Trafik Kazalarında “Kusur Oranının

Belirlenmesine’ Bilimsel Yaklaşım

 

Ahmet ÖZBAN

2. Sınıf Emniyet Müdürü, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı.

(Veya: Trafik kazalarındaki kusurun tespit edilmesinde bilimsel çalışmaların uygulamaya kazandırılması)

 

GİRİŞ

Günümüzde; teknolojik ve bilimsel gelişmelere paralel düşme olması gerekirken, trafik kazaları hala ülkemizde ve dünyada gündemin en ön sıralarında yer almaktadır. Hava, deniz ve demiryolu trafiğine nazaran karayollarındaki trafik, güncel hayatın önemli bir sorunu olarak devam ede gelmektedir.

Günlük yaşamda trafiğe çıkmayan hiçbir insan düşünülmeyeceğinden, trafik kazası her insanın başına gelebilecek olağan bir olay olarak nitelendirilmektedir. Bu nedenle bir trafik kazasına karışan veya maruz kalan kişilerin, olaydaki kusur durumları, teknik, hukuki ve bilimsel bir şekilde objektif olarak ortaya konulması gerekir. Bunun tespit edilmesinde belki de en önemli unsur, yeterli deneyim ve bilgi birikimine sahip trafikle ilgili görevlilerin tuttuğu kaza raporu ve tutanağıdır.

Avrupa Birliğine katılım sürecinde trafik mevzuatının Birlik müktesebatına uygun hale getirilmesi önem arz etmektedir.

Emniyet Teşkilatı, trafik konusunda bilgi, denetim ve uygulamaları ile çağımız polisinin kullandığı yöntemleri başarı ile yürütmektedir. Teşkilatımız, yeniden yapılanma çerçevesinde, hizmet kalitesi ve verimliliğinin arttırılması için yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışma da aynı amaca dönük olarak ele alınmıştır.

Yeni hukuki düzenlemelere göre, trafik kazalarında kusur oranının belirlenmesine, mahkemeler karar vermektedir. Ülkemizdeki uygulamanın aksine,  gelişmiş ülkelerde maddi hasarlı trafik kazalarının değerlendirilmesi, trafik polisinin dışında kaza tarafları ve sigorta şirketine ait görevlilerce yerine getirilmektedir. Zira adli bir olay olan yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında polis, araştırma mecburiyeti ilkesi gereği kaza ile ilgili işlemleri yerine getirmektedir. Kazanın teknik ve bilimsel usullerle analiz edilip kusur oranının ortaya konulmasında sadece polisin değil, konu ile ilgili farklı alanlardaki uzmanlarında bilgi ve deneyimlerinden yararlanılması gerekir.

Trafik kazalarında polisin daha etkin ve verimli hizmet vermesi için teknik,  bilimsel ve hukuki olarak kendini yenileme çalışmalarına ilave olarak, özellikle uygulama da kazaların oluş sebepleri ve durumun tespiti amacıyla düzenlenecek tutanakta araç, insan ve yol durumu ile ilgili akademik araştırma ve görüşler de belli bir sistem içinde uygulamaya kazandırılmalıdır. Diğer bir ifadeyle trafik kazalarında hazırlanacak tutanakta mevcut veriler bilimsel bir sistem içerisinde tespit edilmeli, elde edilen veriler bizi objektif sonuca götürmelidir.

 

1-Trafik Kazaları İle İlgili Genel Bilgiler

Günümüzde motorlu araç sayısı ve kentlerde yaşayan insan sayısının artması, trafik kazalarını az veya çok kaçınılmaz kılmaktadır. Bu nedenle, kazanın meydana gelmesi ile hem can hem de mal kaybına neden olmaktadır.

İnsanların haklarını, menfaatlerini bu denli yakından ilgilendiren trafik kazaları, maddi hasarlı olabileceği gibi yaralama veya ölümle sonuçlanabilmektedir. Yapılan istatistikler göstermektedir ki, meydana gelen kazalarda en önemli rolü, yol ve araç durumuna oranla insan faktörü oynamaktadır.

O halde, trafik kazalarında kusur durumunu belirlenmesi için genel olarak iki aşama gerekmektedir. Birincisi tespit diğeri ise bunun hukuki ve bilimsel usullere göre yorumlanmasıdır. Trafik Polisi ve bilirkişilerin bu konuda çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Çünkü hâkimin vereceği karara bu tespit ve değerlendirmeler etkili olmaktadır.

Trafik kazalarının, kişiler için yaralama ve ölümle sonuçlanmasının yanı sıra; sigorta kurumlarını da yakından ilgilendiren bir boyutu bulunmaktadır. Trafik bilirkişilerinin düzenledikleri kaza rapor, kroki ve tutanakları kusur oranının belirlenmesinde önemli rol oynar.

 

Görevli Trafik Polisi, kaza araştırmasında;

-          Kazanın meydana gelme sebebi ve şekli,

-          Kazaya etki eden faktörler,

-          Hangi sürücünün hatalı olduğuna dair fikir, kanaat ve sonuç elde etmek için bilgiler toplama ve değerlendirme,

 

Genel olarak trafik kazaları

- Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapmak

- Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama

- Emniyetli mesafeyi takip etmemekten arkadan çarpma

- Şerit ihlali

- Kırmızı ışık ihlali

- Park halindeki araçlara çarpma

 

Meydana gelen bir kazanın oluş sebepleri, bilimsel bir şekilde kaza tespit tutanağına geçirilmesi gerekir, yapılacak sınıflandırmaya göre;

- Yol durumu ile ilgili tespitler,

- Araç durumu ile ilgili tespitler,

- Sürücü davranışları ve durumu ile ilgili tespitler,

- Hava ve iklim durumu ile ilgili tespitler,

- Trafik ışık ve uyarılarla ilgili tespitler,

- Asli, tali yol önceliği durumu ile ilgili tespitler,

- Kurallarla ilgili tespitler,

- Kaza yerindeki ipuçları ve bulgularının belirlenmesi ve tespit edilmesi, (fren izi vb.)

