ÇOCUK POLİSİNİN DAVRANIŞ ÖZELLİKLERİ *

 

Mustafa SARPDAĞ**

 

Ulusal yasanın usulüne ilişkin kurallarına uygun olarak çocukla ilgilenmek, görüşme yapmak, onu dinlemek her şeyden önce ülkemizin de yer aldığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin bir gereğidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğa kendisini ilgilendiren tüm konularda düşüncelerini özgürce açıklama hakkını vermektedir.1 Kamu görevlisi olan polis de bu hakka saygı göstermek yükümlülüğündedir. Burada esas olan evrensel olarak benimsenen çocuğun sesi ilkesidir. Çocuğun sesini duymak, ona kulak vermek, onu dinlemek, görüş ve isteklerine öncelik tanımak, ona yardımcı olmak demektir. Bu, çocuğun yüksek yararını gözetmenin temel ilkesidir. Söz konusu ilke gereği çocukla ilgili bütün girişimlerde onun yüksek yararı gözetilecektir. Polisin de bu yöndeki sorumluluğu çok açıktır.2

Emniyet birimlerine gelen çocuklar, ruh sağlığı risk altında olan çocuklardır. Bu nedenle belirtilen şekilde çocuklarla mülakat yapılabilmesi için bu konuda özel eğitim almış kişilerin çoğaltılması ve eğitime verilen önemin artırılması gerekmektedir. Scott ruh sağlığını; genel uyum yeteneği, kendini mutlu edebilme, kişiler arası ilişkilerde beceri, duygusal denetim, insanlara karşı sağlıklı tutum, üretkenlik, özerklik  şeklinde tanımlamaktadır.3 Çocuk Şube Müdürlüklerine gelen çocukların bu özelliklerin çoğunu yitirmiş oldukları, yahut hiç kazanmamış oldukları söylenebilir. Çünkü bu çocuklar büyük bir ihtimalle yakın çevresinin bireye sağladığı güvence ve sevgiden yoksundur. Halbuki bu özellikler, bireyin değişen koşullara uyumun da en büyük desteğidir. Çocuğun güvenli bir ortamda sevgi görerek ihtiyaçlarının karşılanmasına ve yakın çevredekiler tarafından kabul edildiğini bilmesine ihtiyacı vardır. Çocuklarla ilgili çalışmaların, eğitim almış uzman görevlilerce yapılması, çocuğun suçla tanışmasının önlenmesi ve yeniden topluma kazandırılması için gereklidir. Çocukla nasıl mülakat yapılacağı konusunda soruşturma görevlilerinin uyacağı kuralların basit olmadığı unutulmamalıdır. Kuşkusuz her bireye ve olaya uygun standart bir yöntem yoktur. Ülkemizde çocukların ifadeleri savcı, hakim ve polis tarafından alınmaktadır. Ancak belirtilen meslek gruplarının mesleki eğitim programlarında özel bir eğitimleri yoktur. Bu konuda ülkemizde uygulanan standart bir protokol de yoktur. Bununla beraber genel olarak uyulması gereken ilkeler bulunmaktadır. Bu konuda dünyadaki uygulamaya bakıldığında, bazı ülke polisleri tarafından çocukların ifadeleri alınırken, çocuklar için özel olarak düzenlenmiş görüşme protokollerinin kullanıldığı görülmektedir. Özellikle İngiliz ve Amerikan polis teşkilatları bu yöntemi uygulamakta, İsrail ve İsveç’te de bu konuyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizdeki bu eksikliği giderebilmek için, İstanbul Üniversitesi  Adli Tıp Enstitüsü’nce Türkiye’de ilk kez söz konusu meslek mensuplarına yönelik olarak, çocuklarla kriminolojik amaçlı görüşme teknikleri konusunda bir eğitim programı hazırlanmıştır.4

Büyük bir olasılıkla aile ortamında fiziki, sosyal ve psikolojik  ihtiyaçları karşılanmadığı için, kendini Çocuk Şube Müdürlüklerinde bulan çocuğa sevgi, ilgi göstermek ve çocuklarla olan ilişkilerde bilimsel metot ve standartlara uymak bu kuruluşlarda çalışanların birinci görevidir.5 Bu da çocuğun toplumu anlayacağı değil, toplumun çocuğu anlayacağı bir anlayış ile mümkün olabilecektir.

