ANTALYA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNÜN
YÜRÜTMEKTE OLDUĞU “GÜLLER SOLMASIN, ANALAR AĞLAMASIN ”
İSİMLİ PROJESİ SINIRLARI ZORLUYOR!
|
Feyzullah ARSLAN[*] |
MADDE BAĞIMLILIĞI
İLE MÜCADELE:
Bağımlılık yapıcı madde, beyin işlevlerini veya tüm
bedensel yapıları etkileyen, zamanla organ sistemlerinde kalıcı hasarlara yol
açan, ruhsal ve davranışsal sorunlar oluşturan, yaşam için gerekli olmayan,
doğal ya da yapay, sahte iyi oluş hali veren kimyasallardır. Bir madde
kullanıldıktan sonra, sahte iyi oluş halini ne kadar kısa zamanda ve şiddetli
ortaya çıkartıyorsa bağımlılık yapıcı gücü o kadar fazladır.
Madde bağımlılığı ise, herhangi bir maddenin yaşama ve
sağlığa yönelik her türlü olumsuz etkilerine karşılık, bireyin kullanımına
devam etmesi ve madde alma isteğini durduramamasıdır. Kullanan herkes için
bağımlılık riski eşittir. Bağımlılıktan kurtulmak için özel bir kişilik tipi
olmadığı gibi farklı bir biyolojik yapıda yoktur.
Madde bağımlılığı ile mücadele yöntemleri ‘Arzın Azaltılması (Operasyonel Sokak
Çalışmaları)’ ve ‘Talebin
Azaltılması (Önleme Faaliyetleri)’ olarak iki başlık altında toplanabilir.
Arzın azaltılması; Emniyet güçlerinin yasaların verdiği
görev ve sorumlulukla yürüttükleri mücadele yöntemleridir. Ülkemiz, Avrupa
Devletleri ile karşılaştırıldığında uyuşturucu madde yakalamalardaki başarısı
açıkça görülmektedir. Bu çalışmalarda başarı vatandaşların işbirliği ile
gerçekleşir.
Talebin azaltılması; madde arzını engellemenin en iyi
yoludur. Bir ülkede madde talebi oldukça bazı suç örgütleri bunları sömürmeye çalışacaktır.
Öyleyse asıl mücadele, madde kullandırmama alanında düşünülmelidir. Yapılması
gereken ikna etmektir. Talep azaltımının
odak noktası, uyuşturucu kullanımının yıkıcı etkileri konusunda gençlerin,
ailelerin ve toplumun bilinçlendirilmesidir. Talebin azaltılması konusunda
erken verilecek eğitimin büyük bir önemi vardır. Bunda da aileye, okullara,
sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya önemli görevler düşmektedir. Bu
mücadelede geniş kitlelerin desteğini ve katılımını sağlamak çok önemlidir.
Antalya Emniyet Müdürlüğü’nce, uyuşturucu maddenin arz süreci -yani uyuşturucunun üretim, kaçakçılık ve ticareti ile mücadele- kadar, talep azaltımı faaliyetleri -yani kullanıcıların veya kullanma riski bulunan kitlelerin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine yönelik faaliyetler- de ciddiyetle ele alınmakta ve operasyonlar aralıksız olarak sürdürülmektedir.
Nitekim,
bağımlının tedavi edilmesi, rehabilitasyon süreci ve topluma kazandırılması gibi
hizmetlerinin maliyeti, önleme çalışmalarına oranla kat kat daha fazla ve zor
ve güç bir süreç olduğundan dolayı madde kullanımını önleme faaliyetleri
devletin ağırlıklı olarak üzerinde durması gereken bir noktadır.
Uyuşturucu Madde Ticareti yapan özellikle sokak satıcıları diye tabir edilen şahısların en büyük hedefleri arasında henüz gelişim çağında olan çocuk ve gençlerimizin olduğu bilinmektedir. Gençlerimize önceleri bir arkadaş, bir dert ortağı gibi yaklaşan bu insanlar, özellikle gençlerin içerisinde bulunduğu gelişim çağının getirdiği bunalım, aile baskısı, toplumda kabul görme isteği, merak ve kendini ispatlama duygularını suiistimal ederek maddeyi bir rahatlama ilacı gibi göstermeye çalışıp kullanmalarını sağlamaktadırlar.
