POLİSİN GÖREV VE YETKİLERİNİ  BELİRLEYENLER…

(1934-2010)

 

 

                                                                                  

Dr. Ahmet Nihat  DÜNDAR[1]

 

          İlk insanlar yıllarca özgürce yaşamış kendi güç, ilkel silah ve diğer sahip olduğu olanaklarıyla kendisini vahşi hayvanlar ve doğaya karşı korumaya çalışmış, hava gibi, su  gibi güvenlik ihtiyacını da hep içinde hissetmiş, çözüm yolları aramış, özgür olduğu için özgürlüğünün pek farkına varamamış, anlamını yeterince kavrayamamış, temel ihtiyacı olan güvenlik ihtiyacını da yeterince karşılayamadığı için diğer ihtiyaçları da ortaya çıkmamıştır.

            Tarihsel süreç içinde insanların birlikte yaşamaya  başlaması, işbölümü sonucu mesleklerin ortaya çıkması ve hizmetlerin satılması veya satın alınması, pek çok kavramın daha farklı ortaya çıkması ve algılanmasına yol açmıştır.

            Temel ihtiyaçlarımızdan birisi olan güvenlik ihtiyacı da ilk günden buyana insan yaşamındaki önemi ve yerini günümüzde de korumaktadır.

            Nerede ve hangi rejimde  olursa olsun, mevcut düzenin koruyucusu ve kollayıcısı olarak kabul edilen POLİSİN görev ve yetkileri (Vazife ve Selahiyet) yere, zamana, koşullara ve toplumlara, o toplumların yönetim  biçimleri, anlayışları ve uygulamalarına göre farklılık göstermekte olsa bile, bulunduğu toplumda İNSANA ve İNSAN HAKLARINA VERİLEN DEĞERİN önemli bir ölçüsü olarak kabul edilmekte ve değerlendirilmektedir.

            Gözlemlerimize göre polisin en rahat ve çalışabildiği ortam:

            Temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı, “hukukun üstünlüğünün kabul edildiği”, Devlet kaynaklı tüm işlem ve eylemlerin “Yargı Denetimine” tabi olduğu, “Yargı Bağımsızlığının olduğu”, Devletin kusurlu uygulamalarında mali sorumluluğunun kabul edildiği HUKUK DEVLETİ rejimi ve ortamı dır.

            Hukuk Devletinin karşıtı, veya kuralları kendisi için yok sayan yönetimlerin uygulamaları için ortaya atılan POLİS DEVLETİ, halkın olduğu kadar polisin de hiç güvencesinin olmadığı yönetim biçimidir.

            Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Polisin Görev ve Yetkileri Anayasamıza aykırı olmayan yasalarla belirlenmiştir. Bu yasalardan en önemli ve belirleyicisi olan temel yasa “POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU” dur.

            14.7.1934 tarihli 2559 sayılı POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU yürürlükte olduğu  76 yıl (1934-2010) yıl içinde  pek çok değişikliğe uğramış, bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, bazı maddeleri günün değişen şartlarına ve ihtiyaçlara göre değiştirilmiş, bazı yeni madde ilaveleri (Ek maddeler) yapılmıştır. Amacımız, geride kalan 76 yıl içinde Türkiye nereden nereye  gelmiştir, güvenlik ihtiyacının sağlanma biçimi, Temel Hak ve Özgürlüklerin düzeyi, halk ve devlet arasındaki denge, daha çok kısıtlama mı yoksa bireyi özgürleştirme  anlayışı mı hakim olmuş, suç ve suçluluktaki değişme nasıl olmuş? Tüm bunları  temel yasamızdaki değişimlere bakarak sizlere fark ettirmek ve hatırlatmak. Kuşkusuz söz konusu kanun tasarıları hangi  ihtiyaçtan doğmuştur, kimler hazırlamış, kimler önermiş, kimlerin katkıları ile gerçekleşmiştir? Başka bir ifade ile “ perdenin arkasındaki isimsiz emektarlar” kimlerdir, hepsini bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir gerçek vardır ki o da şudur. Kim hazırlarsa, kim önerirse, kimin emeği geçerse geçsin asıl görevli ve yetkililerin (Bu kanun açısından  Emniyet Genel Müdürü, İçişleri Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı) kabul etmemesi halinde bu değişimin gerçekleşmesi mümkün değildir. Onun için olumlu veya olumsuz her uygulamada “Aslan Payı” görevli ve yetkililerle siyasi iktidarındır.

            1. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet  Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin 14.7.1934 tarihinde yürürlüğe  koyduğu çok önemli bir düzenleme olup, bu kanunla, “polisin kamu düzenini ve güvenliğini sağlayacağı, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasında  ölçüler ve sınırlar, polisin genel güvenlikle ilgili görevleri, gerektiğinde “Belediye Zabıtası Görevlerinin” de polise gördürülebileceği, polisin görevi dışında bir işte kullanılamayacağı, polisin fotoğraf, parmak izi alma, açılması izne bağlı yerleri kapatma, arama yapma, el koyma, yakalama, ifade alma, silah kullanma, kimlik sorma, çalışmaktan men etme, yardım etme ve benzeri görev ve yetkileri belirlenmekte, bu kanundaki görev ve yetkilerin polis teşkilatı bulunmayan yerlerde jandarma tarafından kullanılacağı ve benzeri hükümler de yer almaktadır.

            Polisin Görev ve Yetkileriyle ilgili bu önemli düzenleme, Emniyet Genel Müdürü Tevfik Hadi Baysal, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Başbakan İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk döneminde yapılmıştır.

            2. 10.6.1935 tarihinde 2770 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 5.maddesinin (A) bendinde değişiklik (Madde polisin parmak izi ve fotoğraf alma yetkisiyle ilgili olup, yapılan değişiklikle maddede mevcut olan TCK na göre  ağır hapis cezasını gerektiren suçlar  ve  ammenin itimadı aleyhine işlenen suçlara ilave olarak  mal aleyhine işlenmiş suçların  ve her nevi kaçakçılığın maznun ve mahkumlarının, serserilerin (işi, ikametgahı,meskeni bulunmayan,başkaları üzerinden geçimini sağlayan kişiler) ve mazennaisu erbabının( hırsızlık,yağma, yankesicilik, adam öldürme, ırza geçme vb. suçlardan mahkum olmuş, bu suçları işlemeyi meslek edinmiş kimse) da fotoğraf ve parmak izini almaya polisin yetkili olduğu hükmü getirilmiştir.  Bu değişiklik,  Emniyet Genel Müdürü İbrahim Şükrü Sökmensüer, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Başbakan İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk zamanında yapılmıştır.

            3. 20.2.1948 tarihinde 5188 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 18. maddesi (Bu madde hükmü, olağanüstü durumlarda, bu durum ortadan kalkıncaya kadar bu durumu yaratan şüphelilerin polisçe nezarete alınacağı, genel ve özel nakil  vasıtalarına  mülki idare amirinin emriyle el konulması ile ilgili polise  geniş yetki sağlamaktaydı)  yürürlükten kaldırılmıştır.