· Araçların geldikleri yön, kavşak viraj ve şerit gibi karayolunun tespit edilmesi

- Kaza yerinde, araç, yol, izler ve diğer bulgular arasındaki ilişki, kroki, rapor, tutanak ve fotoğraf veya kamera ile ölçekli ve ölçeksiz bir şekilde tespit edilmesi, mesafelerin belirlenmesi,

- Kazanın meydana gelmesinde yol görüş şartları, trafik işaretleri, asıl-tali yol tespiti ile görüşe engel olabilecek unsurların belirlenmesi,

- Kazanın meydana gelmesinde sürücü davranış ve hareketlerinin kurallara uyumu veya ihlalinin tespiti,

- "ilk görünüş karinesi" ve " kazadan kaçış oranı" veya olasılığının tutanakta belirtilmesi,

- Trafik kazası tespit tutanağı bilgilerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurulması,

- Asli, tali veya diğer kusur durumları ile illiyet bağlarının tespiti gerekir.

Her mesleğin bir bakış açısı veya değerlendirme kriteri vardır. Bu nedenle mühendis, polis ve hukukçunun, trafik kazasındaki kusuru değerlendirmesi farklı olabilir. Mühendis kusuru teknik yönden değerlendirirken hukukçu kusuru hukukilik yönü ile değerlendirir. Aynı şekilde polisin bakış açısı ile sanık ve mağdurun bakış açısı da farklı olabilmektedir. Örneğin, polis olayı objektif olarak değerlendirmeye çalışırken, taraflar ise kendilerini haklı çıkarma gayreti içerisinde bulunabilirler.

Trafik kazalarının maddi boyutu da birçok kişi ve kurumu yakından ilgilendirmektedir. Kazaya karışan kişilerin sağlık problemlerinin ortaya çıkması ve bunların giderilmesi ile ilgili maddi ve manevi değerler yanında, aracın değerinin düşmesi, sigorta veya kaskosunun kaybı ve makro düzeyde ülke ekonomisine de olumsuz olarak etkileyebilecektir.

"Aniden önüme çıktı" kavramı, sürücüler tarafından kaza sonrası verilen ifadelerde ortaya çıkan bir kavram olarak dikkat çekmektedir. Zira, "ilk görünüş karinesi" 'ne göre belli bir deneyim ve bilgi sahibi insanın bu durumu tespit etmesinin mümkün olabileceği ancak, bu konuda yapılacak değerlendirmenin sağlıklı olması için sadece ifadelerin değil yukarıda belirtilen diğer faktörlerin de titiz bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.

 

2. Hukuki Düzenlemelerde Trafik Kazaları İle İlgili Değerlendirme

Trafikte düzen, hukuk kuraları aracılığı ile sağlanır. Ayrıca trafik hukuku normları, bünyesine uygun düştüğü ölçüde trafik işaretleri ile şekillendirilmiştir. Bu işaretler ile güvenli seyrüsefer ve trafik güvenliği öngörülmektedir.

Adli veya idari yargıda, hukuki sorumluluğun genel olarak 4 unsuru olduğu kabul edilmektedir. Bunlar;

- Hukuka aykırılık;

- Nedensellik (illiyet) bağı;

- Zarar (maddi ve manevi);

- Kusur, olarak öngörülmüştür.

 

Trafik kazaları ile ilgili Karayolları Trafik Kanunun 81-84. maddeleri ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 152-157. maddeleri arasında ayrıntılı düzenleme yapılmıştır.

81. maddede, maddi hasar meydana gelen kazalarda, kazaya dâhil kişilerin tümü, yetkili ve görevli kişinin gelmesine lüzum görmezlerse, bunu aralarında yazılı olarak saptamak sureti ile kaza yerinden ayrılabilirler. Anlaşma hali dışında maddi hasarlı, ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarında, zabıtanın iznini almadan zaruret dışında olay yerinden ayrılan veya 1.fıkranın (b) bendi hükümlerine uymayan sürücüler para cezası ile cezalandırılırlar.

Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik konusu aynı kanunun 83,maddesinde düzenlenmiştir. Trafik kazalarında olayı inceleyip gerekli tespitleri yaparak "Trafik Kaza Tespit Tutanağı" düzenlemek üzere trafik zabıtası veya genel zabıtanın trafik eğitimi görmüş bütün personeli yetkili kılınmıştır. Ayrıca, Usul Kanunlarına göre görevlendirilmeleri veya yetkililerce seçilmeleri halinde de trafik kazalarında da bilirkişilik yapılabilmesi mümkündür.

Ayrıca trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller aynı kanunun 84.maddesinde düzenlenmiştir.

