Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

KONUĞUMUZ

 

 

DASK’TAN ÇOCUKLARA ÖRNEK PROJE

 

Selami KALAY

Dask (Doğa Araştırmaları, Sporları ve Kurtarma Derneği)

Denetim Kurulu Üyesi Proje Koordinatörü

 

DASK (Doğa Araştırmaları, Sporları ve Kurtarma Derneği) olarak Büyük önderimiz Atatürk’ün mirası, A.O.Ç’ne ait 20 dönüm arazi üzerinde, 1000 fidanlık ağaçlandırma yapmaktayız.

 

            Projemizin en önemli özelliği, toplumun farklı kesimlerinden çocuklarımızın ortak çalışması olmasıdır. Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezinden 25 çocuk, K.ören Çocuk İslaheviden 25 çocuk ve Çayyolu  Noterler Birliği İlköğretim Okulu öğrencileri, dernek üyeleriyle bir araya geldiler. Bu proje için Başbakanlık Sosyal Riski Azaltma Proje Direktörlüğü de maddi destek verdi.

            Sokakta Çalışan Çocuklar açısından; proje içersinde yer aldıkları için; üretmenin bireye sağlamış olduğu sosyal doyum hazzını alacak ve üretme yönünde motivasyon sağlanacaktır. Doğa sevgisi ve çevre bilinci verilerek büyüklerinden olumlu modeller alacaklardır.Sokakta çalıştıkları süre kısaltılarak, ileride toplumla hesaplaşma gibi sonuçlar doğurabilecek olumsuz davranışlarla karşılaşmaları önlenmeye çalışılacak olup esas olarak 8-14 yaş grubuna dahil bu çocukların okullarına daha fazla zaman ayırmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Yeni çevreler tanıyıp, grup ile hareket etme deneyimi kazandırılarak sosyalleşmeleri amaçlanmaktadır.

           

            Unutmayalım ki “ Sokakta Çalışan Çocuğun “ bir adım sonrası “Sokak Çocuğu”dur. Bu nedenle ailenin geçimine katkıda bulunmak için okuldan arta kalan bazen de okula gitmeyerek elde edilen zamanlarda, ayakkabı boyacılığı, simitçilik, mendil vb. satarak çalışan çocuklar ayrı bir önem kazanmaktadır. Bu sınırda yapacağımız bilimsel çalışmalar çocuklarımızı toplumun eşit bireyleri olarak yeniden kazanmamıza sebep olacaktır.

 

            Çocukta görülen suç davranışının kaynağını, genelde çocuk ile onun yeterince uyum sağlayamadığı yetişkinler dünyası arasındaki ilişkiler oluşturmaktadır. Bu nedenle günümüzde çocuk suçluluğu, psiko-sosyal ve pedagojik bir olgu  olarak kabul edilmektedir.

 

            Yoksulluk, insanların en temel fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmamasına ilişkin bir sorundur. Tarımsal alandaki teknolojik gelişmeler kırsal alanın itici gücünü artırmış, kentteki iş imkanlarının çekiciliği büyük bir nüfusun kente göçüne neden olmuştur. Ortaya çıkan gecekondulaşma bu insanların kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılaması yoluna gitmelerine neden olmuştur.

 

            Yoksul kesimin genel özellikleri; kötü konut koşulları, toplu halde yaşama, geniş ailelerin yaygınlığı, çocukluk döneminin olmaması, çocuk ve eşlerin terk edilmesinin sıklığı, mahremiyet noksanlığı, marjinallik, bağımlılık, çaresizlik ve aşağılık duygusu, yüksek oranda zayıf kişilik yapısı, cinsel kimlik karışıklığı, gününü yaşama eğilimi, teslimiyet ve kadercilik hissi, erkek egemenliğine inanıştır.

 

            Bu tür ailelerde çocuk artık bakılması gereken bir aile ferdinden çok, gelir kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır. Okuma hakları ellerinden alınmış bu çocuklar, önceki neslin eğitimsizliğini sürdürmektedirler. Bunun gelecekteki yansıması vasıfsız işçiler olarak babalarıyla aynı kaderi paylaşmak olacaktır. Aynı zamanda gördükleri kötü muamele, ihmal, istismar ve şiddet insan ilişkilerini de etkileyebilir. Bunun sonucunda topluma zararlı insanlar halini alabilirler. 