4. 16.7.1965 tarihinde 694 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 2.maddesi değiştirilmiştir.Madde polisin genel güvenliğe ilişkin görevleriyle ilgili olup, suç işlenmeden önce alınacak tedbirler (İdari Görev) suç işlendikten sonraki görevler(Adli Görev) ayrımı yapılmış,  polisin amirinden aldığı emri kanun , tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, emri yerine getirmeyip bunu emri veren amire bildireceği, amir emrinde ısrar ederse ve emrini yazılı olarak yenilerse emrin yerine getirileceği, bu uygulamadan memurun sorumlu olmayacağı, konusu suç teşkil eden emrin hiçbir zaman yerine getirilmeyeceği, yerine getirenlerin sorumlu olacağı ancak bazı durumlarda( Yolların trafiğe açılması, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde bozulan düzeni sağlamak için, yangın su baskınları, deprem vb. afetlerde alınması gereken tedbirler için, kanunsuz toplantı ve yürüyüş yapanları dağıtmak, suçlularını yakalamak, toplu tecavüzleri def etmek için, can ırz ve mal emniyetini korumak , suçlularını yakalamak için) yetkili amirin emri yerine getirilecek bu durumlarda yazılı emir istenmeyecektir. Bu düzenleme Emniyet Genel Müdürü Ahmet Demir, İçişleri Bakanı İsmail Hakkı Akdoğan, Başbakan Suad Hayri Ürgüplü, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel zamanında yapılmıştır.

            5.  25.6.1973 tarihinde 1758 sayılı kanunla , 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet  Kanununun  25. maddesinde değişiklik yapılmış (Madde polisin bulunmadığı yerlerde jandarmanın yetkili ve görevli olduğunu belirtmektedir.Maddede mevcut olan il ve ilçeye Bucak ilavesi yapılmıştır.) Düzenleme, Emniyet Genel Müdürü Orhan Alaaddin Erbuğ, İçişleri Bakanı Mukadder Öztekin, Başbakan Mehmet Naim Talu, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk zamanında yapılmıştır.

            6. 26.6.1973 tarihinde 1775 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 8.maddesinde değişiklik (Madde polisin Mülki İdarare Amirinin emriyle Kapatma ve Faaliyetten Men Etme yetkisiyle ilgili olup,  kapatmayı gerektiren sebepler suç teşkil ettiği takdirde tahkikat evrakının adliyeye gönderileceği ve mahkemenin aksine bir karar verinceye kadar kapatmanın süreceği hükmü mevcut iken, yapılan değişiklikle idari yargıya  başvurma, kapatma süresinden önce işyerinin açılabilmesi, 3-6 ile sınırlama ve benzeri ayrıntılar düzenlenmiş, ek fıkra ile mülki idare amirinin emriyle kapatılma halinde ancak idari yargıya gidilebilir hükmü getirilmiştir)yapılmıştır.

 

S.N.

Kanun  No ve Tarihi

Cumhur Başkanı

Başbakan

İçişleri Bakanı

EmniyetGenel

Müdürü

Yürürlüğe konan, değiştirilen

 

1

2559 14.7.1934

M. Kemal

Atatürk

İsmet

İnönü

Şükrü

Kaya

T.Hadi

Baysal

Polis VSK

2

2770 10.6.1935

M. Kemal

Atatürk

İsmet

İnönü

Şükrü

Kaya

İ. Şükrü

Sökmensüer

Md.5-A Değ.

3

5188 20.2.1948

İsmet İnönü

Hasan

Saka

M.Hüsrev

Göle

Gafur Soylu

Mülga Md.18

4

6941 6.7.1965

Cemal Gürsel

S.Hayri

Ürgüplü

İ. Hakkı

Akdoğan

Ahmet

Demir

Md.2 Değişikliği

5

1758 25.6.1973

Fahri

Korutürk

M. Naim Talu

Mukadder

Öztekin

O.Alaaddin

Erbuğ

Md.25 Değişikliği

6

1775 26.6.1973

Fahri

Korutürk

M. Naim

Talu

Mukadder

Öztekin

O.Alaaddin

Erbuğ

Md.8,20 D.Md.9(ek fıkra ekl.)

7

2261 19.2.1980

Fahri

Korutürk

Süleyman

Demirel

Mustafa

Gülcügil

Refet

Küçüktiryaki

Md.17(2,3 fık.Ekl.)

8

23316.6.1985

 

 

 

Kenan Evren

 

 

Turgut Özal

 

 

Yıldırım

Akbulut

Saffet Arıkan

Bedük

Mülga Md.5(F),Md 8,11 Değ.Md.15,17, Ek.Md.1,2,3,

4,5,6,7,8,9 E.

9

3257 23.1.1986

 

Kenan Evren

Turgut Özal

Yıldırım Akbulut

S. Arıkan

Bedük

Mülga Md.6

10

3842 18.11.1992

Turgut

Özal

SüleymanDemirel

İsmet

Sezgin

Yılmaz

Ergun

Ek Md.2(1.Fıkra.Mülga)

11

44192 3.7.1999

Süleyman

Demirel

Bülent Ecevit

Sadettin

Tantan

Necati

Bilican

Ek.Md.10

12

4771 3.8.2002

Ahmet

Necdet

Sezer

Bülent Ecevit

Muzaffer

Ecemiş

İ. Kemal

Önal

Md.11(C),12,13,Ek.Md.1Mülga

Md.11(son F)

13

5259

24.11.2004

Ahmet

Necdet

Sezer

Recep Tayyip

Erdoğan

Abdülkadir

Aksu

Gökhan

Aydıner

Md.6Yen.D.Md 7,8 Değ.Mülga

Ek.Md.8

14

5397

3.7.2005

 

Ahmet

Necdet

Sezer

Recep Tayyip

Erdoğan

Abdülkadir

Aksu

Gökhan

Aydıner

Ek.Md.7(Ek Fıkralar eklendi.

15

5571

28.12.2006

Ahmet Necdet

Sezer

Recep Tayip

Erdoğan

Abdülkadir

Aksu

Gökhan

Aydıner

Md.8(F) Eklendi.

16

56812.6.2007

 

Ahmet Necdet

Sezer

 

Recep Tayip

Erdoğan

 

Osman Güneş

 

Oğuz Kağan

Köksal

Md.5,9,16,Ek.Md.6Değ.Md.

Md.4(A)Ek.Mülga Md.3,

17(2,3 Fık) Md 17(4,5 ek.f)

 

Madde 20 de yapılan değişiklikle Polisin konutlara,iş yerleri ve eklentilerine girebilmesi hükmüne Üniversite bina ve eklentileri de dahil  edilmiştir. Madde 9’a eklenen ek fıkra ile Adli görev gereği yapılan aramalar dışında Milli Güvenlik ve Kamu Düzeni bakımından gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda o yerin en büyük mülkiye amirinin emriyle polisin şüphe edilen kişilerin üstlerini, özel kağıtlarını  ve eşyasını arayabileceği, suç aleti ve eşyaya el koyabileceği hükmü getirilmiştir.  Madde 13 ‘e eklenen fıkra ile (1.fıkraya göre yakalanan kişilerin(Halkın rahatını bozacak şekilde sarhoş olanlar, sarhoş iken başkalarına tecavüz ve kamu düzenini bozanlar)sarhoşluk durumları resmi tabip, bulunmadığı takdirde özel tabip raporu ile, tabip mevcut değilse Yardımcı Sağlık Personelinden birinin müşahade raporuyla tespit edilir) hükmü getirilmiştir. Ayrıca  madde 17 eklenen (son paragraf) bir fıkra ile “karakola götürüp hakkında tanzim olunacak evrakla birlikte 24 saat içinde adliyeye verilirler” hükmü ilave edilmiştir. Bu düzenleme Emniyet Genel Müdürü Orhan Alaaddin  Erbuğ, İçişleri Bakanı Mukadder Öztekin, Başbakan Mehmet Naim Talu, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk  zamanında yapılmıştır.

