Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

İZMİR’İN KURTULUŞU VE HER YÖNÜYLE ÇAĞDAŞLAŞAN İZMİR

 

Halil TATAŞ

İzmir İl Emniyet Müdürü

9 Eylül tarihinin İzmir ve Ege için anlam ve büyüklüğü; işgal altında çekilen acı ve hüzünler düşünülürse, kelimelerle anlatılamayacak kadar önemlidir. 1.Dünya savaşı sonunda galip devletler, “İzmir’i işgal etmeyeceğiz” diye söz vermiş olmalarına karşın, verdikleri bu söze hiç aldırış dahi etmeden, 15 Mayıs 1919 sabahı İzmir limanına yanaşan nakliye gemilerinden inen Yunan askerleriyle İzmir’i işgale başlamış, Alsancak (Punta) ve Pasaport karakollarına girmişlerdir.

İşgalin başlayacağını anlayan İzmir’li vatanseverler bir gece önce Maşatlık denilen eski Yahudi mezarlığında toplanmış, Mustafa Necati (genç yaşta ölen Milli Eğitim Bakanı), Moralızade Halit ve Ragıp Nurettin Beyler tarafından hazırlanan “Ey bedbaht Türk” diye başlayan “Reddi İlhak” ilkesini kabul ederek, işgale karşı mücadele etme kararı almışlardır.

15 Mayıs 1919 sabahı saat 11.00 sıralarında başlarında yerli Rumlardan Teğmen Yani’nin bulunduğu, Yarbay Stavriani komutasındaki, Efzon Alayı Konak meydanına yürüdüğü sırada, kalabalığın arasında bulunan Gazeteci Hasan Tahsin; Kemeraltı girişindeki Askeri kıraathane önünde silahını ateşleyerek, elinde Yunan bayrağı ile at üzerindeki, Teğmen Yani ve bir yunan askerine ilk kurşunu sıkarak vuruyor, daha sonra yunan askerlerinin açtığı ateş sonucu vilayet binasına 150 metre mesafede (şimdi heykelinin bulunduğu yerde) şehit düşüyordu. Hasan Tahsin’in ilk kurşunu sıktıktan sonra şehit edilmesi, Yunan’lıları durdurmamış, Ziraat Bankası girişindeki merdivenlere sığınmış olan, elliye yakın Türk’ü de kurşuna dizerek şehit etmişler, süngülerle yaralanmış olan, Miralay Fethi Bey ise birkaç gün sonra millet hastanesinde hayatını kaybetmiştir. İşgal güçlerine karşı ölümü göze alarak, her ne pahasına olursa olsun sıkılan bu kurşun, milli mücadelenin ne denli kahramanlıklarla dolu olacağının bir göstergesi olmuştur.

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” Gerçektende Kurtuluş Savaşımız, Ulu Önder Atatürk’ün bu emri doğrultusunda gerçekleşmiş, onun büyük askeri dehası, ileri görüşlülüğüyle, İzmir’in işgali üzerine söylediği “Geldikleri gibi giderler” kelimelerinin de ne denli büyük anlamlar içerdiğini; 26 Ağustos 1922’de başlayan büyük taarruzdan sadece 14 gün sonra İzmir’i işgalden kurtarışıyla tüm dünyaya ispat etmiştir. 9 Eylül sabahı İzzettin Çalışlar komutasındaki süvari birliklerimizin, Vilayet binasına Türk bayrağını çektiği anda; işgal yıllarında çekilen acıyla dökülen hüzün gözyaşları, yerini zafer ve sevinç gözyaşlarına bırakmış, İzmir için 15 Mayıs 1919’da batan güneş, Atatürk ve Türk ordusunun İzmir’i düşman işgalinden kurtardığı “9 Eylül 1922” günü tekrardan doğmuştur.

Ulu Önder Atatürk önderliğinde başlatılan Büyük Taarruz ile 9 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtarılan ülkemizin bu cennet köşesinin, 81 yıldır olduğu gibi, başta turizm ve sanayi olmak üzere ülke ekonomimizin gelişiminde öncü olmaya, her alanda gösterdiği atılım ve yeniliklerle devam edeceğine inancımız tamdır. Bu nedenle dış dünyaya açılan bir kapı ve ülkemizin tanımı için önemli bir konumda bulunan ilimizin Emniyet güçleri olarak bizlerin de, görevimizi ifa ederken daha dikkatli ve özenli olmamız gerekmektedir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, yatırım açılımlarında; suç oranının az ve emniyet hizmetlerinin kalite standardının yüksekliğini, bir ölçü olarak alması, ilerleme ve gelişme için mücadelede, Emniyet hizmetlerinin önemini her geçen gün artırmaktadır. Gelişen bu kriterler; bir turizm, liman ve fuarlar şehri olan ve aynı zamanda sanayi atılımları içerisinde bulunan ilimizde, görev yapan biz Emniyet güçlerini, yeni uygulamaları faaliyete geçirme konusunda teşvik etmektedir.

İlimizin merkezi ve ilçelerinde sahip olduğu tarihi ve kültürel mirasın yanı sıra, dinlenme tesisleri ve sahil beldelerinin çeşitliliği ile bilhassa yaz aylarında yerli ve yabancı turist sayısında büyük artışlar olmakta; artan nüfus, görev yapan tüm birimlerimize daha büyük sorumluluklar getirmektedir. Bu amaçla tatilini ilimizde geçiren yerli ve yabancı turistlere yardımcı olmak ve turizmi etkileyecek olaylara anında müdahale edebilmek için kendi bünyemizde seçilen ve yabancı dil bilen personelden kurulu yedi ayrı turizm polisi noktasına ek olarak bisikletli timlerimiz, halkın yoğun olarak bulunduğu, sahillerde ve parklarda görevlendirilmiş, böylece; görünüm olarak halkı tedirgin etmeden ve sempati ortamı oluşturularak, güvenlik hizmeti yürütülmeye başlanmıştır. Bu faaliyetlerle alınan olumlu sonuçlar çerçevesinde tüm personelin yabancı dil konusundaki eksiklerini giderme ve bilgisayar teknolojisini aktif bir şekilde kullanması amacıyla Müdürlüğümüz bünyesinde yabancı dil ve bilgisayar kursları açılarak personelimizin bilgi ve beceri kapasitesi daha da arttırılmıştır. Ayrıca trafik ve asayiş denetimleri tek merkezden koordineli olarak arttırılarak hizmette eş güdüm ve huzur ortamında devamlılığın sağlanması amaç edinilmiştir.

Bir çok tarihi ve kültürel mirası sınırları içerisinde bulunduran ilimiz, geniş kıyı şeridi ve doğa güzellikleriyle tam bir turizm şehri olmuş, ekonomik alanda ise bir liman şehri olma özelliğini çok iyi kullanmıştır. Ayrıca tüm kurumlarıyla İzmir, Avrupa Birliği sürecindeki ülkemizin her alanda yaptığı değişimlere ve yeniliklere uyum hızında da örnek il olmuştur.

81. yılını kutladığımız Zafer Bayramı ve İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu vesilesi ile bizlere bu onurlu ve gururlu tarihi bırakan, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyorum.

Saygılarımla,           

Kaynaklar

–          –          www.nethaber.com

–          –          www.guzelizmir.com