KİMLİK TESPİTİNDE PARMAK İZİ
ARŞİVLERİNİN GEREKLİLİĞİ
VE
ÜLKEMİZDEKİ DURUMUN
DEĞERLENDİRİLMESİ
|
* Erdoğan TETİK |
1.Giriş:
Olay yerinde bulunan ve
maddi delil niteliği taşıyan izlerin, polis açısından en önemlisi şüphesiz
parmak izleridir. Nedeni ise bir olaya karışmış veya yakından-uzaktan ilişkisi
olan kişi veya kişilerin kimliğini tespit etmekte en emin yol, en kesin delil
parmak izidir.
Kesin sonuç vermenin yanında değişmez – değiştirilemez, benzemez – benzetilemez ve tasnif edilebilir oluşu, parmak izinin
değerini daha da arttırmaktadır. Bir olayın aydınlatılmasında şahitler
yanılabilir ve bir kısım deliller yetersiz kalabilirler.(Öksüz,1986:49) Fakat,
parmak izlerinin ne yanılmalarından ne de yetersiz kalmalarından söz
edilebilir.
ünümüzde uygulanan parmak iziyle kimlik saptama yöntemi oldukça yeni
olmasına rağmen eski devirlerde de parmak izlerinin çeşitli yerlerde kullanıldığını bilmekteyiz.
Sir Edward Henry adında bir İngiliz bilim adamı , uzun yıllar çalışarak
parmak izlerini sınıflandırıp kendi içlerinde gruplara ayrılan parmak izlerinin
dosyalanarak kolayca bulunabilmelerini sağlamıştır.
Birçok gelişmiş ülke yeni ve
gelişmiş teknikleri kullanmakla birlikte, parmak izi sadece kişinin kendine
özgü olduğundan bireysel kimlik tespitinde ilk akla gelen
yöntemdir.(Sander,1997:216)
Parmak izlerinin değişmez olması ve devamlılık göstermesi,
sınıflandırılabilmesi, birbirine benzemez ve benzetilemez oluşları gerçek
kimliklerin belirlenmesi açısından da önemlidir. Zira suçlular, gerçek kimliklerini
sahtesiyle değiştirebilmekte, ya da yüzlerini değiştirebilmektedirler.
Parmak izleri, özellikleri nedeniyle suçluların adli
sicillerinin tutulmasına da imkan vermekte ve yakalandıklarında daha önce
işlediği suçları da tespit edilebilmektedir. Özet olarak parmak izleri “ŞAHSIN İKİNCİ KİMLİĞİDİR”
(Yaşar,2001:175)denilebilmektedir.
Bir suçun
failini yakalamak için önce kimliğini tespit etmek gerekir. Bu nedenle faili
yakalamanın ilk adımı olan, olay yerinde iz ve delilleri sağlıklı bir şekilde
toplamak, hiçbir iz ve emareyi gözden kaçırmamaktır. Bir suç işlendiğinde hiç
bir tanık yok ise ve gerekli deliller usulüne uygun bir şekilde toplanması
durumunda, insan tanıklarının bile yok edemediği dilsiz birer tanık olan bu
izler suçlunun karşısına dikilerek adalete yardımcı olurlar.[1]
Parmak
izlerinin her insanda farklı şekillerde bulunmaları (tek yumurta ikizleri
dahil) suçluların kimliğinin saptanmasında en güvenilir maddi delillerden biri
olma özelliğini sağlamıştır. Parmak izlerinin suç soruşturmalarında
kullanılmaya başlandığı dönemlerden günümüze kadar yapılan çalışmalarda,
birbirinin aynısı olan iki parmak izi tespit edilememiştir.(Kaygısız,2003:93)
Yapılan hesaplamalar sonucunda birbirine uyan iki parmak izinin bulunabilmesi
için 64 veya 66 milyar kişinin parmak izlerinin incelenmesinin gerektiği tespit
edilmiştir.
“Parmak
izi belirleme tekniklerinde son derece teknolojik gelişmelerin olduğu
çağımızda, her olayla ilgili olarak iz tespit etmek hiç zor olmamaktadır; ancak
zorluk tespit edilen parmak izlerinin kime ait olduğunun belirlenmesidir.