            7. 19.2.1980 tarihinde 2261 sayılı kanunla Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 17. maddesine 2 fıkra eklenmiştir. Bu fıkralardan birincisi “polis suç işlenmesini önlemek veya işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için kişilerden (kendinin polis olduğunu belirleyen belgeyi  gösterdikten sonra) kimliğini sorabilir” hükmü, diğeri ise; “bu istem karşısında herkes Nüfus Hüviyet Cüzdanını, pasaport veya resmi bir belgeyi göstererek kimliğini belirlemek zorundadır” hükmüdür. Bu düzenleme, Emniyet Genel Müdürü Refet Küçüktiryaki, İçişleri Bakanı Mustafa Gülcügil, Başbakan Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk zamanında yapılmıştır.

            8. 16.6.1985 tarihinde 3233 sayılı kanunla, Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun  Madde 5/F iptal edilmiş, Md 8 de değişiklik (Madde umuma açık yerleri kapatma yetkisiyle ilgili olup, yapılan değişiklikle “kati delil elde edilmesi halinde” hükmünün yanı sıra “ dernek, sendika, loca ve kulüpler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları lokallerinin birden fazla denetim sonucu, yazılı ihtara rağmen Umuma Açık Yer haline gelmesi halinde polisce kapatılabileceğine ilişkin) yapılmış, Değişiklik yapılan 11.madde (polisin “men etme” yetkisiyle ilgili olup yapılan değişiklikle genel ahlak ve edebe aykırı sesli ve görüntülü eserleri üreten ve satanların herhangi bir şikayet olmasa bile polisce engelleneceği, davranışlarını durdurarak yasaklanacağı ve adliyeye sevk edileceği (eski metinde mevcut olan 24 saat içinde hükmü “derhal” e dönüştürülmüştür.) belirtilmiş, ayrıca 15 maddeye eklenen fıkra Anayasa Mahkemesince İptal edilmiştir. I7.Maddeye 3 ayrı fıkra eklenmiş (Fıkralardan birincisi “karakola götürülenlerin tanzim edilecek evrakla beraber adliyeye verileceklerine ilişkin,  2. si “ kimliği tespit edilemeyen ve nüfusa kaydı olmadığı anlaşılanların parmak izi ve fotoğraflarının alındıktan sonra kimliklerinin tespiti” 3. sü “kimliğini bir belge ile veya tanıkla ispat edemeyenlerin 24 saati geçmemek üzere polisçe göz altına alınabileceğini” kapsamaktadır. Kanuna Eklenen Ek 1. Madde (Umuma açık yer ve bu nitelikteki ulaşım araçlarında mülki amire en az 48 saat önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle oyun, temsil veya gösteri düzenleyebilme) Ek.2. Madde (Gözaltına alınanların yeme, içme ihtiyaçlarının Em.Gn.Md. bütçesine konacak ödenekten karşılanması, Ek.3. madde (polisin ifadesine başvurulacak olanlara tespit edilmiş olan ikametgah veya işyeri adresinden ayrılmamalarını yazılı olarak isteyebilme yetkisi) Ek Madde 4 (polisin görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde suça el koyma, önlemek, sanık ve suç delillerini tespit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim etmekle görevli ve yetkili olduğu, polise karşı işlenen suçların görevli memura karşı işlenmiş suç, polisin işlediği suçların ise görevli memurun işlediği suç sayılacağı), Ek. Madde 5 (Genel güvenlik, kaçakçılık ve uyuşturucu maddelerle ilgili önemli olaylar için merkezden ve valiliklerden iller arasında da ekipler görevlendirileceği, bu ekiplerin en büyük mülki amire karşı sorumlu oldukları, bu ekiplere her türlü yardımın yapılacağı),Ek. Madde 6 (Polisin zor kullanması, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçlerin kuvvetin amiri tarafından belirleneceği), Ek.Madde 7. (Polisin ülke seviyesinde İstihbarat faaliyetlerinde bulunabileceği, bu amaçla bilgi toplayıp değerlendireceği, yetkili mercii ve kullanma alanına ulaştıracağı, istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapacağı), Ek.Madde 8.Kumar ve kazanç kasdı olmaksızın bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik oyun, alet ve makineleri, video oyunları,televizyon oyunları ve benzeri oyun yerlerinin açılması ve faaliyet de bulunmaları, otel, gazino, çeşitli dinlenme ve eğlence ve oyun yeri şeklindeki sabit veya seyyar olarak kullanılan her çeşit taşıma araçlarında bu faaliyetlerin icrasının mahallin en büyük mülkiye amirinin iznine bağlı olduğu), Ek. Madde 9.(Silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında cezai sorumluluğun tespiti bakımından MMHK hükümlerine göre işlem yapılacağı, silah kullanan polisin soruşturmasının bizzat C.Savcısı veya yardımcısınca yapılacağı, dava açıldığı takdirde duruşmadan vareste tutulabileceği, avukatlık  ücretinin Emniyet Genel Müdürlüğünden ayrılacak ödenekten karşılanacağı, polisin şehit olması halinde Toplu Konut Fonundan faizsiz kredi verileceği,1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fiillerin önlenmesi hakkında Kanuna göre muhbirlere para ödülü verilebileceği) hüküm altına alınmıştır. Kanunda yapılan bu önemli düzenlemeler, Emniyet Genel Müdürü Saffet Arıkan Bedük, İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren zamanında yapılmıştır.

            9. 23.1.1986 tarihinde 3257 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 6. maddesi (Hariçten gelen filmlerin gösterilmesi ve dahilde yapılacak filmlerin çekilmesi polisin iznine bağlıdır hükmü) yürürlükten kaldırılmıştır.

            10. 18.11.1992 tarihinde kabul edilen 3842 sayılı kanunla, 2559 sayılı  Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 2. maddesinin 1. fıkrasını (zanlıların  24 saat içinde, birlikte suç işlemeleri halinde 15 gün içinde adliyeye gönderileceklerine ilişkin) yürürlükten kaldırılmıştır. Değişiklik Emniyet Genel Müdürü Yılmaz Ergun, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Başbakan Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı Turgut Özal zamanında yapılmıştır.

            11. 18.11.1992 tarihinde kabul edilen 3842 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununa  Ek.10. madde (Görevli personelden bir uzvunu veya duyusunu kaybedenlerin rehabitilasyonu ile bu kayıplarından doğan ihtiyaçlarını karşılayacak her türlü cihaz ve sistemlerin Emniyet Genel Müdürlüğünce  karşılanacağına ilişkin) eklenmiştir. Bu değişiklik Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel zamanında yapılmıştır.

            12. 3.8.2002 tarihinde kabul edilen 4771 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 11.maddesinin(C) bendinde değişiklik (Genel ahlak ve edebe aykırı mahiyette her türlü sesli ve görüntülü eserleri kaydedildiği materyale bakılmaksızın  üreten ve satanlarla ilgili) yapılmış, maddenin son fıkrası yürürlükten kaldırılmış, Madde 12 de değişiklik (Kanuni istisnalar saklı kalmak koşulu ile Umuma açık ve açılması izne bağlı yerlerde 18 yaşından küçüklerin çalıştırılamayacağı, polisin yanlarında veli  ve vasileri olsa bile  Bar, Pavyon, Gazino, Meyhane gibi içkili yerler ile Krathane ve oyun oynatılan benzeri yerlere girmelerini MEN EDECEĞİ , bu yerlere girenler hakkında 17.maddedeki hükümlere göre, işyeri hakkında 6. madde hükümlerine göre işlem yapacağı), 13.Maddede değişiklik (Madde polisin yakalama yetkisiyle ilgili olup, polisin yakalanan kişilere yakalama sebebini yazılı, bunun mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda ise hakim önüne çıkarılıncaya kadar kendisine ve yakınlarına bildireceği, yakalama anındaki  sağlık durumlarının tabip raporuyla tespit edeceği), Ek. 1. Maddede yapılan değişiklikle (Umumi ve Umuma açık yerler ile Umuma açık yer  niteliğindeki Ulaşım araçlarında gerçek kişi ve toplulukların mahallin en büyük mülki amirine en az 48 saat önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle Oyun ve Temsil verebileceği, gösteri düzenleyebilecekleri, bunlardan suç işleyenler hakkında C. Savcılığına Mülki Amir tarafından suç duyurusunda bulunulacağı) hüküm altına alınmıştır. Bu değişiklikler Emniyet Genel Müdürü İ. Kemal Önal, İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş, Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer zamanında yapılmıştır.