Önceleri ikram olarak başlayan uyuşturucu madde kullanımının, kısa bir sürede bağımlı hale gelen gençleri; hırsızlık, fuhuş, cinayet, gasp gibi kişi özgürlüğünü ve hürriyetini tehdit eden suçların yanında uyuşturucu madde satışını veya naklini yaptırma gibi suçlara da ittiği, dolayısıyla uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretinin toplumsal hayatı ciddi düzeyde felç eden bir problem olduğu bilinmektedir.
Uyuşturucu madde kullanımı ile mücadelenin en önemli ayağının, yarınlarımızın teminatı olan gençlerimiz başta olmak üzere, ailelerin ve toplumun maddenin zararları ile ilgili bilinçlendirilmesi çalışmaları olduğu bir gerçektir. Şu ana kadar yapılan uyuşturucu ile mücadele çalışmaları ve bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar, bilinçlendirme ve eğitim faaliyetlerinin, en az operasyonel çalışmalar kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Bu
noktadan hareketle; Antalya Valilik Makamının 08.08.2006 tarih ve 6319/2006 sayılı oluru ile İl Emniyet
Müdürlüğümüz koordinesinde; AMATEM (Akdeniz Üniversitesi Alkol ve Madde
Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi), Antalya Büyükşehir Belediyesi, Kepez
Belediyesi, Muratpaşa Belediyesi, Konyaaltı Belediyesi, İl Milli Eğitim
Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, gençliğin
kötü alışkanlıklardan korunması ve madde
bağımlılığı ile mücadelede konusunda “Toplum
Bilincinin Oluşturulması” amacıyla “GÜLLER SOLMASIN, ANALAR AĞLAMASIN” isimli kampanya 03-10-2006 tarihinde başlatılmış, halen yürütülmektedir. Kampanyada
özellikle anne-babalar, öğretmenler, öğrenciler, gençlik ve toplumun tüm
kesimleri hedef kitle olarak belirlenmiştir.
Bugüne kadar kampanya kapsamında; 35679 öğrenciye, 1980 öğretmene, 2980 öğrenci velisine, 220 askere, 65 muhtara, 1330 sivil toplum kuruluşu üyesine, 495 kursiyere, 895 emniyet hizmetleri personeline, 480 sağlık personeline olmak üzere toplam 44124 kişiye bilgilendirme amaçlı konferans verilmiştir. Etkinlikler çerçevesinde 54450 adet kampanya kapsamlı materyal dağıtılmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü ile TRT Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanan, aile ilgisizliği yüzünden madde kullanımına başlayan ve sonunda bağımlı hale gelen umut adlı gencin öyküsünün anlatıldığı “karanlıktaki umut” adlı film il milli eğitim müdürlüğümüze bağlı 6330 lise son sınıf öğrencisi ile 332 öğrenci velisi olmak üzere toplam 6662 kişilik gruba izlettirilmiştir.
Bu faaliyetlerin haricinde, kampanyanın
en etkin faaliyetlerinden biri olan ve tamamı
polislerden oluşan tiyatro kulübü kurulmuş, senaryosu
emniyet personeli tarafından yazılan, içerik olarak "zengin bir ailenin çocuklarına karşı ilgisiz kalmaları ve bu
ihmali çocuklarına para vermek suretiyle telafi etmeye çalışmaları, derslerinde
başarılı olan çocuğun aile
ilgisizliği nedeniyle ilgiyi ve sevgiyi evin dışında arkadaş çevresinde aramaya
başlaması, zamanla zararlı alışkanlıkları
olan arkadaşlar edinmesi ve devamında uyuşturucu madde ile tanışması ve evden
tamamen kopması, bir süre sonra uyuşturucu
maddeyi bulabilmek amacıyla uyuşturucu satıcılarına
bağımlı hale gelip onların kontrolüne geçmesi ve sonunda da uyuşturucudan
dolayı ölmesini" konu alan “YARINLARA GEÇ KALMADAN” isimli tiyatro oyunu, müdürlüğümüz
tiyatro kulübü oyuncuları tarafından 104
kez sahnelenerek 28678 kişiye ulaşmıştır.
Kampanya kapsamında bugüne kadar 79464 kişiye birebir ulaşılmıştır.