Herhangi
bir yerde bir cesetle karşılaşıldığında, olayın failini bulabilmek için mutlaka
cesedin kimliği tespit edilmelidir. Bunun için izlenecek en iyi yol parmak
izini almaktır. Eğer bu şahıs, herhangi bir sebeple parmak izi vermişse ve bu iz sistematik bir şekilde
arşivlenmişse şahsın kimliği kolayca tespit edilebilir.
Çünkü,
kasti olaylarda ölen şahısla öldüren şahıs arasında bir ilişki vardır. Bu
nedenle ölen şahsın kimliğinin tespiti sanığın tespitini de kolaylaştırır.
Yaşadığı yer, yakınları, varsa komşuları vs. gibi durumları tespit edilip daha
sonra çevresi ve arkadaşları da incelenerek olaya yön
verilebilir.(Sander,1997:181)”
Parmak izleri alınan binlerce kişinin parmak izi fişleri, gelişi güzel saklanmaları halinde beklenen faydayı sağlayamazlar. Böyle karışık bir durumda aynı kişinin ikinci veya muhtelif gelişlerinde bu şahsın daha evvel parmak izinin alınıp alınmadığı kontrol edilemeyeceği gibi suçlu veya sabıkalı olup olmadığı hakkında da bir bilgi edinilemez. Arşivi parmak izi açısından ele aldığımızda, polisin suçlularla mücadelesinde ve suçluları yakalayıp adalete teslim etme sürecinde en çok yararlanacağı kaynaklardan biri olacaktır.(Öksüz,1986:69) Parmak izlerinin fayda sağlayabilmesi için, gerekli arşiv sisteminin oluşturulması kaçınılmaz bir gerçektir.
DNA gibi parmak izinin bir arşivde bulunması ve bunun bir veri tabanı
oluşturularak saklanmasının değerini herhalde en çok faili meçhul bir ceset
veya olay yerinde parmak izi bulan uzman ekipler değerlendirebilecektir. Çünkü
günümüzde çok sayıda kimliği belirsiz ceset ve olay yerinde parmak izi
bulunmakta fakat eldeki mevcut parmak izlerinin taraması sonucunda çok az
sayıda kişinin kimliği tespit edilebilmektedir. Bunun en önemli nedeni ise
henüz bugünlerde yapılması gündeme gelen parmak izi arşivi veri tabanının
oluşturulmamasıdır.
Bir otonun teybinin çalınması, eve bir hırsızın girmesi veya mektup ile
tehdit gibi suçların işlenmesi durumunda parmak izlerinin tespiti mümkün
olabilmektedir. İşte bu aşamadan sonra güvenlik güçleri sadece bu ize sahip
olmaktan ve arşivlemekten ileriye gidememekte ve kişilerin tespit edilememesi
neticesinde suçlar faili meçhul olarak kalmaktadır. Eğer teknolojik imkanlardan
ve bilimsel yöntemlerden faydalanarak rasyonel olarak suçluların tespit
edilmesi amaçlanıyor ise çok ivedilikle parmak izi arşivlerinin oluşturulması
gerekmektedir.[2]
3. Ülkemizdeki Durumun Değerlendirilmesi:
Parmak izi yüz yılı aşkın süredir kullanılan bir kimlik
belirleme tekniğidir. Tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere; her insanın
parmak izinin farklı oluşu, yıllar ile değişmemesi, kolay kullanımı ve gelişen
yeni teknolojiler bu tekniğin yaygın kullanımını sağlamıştır. Ülkemizde “fişleniyoruz” kavramıyla parmak izine
karşı tepkiler kendini göstermekte, dünyada da insan haklarının ihlal edildiği
gerekçesi ile parmak izlerinin toplanması istenmemektedir. Aslında parmak izi insanın resmi, imzası, iris resmi gibi biyometri
biliminin kullandığı ölçülebilir, elle tutulabilir pir parametreden başka bir
şey değildir. (Kaptanoğlu ve Çevik,2003:172) İnsanlarımız nasıl nüfus cüzdanlarına,
pasaportlara, yapıştırılmak üzere resimlerini verebiliyorlar ve bu resim
onların kimliklerini belirlemek amacıyla kullanılırken de rahatsız
olmuyorlarsa; yakında ülkemizde parmak izi de bu derece rahat kullanılan bir
biyometrik olacaktır.