            13. 24.11.2004 tarihinde kabul edilen 5259 sayılı kanunla ise, aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

MADDE 1. — 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Madde 6. – Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinden;

a) Faaliyetten geçici olarak men edildiği halde süresinden önce açılan,

b) Açık ve kapalı bulunacağı saatlere uymayan,

c) Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen yasaklara uymadığı tespit edilen,

d) Mevzuat hükümlerine aykırı olarak işletilen,

İş yerlerinin işletmecilerine beşyüzmilyon Türk Lirası ile birmilyar Türk Lirası arasında idarî para cezası verilir.

Bu maddede öngörülen idarî para cezaları, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında il daimi encümeni tarafından verilir. Verilen idarî para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdarî para cezaları 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezası bir kat artırılarak uygulanır.

MADDE 2. — 2559 sayılı Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 7. - Kişilerin tek tek veya toplu olarak eğlenmesi, dinlenmesi veya konaklaması için açılan otel, motel, pansiyon, kamping ve benzeri konaklama yerleri; gazino, pavyon, meyhane, bar, birahane, içkili lokanta, taverna ve benzeri içkili yerler; sinema, kahvehane ve kıraathane; kumar ve kazanç kastı olmamak şartıyla adı ne olursa olsun bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik oyun alet ve makinelerinin, video ve televizyon oyunlarının içerisinde bulunduğu elektronik oyun yerleri; internet kafeler ve benzeri yerler umuma açık istirahat ve eğlence yeri sayılır.

Sabit veya seyyar olarak kullanılan kara, deniz, hava ve her çeşit taşıma araçlarında, birinci fıkrada belirtilen faaliyetlerin icrası durumunda, bu yerler de umuma açık istirahat ve eğlence yeri sayılır.

Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatı bağlı olduğu kolluk kuvvetinin görüşü alındıktan sonra belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler; bu alanların dışında il özel idareleri tarafından verilir. Kolluk kuvveti görüşünü yedi gün içinde verir. Ruhsat talepleri bir ay içinde sonuçlandırılır. İzin alınmadan açılan umuma açık istirahat ve eğlence yerleri kapatılır.

Bu iş yerlerinin faaliyet göstereceği alanları belirlemeye veya mevcut umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin bu amaç için ayrılan yerlerde toplanmasına, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler; bu alanlar dışında il özel idareleri yetkilidir.

Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin bulunacağı alanların tespiti ve bu yerlerin ruhsatlandırılmasında uygulanacak usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Bu iş yerleri için düzenlenen iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının bir örneği yetkili kolluk kuvvetine gönderilir. Bu iş yerleri genel güvenlik ve asayiş yönünden genel kolluk tarafından denetlenir.

Bu yerlerin ruhsatlandırılmasında 14.6.1989 tarihli ve 3572 sayılı İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 5 inci ve 6 ncı maddelerinin hükümleri uygulanmaz.

MADDE 3. — 2559 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 8. - Polisçe kat’i delil elde edilmesi halinde;

A) Kumar oynanan umumî ve umuma açık yerler ile her çeşit özel ve resmi kurum ve kuruluşlara ait lokaller,

B) Mevzuata aykırı bir şekilde uyuşturucu madde imal edilen, satılan, kullanılan, bulundurulan yerler,

C) Mevzuata aykırı faaliyet gösteren genelevler, birleşme yerleri ve fuhuş yapılan evler ve yerler,

D) Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasal düzenine, genel güvenliğe ve genel ahlâka zararı dokunacak oyun oynatılan, temsil verilen, film veya video bant gösterilen yerler ile internet üzerinden yapılan yayınlara izin verilen yerler,

E) Derneklere, sendikalara, loca ve kulüplere, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile benzeri kurum ve kuruluşlara ait ve yalnız üyelerinin yararlanması için açılan lokallerden, birden fazla denetim sonunda ve yazılı ihtara rağmen, iç yönetmeliğine aykırı faaliyet göstererek umuma açık yer durumuna geldiği tespit edilenler,

Mahallin en büyük mülkî amiri tarafından otuz günü geçmemek üzere geçici süreyle faaliyetten men edilir.

Bu maddede yazılı fiiller sebebiyle bir yıl içinde üç defa faaliyetten men edilen işyerlerinde, bu fiiller tekrar işlendiği takdirde, işyeri açma ve çalışma ruhsatları, mahallin en büyük mülkî amirinin bildirimi üzerine, belediye veya il özel idaresi tarafından beş iş günü içinde iptal edilir.

MADDE 4. — 2559 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "8 inci" ibaresi "6 ncı" olarak değiştirilmiştir.

14. 3.7.2005 tarihinde 5397 sayılı kanunla,  4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

Birinci fıkrada belirtilen görevlerin yerine getirilmesine yönelik olarak, 4.12.2004   tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçları hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılan Emniyet Genel Müdürü    veya İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması    veya hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır. Bu halde dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.

             Yetkili ve görevli hakim, talepte bulunan kolluk biriminin bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.

Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya iletişim bağlantısını tesbite imkan veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenler belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usulle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hakim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.

             Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir. Durum bir tutanakla tesbit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.

             İstihbarat faaliyetlerinde, bu maddede belirtilen suçların önlenmesi amacıyla ve hakim kararı alınmak koşuluyla, teknik araçlarla izleme yapılabilir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kuruluşların ihtiyaç duyulan bilgi ve belgelerinden yararlanabilmek için gerekçesini de göstermek suretiyle yazılı talepte bulunulabilir. Bu kurum ve kuruluşların kanuni sebeplerle veya ticari sır gerekçesiyle bu bilgi ve belgeleri vermemeleri halinde ancak hakim kararı ile bu bilgi ve belgelerden yararlanılabilir.

             Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.

             Hakim kararları ve yazılı emirler, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.

             Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi, sıralı kurum amirleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve ilgili bakanlığın teftiş elemanları ve Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılır.

Bu maddede belirtilen işlemler ile 5271 sayılı Kanunun 135 inci maddesi kapsamında yapılacak dinlemeler, Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde, Kurum başkanına doğrudan bağlı "Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı" adıyla kurulan tek bir merkezden yürütülür. Oluşturulan bu Başkanlık bir başkan ile teknik, hukuk ve idari olmak üzere üç uzmandan oluşur. Bu Başkanlıkta Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının ilgili birimlerinden birer temsilci bulundurulur. Verilen görevleri yerine getirmek üzere yeteri kadar da personel istihdam edilir. Telekomünikasyon İletişim Başkanı, Telekomünikasyon Kurumu Başkanının teklifi üzerine Başbakan tarafından atanır. Telekomünikasyon İletişim Başkanı, Kurul üyelerinin sahip olduğu özlük haklarına sahiptir. Ulaştırma Bakanlığı bu merkezle ilgili alt yapıyı hazırlamakla yükümlüdür. Bu merkezin kuruluş giderleri Telekomünikasyon Kurumu gelirlerinden karşılanır. Bu merkezin kuruluşu ile ilgili her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri hariç 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerinden muaftır.

