SUÇA İTİLMİŞ ÇOCUKLARIN YENİDEN TOPLUMA KAZANDIRILMASI

 

 

Mustafa SARPDAĞ[*]

 

Doğuştan suçsuz olan, aile ve toplumdaki olumsuzluklar ve yoksulluklar sonucu suçlu durumuna gelen çocuğu, yeniden topluma kazandırmak vazgeçilmeyecek bir kamu hizmetidir. Suçlu çocukların eğitimi, iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırılması için yapılan çalışmaların tümü, belli bir kuramsal ve uygulama bütünlüğü içinde bir dizi araştırmayla yapılabilir. Suçlu çocukların eğitim ve iyileştirilmesinin nihai amacı, suçlu çocuğun yeniden topluma kazandırılması ve toplumu koruma ilkesine ulaşma imkanının sağlanmasıdır.

Suçlu çocuğun yeniden topluma kazandırılması; suça yönelmeyi önleme, suçtan sonra yakalama, hazırlık soruşturması, gözetim, yakalama ve ceza uygulaması aşamalarında gösterilecek amaç ve ilke birliğini gerektirir. Sosyal servisler ve yardımcı uzman personelin yeterli katkısı olmadan, suçlu çocuğa uygulanacak yaptırım kararı ile eğitim ve iyileştirme programlarının amacına ulaşması olanağı yoktur.

Suçlu çocuklar ile ilgilenen tüm görevliler, insancıl ve çağdaş iyileştirme anlayışını benimsemiş, konusunda uzmanlaşmış olmalıdır.Bazı kolluk, yargı ve infaz kurumlarında görevli personelin, suçlu çocuklara karşı olan yaklaşım ve davranışları, çocuktaki olumsuzlukları yok etmek yerine pekiştirici yöndedir. Eğitim ve iyileştirilme için ıslahevine gönderilen suçlu çocukları; eğitimli uzman personel dışındaki diğer personelin cezalarını çeken kişiler olarak değil, topluma yeniden kazandırılacak kişiler olarak görüp davranmaları gerekir. Uygun kurumsal yapı oluşturulmadan, nitelikli ve yeterli personel çalıştırılmadan, suçlu çocuklar eğitilip iyileştirilemez. Eğitim ve iyileştirme hizmetlerine yönelik yaptırımların pahalı olması ve ülke kaynaklarının kıtlığı gerekçesiyle konuya gereken önem verilmemektedir.

Suçlu çocuk hakkındaki yaptırım kararı, onun eğitim ve iyileştirilmesine uygun yapısal özelliklerde, nitelikli ve yeterli sayıda personeli olan bir infaz kurumunda yerine getirilmelidir. Eğitim ve iyileştirme programları, çocuğu topluma kazandırmayı amaçlayan sosyal çalışmalar, iş ve beceri kazandırıcı, yaratıcı ve üretici olmaya yönelik olmalıdır. Eğitim ve iyileştirme; sosyal ve psikolojik temellere dayalı, suçlu çocukların yeniden topluma kazandırılabileceği temeline dayanan, yeni yöntemleri gerektiren bir dönüşüm süreci olarak benimsenmelidir. Eğitim ve iyileştirme sırasında çocuğun işlediği suç türü değil, çocuğun kendi kişiliği esas alınmalıdır. Suçlu çocuğu eğitim ve iyileştirilmesinde, şiddet ve baskıya yönelik ilkel, cezalandırıcı yöntemler yerine, çağdaş insancıl yöntemler uygulanmalıdır.

Suçlu çocukların eğitim ve iyileştirilmesi sonucu yeniden topluma kazandırılması; amaca uygun örgütlenme, personel kullanma ve kurumsal işleyiş yanında, toplum desteğini de gerektirir. Tüm toplum bireylerine suçlu çocukların kendi çocukları olduğu kabul ettirildiğinde ve iyileştirilerek topluma bu çocukların kazandırılacağı inancı sağlandığında, amaca ulaşmak çok daha kolay olacaktır[†]Ayrıca toplum, radyo, televizyon ve basın gibi kitle haberleşme araçları aracılığıyla aydınlatılmalı ve suçlu çocuğu toplumun kolaylıkla kabul edebilmesi sağlanmalıdır. Çocuk suçluluğunda tedavi süreci, önleyicilik, yeniden eğitim ve izleme şeklinde uygulanmaktadır.

