği yavaş yavaş anlaşılıyordu. Kimliğe bakmayan kasiyerler nedeniyle alabildiğine alışveriş yapan hırsızlar... Mağdur vatandaşların adına yapılan işlemlerin sonucu olarak imza atılan fişlere el konuldu ve incelenmek üzere kriminal laboratuara gönderildi.

İlker Taş (Adli Görüntü Uzmanı) : “Güvenlik kamera kayıtlarını son teknolojinin bize sunduğu olanakları kullanarak inceledik. Takım elbiseli bir erkek şahıs bankamatiğe yaklaşıyor, ATM’nin üzerine bir levha koyuyor ve gidiyor. Ancak sırtı dönük olduğu için yüzü görünmüyor. Aynı şahıs kartı sıkışan kişilere bir şeyler söylüyor. Yüzü çok net değildi. Bizler, kaydı görüntü iyileştirme işlemlerine tabi tutarak şahsın yüzünü belirgin hale getirdik.”

            Bu, olayın çözümünde önemli bir adımdı. Mağdur vatandaşlar eşkal konusunda polise çok yardımcı olamamışlardı. Çünkü şahsı birkaç saniye görüyorlardı ayrıca kartları sıkıştığı için şahsa dikkat edecek durumları yoktu ancak kaydın iyileştirilmesi sonucu bir surat görünüyordu.  Görüntü laboratuarı bu incelemeyi bitirdiği aşamada olay yeri inceleme şubesinden bir açıklama gelmişti.

Burak Nalburoğlu (Parmak İzi Uzmanı) : “Bankamatiğin çöp kutusundan çıkan süpermarket fişlerini incelediğimizde üzerlerinde parmak izi bulduk. AFİS sistemiyle bu izleri karşılaştırdığımızda ise tanıdık bir simayla karşılaştık.”

            Arşiv kayıtlarının araştırılması sonucu daha önceden sabıka kaydı bulunan Ömer Topçu’ya ulaşılır. Şahıs daha önceden dolandırıcılık suçundan dolayı cezaevinde yatmış ve çıkan af kanunu neticesinde serbest bırakılmıştı. Adli görüntü laboratuarından gelen şahsın resmi de karşılaştırılınca yine aynı suçtan cezaevinde yatmış olan ve yine aftan yararlanarak çıkmış olan Seyfi Karagöz olduğu anlaşıldı. Bu iki şahıs aynı cezaevinde yatmışlardı.

Seyfi Karagöz’ün ifadesi : “ Bana yüklediğiniz hiçbir suçu kabul etmiyorum. O gün yoldan geçiyordum, insanlık namına yardım ettim, siz beni suçluyorsunuz. Bankamatiğin üzerine levha asan da ben değilim. Bana bu şekilde iftira atmaya hakkınız yok.”

            Bunun üzerine polis, Seyfi Karagöz’ü başka şahıslar arasına koydu ve mağdurlar tarafından sırayla teşhis edildi. Tüm mağdurların aynı şahsı göstermesi üzerine polis hakim kararıyla şahsın evini aramaya başladı. Eve gidildiğinde dikkati çeken her hangi bir şey yoktu ancak sevindirici haber bodrum katını inceleyen ekiplerden gelmişti.  Aşağıya inildiğinde yüzlerce banka kartı, sahte nüfus cüzdanları ve çeşitli boyutlarda cımbız ve maşalar ele geçirildi. Bunlar incelenmek üzere kriminal laboratuara gönderildi.

Bünyamin Eski (Belge İnceleme Uzmanı) : “Kredi kartı fişlerine atlıan imza ile mağdurlardan alınan imza örneklerinin alakası bile yoktu. Nüfus cüzdanları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda ise sahte oldukları anlaşılmış, laminalar kaldırılarak kendi fotoğraflarının konulduğu anlaşılmıştı.”