             Bu maddede belirlenen usul ve esaslara aykırı dinlemeler hukuken geçerli sayılmaz ve bu şekilde dinleme yapanlar hakkında 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.

             Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarının görüşü alınarak Başbakanlık tarafından üç ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

            15. 28.12.2006 tarihinde 5571 sayılı kanunla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 8.inci maddesine (F) bendi eklenmiştir. Yapılan düzenleme ile  Her türlü denize elverişli araçlarla günübirlik tur düzenleyen veya her türlü mal ve hizmet satanlardan, müşteriye faaliyetlerini duyururken veya müşteri kabul ederken çevreyi veya müşteriyi rahatsız edecek yöntemler kullananlar,” ile ilgili hüküm getirilmiş olup bu eylemde bulunanlar da Polisin Faaliyetten Men edebileceği, kapatılabileceği yerler arasına alınmıştır.

            Yukarıda izah edilen ve 13, 14, ve  15. inci maddelerde yer alan önemli düzenlemeler, Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ,Cumhurbaşkanı   Ahmet Necdet Sezer zamanında yapılmıştır.

16. 2.6.2007 tarihinde yürürlüğe konulan 5681 sayılı kanunla, 2559 sa­yı­lı Po­lis Va­zi­fe ve Salâhi­yet Ka­nu­nu­nun 4 ün­cü mad­de­sin­den son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki 4/A mad­de­si ek­len­miş­tir.

“Dur­dur­ma ve kim­lik sor­ma

MAD­DE 4/A- Po­lis, ki­şi­le­ri ve araç­la­rı;

a) Bir suç ve­ya ka­ba­ha­tin iş­len­me­si­ni ön­le­mek,

b) Suç iş­len­dik­ten son­ra ka­çan fa­il­le­rin ya­ka­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak, iş­le­nen suç ve­ya ka­ba­hat­le­rin fa­il­le­ri­nin kim­lik­le­ri­ni tes­pit et­mek,

c) Hak­kın­da ya­ka­la­ma em­ri ya da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ril­miş olan ki­şi­le­ri tes­pit et­mek,

ç) Ki­şi­le­rin ha­ya­tı, vü­cut bü­tün­lü­ğü ve­ya mal­var­lı­ğı ba­kı­mın­dan ya da top­lu­ma yö­ne­lik mev­cut ve­ya muh­te­mel bir teh­li­ke­yi ön­le­mek,

ama­cıy­la dur­du­ra­bi­lir.

Dur­dur­ma yet­ki­si­nin kul­la­nı­la­bil­me­si için po­li­sin tec­rü­be­si­ne ve için­de bu­lu­nu­lan du­rum­dan edin­di­ği iz­le­ni­me da­ya­nan ma­kul bir se­be­bin bu­lun­ma­sı ge­re­kir. Sü­rek­li­lik arz ede­cek, fi­ilî du­rum ve key­fi­lik oluş­tu­ra­cak şe­kil­de dur­dur­ma iş­le­mi ya­pı­la­maz.

Po­lis, dur­dur­du­ğu ki­şi­ye dur­dur­ma se­be­bi­ni bil­di­rir ve dur­dur­ma se­be­bi­ne iliş­kin so­ru­lar so­ra­bi­lir; kim­li­ği­ni ve­ya bu­lun­du­rul­ma­sı ge­rek­li di­ğer bel­ge­le­rin ib­raz edil­me­si­ni is­te­ye­bi­lir.

Dur­dur­ma sü­re­si, dur­dur­ma se­be­bi­ne esas teş­kil eden iş­le­min ger­çek­leş­ti­ril­me­si için zo­run­lu olan sü­re­den faz­la ola­maz.

Dur­dur­ma se­be­bi­nin or­ta­dan kalk­ma­sı ha­lin­de ki­şi­le­rin ve araç­la­rın ay­rıl­ma­la­rı­na izin ve­ri­lir.

Po­lis, dur­dur­du­ğu ki­şi üze­rin­de ve­ya ara­cın­da si­lah ve­ya teh­li­ke oluş­tu­ran di­ğer bir eş­ya­nın bu­lun­du­ğu hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he­nin var­lı­ğı ha­lin­de, ken­di­si­ne ve­ya baş­ka­la­rı­na za­rar ve­ril­me­si­ni ön­le­mek ama­cı­na yö­ne­lik ge­rek­li ted­bir­le­ri ala­bi­lir. An­cak bu amaç­la ki­şi­nin üze­rin­de­ki el­bi­se­nin çı­ka­rıl­ma­sı ve­ya ara­cın, dı­şa­rı­dan ba­kıl­dı­ğın­da içe­ri­si gö­rün­me­yen bö­lüm­le­ri­nin açıl­ma­sı is­te­ne­mez.

Bu Ka­nun ve di­ğer ka­nun­la­rın ver­di­ği gö­rev­le­rin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si sı­ra­sın­da, po­lis ta­ra­fın­dan ge­rek­li iş­lem­ler için dur­du­ru­lan ki­şi­ler ve araç­lar­la il­gi­li hü­küm­ler sak­lı­dır.

Po­lis, gö­re­vi­ni ye­ri­ne ge­ti­rir­ken, ken­di­si­nin po­lis ol­du­ğu­nu be­lir­le­yen bel­ge­yi gös­ter­dik­ten son­ra, ki­şi­le­re kim­li­ği­ni so­ra­bi­lir. Bu ki­şi­le­re kim­li­ği­ni is­pat­la­ma­la­rı hu­su­sun­da ge­rek­li ko­lay­lık gös­te­ri­lir.

Bel­ge­si­nin bu­lun­ma­ma­sı, açık­la­ma­da bu­lun­mak­tan ka­çın­ma­sı ve­ya ger­çe­ğe ay­kı­rı be­yan­da bu­lun­ma­sı do­la­yı­sıy­la ya da sa­ir su­ret­te kim­li­ği be­lir­le­ne­me­yen ki­şi tu­tu­la­rak du­rum­dan der­hal Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ha­ber­dar edi­lir. Bu ki­şi, kim­li­ği açık bir şe­kil­de an­la­şı­lın­ca­ya ka­dar gö­zal­tı­na alı­nır ve ge­re­kir­se tu­tuk­la­nır. Gö­zal­tı­na ve tu­tuk­la­ma­ya ka­rar ver­me yet­ki­si ve usû­lü ba­kı­mın­dan 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.

Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Ki­şi­nin kim­li­ği­nin be­lir­len­me­si du­ru­mun­da, bu ne­den­le gö­zal­tı­na alın­ma ve­ya tu­tuk­lan­ma ha­li­ne der­hal son ve­ri­lir.

Nü­fu­sa ka­yıt­lı ol­ma­dı­ğı için kim­li­ği tes­pit edi­le­me­yen ki­şi­le­rin nü­fu­sa ka­yıt­la­rı­nın te­mi­ni için ge­rek­li iş­lem­ler ya­pıl­dık­tan son­ra, 5 in­ci mad­de­ye gö­re fo­toğ­raf ve par­mak izi tes­pit edi­le­rek kay­da alı­nır.