1. Önleyicilik

Önleyicilik, suçluluğun iyileştirilmesinde en etkili yöntemlerden biridir. Suçun işlenmesinden önce uygulanan başarılı bir önleme çalışmasının, suçun işlenmesinden sonra uygulanacak olan yeniden eğitim çalışmasına nazaran, çok daha etkin olduğu inkar edilemez. Önleme çalışmasının esasını, 6-7 yaşındaki çocuklara uygulanacak sosyal tahmin cetvellerinin sonucunda, anti sosyal eğilim gösterenleri saptamak ve ilgili bir kuruma göndermek oluşturmaktadır. Bu yöntemle daha kuruma gelmeden önce çocuğa uygulanan testler sonucu, anti sosyal eğilimler saptanabilmekte,  eğitim ve öğretim bu doğrultuda gerçekleştirilmektedir.[‡]

2. Yeniden Eğitim

Suçlu çocukların iyileştirilmesinde ikinci yöntem, çocuğu suçun işlenmesinden sonra kurum içinde eğitmektir. Yeniden eğitim çok yönlü bir çalışmayı gerektirir. Psikolog, genç suçluyu incelerken onu polis ve hukukçudan çok farklı açıdan ele alır. Psikologun çalışmasının başlıca amacı, suçu değil suçluyu ele alıp incelemektir. Suçluyu keşfetmek, suçlamaları kanıtlamak, ilk anda basit görünen, fakat tedavi için gerekli olan aşamalardır.  Yeniden eğitim  kavramı, çocuk ya da gençlik suçluluğunun salt hukuksal bir sorun olmayıp, daha çok psikolojik ve sosyal içerikli bir sorun olduğunu vurgulamaktadır. Tüm dünya çocuk suçluları ele alındığında, suçlu çocukların en çok suç işleme yaşlarının 14 dolaylarında olduğu düşünülürse, konunun ne kadar eğitim kapsamına girdiği açıkça görülür. Yeniden eğitim, suçlu gençlerin normalden sapan bir davranışa sahip olduklarını, toplumsal uyumsuzluk gösterdiklerini, bu uyumsuzluğun giderilmesi yolunda, toplumsal örgütlenme ve çaba harcanması gereğini de ortaya koymaktadır.

Yeniden eğitimin amacı, bireyi sadece anti sosyal dürtülerden arındırmak değil, aynı zamanda onu anti sosyal davranışa iten kötü çevresel koşullarını ortadan kaldırmak yoluyla, gencin topluma uyumunu sağlamaktır. Bu evrede grup terapisi ve rehabilitasyon yöntemlerinden yararlanılabilir. Ülkemizde, çocuk ıslah ve ceza kurumlarında yeniden eğitim çalışmalarının temelinde iş ve sanat eğitimi, okul eğitim ve öğretimi yer almaktadır. Yeterli olgunluğa ulaşmamış kız ve erkek çocukların, kabahatleri karşısında yanıtlanması gereken soru, bir suçun kimin tarafından yaptırıldığı değil,  çocuğun bir suçu nasıl işlediğidir. Bu konuda psikolojik açıdan izlenecek tek yol, öncelikle suçluyu her fırsatta bir birey olarak ele almak ve incelemektir. Herhangi bir suçun nedenlerini araştırmayı üzerine alan bir araştırmacının yöntemi, suçlunun tüm tarihçesini incelemek olmalıdır.