5237. sayılı TCK'nin yürürlüğe girmesinden sonra trafik kazaları için trafik kolluğu tarafından düzenlenen "Kaza Tespit Tutanağında" kusur oranı belirtilmemekte sadece "asli ve diğer kusurlar" belirtilmektedir. Bu uygulama kusur oranı tespiti için her kazadan sonra "mahkeme kararı" veya "bilirkişi raporu" 'nu zorunlu hale getirmiştir. Gerek kolluk tarafından düzenlenen tutanakta gerek bilirkişi tarafında düzenlenen raporda kazaya karışan kişilerin hangi trafik kuralını ne suretle ihlal ettiğinin tespitine yönelik açıklamaları da dikkate almak sureti ile ceza hukuku sorumlulukları bakımından kusur oranları mahkeme tarafından yapılacaktır.

Kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına rağmen, savcı, hâkim veya mahkeme bu trafik kazasına karışan kişilerden her birinin hangi trafik kuralını ne suretle ihlal ettiğinin tespiti amacıyla bilirkişi görevlendirilebilir. Görevlendirilen bilirkişi, sadece görevlendirildiği hususla ilgili olarak rapor düzenleyebilir.

Yeni düzenlemelere göre trafikle ilgili hükümlerin içtihada muhtaç olduğu düşünülmektedir. Örnekleme yapmak gerekirse; kişinin kullandığı araçla ilgili olarak sürücü belgesinin bulunmaması, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 36.maddesine göre, idari para cezası gerektiren bir kabahat oluşturmaktadır. Ancak, TCK'nin 179/2 fıkrasında düzenlenen "trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma" suçunda ise, örneğin ehliyeti olmamasına rağmen trafiğe çıkan kişi ayrıca yaralamalı veya ölümlü bir trafik kazasına sebep olunmuşsa bu suçu işlemiş sayılacaktır. Bu durumda trafik kuralının ihlali mahiyetindeki fiil, trafik güvenliği bakımından artık somut bir tehlike oluşturmuştur. Bu nedenle, kişinin fiili aynı zamanda trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçunu oluşturmaktadır. Bu durumda "fikri içtima" durumu olduğundan, TCK'nin 44.maddesine göre, işlendiği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan yani, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçundan dolayı cezalandırılması gerektiği değerlen-dirilmektedir.

TCK'nin 85/1. fıkrasına göre, "taksirle öldürme suçu" ile ilgili, kişi, sürücü belgesinin olmadığından aracı kullanma yetkisine sahip bulunmadığını bilmesi gerekir. Yani, bu durumda araç kullanan kişi, bir trafik kazasına sebebiyet verebileceğini öngörmelidir. Ancak, kazanın meydana gelmemesi için dikkat ve özen göstermeye çalışmasına rağmen ölümlü trafik kazası trafik kazası meydana gelmesi halinde "bilinçli taksir"'i dolayısıyla sorumlu tutulabilecektir.

TCK'ye göre kişinin bir trafik kuralını kasten ihlal ederek bir kazaya neden olduğunun kabul edilmesi halinde, 179. maddedeki suç oluşacak ve fakat sebebiyet verilen kaza sonucunda yaralanan veya ölen kişiler açısından artık "taksirle yaralama veya öldürme" suçları değil, "olası kastla işlenmiş yaralama veya öldürme" suçlarının işlendiğinin kabul edilmesi gerekir. Zira, bir trafik kuralının taksirle ihlali halinde, TCK'nin 179.maddesindeki suç oluşmamaktadır.

Öte yandan Karayolları Trafik Kanunu'nun 82/f-a bendi ve TCK 98/1 fıkrasına göre yaralamalı veya ölümlü trafik kazalarında bildirim ve yardım yükümlülüğü yerine getirilmemesi halinde "yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirilmemesi suçuna" sebebiyet verir. Yine, sürücünün sebebiyet verdiği trafik kazasında, bildirim veya yardım yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucunda bir kişinin ölmesi halinde TCK'nin 83.maddesine göre "ihmali davranışla işlenmiş kasten öldürme suçu" söz konusu olacağı değerlendirilmektedir.

Bir trafik kazasında zabıtanın iznini almadan zaruret dışında "olay yerini terk etmek" Karayolları Trafik Kanunu'nun 81/3.fıkrasına göre idari para cezasını gerektiren bir fiil olarak tanımlanmıştır.

Yani, sürücünün kazaya sebebiyet vermesine rağmen, olay yerinden ayrılması, hem yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunu hem de ihmali davranışla kasten öldürme suçunu oluşturmaktadır. Bu durumda sürücü bir fiile, kanunda tanımlanan iki ayrı suçu işlemiştir. Bu durumda, TCK'nin 44.maddesine göre, farklı nev'i den fikri içtima hükümlerinin uygulanarak, sürücüye daha ağır cezayı gerektiren suçtan (ihmali davranışla) kasten öldürme suçundan dolayı cezalandırılabileceği düşünülmektedir.

 

3.Trafik Kazası İle İlgili -trafik polisinin- Yapılacak İşlemler

a.Araçlar Olay Yerinde İse;

Bir trafik ekibi, trafik kazası meydana gelmiş ise olay yerinde öncelikle gerekli tedbirleri alır, yaralılara yardım ve ilgililere bilgi vererek olay yerini koruma altına alır. Trafik kazalarında, 'Trafik Kazası Tespit Tutanağı' düzenlemek için kazaya karışan araç sürücülerinin alkol raporu, sürücü belgesi, ruhsat ve zorunlu trafik sigortası poliçelerini kontrol ederek gerekli bilgileri almalıdır.