Kim­li­ği tes­pit edi­le­me­yen ki­şi­nin ya­ban­cı ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­sı ha­lin­de, 5682 sa­yı­lı Pa­sa­port Ka­nu­nu ve 5683 sa­yı­lı Ya­ban­cı­la­rın Tür­ki­ye’de İka­met ve Se­ya­hat­le­ri Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re iş­lem ya­pı­lır.” Hükmü getirilmiş, ayrıca 2559 sa­yı­lı Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“Par­mak izi ve fo­toğ­raf­la­rın kay­da alın­ma­sı

MAD­DE 5- Po­lis;

a) Gö­nül­lü,

b) Her çe­şit si­lah ruh­sa­tı, sü­rü­cü bel­ge­si, pa­sa­port ve­ya pa­sa­port ye­ri­ne ge­çen bel­ge al­mak için baş­vu­ru­da bu­lu­nan,

c) Baş­ta po­lis ol­mak üze­re, ge­nel ve­ya özel kol­luk gö­rev­li­si ya da özel gü­ven­lik gö­rev­li­si ola­rak is­tih­dam edi­len,

ç) Türk va­tan­daş­lı­ğı­na baş­vu­ru­da bu­lu­nan,

d) Sı­ğın­ma ta­le­bin­de bu­lu­nan ve­ya ge­rek­li gö­rül­me­si ha­lin­de, ül­ke­ye gi­riş ya­pan sa­ir ya­ban­cı,

e) Gö­zal­tı­na alı­nan,

ki­şi­le­rin par­mak izi­ni alır.

Birinci fıkraya göre alınan parmak izi, ait olduğu kişinin kimlik bilgileri ile birlikte, ne zaman ve kim tarafından alındığı belirtilmek suretiyle, bu amaca özgü sisteme kaydedilerek saklanır. An­cak, par­mak izi­nin han­gi se­bep­le alın­dı­ğı sis­te­me kay­de­dil­mez.

Olay ye­rin­den el­de edi­len ve ki­me ait ol­du­ğu he­nüz tes­pit edi­le­me­yen par­mak iz­le­ri, ki­me ait ol­du­ğu tes­pit edi­lin­ce­ye ka­dar, il­gi­li so­ruş­tur­ma dos­ya nu­ma­ra­sı ile bir­lik­te sis­te­me kay­de­di­lir.

5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 81 in­ci mad­de­si ile 5275 sa­yı­lı Ce­za ve Gü­ven­lik Ted­bir­le­ri­nin İn­fa­zı Hak­kın­da Ka­nu­nun 21 in­ci mad­de­si hü­küm­le­ri­ne gö­re alı­nan par­mak iz­le­ri de bu sis­te­me kay­de­di­lir.

 (a) ben­di ha­riç bi­rin­ci fık­ra ile dör­dün­cü fık­ra kap­sa­mı­na gi­ren ki­şi­le­rin ay­rı­ca fo­toğ­raf­la­rı alı­na­rak, ikin­ci fık­ra­da be­lir­le­nen esas­la­ra uy­gun ola­rak par­mak izi ile bir­lik­te sis­te­me kay­de­di­lir.

Bu sis­tem­de yer alan bil­gi­ler, kim­lik tes­pi­ti, su­çun ön­len­me­si ve­ya yü­rü­tül­mek­te olan so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma kap­sa­mın­da mad­dî ger­çe­ğin or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sı ama­cıy­la mah­ke­me, hâkim, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ve kol­luk ta­ra­fın­dan kul­la­nı­la­bi­lir.

Kol­luk bi­rim­le­ri, kim­lik tes­pi­ti yap­mak ya da olay ye­rin­den alı­nan par­mak izi­ni kar­şı­laş­tır­mak ama­cıy­la doğ­ru­dan bu sis­tem­le bağ­lan­tı ku­ra­bi­lir.

Sis­tem­de ka­yıt­lı bil­gi­le­rin han­gi ka­mu gö­rev­li­si ta­ra­fın­dan ve ne amaç­la kul­la­nıl­dı­ğı­nın de­net­le­ne­bil­me­si­ne imkân ta­nı­yan bir gü­ven­lik sis­te­mi ku­ru­lur.

Sis­tem­de yer alan ka­yıt­lar giz­li­dir; al­tın­cı ve ye­din­ci fık­ra­lar­da be­lir­le­nen amaç­lar dı­şın­da kul­la­nı­la­maz.

Sis­te­me ka­yıt­lı olan par­mak izi ve fo­toğ­raf­lar, ki­şi­nin ölü­mün­den iti­ba­ren on yıl ve her hal­de ka­yıt ta­ri­hin­den iti­ba­ren sek­sen yıl geç­tik­ten son­ra sis­tem­den si­li­nir.

Par­mak izi ile fo­toğ­raf­la­rın sis­tem­de kay­de­dil­me­si ve sak­lan­ma­sı ile bu ka­yıt­lar­dan ya­rar­lan­ma­ya iliş­kin di­ğer esas ve usûl­ler, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın gö­rü­şü alı­na­rak çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.” Hükmü getirilmiş, ayrıca  2559 sa­yı­lı Ka­nu­nun 9 un­cu mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“Ön­le­me ara­ma­sı

MAD­DE 9- Po­lis, teh­li­ke­nin ve­ya suç iş­len­me­si­nin ön­len­me­si ama­cıy­la usû­lü­ne gö­re ve­ril­miş sulh ce­za hâki­mi­nin ka­ra­rı ve­ya bu se­bep­le­re bağ­lı ola­rak ge­cik­me­sin­de sa­kın­ca bu­lu­nan hâller­de mülkî âmi­rin ve­re­ce­ği ya­zı­lı emir­le; ki­şi­le­rin üst­le­ri­ni, araç­la­rı­nı, özel kâğıt­la­rı­nı ve eş­ya­sı­nı arar; alın­ma­sı ge­re­ken ted­bir­le­ri alır, suç de­lil­le­ri­ni ko­ru­ma al­tı­na ala­rak 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ge­rek­li iş­lem­le­ri ya­par.

Ara­ma ta­lep ya­zı­sın­da, ara­ma için ma­kul se­bep­le­rin oluş­tu­ğu­nun ge­rek­çe­le­riy­le bir­lik­te gös­te­ril­me­si ge­re­kir.

Ara­ma ka­ra­rın­da ve­ya em­rin­de;

a) Ara­ma­nın se­be­bi,

b) Ara­ma­nın ko­nu­su ve kap­sa­mı,

c) Ara­ma­nın ya­pı­la­ca­ğı yer,

ç) Ara­ma­nın ya­pı­la­ca­ğı za­man ve ge­çer­li ola­ca­ğı sü­re,

be­lir­ti­lir.

Ön­le­me ara­ma­sı aşa­ğı­da­ki yer­ler­de ya­pı­la­bi­lir:

a) 2911 sa­yı­lı Top­lan­tı ve Gös­te­ri Yü­rü­yüş­le­ri Ka­nu­nu kap­sa­mı­na gi­ren top­lan­tı ve gös­te­ri yü­rü­yüş­le­ri­nin ya­pıl­dı­ğı yer­de ve­ya ya­kın çev­re­sin­de.

b) Özel hu­kuk tü­zel ki­şi­le­ri ile ka­mu ku­ru­mu ni­te­li­ğin­de­ki mes­lek ku­ru­luş­la­rı ve­ya sen­di­ka­la­rın ge­nel ku­rul top­lan­tı­la­rı­nın ya­pıl­dı­ğı ye­rin ya­kın çev­re­sin­de.

c) Hal­kın top­lu­ca bu­lun­du­ğu ve­ya top­la­na­bi­le­ce­ği yer­ler­de.

ç) Eğitim ve öğretim öz­gür­lü­ğü­nün sağ­lan­ma­sı için her de­re­ce­de eğitim ve öğretim ku­rum­la­rı­nın idarecilerinin talebiyle ve 20 nci mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sı­nın (A) ben­din­de­ki ko­şula uygun olarak girilecek yüksek öğ­re­tim ku­rum­la­rı­nın için­de, bun­la­rın ya­kın çev­re­le­ri ile gi­riş ve çı­kış­la­rın­da.

d) Umumî ve­ya umu­ma açık yer­ler­de.

e) Her tür­lü top­lu ta­şı­ma araç­la­rın­da, sey­re­den ta­şıt­lar­da.