Murat Gülbahar (İz İncelemeleri Uzmanı) : “Kredi kartları incelendiğinde üzerlerinde tırnak izleri gibi şekiller vardı ve sayısı oldukça fazlaydı. Cımbızlarla yapılan karşılaştırma sonucu köşesi hafif kırık olan ve karakteristik iz bırakmış olan bu cımbızın hemen hemen tüm kartlarda kullanılmış olduğunu gördük.”

            Ömer Topçu’nun arama işlemi sürüyordu ancak kayda değer her hangi bir bilgi yoktu. Seyfi Karagöz de nerede olduğunu bilmiyordu ancak kriminal laboratuardan gelen raporları gören şüpheli ifadesini değiştirerek çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.

Seyfi Karagöz’ün ifadesi : “Bankamatiklerden sıkışmış kartları çıkartan bizlerdik. Biz derken, ben, Ömer ve karısı Aysel. Aysel’i bayan bankamatik kart sahibiymiş gibi alışverişlerde kullandık. Yaptığıma pişmanım.”

            Bu ifadesiyle beraber Ömer Topçu’nun yerini de söyledi. Elazığ polisiyle irtibata geçilerek yapılan baskında Ömer ve Aysel Topçu çifti yakalandı. Malatya’ya getirilen şahıslar vermiş oldukları adreslerde yapılan aramalar sonucu süpermarketin etiketi olan ve etiketler üzerinde olay gününün tarihinin bulunduğu poşetler ve çok miktarda malzeme ele geçirildi. Ayrıca üzerinde telefon numarası bulunan bir sac levha bulundu. Numara incelendiğinde şahısların kendi evlerine ait olduğu anlaşıldı. Levha incelenmek üzere kriminal laboratuara gönderildi.

Burak Nalburoğlu (Parmak İzi Uzmanı) : “Sac levha üzerinde yaptığımız araştırmalar neticesinde her üç şahsa ait parmak izleri tespit ettik.”

Taner Saygın (Adli Kimya Uzmanı) : “Daha önceden bankamatiğin üst kısmından alınan yapıştırıcı artıklarıyla,  yeni gelen sac levhanın arkasında bulunan yapıştırıcı artıkları aynı kimyasal özelliğe sahipti.”

            Artık tüm deliller bu üç şahsı gösteriyordu. Kaçış yolları iyice tıkanan failler gösterilen deliller karşısında köşeye sıkışmışlardı. İnanılmaz bir vurgun olayının son perdesini izliyorduk.

Ömer Topçu’nun ifadesi : “Hapisten çıkınca iş bulamadım. Karım sağda solda çalışıyordu ama ben bunu gururuma yediremiyordum. Sabıkalı olduğum için kimse bana iş vermiyordu. Hapishane arkadaşım Seyfi’yi aradım ve bu işi yapabileceğimizi anlattım. Şans, o da iş bulamamış ve teklifime sıcak baktı. Bir çok yerde kullandık bu bankamatik kartlarını. Toplumdan intikam almak istiyordum. Aysel benim karımdır. Bankamatikten çıkan bayan adına kayıtlı kartlar için onu kullandık. Sahte nüfus cüzdanlarını da biz yaptık. Yaptıklarıma pişmanım.”

            Yer gösterme esnasında ele geçirilen mallar incelendiğinde polis hayretler içinde kalmıştı. Otomobil lastiği, PVC kalıplar, elektrikli sobalar, beyaz eşyalar, araç yağ filtreleri, litrelerce benzin, mazot, gıda maddeleri, damacana su bidonları... Polisin aklını kurcalayan şey ‘bu eşyaların ne yapıldığı’ idi. Bu sorunun cevabını ise Aysel Topçu’nun ifadesinde bulacaklardı.

Aysel Topçu’nun ifadesi : “Geçinemiyorduk, bu yüzden bu işe kalkıştık. Malları depoluyorduk ve sonra da isteyenlere yarı fiyatına satıyorduk. Soranlara toptancıyız diyorduk. Bazen günlük ciromuz 600-700 milyonu buluyordu.”