Kazayla ilgili trafik ekibince yapılan işlemlere ait bilgi ve belgeler karakol evrakı ile birlikte mahkemeye gönderilir. Trafik polisi, kaza ile ilgili genel olarak şu işlemleri yerine getirmektedir;

-          Trafik kazası tespit tutanağı,

-          Trafik kazası anlama formu,

-          Trafik kazası bildirim formu,

-          Trafik kazası bilirkişi formu,

-          Olay yeri inceleme raporu,

Trafik kazalarında tutulan kaza tespit tutanağında, "ehliyetsiz olma", "alkollü olma" durumları, kural ihlali, kusur ve sorumluluk açısından değerlendirilmekte ise de bu durumlarında değerlendirilmesinde fayda mülahaza edilmektedir.

 

b.Araçlar Olay Yerinde Değilse

Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 156/4 fıkrasına göre, yetkili olan trafik ekibinin, hasarlı trafik kazalarında rapor düzenleme veya düzenlememe konularında takdir yetkisi verdiğini ve takdir yetkisini de kazanın oluş şekli ve oto ile kaza yeri arasındaki mesafe, olay yerinde bulunan iz ve delilere gere karar verebileceği; ayrıca olay yeri terk kazalarında trafik polislerine tanınan takdir hakkı ile kaza raporu düzenlenmemişse, alkol raporunu alma ve diğer işlemler bölge polis karakolunca yürütülmektedir. Bu durum için ayrıca olay yerinde taraflarca tutanak düzenlenmektedir.

Trafik kazaları ekonomik olarak büyük meblağlar tuttuğundan, bazen kişiler tarafından bilgisizlik veya art niyetli olarak olay yerini terk veya suni olarak olay yerine getirildiği durumlara da rastlanılabilmektedir.

Araçların olay yerinde olmaması durumu da farklı şekillerde olabilmektedir, bunlardan bazıları şunlardır;

-          Çarpıp kaçma şeklinde,

-          Olay yerinden bilmeyerek veya panik halinde belli bir uzaklıkta durma ve ayrılma,

-          Farklı yer ve zamanlarda kazaya karışan araçların aynı olay yerinde bulundurulmaları durumu v.b.

-          Var ise yaralının hastaneye intikal ettirilmesi

·           Ölümlü kazalarda kendisine dönük tehdit olabileceği

gibi durumlarda olayın gerçeği araştırılmalıdır. Eğer kaza doğru fakat farklı yerde olmuşsa veya kişi art niyetli ise, bu durum da açıklığa kavuşturulması gerekir. Çünkü kaza, bir adli suç olması nedeni ile 'maddi gerçeğin araştırılması mecburiyeti' ilkesi vardır.

Olay yerinden ayrılma, Karayolları Trafik Kanunu'nun 82 ve 83. maddelerinde belirtilen ayrılma sebepleri varsa, yani mücbir bir sebep varsa olay yeri terk sayılmamaktadır. Örneğin, yaralının o anda başka araçla hastaneye götürme imkanı yoksa 155 gibi telefonla veya hastanede polise bilgi verirse, bu durum olay yeri terk sayılmamaktadır. Yine, kazanın olduğu yerde çok yoğun ve akan bir trafik varsa ikinci bir kazaya sebebiyet vermemek için, karakol veya diğer polisler de tebeşirle veya spreyle lastik yerlerini veya araçların yerlerini çizerek araçları kenara alabilir.

Yukarıda belirtilen nedenlerle kaza yerinde araçların bulunmaması halinde karayolları Trafik Yönetmeliği 156/4.fıkrasına göre trafik ekibi kaza tespit tutanağı düzenlememektedir. Ancak, sigorta kaza yapan kişilerin otolarını yaptırmak ve masraflarını ödemek için kolluk kuvvetinin olayla ilgili tutmuş olduğu tutanak ve krokiyi istemektedir. Bu nedenle bu işlemleri bölge karakolu yerine getirmektedir. Bu kişilere olay yeri terkten trafik cezası kesilmekte ayrıca adli makamlara da haklarında 179/2 den dava açılabilmektedir.

 

3.Kaza Kusur Oranlarının Belirlenmesinde Yararlanılması Gereken Diğer Birim Ve Yöntemler

Trafik kazalarında trafik memurlarının kaza tespit tutanağına kusur oranlarını mahkeme belirleyecektir. Ancak tutanakta kazanın oluş şekli ve ihlal edilen maddelerin belirtilmesi önemlidir. Ayrıca, taraflar mahkemede olay hakkında şahit dinletebilirler.

Bir kazada kusur oranının belirlenmesinde bir diğer yöntem de sigorta tarafından açılacak davada yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkması halidir.

 

a.Kaza Yerinin Korunması

Kaza yeri birçok tehlikeyi ve delili kapsayan dinamik bir alanı ifade eder. Bu nedenle, yaralılara müdahale etmenin yanında kaza ile ilgili yol, araç ve insan üzerinde çıplak gözle görülebilen veya görülemeyen iz ve deliller bulunabileceği gibi aracın LPG li olması veya benzin sızdırması gibi tehlikeli durumlar da kazanın şekline ve yerine göre olabileceği göz önünde bulundurulması gereken önemli ayrıntılarıdır. Ayrıca, kaza yerinde sonradan gelişebilecek tehlike durumlarında tespit edilip önlenmesi gerekir.