Ko­nut­ta, yerleşim yerinde ve ka­mu­ya açık ol­ma­yan iş­yer­lerinde ve  eklentilerinde önleme araması yapılamaz.

Spor kar­şı­laş­ma­sı, mi­ting, kon­ser, fes­ti­val, top­lan­tı ve gös­te­ri yü­rü­yü­şü­nün dü­zen­len­di­ği ve­ya ani­den top­lu­luk­la­rın oluş­tu­ğu hal­ler­de ge­cik­me­sin­de sa­kın­ca bu­lu­nan hal var sa­yı­lır.

Po­lis, teh­li­ke­nin ön­len­me­si ve­ya ber­ta­raf edil­me­si ama­cıy­la gü­ven­li­ği­ni sağ­la­dı­ğı bi­na ve te­sis­le­re ge­len­le­rin; her­han­gi bir emir ve­ya ka­rar ol­ma­sı­na ba­kıl­mak­sı­zın, üs­tü­nü, ara­cı­nı ve eş­ya­sı­nı tek­nik ci­haz­lar­la, ge­rek­ti­ğin­de el ile kon­trol et­me­ye ve ara­ma­ya yet­ki­li­dir. Bu yer­le­re gir­mek is­te­yen­ler kim­lik­le­ri­ni so­rul­mak­sı­zın ib­raz et­mek zo­run­da­dır­lar. Milletlerarası anlaşmalar hükümleri saklıdır.

Ön­le­me ara­ma­sı­nın so­nu­cu, ara­ma ka­ra­rı ve­ya em­ri ve­ren mer­ci ve­ya ma­ka­ma bir tu­ta­nak­la bil­di­ri­lir.” Hükmü getirilmiştir. Ayrıca  2559 sa­yı­lı Ka­nu­nun 16 ncı mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“Zor ve si­lah kul­lan­ma

MAD­DE 16-  Po­lis, gö­re­vi­ni ya­par­ken di­re­niş­le kar­şı­laş­ma­sı ha­lin­de, bu di­re­ni­şi kır­mak ama­cıy­la ve kı­ra­cak öl­çü­de zor kul­lan­ma­ya yet­ki­li­dir.

Zor kul­lan­ma yet­ki­si kap­sa­mın­da, di­ren­me­nin ma­hi­ye­ti­ne ve de­re­ce­si­ne gö­re ve di­re­nen­le­ri et­ki­siz ha­le ge­ti­re­cek şe­kil­de ka­de­me­li ola­rak ar­tan nis­pet­te be­de­nî kuv­vet, mad­dî güç ve ka­nu­nî şart­la­rı ger­çek­leş­ti­ğin­de si­lah kul­la­nı­la­bi­lir.

İkin­ci fık­ra­da yer alan;

a) Be­de­nî kuv­vet; po­li­sin di­re­nen ki­şi­le­re kar­şı ve­ya eş­ya üze­rin­de doğ­ru­dan doğ­ru­ya kul­lan­dı­ğı be­de­nî gü­cü,

b) Mad­dî güç; po­li­sin di­re­nen ki­şi­le­re kar­şı ve­ya eş­ya üze­rin­de be­de­nî kuv­ve­tin dı­şın­da kul­lan­dı­ğı ke­lep­çe, cop, ba­sınç­lı su, göz ya­şar­tı­cı gaz­lar ve­ya toz­lar, fi­zi­kî en­gel­ler, po­lis kö­pek­le­ri ve at­la­rı ile sa­ir hiz­met araç­la­rı­nı,

ifa­de eder.

Zor kul­lan­ma­dan ön­ce, il­gi­li­le­re di­ren­me­ye de­vam et­me­le­ri ha­lin­de doğ­ru­dan doğ­ru­ya zor kul­la­nı­la­ca­ğı ih­ta­rı ya­pı­lır. An­cak, di­ren­me­nin ma­hi­ye­ti ve de­re­ce­si göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak, ih­tar ya­pıl­ma­dan da zor kul­la­nı­la­bi­lir.

Po­lis, zor kul­lan­ma yet­ki­si kap­sa­mın­da di­ren­me­yi et­ki­siz kıl­mak ama­cıy­la kul­la­na­ca­ğı araç ve ge­reç ile kul­la­na­ca­ğı zo­run de­re­ce­si­ni ken­di­si tak­dir ve ta­yin eder. An­cak, top­lu kuv­vet ola­rak mü­da­ha­le edi­len du­rum­lar­da, zor kul­lan­ma­nın de­re­ce­si ile kul­la­nı­la­cak araç ve ge­reç­ler mü­da­ha­le eden kuv­ve­tin ami­ri ta­ra­fın­dan ta­yin ve tes­pit edi­lir.

Po­lis, ken­di­si­ne ve­ya baş­ka­sı­na yö­ne­lik bir sal­dı­rı kar­şı­sın­da, zor kul­lan­ma­ya iliş­kin ko­şul­la­ra bağ­lı kal­mak­sı­zın, 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun meş­ru sa­vun­ma­ya iliş­kin hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de sa­vun­ma­da bu­lu­nur.

Po­lis;

a) Meş­ru sa­vun­ma hak­kı­nın kul­la­nıl­ma­sı kap­sa­mın­da,

b) Be­de­nî kuv­vet ve mad­dî güç kul­la­na­rak et­ki­siz ha­le ge­ti­re­me­di­ği di­re­niş kar­şı­sın­da, bu di­re­ni­şi kır­mak ama­cıy­la ve kı­ra­cak öl­çü­de,

c) Hak­kın­da tu­tuk­la­ma, gö­zal­tı­na al­ma, zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ya ya­ka­la­ma em­ri ve­ril­miş olan ki­şi­le­rin ya da su­çüs­tü ha­lin­de şüp­he­li­nin ya­ka­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la ve sağ­la­ya­cak öl­çü­de, si­lah kul­lan­ma­ya yet­ki­li­dir.

Po­lis, ye­din­ci fık­ra­nın (c) ben­di kap­sa­mın­da si­lah kul­lan­ma­dan ön­ce ki­şi­ye du­ya­bi­le­ce­ği şe­kil­de “dur” çağ­rı­sın­da bu­lu­nur. Ki­şi­nin bu çağ­rı­ya uy­ma­ya­rak kaç­ma­ya de­vam et­me­si ha­lin­de, ön­ce uya­rı ama­cıy­la si­lah­la ateş edi­le­bi­lir. Bu­na rağ­men kaç­mak­ta ıs­rar et­me­si do­la­yı­sıy­la ele ge­çi­ril­me­si­nin müm­kün ol­ma­ma­sı ha­lin­de ise ki­şi­nin ya­ka­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la ve sağ­la­ya­cak öl­çü­de si­lah­la ateş edi­le­bi­lir.

Po­lis, di­re­ni­şi kır­mak ya da ya­ka­la­mak ama­cıy­la zor ve­ya si­lah kul­lan­ma yet­ki­si­ni kul­la­nır­ken, ken­di­si­ne kar­şı si­lah­la sal­dı­rı­ya te­şeb­büs edil­me­si ha­lin­de, si­lah­la sal­dı­rı­ya te­şeb­büs eden ki­şi­ye kar­şı sal­dı­rı teh­li­ke­si­ni et­ki­siz kı­la­cak öl­çü­de du­rak­sa­ma­dan si­lah­la ateş ede­bi­lir.” Hükmü getirilmiş, 2559 sa­yı­lı Ka­nu­nun ek 6 ncı mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“Ad­lî gö­rev ve yet­ki­ler

EK MAD­DE 6- Po­lis, bu mad­de­de ya­zı­lı gö­rev­le­ri­nin ya­nın­da, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu ve di­ğer mev­zu­at­ta ya­zı­lı so­ruş­tur­ma iş­lem­le­ri­ne iliş­kin gö­rev­le­ri de ye­ri­ne ge­ti­rir.

