Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Polislik-Şahsiyet İlişkisi (6)

image002

Koltuk, en kaygan zeminlerden birisidir. Uğruna sıcak mücadeleler yaşanan koltuk, aslında buz gibi kaygandır. Elbette koltuk sembolü ile kast ettiğimiz makamlardır, mevkilerdir.

Polis, bu kayganlığın en iyi farkına varılabilecek mesleklerdendir. Hemen hiçbir meslekte polislik mesleğinin sahip olduğu kadar değişken yoktur.

Esasında polislik, koltuktan çok ekip otosunda, sokaklarda, kaldırımlarda, stadyumlarda icra edilen bir meslek olmasına ve koltuk sayısı görece az olmasına rağmen nitelik olarak hayli etkili koltuklara da sahiptir.

Mesele, ‘koltuk’ a yüklediğiniz anlam ile ilgilidir. Eğer, koltuğa oturmakla atacağınız imzalar, vereceğiniz emirler ülke ve millet huzuru için ise, o koltukta oturmanız  “oturduğunuz yerde kazanmanız/kazandırmanız” anlamına gelecektir. Eğer bunun dışında bir maksat taşınırsa veya maksat iyi olduğu halde koltuğa küçük gelirseniz, o koltuğu terk etmek, en başta şahsiyetinizin güvenli ve güvenilir kalması için iyi olacaktır.

Yani şahsiyetinin kaynağı koltuk olanlar, koltuk gidince ciddi kayba uğrar. Oturduğu koltuğa kilogram cinsinden bir ağırlık değil de şahsiyet katanlar, zaten koltuğu da amaç değil araç görürler.

Polis için huzur, sabit, koltuk ise değişken konumunda görülürse, şahsiyetlilik sabit olur, değişken şahsiyet kılıflarına girilmez.

Bu yaklaşım, koltuğa aslında “koltuk değneği”  değeri vermekle mümkündür. Yani, makam, mevkii aslında birer ağırlık görmek ve fakat işleyişin “yürümesi” için kullanılan bir enstrüman gibi algılamak gereklidir.

Polislik, sabit-değişken, koltuk-koltuk değneği gibi anlamların çok açık şekilde idrak edilebileceği bir meslektir. Sabitlerini ve değişkenlerini doğru konumlandırmış polisler, bir koltuğa oturursa o koltuğa şahsiyet kazandırır.

Şahsiyetli polisler, makam ile kaim (ayakta duran) değildir. Makam ile kâim olmayanlar, makamın dâim olmadığının bilincinde olanlardır.