Kuşkusuz trafik kazalarına el koyan polis ve jandarma güçlerinin kazanın araştırılması, kaza yerinin güvenliği konusunda çalışmaları olacaktır. Ancak kazaya karışan sürücülerin ve yakınlarının korunmasında bazı önemli tehlikeleri göz ardı etmeleri, gelişebilecek tehlikelere karşı hazırlıksız bulunmaları, kazanın daha kötü sonuçlara ulaşmasını ve tehlikeyi daha çok artırır. Kaza yerinde olabilecek tehlikeli ve sakıncalı durumlar şu şekilde sınıflandırılabilir;

- İkinci kaza tehlikesi (görüş açısına göre gelen araçların kaza araçlarına çarpması),

- Muhtemel yangından korunma, ve kontrol altına almak (benzin yangınları, kontak, kısa devre vb).

- Olay yerinde devrilen enerji hattı veya serilen enerji kabloları vb.

- Kaza yerinde meraklı seyirci, yaya veya sürücülerin sıkıştırdığı trafik nedeni ile ulaşamayan ambulans itfaiye, vb. araçlar,

- Hırsızlık (araçların içindeki eşyanın çalınması), Ticari malların yağmalanması,

- Yaralının korunması, ilkyardım,

- Hasarlı araçların kaldırılması, kurtarma, çekme,

- Uzmanlar dışındaki görevli ve kişilerin kaza delillerini bozma, değiştirme veya yok etmesi gibi.

 

b. Olay Yeri İnceleme İle İlgili Diğer Ve Uzmanlardan Yararlanılması

Meydana gelen bir kazada, olay yerinde bulunan maddi delillerin usulüne göre araştırılması, tespit edilmesi ve değerlendirilip ilgili yerler gönderilmesinde olay yeri inceleme birimleri önemli katkı sağlayabilir. Özellikle yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında, olay yeri terk olması halinde, trafik ekibi inceleme yapamayacağından, konu ile ilgili iz ve delillerin toplanmasında olay yeri inceleme birimlerin bilgi ve deneyimlerinden yararlanılması gerekir.

Kaza ile ilgili olay yeri, araç veya kişi üzerlerinden elde edilecek delillerin kriminal değerlendirme sonuçları, maddi gerçeğin araştırılıp ortaya çıkartılmasında ve mahkemece takdir edilecek "bilirkişi hasar tespit raporunun" gerçeğe uygun olmasını sağlayacaktır. Bir kazada aynası veya bir parçası kopan aracın parçasından aracın cinsi, modeli, rengi vb. araç ile ilgili birçok delile ulaşmamızı ve sonucunda faile ulaşmamızı sağlayan unsurlardır.

Kazanın oluş sebebinin tespitinde sadece ihlal edilen kuralın belirlenmesi yeterli değildir. Aynı zamanda, araç, hava, yol durumu ve insan faktörünün de teknik ve bilimsel olarak değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Kaza ile ilgili psikologlardan yararlanılabilir. Ayrıca üniversitelerin trafikle ilgili bölümlerinden de bilimsel inceleme ve analiz için yararlanılması, kaza ile ilgili yapılan işleme teknik ve bilimsellik değeri kazandırarak hem mahkemeye şüpheyi yenecek somut bilgi ve belge sunulması hem de maddi gerçeğin ortaya çıkartılması adil bir şekilde gerçekleşmiş olacaktır.

 

c. Fotoğraf, Video-Kamera Kullanılması

Trafik kazalarında  kaza yeri, iz ve emareler ile araçların çeşitli açılardan fotoğraflarının çekilmesi, somut ve maddi delile dayalı olarak kusur oranının belirlenmesini sağlayacaktır. Daha sonra yapılacak itiraz durumu veya mahkemedeki duruşmalarda kaza yerinin yeniden canlandırılması ve kusur oranının belirlenmesinde yararlanılan iz ve delillerin yeniden göz önüne getirilmesine olanak tanır.

Adli fotoğrafı, adli olaylarda fotoğraflama tekniklerini ortaya koyar ve fotoğrafları inceleyerek bunların çözümlenmesi, montaj araması gibi teknik konularda adalete yardımcı olur. Adli animasyon ise, suç olaylarının bilgisayar yardımıyla yeniden canlandırılarak açıklanması ve bilgisayar aracılığı ile işlenen suçların saptanması bu bölümde yapılabilir.

 

4.Mevcut Durum

Bir kaza meydana gelmesi halinde olay yerine giden trafik ekibine "kaza tahkik ekibi" adı verilmektedir. Olay yerinde kaza ile ilgili işlemleri bu ekip yapmaktadır. Kaza ile ilgili alkol raporu alma, sürücü belgesi, ruhsat ve zorunlu sigorta belgelerini kontrol ve "kaza tespit tutanağı" düzenleme gibi işlemler bu ekip vasıtası ile yerine getirilmektedir.

Kaza tespit tutanağı matbu olarak iki şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü'nce düzenlenerek tüm birimlere gönderilmektedir. Bunlar;

- Maddi hasarlı kazalar için;

- Yaralamalı ve ölümlü kazalar için olmak üzere;

İki ayrı matbu trafik kaza tespit tutanağı bulunmaktadır.

Bu matbu tutanakların her biri bir yaprağın önü ve arkası olmak üzere iki sayfadan oluşmaktadır. Yılların birikimi ve bilimsel usullerle oluşturulan bu matbu tutanaklarda genel olarak; yol, araç ve insan bilgileri ile kroki ve değerlendirme bölümü bulunmaktadır.

