ÖĞRENEN POLİS, GÜVENEN TOPLUM

 

 

 Ercan TAŞTEKİN[*]

 

 

1.Bilgi bulundurma ruhsatlı değildir.

 

       Suç dünyası, tarihi bir incelemeye tabi tutulduğunda görülecektir ki; suçlar nitelik kazanmış, suçlular ise bilgisizliğin kurbanı değil, bilginin yanlış kullanıcıları olagelmişlerdir. Bu nedenle, gâyesi “suçları önlemek, aydınlatmak ve huzuru sağlamak” olan polis, bilgisini asla bulundurma ruhsatlı olarak düşünemez. Başarı için bilgisini sürekli güncellemesi ve uygulaması zorunludur. Bilginin sürekli güncellenmesinin tek çözüm yolu, “öğrenen organizasyon” ile  öğrenmenin önemini belirleyebilmek ve “etkili   öğrenmeyi” başarmaktır. Sanırım teşkilâtımızın son dönemlerdeki artan itibârının kökeninde yatan da; geçmişe göre gerekli ve yararlı bilgiyi öğrenme alanında yapılan çalışmalardır.

      Öğrenmenin önemini öğrendiğimiz şimdiki sürece gelene kadar Emniyet camiasında yaşanmış bir iki olayı örnek verelim.

 

80’li yılların sonları: (Okey biliyorsan mesele “okey” dir)


      Asayiş hizmetlerinde görev yapan genç komiserle başka birimde çalışan üst düzey yönetici arasında geçen diyalog:

Genç komiser-Amirim, kimsenin aydınlatamadığı fâil-i meçhulleri aydınlattık. Bugüne kadar yakalanamayan sabıkalıları yakaladık. Hiçbir ekibin yapamadığını yapıp bir gün içinde üç ayrı ruhsatsız tabanca yakalama başarısını elde ettik.

Emniyet Amiri-Komiser kardeşim, sen bırak bunları da, en iyi şekilde okey oynamasını öğren. Teşkilatta   daha çok yararını görürsün!


*90’lı yılların sonları: (Yedi Emine mi, Sekiz Emine mi?)


Karakol amiri, çalıntı malların tutanakla şikâyetçiye teslim edilmesi talimâtını verir.

Düzenlenen tutanağın başlığının “yedi emine tutanağı “ yazdığını görünce tebessümle memuruna

-“Başlığı yanlış yazmışsınız.” der. Memur geçmiş dosyaları incelediğini, oradan bakarak bu şekilde yazdığını söyler. Karakol amiri, kendinden önceki dosyaları incelediğinde maalesef uzun süredir “yed-i emin” sözcüğünün “yedi emine” şeklinde yazıldığını fark eder.(yed-i emîn; emânetçi, soruşturma konusu eşyânın mahkeme sürecinde bulunduğu yer)

 

*Nihayet 2000’li yıllar: (Kompleksli değil “komple” bir komser)


Şube müdürü ile akademili komiser yardımcısının diyaloğu;


Şube müdürü- Yabancı dil öğrenin.
Kom. Yrd- KPDS’den 90 aldım müdürüm.
Şube müdürü-İkinci yabancı dili öğren.
Kom. Yrd-Fransızcadan da 70 aldım.
Şube müdürü-Yüksek lisans yap.
Kom Yrd.-Yapıyorum efendim.
Şube müdürü-Bilgisayarı ilerlet.
Kom Yrd-Bilgisayar programcısıyım

        

          2.Bilgisiz otorite olmaz.

 

          Poliste bilgi eksikliği bulunmasının vereceği başlıca iki sonuç vardır:

1-     Despot polis

2-     Oyuncak polis

      3-İlkinde (Despot polis) eksikliğini üniforma, rütbe gibi unsurlar ile tamamlama yoluna gidecek ve hizmet sunduğu vatandaşa karşı dediğim dedikçi ve yıkıcı bir yaklaşım sergileyecektir.

İkinci şıkta ise (oyuncak polis) etkisiz ve herkese karşı ezik bir tavır sergileyecek ve istismara açık olacaktır.