Federal Almanya Cumhuriyeti Rheinland-Pfalz Eyaleti Mainz Yabancılar Uyum Meclisi Başkanlığının Almanya’daki Türk gençliği açısından da hassasiyet taşıyan bir konu olan uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile mücadele bağlamında özellikle Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik kamuoyunun bilinçlendirilmesi amacıyla Antalya ilinde yürütülen “Güller Solmasın Analar Ağlamasın” kampanyası kapsamında sergilenen ve oyuncularının tümü emniyet personelinden oluşan “Yarınlara Geç Kalmadan” isimli tiyatro oyunun sahnelenmesinin arzu edildiği Dışişleri Bakanlığı kanalıyla bildirilmiştir.
İçişleri Bakanlığı ve Antalya Valiliğinin onayıyla bu davet kapsamında Antalya Emniyet Müdürü Sayın Feyzullah ARSLAN başkanlığında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli polis memurları Emrah DİLLİ, Meryem DARCAN, Macit ÇOBAN, Filiz KAR, Elem ÖZBAL, Şule ERSOY, İnci KÜRTÜL, Mustafa KÜRTÜL, Özlem ÇELİK, Tahir ÇOLAK, Muharrem KAHRAMAN, Ufuk ÖRS, Muhammed ABEŞ, Ramazan ÜNVER, Fırat ŞİMŞEK ve Ramazan ŞAHİN’ den oluşan Antalya Emniyet Müdürlüğü Polis Tiyatro Kulübü 24-31 Ocak 2009 tarihleri arasında Federal Almanya Cumhuriyeti Rheinland-Pfalz Eyaleti ile Baden-Württenberg Eyaletine gitmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti Mainz ve Karlsruhe Başkonsoloslukları ile Yabancılar Uyum Meclisi Başkanlığının organizasyonunda, Emniyet Personeli tarafından kaleme alınan ve Kötü Alışkanlıklar ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele konusu ile ilgili toplumu bilinçlendirme amaçlı sahnelenen “Yarınlara Geç Kalmadan” isimli tiyatro oyunu;
Mainz şehrinde 600, Koblenz şehrinde 180, Ludwigshafen şehrinde 200 ve Karlsruhe şehrinde iki kez üst üste oynanarak 1.200 olmak üzere toplam 2180 vatandaşımız tarafından seyredilmiş ve 5 kez sahnelenmiştir.
Federal Almanya Cumhuriyeti Rheinland-Pfalz Eyaleti İçişleri ve Spor Bakanlığı, Mainz, Koblenz ve Ludwigshafen şehirleri Belediye Başkanlıkları ve Emniyet Müdürlükleri, Göçmen ve Uyum Büroları, Mainz Yabancılar Uyum Meclisi, Rheinland-Pfalz İPA Başkanlığı, Baden-Württenberg Eyaleti İçişleri ve Spor Bakanlığı, Karlsruhe Belediye Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğü, Baden-Württenberg İPA Başkanlığı, Mainz ve Karlsruhe Başkosolosluklarımız organizasyonda görev almışlardır.
MAİNZ VE KARLSRUHE
BAŞKONSOLOSLARIMIZIN OYUN İÇİN İZLENİMLERİ:
T.C.Mainz Başkonsolosu Aydan
YAMANCAN yaptığı konuşmalarında özetle; Yarınlara Geç Kalmadan isimli tiyatro oyunun 100. temsilinin Almanya
Mainz da yapılmasının çok güzel bir şey olduğunu, dünyada iyiler kadar
kötülerinde bulunduğunu, bunlarla birilerinin mücadele etmesi gerektiğini, geleceği
tehdit eden uyuşturucu gibi önemli bir sorunla mücadelenin sanatla
süslenmesinin son derece olumlu olduğunu, bu çabaları ilk önce bir insan, anne,
Türk vatandaşı ve başkonsolos olarak tebrik ettiğini belirtmişlerdir.
T.C. Karlsruhe Başkonsolosu Emine
Birgen KEŞOĞLU yaptığı konuşmalarında özetle; Oyunu çok beğendiğini, tiyatro oyununu sahneleyen polisleri tebrik
ettiğini, oyunun teması itibariyle ailelere iyi mesajlar verdiğini, Karlsruhe’de
oyunun iki kez üst üste oynanmasına rağmen oyunu izleyemeyen 300–400 kadar
vatandaşın olduğunu, ilk başlarda oyuna bu kadar ilginin olacağını tahmin
etmediklerini, gösterilen ilgiye ise sevindiklerini, Türk toplumunun yoğun
olarak yaşadığı başkaca yerlerde de sergilenmesinin faydalı olacağını
belirtmişlerdir.