Trafik polisinin genel olarak, Karayolları Trafik Kanunu'nun ve Yönetmeliği, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Sigortanın Hukuku çerçevesinde görevleri bulunmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliği, trafik polisinin temel kanunu sayılır. Bu kanunda trafik kazaları ile ilgili yapılması gerekenler kanunun 83.maddesi gereğince trafik kazalarının oluş nedenlerini, iz ve delillerini belirleyerek trafik kazası tespit tutanağı düzenlemek üzere olaya trafik zabıtasınca el konulmakta ve 84.maddesine istinaden de asli ve tali kusurlarla ilgili değerlendirme yapılmaktadır. Aynı konu Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 152 ile 158. maddeleri arasında da düzenlenmiştir. Buna göre de;

-          Maddi hasarlı trafik kazalarında; trafik polisinin yapmış olduğu işlemler tarafların mal kaybı ile ilgili olmakla birlikte evraklar karakol vasıtasıyla Cumhuriyet savcısına intikal ettirilmektedir. Çünkü trafik polisinin tutmuş olduğu kaza tespit tutanağı ve krokiye göre sigorta eksperi kusur oranını ve maddi hasarı belirlemektedir. Ancak, bu işlemlere itiraz olması halinde mahkemeye gidilmekte ve atanan bilirkişi vasıtası ile kaza yeniden değerlendirilmektedir. Buna karşın, maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında taraflar kendi aralarında anlaşmaları durumunda, trafik zabıtasını beklemeden olay yerinden ayrılabilmektedirler.

- Yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında ise, kazadaki kusur oranını yeni düzenlemelere göre mahkemece belirlenir. Trafik polisince düzenlenen kaza tespit tutanağında Karayolları Trafik Kanununun 84.maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 156 ve 157. maddelerindeki hükümler gereğince, asli ve diğer kusurlar ile ilgili değerlendirme yapılmaktadır.

Trafik polisi ve karakolunun; adli kısmının yapmış olduğu trafik kazası ile ilgili işlemler mahkemeye gönderilmektedir. Mahkeme daha önce belirlenen trafik bilirkişi listesine göre bir bilirkişi tayin etmekte, daha önce trafik polisinin tutmuş olduğu kaza tespit tutanağı, kroki gibi bilgi ve belgeleri değerlendirerek mahkemeye bir rapor yazmaktadır. Mahkeme hakimi, bilirkişiyi de yanına alarak kaza yerinde keşif yapmakta ve daha önceki bilgi, belge ve keşif sonunda elde ettiği kanaate göre kusur oranını belirlemektedir.

Hâkim bilirkişi raporu ile bağlı olmadığından, trafik polisinin tutmuş olduğu kaza tespit tutanağı ve krokisi ile bilirkişi raporunun çelişmesi halinde kendisinde oluşacağı kanaate göre bunlardan uygun olanını seçme hakkı bulunmaktadır.

 

5.(Daha Kaliteli Hizmet Verilmesi Amacıyla) Önerilen Durum

Trafik birimleri, özellikle yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarının fotoğraf ile kayıt altına almaktadırlar.

Yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi ile birlikte 2918 sayılı KYTK md. 84 te belirlenen asli kusurların trafik kazalarına göre yapılması gereken düzenlemenin

- Kırmızı ışıklı trafik işareti ve yetkili memurun dur işaretinde geçme, taşıt giremez trafik işaretinin bulunduğu karayoluna karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girmek kurallarının ihlal edildiği trafik kazalarında 179/2 md den işlem yapılarak cumhuriyet savcılığına intikal ettirilmesinin

- Trafik kazalarındaki kusurlardan arkadan çarpma, geçme yasağı olan yerlerden geçme, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, şeride tecavüz etme, kavşaklarda geçiş önceliğine uymama, kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymama, manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama, park için ayrılmış yerlerde ya da kurallara uygun olarak park etmiş araçlara çarpma kurallarının ihlali ile meydana gelen trafik kazalarında kusurlama oranı yapılarak trafik kazası tespit tutanağı düzenlenerek adliyeye sevkinin gerek-meyeceğinin ancak kasten işlenen can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturacak şekilde olay meydana gelmişse 179/2 md işlem yapılmak üzere cumhuriyet savcısına itikal ettirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Bu suretle hali hazırda yürüyen trafik işlemlerinin adliyeyi de rahatlatacak şekilde işlemleri kolaylaştıracağı değerlendirilmektedir. 

 

1.Maddi Hasarlı Trafik Kazalarında Sigorta İşlemleri ve Polisin Durumu

Ülkemizin, Avrupa Birliğine giriş sürecinde özellikle katılım çerçeve belgesine göre bizden en çok istenilen ve Emniyet Teşkilatını da yakından ilgilendiren bölüm ise mevzuat ve uygulamaların Birlik normlarına uygun hale getirilmesidir. Bu çerçevede trafik uygulamaları da önemli bir yer tutmaktadır. Şöyle ki;

Genel olarak Avrupa Birliği ülkelerinde maddi hasarlı trafik kazalarında polis herhangi bir işlem yapmamaktadır. Bu konudaki işlemleri sigorta şirketleri yerine getirmektedir. Zira maddi hasarlı bir kaza meydana geldiğinde taraflar, matbu olarak önceden hazırlanan tutanakları birlikte imzalayarak sigortalarına vermektedirler. Bu tutanaklara göre sigorta eksperleri kusur ve mal işlemleri yerine getirmektedirler. Ancak, yaralamalı ve ölümlü kaza olduğu takdirde polis, gerekli adli işlemleri diğer ilgililerle birlikte yürütmektedir.