 

            İşlediği suç ne olursa olsun, çocuğu yeniden eğitmek mümkündür. İşlenen suçun niceliği ve niteliği ile çocuğun yeniden eğitebilme kabiliyeti arasında hiçbir ilişki yoktur. Çocuklar değişime, ve yönlendirmelere yetişkinlerden daha açıktır.

 

            20 Kasım 1989 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile, “Ulusal yasalar daha erken bir rüşt yaşı tespit etmiyorsa, 18 yaşından küçükler çocuk olarak” tanımlanmıştır. Bu sözleşme Türkiye Cumhuriyeti tarafından 14 Eylül 1990 tarihinde imzalanmış ve 9 Aralık1994 tarihinde TBMM tarafından onaylanmıştır.

 

            Bu yaklaşım doğrultusunda;Adalet Bakanlığı,Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Üniversiteler ve Sivil Toplum Kuruluşları  gözetim altında bulunan çocuklara yönelik hizmetlerini, başta Çocuk Haklarına Dair Sözleşme olmak üzere konu ile ilgili uluslar arası belgeler, çocukların içinde bulunduğu gelişim döneminin özellikleri günümüz koşulları ve çağdaş eğitim anlayışı çerçevesinde yeniden yapılandırabilmek amacıyla çalışmalarını sürdürmektedirler.Bu amaçla 18 – 21 Ocak 2001 tarihinde, Ürgüp’te yeniden yapılanmaya yönelik Arama Konferansı düzenlenmiş ve bir rapor yayınlanmıştır. Raporda belirtilen mevzuat, personel, tretman ve fiziki koşullar eylem takvimi uygulamaya konulmuştur.    

Derneğimiz ; Islahevi’nde bulunan(18 yaş altı) çocuklar açısından, yukarıda sayılan kazanımlara ek olarak; “ Bahçe Bakımı ve Süs Bitkileri yetiştirilmesi” konularında meslek edindirmeye yönelik eğitim amaçlanmıştır.Eğitim alan çocukların tahliye sonrası istihdam imkanları üzerinde çalışılmaktadır.Bu eğitim Ankara Üniversitesi’nden Peyzaj Mimarı Füsun ERDURAN tarafından verilmektedir.

 

Doğa ve çevre eğitimi, aynı şekilde, Noterler Birliği İlköğretim Okulu öğrencilerine de verilmektedir. Bu öğrenciler için de  aynı psikolojik ve sosyal sonuçlar doğurmasının yanında, yardımlaşmanın esas alınması, toplumsal ortak davranışlara yönelinmesi açısından önemlidir.

 

            Biz bir doğa derneği olarak, ağaçlandırma ve doğa- çevre eğitimi ile yola çıktığımız bu faaliyet sırasında gördük ki, projeye dahil ettiğimiz çocuklarla ilgili bizi aşan ve çok daha büyük sorumluluklar gerektiren çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmalar, Devletimizin ilgili tüm kurumları ile Üniversiteler ve Sivil Toplum Kuruluşlarının işbirliği ile sürdürülmelidir.

           

            Sokakta çalışan çocukların sokakta daha az vakit geçirmelerini sağlamak açısından sosyal ve kültürel çalışmalar yapan çocuk merkezlerinin sayıları artırılmalıdır.

 

            Adalet Bakanlığınca düzenlenen ve Ankara Üniversitesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ,SHÇEK, Barolar Birliği ve Sivil Toplum Kuruluşlarınca desteklenen Üçüncü Ulusal Çocuk ve Suç Sempozyumunun Konusu “Bakım, Gözetme ve Eğitim” dir. Projemiz sempozyuma sunulmak üzere Bilim kuruluna verilmiştir. Sempozyum 22 – 24 Ekim 2003 Tarihinde Ankara’da yapılacaktır.

 

            Çocuklarımızın fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel gelişmelerinde ortak noktaların bulunmasında Doğa sevgisi ve çevre bilinci eğitimi çok önemli bir yer tutmaktadır. Tabiat Ana’nın şefkatli kolları sevgi, sağlık ve mutluluk doludur. Saygılarımla