Yeniden eğitim, geniş kapsamlı bir çalışmadır. Suçluluğun psiko-pedagojik ve sosyal nedenlerinin yanı sıra, çözüm yollarının da araştırıldığı bu iyileştirme çalışmalarında amaç, çocuğun yeniden uyumunu sağlamaktır. Çocuğun zeka, kişilik özellikleri ve yetenekleri saptanarak uygun bir eğitim ve öğretim programı yapılmalıdır. İyileştirme, çocuğun gelişim evresi göz önünde tutularak, pedagojik ve bilimsel bir yaklaşımı gerektirir. Suçlu çocuğun yetersiz davranışları geliştirilip düzeltilerek, çocuğun toplumsal kurallara uyabilecek duruma getirilmesine çalışılır. Çocuğun genel yapısı ile ilgili yeterli bilgiyi edindikten sonra psikolog, suçlunun çevresindeki etkenleri ele alır. Suç ve suçlu hakkında açık seçik bir fikre sahip olan psikolog, artık nedeni oluşturan önemli noktaları bilmektedir. Psikolog, değişik zamanlarda çocuğun sosyal  yaşayışını gerek ahlaki gerek maddi yönleriyle yakından izlemelidir. Bu amaçla çocuğun yaşadığı ev, oyun arkadaşları, çevresinde edindiği fırsatlar ve kötüye yöneltici etkenleri ele alır.

Hiçbir insan davranışı kısa bir süre içinde ansızın oluşmaz. İncelendiği sırada suçlunun kişilik yapısıyla işlediği suçlar, uzun ve karmaşık bir gelişim sürecinin ürünleridir. Bu bölümün özelliği varolan vakaları konu edinerek süregelen çalışmaya, geçmişi içine alan tarihçenin katılmasıdır. Öğretmen kayıtlarından, mahkeme ve çocuk koruma dernekleri kayıtlarına; art arda verilen medikal kontrol raporlardan dikkati çeken diğer bazı olaylara kadar, basit bir çalışma taslağı oluşturulur. Görülen boşluklar anne ve babanın yanıtlarıyla doldurulup, problemin geçmişte genel görünüşü kavrandıktan sonra, çocuğun yaşam öyküsü bizzat kendisinden soruşturulur. Gizlenen noktaları su yüzüne çıkartmak amacıyla geriye dönülür. Psikolog genç suçluya bu yapıyı kazandıran ve onu suçlu yapan, doğumundan bu yana etkilendiği tüm etkenleri araştırmalıdır. Bu çalışmalar zihni kapasiteyi ölçmek üzere kullanılan psikanaliz yöntemidir. Bu tür çalışmalarla ve çocuktan, anne ve babadan, öğretmenden soruşturma yoluyla edinilen bilgi ve kayıtlar sayesinde suçlu kişinin yaşam öyküsü bütün ayrıntılar ile izlenebilir.

Araştırmacı, uyumsuz davranışları olan bir çocuğun ne şekilde iyi edilebileceğini kestirmelidir. Bir takım öneriler ileri sürülebilir. Bunlar da aileyi disiplin konusunda uyarma, okulda çocuğun sağlığı ve zekası hakkında bilgi, koruma kurumuna çocuğun evini düzenli olarak ziyaret etmesi için öneri ya da çocuklarla bizzat ciddi bir konuşma şeklinde olur.[§] Bu tür çalışmalara daha çok, bireysel psikolojinin yeni ve bilimsel birer deneyi gözüyle bakılabilir. Suçlu çocukların tedavisinde gerek problem, gerekse konunun işlenişi açısından yetişkin suçlulara oranla bir ayrılık görülür. İlk dikkati çeken nokta da, çocuk ve yetişkin suçlulara yapılan davranış biçimindeki farktır. Suçlu çocukla çalışmak, onu iyi etmek, erişkine oranla daha kolaydır. Çünkü çocukların çoğu test ve incelemelere direnç göstermemektedir. Kuruma yerleştirilen çocuğun psikolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel koşullarını içeren bilgilere ek olarak, zeka ve kişilik testlerinden saptanan ilgi, beceri ve yetenekleri doğrultusunda çocuğun faaliyetlerine yön verilir.