70
milyona yaklaşan nüfusun yaşadığı toplumumuzda ve suç işleme tekniklerinin son
derece gelişme kaydettiği günümüzde rasgele yapılacak mücadelenin başarılı
olacağı söylenemez, ancak belli sistemler yardımı ile yapılacak mücadeleler
amacına ulaşır.(Öksüz,1986:69) Bundan dolayı olayla ilişkisi olan kişilerin
kimliğinin tespit edilmesinde en kesin
maddi delil parmak izleri olduğu için ülkemizde, parmak izi
karşılaştırmalarında en az 12 adet[3]
ortak nokta bulunduğu taktirde izlerin aynı parmağa ait olduğundan söz
edilebilmektedir. [4]
Emniyet
Teşkilatımızın yapmış olduğu asayiş ve güvenlik hizmetlerinin daha iyi bir
şekilde yerine getirilebilmesi için mevcut durumun iyi tahlil edilmesi ve
eksikliklerin yerine getirilmesi yapılması gerekenlerin en başında gelmektedir.
Bu bağlamda ülkemizde bu konuda ki yapılanma ve arşiv sistemi hızla
iyileştirilmektedir. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, bilgisayar ortamından
yararlanarak parmak izi, oto lastik izi, kumaş izi, ayakkabı izi, avuç izi DNA, diş izleri gibi bir çok delil arşivin
olduğunu görmekteyiz.
Ülkemizde yeterli ve düzenli parmak izi arşivinin olmayışının acısını
1979 yılında görülmüştür.
“1979 yılında Ankara'dan postayla gönderilen bombalı paket adresine
ulaştığında bir hediye geldiğini düşünen Malatya Belediye Başkanı Hamid
FENDOĞLU ve ailesi sevinç içerisinde bunu açarken bomba patlamış ve kendisi ile
ailesinden birkaç kişi ölmüştür.”
Olay yerine gelen polisler iyi
bir inceleme neticesinde olay yerinde bulunan ambalaj kağıtları ve patlayıcı
madde parçalarını toplamışlar. Ancak o dönemde parmak izi belirleme
tekniklerinin ülkemizde yetersiz oluşu dolayısıyla ambalaj kağıtları üzerinde parmak
izi araması yapılması için İsviçre Polisi ile irtibata geçilerek bu ülkeye
gönderilmiş ve söz konusu inceleme neticesinde kimlik tespitine yarayan parmak
izlerine rastlanılmış ancak yaşayan insanlarımızın herhangi bir parmak izi
arşivinin olmayışından dolayı bu suikast faili meçhul
kalmıştı.(Sander,1997:190)
Suç konusu parmak izlerinin olaydan sonra tespit edilmiş olmasına
rağmen suçlu halen ortada dolaşmaktadır. Bunun sebebi ise, batı ülkelerinde
olduğu gibi, vatandaşların parmak izlerinin alınarak günün şartlarına uygun
arşivlenmemiş oluşudur. Polisiye alanda bu kadar önemli olan parmak izlerinden
en iyi şekilde yararlanmak gerekmektedir. Yararlanmanın en önemli şartı ise,
parmak izinin özelliklerini iyi bilip değerlendirmeye bağlıdır.