 

Çocuk Polisinin Görüşme Yöntemi

Yetişkinler için yapıldığı gibi, çocuklarla mülakat yapılırken de mağdurlar, tanıklar ve suçlularla yapılan mülakat arasında ayrım yapılmalıdır. Çocuklara karşı işlenen suçlarda esas olan, soruşturma yapanların çocukları korumak için azami çabayı gösterecek olmalarıdır. Soruşturma görevlisinin, çocukluğun çeşitli aşamalarını dikkate alması ve çocuğun kronolojik ve gelişme yaşına en uygun mülakat şeklini, mülakat yapacak kişiyi ve kaydetme yöntemini iyi seçmesi önemlidir. Yetişkinlerden farklı olarak çocuklar, kendilerine karşı suç işlenip işlenmediğini, bir başkasına karşı suç işleyip işlemediklerini ve olayın suç veya yanlış olup olmadığını tam olarak kavrayamazlar. Ayrıca çocukların yoğunlaşma zamanlarının kısa olduğuna dikkat edilmelidir. Çocuklarla görüşme yapmanın asıl nedeni suç işlenip işlenmediğinin ortaya çıkarılmasıdır. Çünkü çocuğun menfaati olayın çözümlenmesinden daha önemlidir. Çocuğun ifadeyi reddetme hakkının bulunduğu göz önünde tutulmalıdır. Çocuklarda adalet duygusu genellikle yetişkinlerden daha çoktur. Mülakat yapanlar görüşme boyunca profesyonel bir biçimde duygularını gizlemeli ve çocuklara kızgın olduklarını ya da onlar için üzüldüklerini asla hissettirmemelidirler.

Kriminolojik amaçlı görüşme sırasında vücudun da dili olduğu unutulmamalıdır. Vücut hareketleri sizin söylediklerinizin ne gibi bir tepki oluşturduğunu anlatacaktır. Davranış, kızgınlık, tasa ya da ilgisizliği belirtebilir. Çocuğa düşünme zamanı ve fırsatını vererek istediğini dile getirmesine olanak tanınmalıdır. Sabırlı olmak, çocuğun güvenini kazanmak için önemlidir. Görüşmecinin objektif olması ve resmi davranması gerekliliği konusunda araştırmacılar hemfikirdir. Bunların yanı sıra öne çıkarılan diğer özellikler ise nezaket, açıklık ve görüşmecinin kullanacağı ses tonudur. Günlük olağan ses tonunu kullanmak, yargılayıcı vurgulardan kaçınmak gerekir.

İlk kez devlet otoritesi ile yüz yüze gelen çocuk haliyle polisten korkar ve neler olacağını bilmediği için kaygılıdır. Bu nedenle her şeyden önce onu rahatlatmak gerekir. Ona, insanların karşısına pek çok zorluk çıkabileceğini açıklayarak rahatlaması ve rahat anlatması için fırsat verilmelidir. Görüşmeci çocuğa kim olduğunu açıklayarak ve nerede olduğunu anlatarak olanaklar çerçevesinde onun güvenini kazanmalıdır. Daha sonra yapılacak görüşmenin içine küçüğü çekebilmek, onda işbirliği yapma isteğini uyandırmak açısından gerginliğin azalması önemlidir.

Güven ortamının oluşmasında etkili olan bir başka faktör ise gizlilik ilkesine bağlı kalınacağının çocuğa bildirilmesi, adli amaçlı kullanım dışında görüşme sırasında edinilecek bilgilerin çocuğun ailesi de dahil olmak üzere hiç kimseye verilmeyeceğinin açıklanmasıdır. Her çocuğun ve her olayın özelliklerinin farklılığı akıldan çıkarılmamalıdır. Bu nedenle görüşmecinin her zaman önceden yapmış olduğu planın, görüşme esnasında değiştirebilecek esneklikte olması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

Suç işlemiş çocuklarla yapılacak görüşmelerde, çocuğun kendiliğinden yaptığı bildirimlerin değeri çok büyüktür. Bu nedenle görüşmecinin soru sorma aşamasında huni tekniğini kullanması önerilmektedir. Huni tekniğine göre başlangıçta mümkün olduğunca açık uçlu sorulara yer vermek, ancak görüşmenin ilerlediği ve konunun özelleştiği aşamalarda kapalı uçlu, doğrudan sorulara geçmek gerektiği vurgulanmaktadır. Görüşmeci kesinlikle kendi hüküm ve yorumlarını soruya katmamalıdır.6