            Bu ifadenin ardından hayretler içinde kalan savcı evraklarıyla beraber şahısları mahkemeye sevk etti. Polisin bu başarılı çalışmaları sonucu haksız kazanç elde etmek isteyen bir şebeke çökertilmiş ve daha nice masum vatandaşımızın mağdur olması engellenmiştir.

Sonuç

            Toplumlar için çeşitli dönemlerde patlama yapmış olan suç ve suçlulukla mücadele etmek için Türk Emniyet Teşkilatı gelişim göstermektedir. Bankamatik dolandırıcılığı konusunda Asayiş, Mali Şube ve Kriminal laboratuarlar ile bunları tamamlayan olay yeri inceleme birimleri son zamanlarda teknik incelemeleri yoğunlukta tutmaktadır. Kurulan bir düzenek vasıtasıyla günde yüzlerce vatandaşımızı dolandıran bu suç şebekeleri genellikle şehirlerarası organize çalışabilmektedir. Genelde yakalanmamak için yakın şehirler arasında suçları gerçekleştirebilmektedirler. İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Kırklareli gibi iller arasında yüksek karlı işler gerçekleştirilebilmektedir. Ya da daha uzman şekilde çalışan organize örgütler eylemlerini polis bölgesinde yapıyorlarsa ikametlerini jandarma bölgesine taşımaktadır. Böylelikle muhtemel operasyonda zaman kazanmak istemektedirler.

            Yapılan icraatlar incelendiği zaman sıklıkla rastlanan şey kart yuvalarına sokulan sabit cisimler olduğu görülmektedir. Sıkışan kartlardan sonra şebekenin yaptığı fiiller değişiklik göstermektedir. Bu klasik ATM dolandırıcılığı olarak adlandırılabilir. Ancak daha sinsice ve tehlikelisi ise kart kopyalama olanıdır çünkü dolandırıldığınızı ancak hesap ekstresinde çekilen mevduatınızı görünce anlayabiliyorsunuz.

            Kartınız bir ATM cihazında sıkıştığında çevrenizde bulunan birileri size tavsiyede bulunuyor. Bütün mağdur ifadelerinde buna rastlayabilirsiniz. Ancak kart kopyalama aşamasında maalesef herhangi bir şahıs olmadığı için kartınızı gerçekten iptal ettirme gibi bir husus aklınıza gelmiyor çünkü kartınızın kopyalandığından bile haberiniz yok.

 

 

 

 



* Kom.Yrd.  Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Osmaniye Polis Merkez Amirliği, Grup Amiri – İstanbul      hanifisever@yahoo.com

** Pol.Me. Üsküdar İlçe Emniyet Müd.-İstanbul

[1] Ayrıntılı bilgi için http://www.turkei.net/Yerel/9156.html erişim tarihi : 24.11.2006

[2] http://www.sakarya.pol.tr/birlikte/kredi_karti/kredi.asp erişim tarihi : 22.11.2006

[3] -Kredi kartınız kaybolduğu veya çalındığında, en kısa zamanda bankanızı arayarak kartınızı iptal ettiriniz. *Alışveriş yaptıktan sonra müşteri nüshalarını saklayınız ve aylık ekstrelerinizle karşılaştırınız.* İnternet aracılığı ile yapılacak alışverişlerinizde, alışveriş yapacağınız sitenin güvenli olduğundan emin olunuz.*Kredi kartı ile alışveriş yaptığınızda kartınızın POS makinesi dışında başka bir makineden geçirilmemesine dikkat ediniz. *Kredi kartı dolandırıcılığına daha çok turistik bölgelerde rastlandığından, kartınızı bu bölgelerde kullanırken daha dikkatli olunuz. *Kredi kartınıza ait aylık ekstrelerinizin geleceği adresin güvenilir olduğundan emin olunuz. 

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=436040 erişim tarihi : 19.11.2006

 

[4] bu hikayedeki yer ve isimler gerçek değildir yalnızca konunun vahameti ortaya konulmaya çalışılmıştır