EYALETLERİN BELEDİYE
YETKİLİLERİ, EMNİYET MÜDÜRLERİ İLE İPA GÖREVLİLERİNİN OYUN İÇİN
İZLENİMLERİ:
Mainz Belediye Başkan Yardımcısı Kurt MERKATOR, Karlsruhe Belediye Başkan Yardımcısı Harald DENECKEN, Koblenz Belediye
Yetkilisi Reiner KLUG ve Ludwigshafen
Belediye Başkan Yardımcısı Wolfgang van
VLIET yaptıkları konuşmalarında özetle; Organizasyona ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını, uyuşturucu
ve madde bağımlılığı sorunun tüm dünyanın sorunu olduğunu, geleceği tehdit eden
uyuşturucu sorunun sanatla anlatıldığını, kendi şehirlerindeki polislerin de Antalya
Polis Tiyatrosunun çalışmalarını örnek almalarını belirtmişlerdir.
Mainz Yabancılar Uyum Meclisi Başkanı Salim ÖZDEMİR yaptığı konuşmalarında özetle; yapılan ziyaret ile yalnız uyuşturucu madde sorununun ele alınmadığını, bunun yanında kültürler arası işbirliği ve Alman dostluğuna yapılmış bir vurgu olduğunu, bu olayın Almanya için bir ilk olduğunu, oyunun 100.kez Mainz şehrinde sahnelenmesinin anlamlı olduğunu, kendilerinin yabancılar meclisi olarak Almanya’daki Türkleri sosyal ve kültürel anlamda bilgilendirmeyi görev saydıklarını bunun da sergilenen tiyatro ile örtüştüğünü belirtmişlerdir.
Mainz Emniyet Müdürü Karl-Heinz
WEBER yaptığı konuşmalarında özetle; polislerden oluşan tiyatronun şehirlerine geleceği kendilerine
iletildiğinde şaşırdığını, 40 yıllık meslek hayatında suçla mücadelede
polislerden tiyatro grubu oluşturmayı düşünemediklerini, böyle bir etkinliğin
Mainz’da yaşayan Türk toplumu ile aralarında diyalog kurmak için fırsat
olduğunu, Türk toplumunun kendi polislerine karşı önyargılı davrandığını,
sorunları olduğu zaman kendilerine müracaat etmediklerini, teşkilatlarında az
sayıda Türk asıllı polisin görev yaptığını, polisliği özendirmek amacıyla bu
organizasyonu kendileri açısından iyi değerlendireceklerini, uyuşturucu ve
madde bağımlılığı sorununun yalnızca Almanya’da yaşayan Türk toplumunun değil Alman
toplumunun da sorunu olduğunu, bu nedenle oyunu çok beğendiklerini ve ayrıca
şiddet konulu bir oyun tiyatro tarafından oynanacak olur ise organizasyonun
kendileri tarafından yapılarak şehirlerinde sahnelenmesini arzu ettiklerini
belirtmiştir.
Koblenz Emniyet Müdürü Horst
ECKHARDT yaptığı konuşmalarında özetle; polis tiyatrosunu ağırlamaktan mutlu olduğunu, önleme şubelerinde çocuk
tiyatro bölümü oluşturduklarını, trafikle ilgili okulları gezerek, bahçelerinde
ve çocuk parklarında stant açarak küçük oyunlar oynandığını, alman toplumu
giderek yaşlandığı için yaşlılarla diyalog kurabilmek amacıyla yaşlı personel
aldıklarını, Almanların Macaristan’a turist olarak çok gittiklerini, orada
turizm amaçlı gidenlere hizmet etmek amacıyla Alman polis gönderme düşüncesini
hükümetler nezdinde fikir aşamasında değerlendirdiklerini, Antalya’ya 2008
yılında 2.350.000 Alman vatandaşının turist olarak geldiği kendilerine belirtilince
böyle bir çalışmanın Antalya içinde başlatılabileceğini, oyuncuların
profesyonel bir oyun sergilediklerini belirterek tebrik etmişlerdir.