Yaşının küçük olması ya da eyleminin hafif olmasına karşın, geleceği açısından çocuğun bir eğitim ve sosyalleştirmeye gereksinimi varsa uygun bir önlemin uygulanması gerekir. Önlemler çocukla toplum arasındaki suç biçiminde ortaya çıkmış olan anlaşmazlıkları, çocuğun topluma katılması yoluyla çözme amacını güder.[**] Çağdaş toplum çocuklarını, toplumsal kurumların güvencesine teslim etmenin rahatlığını yaşayan toplumlardır.

Suçlu çocukların eğitim ve iyileştirilmesi sonucu yeniden topluma kazandırılması, amaca uygun örgütlenme, personel kullanma ve kurumsal işleyiş yanında, toplum desteğini de gerektirir. Suçlu çocukların yeniden topluma kazandırılması amacıyla bir çok yönteme başvurulmaktadır. Aşağıda uygulanan bu yöntemlere kısaca değinilmiştir.

Çocuğun veli, vasi ya da yakını olan yükümlü bir kişiye teslim edilmesi yöntemi; hafif suçlarda ve çocuk 12 yaşını doldurmamış ise uygulanan bir önlemdir.  Amaç çocuğu kendi doğal çevresi içinde gözetip eğitmek ve topluma kazandırmaktır.

Yetiştirme yurduna yerleştirme yöntemi; on beş yaşından küçük ve yasal olarak bir yaptırımı gerektirmeyen bir suçu işlemiş olan suçlu çocuğun aile ortamında iyileşmesini engelleyecek özellikler gösteriyorsa ya da çocuk kimsesiz olduğu için serbest bırakıldığında, yeniden suça yönelme durumunda kalacaksa çocuğun bir bakım ve yetiştirme yurdunda yerleştirilmesidir. Çocuğun bakım, barınma, eğitim ve iyileştirilmesi bu kurum içinde sağlanır.

Tedavi kurumuna yerleştirme yöntemi; bedensel sakatlığı, ruhsal bozukluğu bulunan suçlu çocuğun tedavi edilmek üzere bir hastaneye yerleştirilmesidir. Cezanın kısa süreli ertelenmesi yöntemi; genellikle 14–18 yaş arasındakiler için uygulanır. Çocuğun yargılanması sonrasında verilen, kısa süreli cezanın uygulanmasının koşullu olarak ertelenmesidir. Erteleme süresi, ceza yaptırım süresi kadardır. Bu süre içinde bir meslek veya sanatın öğrenilmesi, bir yerde zorunlu oturma, içki ve eğlence yerlerine gitmemesi gibi önlemler uygulanır. Koşullara uyulması durumunda ceza yaptırımı uygulanmaz. Uymaz ise yaptırım yerine getirilir.

Gözetim altında serbesti uygulanması yöntemi; gözetim, yargılıkça belirlenen kurallara göre çocuğun uymasını gerektiren bir iyileştirme sürecidir. Suç işlemiş çocuk ile bakmakla sorumlu veli, vasi veya yakınına gerekli uyarılar yapılarak çocuk serbest kalır. Çocuk ailesine dönmekle mahkemece görevlendirilen gözetim görevlileri tarafından sürekli olarak gözetilir, yönlendirilir ve denetlenir. Gözetim görevlisi çocuğun gösterdiği gelişmeyi belli sürelerde rapor halinde çocuk mahkemesine bildirir. Durumunun iyileşeceği anlaşılırsa çocuk bir eğitim ve iyileştirme kurumuna yerleştirilmeden kendi çevresi içinde eğitilip yetiştirilir. Ancak çocuğun çevresi içinde iyileşmeyeceği ortaya çıkarsa, çocuk bir eğitim ve iyileştirme kurumuna yerleştirilerek orada yetiştirilir.