Mülakat yaklaşımı aşama aşama yapılmalı, sorular dikkatle seçilmeli, aynı anda birden fazla soru sorulmamalıdır. Soruların basit olmasına ve karmaşık bir dil kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Doğrudan sorulacak sorular mülakatın sonuna bırakmalıdırlar. Görüşmenin tekniği, planlanması, ön hazırlığı, uygulanması ve sona erdirilmesi aşamaları ayrı ayrı incelenip, görüşme sırasındaki oturma düzeninden görüşmenin kaydedilmesine, soru tiplerinden rapor yazımına kadar tüm ayrıntılar değerlendirilerek literatür eşliğinde tartışılmalıdır. Başka maddi delillerin bulunmadığı hallerde soruşturmanın başarı ile sonuçlanması ve suçun aydınlatılması yalnız bu çocukların verecekleri ifadelere bağlıdır. Önceden planlanmış bir yaklaşım izlenmelidir. Çocuk sıkıldığında mülakata son verilmelidir. Görüşmenin son aşamasında görüşmeci öncelikle edindiği bilgileri toplayarak hedeflediği bilgilere ulaşıp ulaşmadığını kendi kendine kontrol etmeli ve eğer gerekiyorsa son birkaç soru daha sormalıdır. Elde edilen bilginin yeterli olup olmadığına karar vermek, eğer gerekiyorsa ikinci bir görüşme zamanı belirlemek gereklidir. Görüşmenin sona erdiğini çocuğa uygun bir dille nazikçe söylemek ve teşekkür ederek ayrılmak gerekmektedir. Yapılan görüşmenin amacına ulaşıp ulaşmadığı değerlendirilmeli ve vakit kaybetmeden görüşme raporunu yazılmalıdır.7 

Görüşme yapmak beceri isteyen ustalık işidir ve soru sormanın ötesinde, karmaşık bir işlemdir. Başarısı, bir yandan herhangi bir gündelik konuşmanın tüm sıcaklığını, kişisel alış verişini, öte yandan da bilimsel bir araştırmanın açıklığını ve rehberliğini içermesine bağlıdır. Amaç, çocuk ve davranışıyla ilgili olarak olanaklar çerçevesinde çok şeyi öğrenmektir. Elde edilen bilgilerin ışığında çocuğun ve toplumun çıkarlarına en uygun yol bulunabilir. Görüşme, olayın çözümünde karar verici faktörlerin elde edilmesini sağlayacaktır.8 Bu nedenle de çocuklar ile mesleki anlamda muhatap olan kişilerin bu konuda eğitim almış olmaları gerekliliği bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.



* “Çocuk Suçluluğu ve Polis” isimli kitap notlarından  yararlanılmıştır.

** 4. Sınıf Emniyet Müdürü, Ankara-Gölbaşı İlçe Emniyet Müdür Vekili

1 BMÇHS, md. 12, 13.

2 Esin Küntay, “Polis-Çocuk İlişkisi”, EGM Küçükleri Koruma Hizmetleri  Yönetici Semineri, EGM A.D.B. Yayın No:3 Ankara

  1998, s. 164.

3 A.Scott, Conceptions of Normality, (Ak. Işıl Bulut), EGM Küçükleri  Koruma Hizmetleri  Yönetici Semineri, s. 154.

4 G.M.Davies, H.L.Westcott, Interviewing Child Withnesses under the Memorandum of Good Practice, (Ak. Neylan Ziyalar, Sevil

  Atasoy ) Çocuklarla Kriminolojik Amaçlı Görüşme Teknikleri, 1. Ulusal Çocuk ve Suç: Nedenler ve Önleme Çalışmaları 

  Sempozyumu, Ankara, 2002, s. 227.

5 R.M.Lerner, Andolescent Maturational Perspective, (Ak.Işıl Bulut), “Küçükleri Koruma  Hizmetlerinde  Ekip Çalışmasının Önemi

  ve  Çalışanların Davranış Özellikleri”,  EGM Küçükleri  Koruma Hiz. Yönetici  Semp. EGM ADB Yay.No:3 Ank. 1998,  s. 154.

6 J.M.Sattler, Clinical and Forensic İnterviewing of Children and  Families,  (Ak.Neylan Ziyalar,  Sevil Atasoy ), Çocuklarla

     Kriminolojik Amaçlı  Görüşme Teknikleri 1.Ulusal Çoc. ve Suç: Nedenleri ve Önleme Çalışmaları Semp., Ank. 2002, s. 224.

7 G.M.Davies, H.L.Westcott, İnterviewing Child Withnesses Under the Memorandum of  Good  Practice, (Ak. Neylan

   Ziyalar, Sevil Atasoy),  a.g.m., s. 227.

8 Esin Küntay, “Polis-Çocuk İlişkisi”, EGM Küçükleri Koruma Hizmetleri  Yönetici Semineri, EGM A.D.B. Yayın No:3 Ankara

   1998, s. 165.