Po­lis, bir su­ça iliş­kin ola­rak ken­di­si­ne ya­pı­lan söz­lü ih­bar ve şikâyet­le­ri ve gö­re­vi sı­ra­sın­da öğ­ren­di­ği su­ça iliş­kin bil­gi­le­ri ya­zı­lı ha­le ge­ti­rir.

Edi­ni­len bil­gi ve­ya alı­nan ih­bar ve­ya şikâyet üze­ri­ne ve­ya ken­di­li­ğin­den bir suç­la kar­şı­la­şan po­lis, olay ye­rin­de ki­şi­le­rin ve top­lu­mun sağ­lı­ğı­na, vü­cut bü­tün­lü­ğü­ne ve­ya mal­var­lı­ğı­na za­rar gel­me­me­si ve su­çun de­lil­le­ri­nin kay­bol­ma­ma­sı ya da bo­zul­ma­ma­sı için derhal ge­rek­li ted­bir­le­ri alır.

Bir suç iş­len­di­ği ve­ya iş­len­mek­te ol­du­ğu bil­gi­si­ni edi­nen po­lis, olay yerinin korunması, delillerin tespiti, kaybolmaması ya da bozulmaması için acele tedbirleri aldıktan sonra el koyduğu olayları, ya­ka­la­nan ki­şi­ler ile uy­gu­la­nan ted­bir­le­ri derhal Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na bil­di­rir ve Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın em­ri doğ­rul­tu­sun­da işin ay­dın­la­tıl­ma­sı için ge­rek­li so­ruş­tur­ma iş­lem­le­ri­ni ya­par.

Ya­pı­la­cak araş­tır­ma so­nun­da edi­ni­len bil­gi­nin bir ka­ba­ha­te iliş­kin ol­du­ğu hal­ler­de, ko­nu araş­tı­rı­la­rak ge­rek­li ya­sal iş­lem ya­pı­lır ve­ya ya­pıl­ma­sı sağ­la­nır.

Olay ye­rin­de gö­re­vi­ne ait iş­lem­le­re baş­la­yan po­lis, bun­la­rın ya­pıl­ma­sı­na en­gel olan ve­ya yet­ki­si için­de al­dı­ğı ted­bir­le­re ay­kı­rı dav­ra­nan ki­şi­le­ri, iş­lem­ler so­nuç­la­nın­ca­ya ka­dar ve ge­rek­ti­ğin­de zor kul­la­na­rak bun­dan men eder.

Po­lis, su­çun de­lil­le­ri­ni tes­pit et­mek ama­cıy­la, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın em­riy­le olay ye­rin­de ge­rek­li in­ce­le­me ve tek­nik araş­tır­ma­la­rı ya­par, de­lil­le­ri tes­pit eder, mu­ha­fa­za al­tı­na alır ve in­ce­len­mek üze­re il­gi­li yer­le­re gön­de­rir.

Olay ye­ri dı­şın­da ka­lan ve o su­ça iliş­kin de­lil el­de edi­le­bi­le­ce­ği yö­nün­de kuv­vet­li şüp­he se­be­bi bu­lu­nan ko­nut, iş­ye­ri ve ka­mu­ya açık ol­ma­yan ka­pa­lı alan­lar­da ya­pı­la­cak iş­lem­ler için Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun ara­ma ve el­koy­ma’  ­ya iliş­kin hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.

Po­lis, olay­da­ki fai­lin, gö­zal­tı­na alı­nan şüp­he­li ile ay­nı ki­şi olup ol­ma­dı­ğı­nın be­lir­len­me­si ba­kı­mın­dan zo­run­lu ol­ma­sı ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ta­li­ma­tıy­la teş­his yap­tı­ra­bi­lir.

Ta­nık­lık­tan çe­ki­ne­bi­le­cek olan­lar, teş­his­te bu­lun­ma­ya zor­la­na­maz.

İş­le­me baş­lan­ma­dan ön­ce, teş­his­te bu­lu­na­cak ki­şi­nin fa­ili ta­rif eden be­yan­la­rı tu­ta­na­ğa bağ­la­nır.

Teş­his iş­le­mi­ne tâ­bi tu­tu­lan ki­şi­le­rin bir­den faz­la ve ay­nı cins­ten ol­ma­sı, ara­la­rın­da yaş, boy, ağır­lık, gi­yin­me gi­bi gö­rü­nü­şe iliş­kin hu­sus­lar­da ben­zer­lik bu­lun­ma­sı ge­re­kir. Teş­his için ge­rek­li ol­ma­sı ha­lin­de, şüp­he­li­nin gö­rü­nü­şü ile il­gi­li ge­rek­li de­ği­şik­lik­ler ya­pı­la­bi­lir. Teş­his iş­le­mi­ne tâbi tu­tu­lan ki­şi­le­rin her bi­rin­de, teş­his sı­ra­sın­da bir nu­ma­ra bu­lun­du­ru­lur.

Teş­his­te bu­lu­nan ki­şi ile teş­his iş­le­mi­ne tâ­bi tu­tu­lan ki­şi­le­rin bir­bi­ri­ni gör­me­me­si ge­re­kir.

Teş­his iş­le­mi en az iki kez tek­rar­la­nır ve teş­his­te bu­lun­ma­sı is­te­nen ki­şi­ye, şüp­he­li­nin teş­his edi­le­cek ki­şi­ler ara­sın­da yer al­mı­yor ola­bi­le­ce­ği ha­tır­la­tı­lır.

Teş­his iş­le­mi­ne tâ­bi tu­tu­lan ki­şi­le­rin, bu iş­lem sı­ra­sın­da bir­lik­te fo­toğ­raf­la­rı çe­ki­le­rek ve­ya gö­rün­tü­le­ri kay­da alı­na­rak, so­ruş­tur­ma dos­ya­sı­na ko­nur.

Şüp­he­li­nin fo­toğ­ra­fı üze­rin­den de teş­his yap­tı­rı­la­bi­lir. An­cak tek bir fo­toğ­raf ve­ya ay­nı ki­şi­nin fark­lı fo­toğ­raf­la­rı üze­rin­den teş­his yap­tı­rı­la­maz. De­ği­şik ki­şi­le­rin fo­toğ­raf­la­rı­nın ay­nı bü­yük­lük ve özel­lik­te ol­ma­la­rı ge­re­kir.

Teş­his iş­le­mi tu­ta­na­ğa bağ­la­nır.” Bu düzenlemelerin yanı sıra 5681 sayılı kanunla; 2559 sa­yı­lı Ka­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si ile 17 nci mad­de­si­nin ikin­ci, üçün­cü, dör­dün­cü ve be­şin­ci fık­ra­la­rı yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır. Bu önemli düzenlemeler Emniyet Genel Müdürü  Oğuz Kağan Köksal, İçişleri Bakanı Osman Güneş, Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer zamanında yapılmıştır.

      Sizlere yukarıda 165 yıllık bir teşkilatın, EMNİYET TEŞKİLATININ görev ve yetkilerindeki değişimi  “Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu” nu baz alarak  ve imzası bulunanların isimlerine yer vermek suretiyle özet olarak vermeye çalıştım. İstedim ki emeği geçenler de, sorumluluğu olanlar da kolay hatırlansın ve unutulmasın…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



[1] E.1.Sınıf Emniyet Müdürü. Kamu Yönetimi Uzmanı. Siyaset ve Yönetim Bilimi Doktoru.