Ceza uygulaması ve iyileştirme yöntemi; ceza uygulaması, devlete ait bir eğitim ve iyileştirme kurumunda olur. Çocuk zorunlu olarak doğal çevresinden alınıp bu kuruma yerleştirilir. Suçlu çocuğun kişiliğinde ve bilinç altında var olan olumlu ve olumsuz etkenler belirlenir. Mevcut olumlu özellik ve yönlerine önem verilerek onun iyi yönde geliştirme göstereceğine inanılır. Kurum içinde çocuğu toplumsal yaşama yeniden hazırlayan uzmanlar, çocuğun maddi ve manevi sorunları ile sürekli ilgilenip çözümler aramalıdır.[††]

Çocuğun yeniden iyileştirilip topluma kazandırılması, olumsuz koşullar sonucu kazanılan bozuk davranışların, bireyin yeniden öğrenme sürecinden geçmesine elverişli bir sosyal ortamda gerçekleştirilebilir.284 Islahevinde suçlu çocuğu etkileyerek değiştirmede, kurum çalışanlarının ve özellikle infaz koruma memurlarının payı çok büyüktür. Personel iyileştirme konusunda eğitilmiş ve bilgili olmalıdır. Yeterli eğitimden ve öğretimden geçirilmemiş personel ile, etkin bir iyileştirme uygulanması yapılamaz. Kurumlardaki tüm çalışanların iyileştirme için amaca uygun davranışlarda ve katılımlarda bulunması, istenilen amaca ulaşmanın vazgeçilmez koşuludur. Kurum düzenini sağlamaya yönelik disiplin önlemleri insan onuruna aykırı olmamalıdır.[‡‡] Ülkemizdeki ceza evleri koşullarında çocuğun bedensel, duygusal ve bilinç yapısının sağlıklı bir gelişim göstermesi çok zor olduğundan, suçlu çocukların eğitim, iyileştirme ve yeniden topluma kazandırılma çabaları istenilen sonucu getirmemektedir.

Eğitim ve iyileştirme uygulamalarının son aşaması, çocuğu kurum dışında normal yaşama hazırlamaktır. Gardiyan-suçlu anlayışı yerine, eğitici-öğrenci ilişkisinin kurulacağı bir ortamda, sosyal hizmet uzmanlarınca uygulanacak küme ve davranış terapisi yöntemleriyle, çocuğun uyumlu hale dönüşmesine çalışılmalıdır. Daha kurum içindeyken çocuğu toplumsal hayata yeniden hazırlayan uzmanlar, tahliyesinden sonra da suçlu gence rehberlik etmeli, iki yıllık bir dönem içinde çocuğun tüm sorunlarına çözüm aramalıdırlar. Bir infaz kurumunda eğitim, beceri ve meslek öğretme, iyi davranış ve alışkanlıklar kazandırma sonucu iyileştirilen çocuğun, serbest bırakılmasından sonraki yaşama uyum sağlaması kolay olmaz. Serbest kalan çocuğun yeniden suç öncesi ortama dönüp eski koşullarla yüz yüze gelmesi önlenmelidir.

 

3. Suçlu Çocukların İzlenmesi

Suçlu çocuğun topluma kazandırılmasının son aşaması olarak, yaptırımın yerine getirilmesinden sonra topluma uyum sağlayana kadar, çocuk izlenmeli ve gerektiğinde ona yardımcı olunmalıdır. Kurumda eğitildikten sonra  uyumlu olarak topluma yeniden gönderilen çocuk, kısmen çözülmüş ya da hiç çözüm getirilmemiş sorunlarıyla, aynı çevre koşullarında tek başına kalmaktadır. Geçmişte suça neden olan etkenlerin yeniden çocuğu suça itmemesi, bir anlamda çocuğun bu sorun yığını karşısında bırakılmamasına bağlıdır. Kurum sonrası bu izleme süresince çocuğun duygusal, toplumsal, ekonomik ve eğitimsel sorunların çözümünde yardımcı olacak, uzman bir rehbere büyük bir gereksinimi vardır.