Eğer bir arşiv bulunmuş olsa idi buradan bombayı hazırlayan kişinin
kimliği tespit edilebilir ve çalışmalar bu yönde olabilirdi. Marifetin kavukta
olmadığına göre ve suçluların hala daha aramızda dolaşmasının istemiyorsak
ihtiyaç olan bu arşive gerekli yasal düzenleme yapılarak ulusal bir parmak izi
arşivi kurulmalıdır. Böylece iyi niyetli vatandaşlarımızın hakları korunacak ve
suçlu teknik imkanlar ile daha çabuk belirlenebilecektir.[5]
Delil arşiviniz ne kadar zengin ve düzenli ise delilden sonuca o kadar
sağlıklı gidersiniz. Çünkü, olayla ilgili ne kadar bulgu alınırsa, diğer
soruşturma ve adli makamların işi o kadar kolaylaşacaktır. Olay yerinden alınan
bulgular, eğer arşivde kaydı yoksa, bekletmeye alınarak gelecek şüpheli veya
mukayeseler ile tespit edilmeye çalışılmaktadır. Soruşturma birimleri elindeki
bir çok şüphelinin, hiçbir sorgu, ihbar veya araştırma yapmadan sadece eldeki
delillerle mukayese neticesinde şüpheli kişinin olayla ilişkisi tespit
edilmektedir. İşte teknik yöntemlerle delilden sonuca gidilmesi neticesinde,
polise karşı yapılan kötü muamele, işkence iddiaları gibi asılsız suçlamaların
da önüne bu sayede geçilmiş olacaktır. (Kaygusuz,2002:41)
Parmak izi,
yanılgıya imkan vermeyen tek delildir ; ancak, bu imkanlardan yararlanmak nüfus
arttıkça zor gibi görünürken imdada bilgisayar sistemleri yetişmiştir. Bugün
kısa bir zamanda çok sayıda parmak izine bilgisayarlar yardımı ile
bakılabilmektedir.(Sander,1997:190) Suçluların yakalanmasında klasik
yöntemlerin kullanılması ile suçlu kimliğinin tespiti kolay bir şekilde
yapılamamaktadır. Bilgisayarın
teknolojisinin her alana girdiği çağımızda, olay yerinde bulunan izlerin kime
ait olduğunun tespiti bilgisayarlı
sistemler sayesinde sadece dakika gibi kısa bir zaman almaktadır. Teşkilatımızda
bu sisteme çok yakın bir zamanda geçmiş
olup, suçluların en kısa zamanda adalete teslim edilmesinde büyük bir ilerleme
kaydetmiştir
Geleneksel metodlar, incelenecek parmak izi
sayısı arttıkça zaman alıcı ve zor bir iş haline gelmiştir. Buna parmak izi
tanıma konusunda bilgili uzmanları yetiştirmenin zorluğu da eklenmiştir.
Bilgisayar ve görüntü işleme teknolojisinde son yıllarda görülen gelişmeler
sayesinde, parmak izleri otomatik olarak hızlı bir şekilde incelenmekte ve
tanınmaktadır.[6]
Bir grup parmak izini bir
başkasıyla eşleştirmek zahmetli bir işlemdir- AFIS ile bu işlemler biraz daha
kolaylaştırılmıştır. Mürekkeple alınan parmak izlerinin kullanımının sınırlı
olduğu açıktır; çoğunlukla bu tür izler uzman ekiplerin, parmak izleri alınan
kişinin başka
isimlerle dosyalanmış parmak
izleri olup olmadığını belirlemesini kolaylaştırır veya ölülerin kimliğinin
saptanmasında yardımcı olurlar.(Zonderman,2001:214)
Parmak izi ile kimlik saptama sistemi yani AFIS teknolojisi,
son 25 yıldır çeşitli polis teşkilatlarında geçerliliği ispatlanmış, yasal
olarak onaylanmış bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Günümüzde geniş kapsamlı
kimlik tespiti çalışmalarında parmak izi kadar isabetli sonuç veren bir
teknoloji bulunmamaktadır. Parmak iziyle kimlik tespiti son 100 yıldır hukuki
süreçlerde kullanılmaktadır ve uluslararası geçerliliğe sahiptir.[7]
Suçluların tespitinde daha hızlı
ve hatasız çalışmanın gerektiği günümüzde bunu sağlamanın en iyi yöntemlerinden
biri olan parmak izinin bilgisayarlı ortamda saklanması ve mukayesesinin
yapılmasıdır. Bu amaçla 1997 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde AFIS (Otomatik Parmak İzi Tanıma Sistemi) kurulmuştur. Sistem
sayesinde yapılan hatalar en aza indirilip parmak izi uzmanının olay yerinden
bulup aylarca araştırdığı bir parmak izini birkaç dakika içinde bulup kesin
sonuç alınması suretiyle zaman ve iş gücünden çok büyük tasarruf sağlamaktadır.
Sistemle beraber ülke genelinde güvenli bir parmak izi arşivi oluşturulmuş
olacaktır. Bu sistemle, faillerin tespit ve teşhis oranının yükseltilmesi,
hizmette verimlilik sağlanması amaçlanmaktadır.