Rheinpfalz Emniyet Müdürü Wolfgang
FROMM yaptığı konuşmalarında özetle; Ludwigshafen’da 3 Ocak 2008 tarihinde meydana gelen yangın olayında 9
Türk’ün hayatını kaybettiğini, bu üzücü olaydan sonra burada yaşayan Türk
toplumu ile ilişkilerinin daha farklı olduğunu, bu tiyatro oyununun burada
yaşayan Türk’ler ile polisler arasında yeniden diyalog kurmaya vesile
olacağını, oyunu çok beğendiğini, oyunda ölen Murat’ın yaşamasına çok
sevindiğini, bir polis emniyet müdürünün böyle bir tiyatro ile böyle güzel
mesajlar vermesinin kendilerini çok etkilediğini, Antalya Emniyet Müdürlüğünü
polis tiyatrosunu olmasaydı böyle güzel bir oyunu burada seyredemeyeceklerini belirtmişlerdir.
Karlsruhe
Emniyet Müdür Vekili Roland LAY yaptığı
konuşmalarında özetle; Bu olaya önceleri
çok soğuk baktığını, fakat oyunu izledikten sonra fikrinin çok değiştiğini, Emniyet
Müdürümüz Sayın Feyzullah ARSLAN’ın personeliyle ilişkisinin kendisini çok
etkilediğini ve sabah işe gelirken farklı bir müdür olarak geleceğini ve bu
olayın kendisi için bir dönüm noktası olduğunu belirterek tebrik etmişlerdir.
Rheinland-Pfalz
Eyaleti İçişleri ve Spor Bakanlığı Engelleyici Tedbirler Şube Müdürü Helmut LIESENFELD yaptığı konuşmalarında
özetle; Oyuncuların profesyonel bir
oyun sergilediklerini, polisin bu kadar profesyonel bir oyun
sergileyebileceğini hiç düşünmediğini, organizasyona destek verdiklerini, kendilerinin önleme politikası olarak
camilerde diyalog üzerine görev almak üzere polis memurları yetiştirdiklerini, şehirde
yaşayan yabancıların uyumlarını desteklemek amacıyla çeşitli etkinlikler
yaptıklarını (dil kursları vb), bu konunun özellikle gençler ve aileler için çok
önemli olduğunu, sadece dil bilgisi iyi olan çocukların okulda, meslek
hayatında ve yaşamda başarılı olduklarını, oyuncuları tebrik ederek sonbahara
doğru Antalya’yı ziyaret etmeyi düşündüklerini belirtmişlerdir.
Rheinland-Pfalz Eyaleti İPA Başkanı Helmut IRMEN yaptıkları konuşmalarında özetle; Organizasyona bu kadar büyük bir grubun davet
edilmesinin normalin dışında olduğunu, bundan dolayı çok mutlu olduklarını, Emniyet
Müdürümüz Sayın Feyzullah ARSLAN ile uzun yıllardır tanıştığını, Almanya’da ve
Türkiye’de polisin görevinin aynı olduğunu, karşılıklı olarak eğitim
verebileceklerini, örnek olarak Polis Vatandaş El Ele projesinde Emniyet
Müdürümüzün dilek şikayet kutusu yaptığını, böyle bir projenin Almanya’da
olmadığını, bu nedenle Türkiye’den bazı şeyleri öğrenebileceklerini, ilk
başlarda tiyatro olayı konuşulduğunda olup olmayacağı konusunda kararsız
kaldıklarını, maddi yönden nasıl olacağını bilemediklerini, sonrasında bazı
sponsorlar sayesinde organizasyonu gerçekleştirdiklerini, organizasyondan
dolayı İçişleri ve Spor Bakanlığının da memnun kaldığını,
Uyuşturucu madde ile ilgili
sorunların Almanya’da da olduğunu, kendilerinin de bu sorun ile mücadelede
projelerinin bulunduğunu ancak tiyatro olayının daha değişik bir proje
olduğunu, bu tiyatro ile amaçlarının Türk vatandaşları ile aralarında bir
yakınlık oluşturmak ve Türk aileleri ile diyalog kurmak olduğunu belirtmişlerdir.
Corso Film Tiyatrolarının sahibi Prof. Dr. Hans Günter HEYME yaptığı konuşmasında özetle; polislerden tiyatro ekibi kurmanın çok güzel
bir düşünce olduğunu, oyuncusunun, ışıkçısının, teknik ekibi ile her şeyinin
polislerden oluştuğunu, polisin yaptığı sanatla ailelere izleyicilere önleme
amaçlı mesaj verdiğini, Ludwigshafen’da görev yapan polislerden de böyle
çalışmalar beklediğini belirtmişlerdir.