Çocuğun topluma yeniden uyum göstermesinde olduğu kadar, okul ve meslek seçimi konularında da uzman rehberin rolü büyüktür. Yavuzer İngiltere’deki işleyişi;

“süresi sonunda kurumdan ayrılan çocuk 15 gün içinde rehber uzmanıyla ilişki kurar. Bu ilişki iki yıl sürer. Bu sürenin ilk dört ayında kurumla uzman arasında doğrudan ilişkiler vardır. Çocukla ilgili olarak karşılıklı fikir alış verişinde bulunulur” [§§]şeklinde ifade etmektedir.

Suçluluğu önlemek için, gözetim altında bulunan küçükler ile denetime tabi korunmaya muhtaç çocukların, kuvvetli ve zayıf yönlerini tanımaları, davranışlarını değerlendirmeleri ve gerçekçi bir benlik kazanmaları sağlanmalıdır. Bünyelerinde meydana gelen fiziksel, psikolojik değişiklikler ile çevrelerinde meydana gelen sosyal değişiklikleri kavrayabilmelerine ve bu değişikliklere uyum sağlayabilmelerine yardımcı olunmalıdır. Sosyal ve psikolojik gelişimlerini ve çevreye uyumlarını kolaylaştıracak ortamlar hazırlanmalıdır.

Anlaşılma, kabul edilme, beğenilme, sevilme, bir grupla özdeşleşme, grup içinde iletişim kurabilme, grup içinde statü ve işlev kazanabilme gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına, davranışlarını denetlemede bir iç kontrol gücü kazanmalarına yardımcı olunmalıdır. Toplumun kural ve değerlerini tanımalarına, bunlara uymalarına, toplumun değer ve beklentilerine uygun bir kimlik kazanmalarını sağlayıcı tedbirler alınmalıdır. Suçu önlemek için çocuklar daha suça yönelmeden düzenli testlerle kontrol edilmelidir. Bu testlerde çocukta suça yönelmeye yatkın bulgulara rastlanırsa hemen özel programlara alınarak, suç oluşmadan ortadan kaldırılmalıdır.

Suçluluğun psiko-pedagojik ve sosyal nedenlerinin yanı sıra çözüm yollarının da arandığı gibi, tedavi çalışmasında amaç çocuğun topluma yeniden uyumunu sağlamaktır. Bunun için de öncelikle ıslah kurumuna gelen çocuğa, uygulanacak testler sonucu zeka ve kişilik özelliklerinin yanı sıra saptanan yetenekleri doğrultusunda bir öğretim programı uygulamak gerekir. Islah ve ceza evlerinden çıkan çocukları yeniden topluma kazandırmak için, onlara iş sağlanmalı, kimsesiz olanlar koruma altına alınmalıdır.

Toplumsal huzurun sağlanabilmesi için, çocukların cezalandırılması ile tekrar topluma kazandırılması arasındaki dengenin kurulmasına ihtiyaç vardır.



[*] 3.Sınıf Emniyet Müdürü, Erzurum Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü

[†] Haluk Yavuzer,  Çocuk ve Suç,  s. 129, 132

[‡] A.k.,  s. 263.

 

[§] A.k., s.  262, 277.

[**] Hasan Bıyıklı, Suçlu Çocuklara Uygulanan Tedbirler,  AÜHF, Ankara 1974, s.  205.

[††] Sedat Topçu,” Suçlu Çocukları Eğitim Kurumlarda Grup Rehberliği” Çocuk Suçluluğu ve Çocuk

     Mahkemeleri Sempozyumu Tebliğleri, AVEF Yayını 1983, s. 76.

 

[‡‡] Mustafa T. Yücel, Suç ve Ceza kriminoloji, Adalet Teş. Güçlendirme Vakfı Yay. Ank.1987 s. 274.

 

[§§] Haluk Yavuzer,  Çocuk ve Suç, Remzi Kitabevi, İstanbul 1988, s.  280.