Ülkemizde ise, sigorta konusu Avrupa Birliği ülkeleri düzeyinde gelişmediğinden, maddi hasarlı trafik kazalarında da polisin işlem yapmasını istemektedirler. Çünkü sigorta şirketleri elinde bu bilgi birikimine sahip yeterli elemanları olmadığından, kolluk kuvvetlerinin kaza ile ilgili resmi bir belge getirmelerini taraflardan istemektedirler. Bu ise, polisin işini daha da artırmakta ve bununla ilgili personel gideri polis bütçesinden harcanmaktadır.

Mevcut Karayolları Trafik Kanunu'nun 5/11.fıkrasına göre Emniyet Genel Müdürlüğü'nün trafikle ilgili görev ve yetkileri başlığı altında, hasar tazminatı ödemelerini hızlandırmak amacıyla sigorta şirketlerince istenecek gerekli bilgi ve belgeleri vermek ile görevli ve yetkili kılınmıştır.

Bu düzenleme bazı basın yayın organlarının köşe yazılarında da eleştirilmektedir Şöyle ki, polis amacı dışında bir işte çalıştırılmaktadır. Maddi hasarlı trafik kazalarıyla ilgili Karayolları Trafik Kanunu'nun 81.maddesine göre, "yalnızca maddi hasar meydana gelen kazalarda, kazaya dâhil kişiler kolluk kuvvetinin gelmesine lüzum görmezler ise, bunu aralarında yazılı olarak saptamak sureti ile kaza yerinden ayrılabilirler" denilmesine rağmen polis esas görevini bırakarak, saatlerini bu işe veriyor ve sigorta şirketi için bir "kaza tespit tutanağı" düzenlenmesi, polisin kamu görevi ile ilgili bir hizmet değildir. Çünkü maddi hasar ile sonuçlanan kazalarda da polisi, mahkemeyi ilgilendiren bir durum bulunmamaktadır. Burada polis veya jandarma sigorta şirketine iş yapmak için gelmektedir. Kar amacı güden ve özel bir şirket olan sigorta şirketi zarar etmesin, kaza için sigorta şirketi gereğinden fazla ödeme yapmasın diye polis amacı dışında çalıştırılmaktadır. Bu konuda polisin görev yapmaması gerekir.

Ülkemizde Avrupa ülkelerine benzer uygulamanın hayata geçirilmesi için TBMM ce yeni trafik kanunu yasa çalışması içişleri komisyonundan geçerek meclis ana gindemine gelmiştir.

 

 2.Kusurun Tespit Edilmesinde Bilimsel Çalışmaların Uygulamaya Kazandırılması

Trafik kazalarında kusur ve sorumluluğun ortaya çıkartılmasında, kazaya etki eden faktörlerin bir bütün olarak ele alınması gerekir. Kaza anındaki yol, araç, insan ve hava durumunun farklı olarak belirlenebilmesi, bu konuda akademik ve bilimsel çalışmalarla elde edilen birikimlerin uygulamaya kazandırılması ile mümkündür.

Emniyet Teşkilatı trafikle ilgili eğitim, araştırma ve elde edilen sonuçları uygulamaya kazandırma konusunda azımsanmayacak kadar mesafe almıştır. AB'ye katılım ve uyum sağlama sürecinde bu çalışmaların devam etmesi bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Bu nedenle, özellikle üniversitelerin trafikle ilgili bölümlerinin teknik ve bilimsel çalışmalarının, kaza ile ilgili kusur ve sorumluluk durumlarının ortaya konulmasında yapmış olduğu araştırma sonuçlarından da yararlanılması hizmet verimi ve kalitesini artıracaktır.

 

3.Eğitim ve AR-GE Faaliyetleri

Günümüzde içinde insan emeği veya zekası olmayan hiçbir düzenleme veya yenilik düşünülemez. Bu nedenle insana yapılan yatırım, geleceğe yapılmış en doğru ve en karlı yatırım olarak da değerlendirilmektedir. Bu amaçla, güncel ve bilimsel gelişmeler yakından takip edilerek tespit edilen durumlar, süratle uygulamaya kazandırılmalıdır.

Bu nedenle, insan hayatını bu kadar yakından ilgilendiren trafik kazaları hem kişileri hem de bu konuda görevli kamu çalışanlarını doğrudan ilgilendirdiğinden, sadece kişilerin değil, kamu görevlilerinin de branşında ilgili uzmanlarca eğitilmesi gerekir. Ayrıca, özellikle üniversitelerin Trafikle ilgili teknik ve bilimsel çalışma yapan bölümlerle işbirliği artırılarak, geliştirme ve hizmet içi eğitimlerde bu uzmanlardan yararlanılmalıdır.

Ayrıca, polis- üniversite ilişkisi ve işbirliği geliştirilmeli, trafik mühendisliği, okul ve kurslar için trafik öğretmenliği, trafik bilirkişi, kazaları araştırma ve önleme konularında eğitim verme ve branşlı personel yetiştirme konularında kurslar düzenlenmelidir.