AFIS sistemi, olay yeri inceleme ve kimlik tespit
hizmetlerinde “delilden sanığa” ilkesi ile çözüm sağlayan bir teknoloji olarak
son zamanlarda teşkilatımızda kullanılmaya başlanmıştır. AFIS terimi , “Automated
Fingerprint Identification System” kelimelerinin baş
harflerinin birleştirilmesinden oluşmakta ve “Otomatik Parmak İzi Teşhis Sistemi” anlamına gelmektedir. Bu
sistemde tek parmak ve on parmak izleri scanner(tarayıcı) veya CCD kamera
aracılığıyla bilgisayar ortamına atılmakta, işlenip tüm düzeltme işlemleri
yapıldıktan sonra yine otomatik olarak karşılaştırma yapacak seviyeye
gelmektedir. (Sertkaya,2004:5) Hızı ve arama özelliği sayesinde, parmak izi
arşivinde bulunan milyonlarca iz arasından, aranan özellikleri doğru olarak
bulması saniyeler almaktadır.
Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığı koordinesinde 1. Aşama olarak 9 bölge merkezli ilde AFIS (Otomatik Parmak
İzi Tespit Sistemi) ile olay yerinden alınan bir parmak izinin AFIS sistemi
sayesinde ülkemiz genelinde kısa sürede araştırma yapılmaktadır. Arşiv
yapılanması, teknoloji ve yüksek maliyet gerektirdiğinden, yeniden yapılanma
çalışmalarının zorluğu ve maliyeti ortadadır.(Kaygusuz,2000:36-37)
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yeni geçtiği bu
sistem sayesinde şüpheli,sabıkalı veya
suçlu bulunan kişilerin parmak izleri Türkiye’deki kayıtlarda
sorgulanabiliyor ve en fazla 20 dakika içinde parmak izinin ilgili kişiye ait
olup olmadığı belirleniyor. Ülkemizde yeni kullanılmaya başlanan AFIS
sistemiyle (otomatik parmak izi tespit sistemi) saniyede 26 bin parmak izi
tarayabiliyor. Yeni yöntem sayesinde, bütün Türkiye’deki parmak izi kayıtları,
kısa bir sürede sorgulanabilmektedir.
AFIS Sisteminin ana kumanda merkezi
Ankara’da, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi
Başkanlığı’na bağlı Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü
bünyesinde bulunmaktadır. Sistem için bir bilgisayar ağı kuruldu. Otomatik
parmak izi işlemlerinin yapılabileceği dokuz ana makine bulunuyor. Bunlar
İstanbul’un dışında Ankara, İzmir, Erzurum, Diyarbakır, Antalya, Samsun, Adana ve
Bursa’da konuşlandırıldı.(Aydın,2002) Sistem, merkezle bağlantılı olarak, ilk
önce İstanbul’da kullanılmaya başlanmıştır.
13 şubat 2004 tarihi itibari ile EGM otomatik
parmak izi tarama sistemi kapsamında şu ana 1 milyon 668 bin 115 kişinin on
parmak izi, 65 bin 362 kişinin de olay yeri izi kaydının yapıldığı
bildirilmiştir. Polisimizin, ileri ülke polis teşkilatlarının parmak izi
konusunda uyguladığı AFIS’i kullanmaya başlaması modernizasyon çalışmaları
açısından çok büyük bir adımdır. (Sertkaya,2004:7) Şu an Emniyet Genel
Müdürlüğü’nde ve çeşitli illerde kurulan bu sistem önümüzdeki yıllarda ülke
geneline yayılacak ve insan haklarına ülkemizce verilen önemin değeri yapılan
tüm bu çalışmalarla bir kez daha ispatlanacaktır.
5. Sonuç:
Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi beraberinde suç olaylarının ve
suçluların da artmasına neden olmuştur. Bunun için bir çok olayın sır olmaktan
çıkarılması, izleri bulunduğu halde kendileri bulunmayan ve toplum içerisinde
serbestçe dolaşan kişilerin tespiti için, parmak izi arşivinin en kısa zamanda
oluşturulması kaçınılmazdır. Yapılması gereken husus ise, bütün vatandaşların
parmak izlerini uygun şartlarda alarak
bilgisayarlara aktarmak ve gerektiğinde en seri şekilde kullanmaktır. Aksi
halde suç mahallînde parmak izi bulunur; fakat izin sahibi
bulunmaz.(Öksüz,1986:74)
Gelişen teknoloji ve bilim ışığında poliste kendisini hızlı bir şekilde
değiştirerek çağa ayak uydurmak zorundadır. Suçluları yakalarken polisin
izlediği yöntem delilden sanığa ulaşmak olmalıdır. Sanıktan delile ulaşan polis
teşkilatı yetersiz kalır. Bu gibi durumlarda insan hakları ihlalleri olma
olasılığı daha fazladır. Bu gerçeğin farkında olan Türk Polis Teşkilatı da her
geçen gün kendisini daha fazla yetiştirerek zamana ayak uydurup, teknolojik destekle
delilden sanığa gitme prensibini uygulamaktadır.