Emniyet Müdürümüz Sayın Feyzullah ARSLAN yaptığı konuşmalarında özetle; Madde bağımlılığı sorununun tüm dünyanın sorunu olduğunu, anne babaların çocukları ile bir arkadaş gibi dertleri ile ilgilenmeleri gerektiğini, çocukların sorunlarının çözüm yerinin en güzelinin aile ortamı olduğunu, çözümün başka yerlerde aranmamasının gerektiğini, hiçbir mazeretin çocuklara vakit ayırmayı engellememesi gerektiğini, çocuklarımızın gelecekte başarılı olmasını istiyorsak onlara çok para vererek çok oyuncak alarak değil, çok zaman vererek onları kazanabileceğimizi,
Projenin amacının; tiyatro
oyunuyla incitmeden, kızdırmadan öğüt vermek olduğunu, insanların gülerken
özeleştiri yapmalarının doğru davranışlarda bulunmayı sağladığını, oyunun
izleyenler üzerinde farkındalık yarattığını, polisin yanlış yapmamaları için
insanlara insani ve sanatsal anlamda öğütler verdiğini ve öğretmenlik
yaptığını, cop tutan polisin ne olur suç işleme diyen, böyle yapmaz isen daha
iyi olur diyen polis olup, sanatla bu mesajın verilmeye çalışıldığını, diğer
meslektaşlarına da örnek olduğunu,
toplum destekli polislik kapsamında Antalya’da yürütülen projelerle
polislerin suç işlendikten sonra yakalayan polis değil de suçu işlenmeden önce
önleyen ve suçun işlenmesinin sebeplerini ortadan kaldıran polislik
yaptıklarını,
Her yerde polisin görevinin aynı
yani vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak olduğunu, hiç kimsenin anneden
doğma suçlu olmadığını, sonradan yetişme şartları, yetişme ortamı, annenin
babanın ilgisizliği, devlet kurumlarının ilgisizliği nedeniyle çocukların
bazılarının suçlu hale getirildiğini, işte bu çocukların gelecekte suçlu
olmamaları için tiyatro grubu ile özel şeyleri yaptıklarını, burada Alman
polisinden alacakları örnekler ile onlara verecekleri örneklerin bulunduğunu
belirterek daveti düzenleyen ve emeği geçen herkese teşekkürlerini
bildirmiştir.
Sonuç
ve öneriler;
Tiyatro oyunu izleyiciler ve Alman yetkililer tarafından çok beğenilmiş, Alman polis yetkilileri teşkilatlarında az sayıda Türk asıllı polisin görev yaptığını, bu organizasyon sayesinde vatandaşlarımızla yüz yüze görüşme imkânı bularak diyalog kurduklarını, Türk gençlerine polis olmaları için çağrıda bulunduklarını ve böylece ülkelerinde yaşayan Türk toplumuna daha iyi hizmet etmeyi hedeflediklerini, vatandaşlarımız ise Türk Polislerini yabancı bir ülkede karşılarında görünce memnun olduklarını, yurtdışında yaşayan Türk toplumunun yalnız bırakılmamasını, devletimiz tarafından düzenlenen bu tür organizasyonların farklı toplumların diyalog kurmasına, kaynaşmasına ve birbirlerini daha iyi anlamalarına vesile olması nedeniyle sık sık tekrarının yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Antalya Polis Tiyatrosu Kulübünün tarafından oynanan Kötü Alışkanlıklar ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele konusu ile ilgili toplumu bilinçlendirme amaçlı sahnelenen “Yarınlara Geç Kalmadan” isimli tiyatro oyununun KOM Daire Başkanlığı koordinesinde Madde Bağımlılığı ile Mücadele kapsamında diğer illerimizde ayrıca yurtdışında Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı diğer ülkelerde de gösterilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Konu ile ilgili olarak Antalya Emniyet Müdürlüğü www.antalya.pol.tr adresimizi ziyaret ederek daha detaylı bilgilere ulaşabilir, öneri ve görüşlerinizi aktarabilirsiniz.
KAYNAKLAR:
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Yayınları Tadoc Ocak 2007 5.Baskı