 

SONUÇ

Trafik günümüzün en önde gelen sorunlarından biridir. Ne kadar önlem alınırsa alınsın yine de belli kazaların meydana gelmesi toplumsal hayatın bir gerçeğidir. Bu nedenle, trafik her zaman çözülmesi ve düzenlenmesi gereken bir sorun olarak devam edecektir. Son yıllarda ülkemizde trafik sorunu ile mücadele bir devlet politikası olarak kabul edilerek, çok önemli mesafeler kat edilmiştir. Artık Emniyet Teşkilatı hemen hemen her alanda yeniden yapılanmaktadır. Bu çerçevede suçların önlenmesi veya adli görevle ilgili çalışmalarda trafik kazaları polisin her zaman uğraş konusu olacaktır.

Kişiler, özellikle maddi ve manevi kaybı büyük kazalarda, eğer haklıların haklarının verilmediği, yanlış değerlendirildiği veya eksik ve yetersiz araştırma ve soruşturma yapıldığı iddiası ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvurma hakları bulunmaktadır. Bu nedenle, kaza ile ilgili işlemler, belirlenen kriterler göz önünde bulundurularak teknik, bilimsel ve hukuki düzenlemeler çerçevesinde yerine getirilmelidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ülkemizle ilgili vermiş olduğu bazı kararlarda (Tanlı-Türkiye davası, 10 Nisan 2001; Tepe-Türkiye Davası, 9 Mayıs 2003; Sabuktekin-Türkiye, 19 Mart 2002), olay yeri ve delillerin yeterince fotoğraflarının çekilmesini tutulan tutanak, kroki, çekilen fotoğraf ve kamera görüntülerinin, kaliteli, olayı tekrar canlandırıcı nitelikte ve olayın geçtiği tüm alanı kapsayacak şekilde yapılması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, olayla ilgili kroki, fotoğraf, ifade, tutanak ve raporlarındaki bilgilerin birbiri ile uyumlu olmasına da kararlarında özen göstermektedir.

Trafik kazaları sonucunda, idari, cezai ve hukuki sorumluluklar doğabilmektedir. Trafik kazalarında kusur ve sorumluluk oranının belirlenmesinde, bilimsel, teknik ve hukuki düzenlemelerden yararlanılması gerekir. Zira mahkemeler genel olarak trafik kazalarında sorumluluğu bilirkişilere havale etmekte ve onların vereceği orana göre hüküm vermektedirler.

Maddi hasarlı kazalarda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi artık, polis kaza ile ilgili işlem yapmamalıdır. Bu işlemler gelişmiş ülkelerde olduğu gibi taraflar ve sigorta şirketleri arasında yerine getirilmelidir.

Ancak, yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında olay yeri terk durumunda trafik polis kaza tutanağı düzenlememesi konusu yeniden ele alınması gerekir. Çünkü kaza ile ilgili uzman ve deneyimli kişi trafik polisidir. Aynı zamanda ortada çözülmesi gereken adli bir konu vardır. Olayın incelenmesi karakol polisine bırakılması mantıklı bir durum olarak görülmemektedir. Ayrıca olay yeri inceleme birimleri ve diğer uzman birimlerden de olayın önemine göre yararlanılması gerekir.

Trafik kazasının meydana gelmesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi önemlidir. Bunun için uygulamada en pratik yol olarak değerlendirilen bilimsel ve teknik usullerle düzenlenmiş matbu formların usulüne uygun doldurulması gerekir. Bilgisayar ortamında belli bir program dâhilinde hazırlanan sisteme, veri girişlerinin düzenli bir şekilde girilmesi ile ilgili istatistikî bilgiler gelecekteki olayların önlenmesi, kaza sebep, kusur ve ihlallerin tespit edilmeleri ile eğitimlerde ve analizlerde yararlanılması gerekir.

Trafik kazalarının oluş sebebi ve kusur oranının belirlenmesinde polis, karayolları, makine mühendisleri, psikolog ve üniversite ilgili trafik bölümlerindeki uzmanlardan yararlanılmalı, eğitim sürecinde belirtilen birimlerle ortak çalışmalar gerçekleştirilerek uygulamaya kazandırılması büyük önem arz etmektedir.

 

YARARLANILAN KAYNAKLAR;

ŞAHİN, Emin - GÜLTAŞ, Veysel: Trafik Kazalarında Hukuki ve Cezai Sorumluluk, Adalet Yayınları İstanbul 2000

ERYILMAZ. Bedri-ÇİÇEKLİ, Bülent; Polis Akademisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Dergisi Cilt:2, S:6, Ankara, Temmuz 2003

GÖKCAN, H.Tahsin-KAYMAZ; Seydi; KTK göre hukuki sorumluluk, Tazminat Sigorta davaları ve trafil suçları, seçkin yayınları Ankara,2000

KARAHASAN, Mustafa Reşit; Tazminat hukuku davaları ve yargılama usülü doktrin Yargıtay kararları Beta yayınları İstanbul 1996

ÖZDİRİM muhittin; Trafik kazaları ve Trafik mühendisliği Trafik G:Ü TPU ABD Bülteni Ankara, 2000

URAS, Güngör!polis jandarma sigorta şirketlerine çalışıyor' 27 Ekim 2005 Tarihli  Milliyet gazetesi

ww.trafik.gov.tr) (erişim tarihi; 03,04,2006)

www.tramer.org.tr (erişim tarihi; 03,04,2006)

www.edb.adalet.gov.tr/sorucevaplar.htm(erişim tarihi; 03,04,2006)

www.ufuk.edu.tr(erişim tarihi; 03,04,2006)

www.tutev.org/trs.php(erişim tarihi; 03,04,2006)

www.gazi.edu.tr(erişim tarihi; 03,04,2006)