KAYNAKÇA
¨ ÖKSÜZ, Arif, “Kişilerin
Kimliğini Tespit Etmede Parmak İzlerinin Tasnifi”, Ankara-1986
¨ Hürriyet,
temel eğitim ve kültür ansiklopedisi,Temel
Britannica,1993,cilt:14, syf:13-14
¨ SANDER, Ender, “Olay Yerinde Kriminalistik” , Ankara-1997
¨ YAŞAR,Yılmaz, “Polis Meslek Hukuku” , syf: 175, 13.baskı, Ankara-2001
¨ ZONDERMAN,
Jon, “Suç İzlerinin
Ötesinde” (Çeviren:Bilge TANRISEVEN), Phoenix yayınevi, 1.baskı, Ankara-2001
¨ KAYGUSUZ,
Ziyaettin, “Olay Yerindeki
Sessiz Tanıkların Bilimsel Olarak Konuşturulması”, Çağın Polisi
Dergisi,Aralık-2002,sayı:12, syf:36-37
¨ AYDIN, Birol, “Polis, Saniyede 26
bin parmak izi tarayabiliyor” 15.11.2002
tarihli zaman gazetesi İstanbul-2002
¨ KAYGISIZ,
Mustafa, Adli Bilim uzmanı,
“Adli Bilimler” syf: 93, seçkin yay., Ankara-2003
¨ KAPTANOĞLU,İ.Cüneyt-Dr,
ÇEVİK,Murat; “Parmak izinden
kimlik belirleme ve EGM AFIS” EGM Bilgi İşlem Daire Başkanlığı – 1.Polis
Bilişim Sempozyumu Sunum Bildirisi, syf:172, Ankara-2003
¨ SERTKAYA, Cengiz, Komiser, “AFIS Bilgi Notları”, Olay Yeri İnceleme ve Kimlik
Tespit Şb. Müd. , AFIS Büro Amr,2004
¨ DÖNMEZ,Mustafa, “izler ve incelenmesi”, www.kriminalistik.bulteni.com
¨ http://www.
sucbilimi.org/?ana=kriminalistik (Erişim tarihi :28.03.2004)
¨ http://www.nenasil.com/nenasil.asp?ID=28&sayfa=1(erişim
tarihi: 28.03.2004)
¨ http://www.ridgesandfurrows.homestead.com/fingerprint.html (erişim tarihi: 28.03.2004)
* Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Fakültesi , Adli
Bilimler Topluluğu , 2. Sınıf öğrencisi
** erdogantetik1985@yahoo.com**
[1] Suçbilimi,2004 , http://www. sucbilimi.org/?ana=kriminalistik (Erişim tarihi :28.03.2004)
[2] http://www. sucbilimi.org/?ana=kriminalistik (Erişim tarihi :28.03.2004)
[3] Ülkemiz de en az 12 adet ortak nokta kuralının olması diğer dünya ülkelerini bağlamamaktadır. Bu sayı ülkeden ülkeye farklılık arz etmektedir. Bazı ülkelerde bu sayı 7 olabilirken ,bazı ülkelerde de 16 ya kadar çıkmaktadır. Bundan dolayı dünyada standart olarak belli bir sayı yoktur.
[4] DÖNMEZ,Mustafa, “izler ve incelenmesi”, daha geniş bilgi için bakınız www.kriminalistik.bulteni.com
[5] Suçbilimi,2004, http://www. sucbilimi.org/?ana=kriminalistik (Erişim tarihi :28.03.2004)
[6] http://www.nenasil.com/nenasil.asp?ID=28&sayfa=1( erişim tarihi: 28.03.2004)