 

        İki şık da kabul edilemez ve şık değildir. Her iki durumda da asla verimli görev yapılamadığı gibi olumsuzlukların bedelini de öncelikle personel ödemektedir. Bu görevin ihmal edilmesi ve polisin bilgi eksikliği nedeniyledir ki, son yıllara kadar polis bir çok ithama maruz kalmıştır. Mahkemelere sanığın ardından kendisi de sürekli gider olmuş ve güçlü olabileceği yerde suçlu olmuştur.

       Ayrıca “Öğrenen Organizasyon” uygulamasının olmayışından kaynaklanan eksiklik, polislerin “gördüklerini”, “meslek” zannetmesine yol açmış; yeni polisler, kıdemli meslektaşlarının yanlışlarını sorgulamadan tekrar etmiş ve “güvenlik bilimleri”nin öngördüğü anlayıştan uzak bir noktaya düşülmüştür.  .

 

3. Öngören mevzuat, öğrenen teşkilat

        Yukarıda söz konusu ettiğimiz sakıncaları gidermeye yönelik faaliyetlerin, yani pratikteki kullanımıyla “öğrenen organizasyonun” mevzuatın gerekleri arasında yer aldığı da gözden kaçmaması gereken bir diğer husustur. Birimimizden yola çıkarak Asayiş şubelerinin Kuruluş yönetmeliği 6./ K maddesini örnek verebiliriz:

 

            “ Yapılan görevler hakkında personeli düzenli olarak bilgilendirmek ve eğitmek, yetersizliği görülen personelin eğitim alması konusunda ilgili birimlerle irtibat kurmak”

        

         Öğrenen organizasyonun etkin ve verimli şekilde çalışabilmesi yine bu organizasyonu oluşturan personelin katılımı ile mümkündür. Çalışan personele ilk olarak kıdemli memurlardan öğrendikleri her şeyin doğru olmadığı, yanlış veya eksikliklerinde olabileceği anlatılmalı ve personelin doğru olanı anlayıp anlamadığı kontrol edilmelidir.

 

O kadar ilginçtir ki; öğrenen organizasyonlar haline dönüştürmeye azami gayret ettiğimiz birçok birimde, yaş haddinden emekliliği gelmiş personelimizin “Biz, daha mesleğimizi yeni öğreniyoruz, insan haklarına saygılı, çağdaş yaklaşımlarla da suç önlenip aydınlatılabiliyormuş.” tespitleri ile çok sık karşılaşmaktayız.

 

Organizasyonlar, öğrenen fertler aracılığıyla öğrenirler. Belli bir konu üzerinde yapılan kollektif düşünme, birlikte öğrenmeyi temin eder. Öğrenmeyi öğrenmek istiyorsak, taklitten kurtulmasını öğrenmeliyiz. Zira etkin ve verimli olmaya ancak sorgulayıcılık ile ulaşabiliriz.

Güncel görev hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız, hem etkin görev yapmayı hem de huzuru yok eden, amirlerin memurlarını, memurların da amirlerini sürekli eleştirmesinin kökeninde yatan sebep, öğrenme eksikliğinden kaynaklanan yanlış yorumlardır.

 

Sıradan birimler ile başarılı birimleri birbirinden ayıran en önemli özellik; başarılı birimlerin sahip oldukları öğrenme hızı ve kapasitesi olduğu gibi, aynı zamanda kurum içi huzurun da kaynağı; öğrenen organizasyon çalışmalarının düzeyi ile doğru orantılıdır.

 

Öğrenen organizasyon çalışmalarında rütbeli ve rütbesiz personelin arasındaki iletişim eksikliği en aza inmektedir. Söylenti, yıkıcı eleştiri ve eksik bilgiden kaynaklanan yanlış yorumların yerini, birbirini anlayan ve takım oyununu en verimli şekilde uygulayan çalışmalar almaktadır. Zamanla çalışanların kontrol edilerek yönetilmesinin yerini,  motive edilerek yönetilmesi almakta, çalışan/yöneten çatışmasının yerini ise işbirliği doldurmaktadır.

 

4.Kervanın hızı en yavaş olan kadardır.

 

Bir yandan dünyanın en kaliteli üniversitelerinde meslektaşlarımız, akademik çalışmalara imza atarken, bir yandan da en küçük birimimizin  “ öğrenen organizasyon” olmasının düzeyini arttırmalıyız.

 

           Anlatmak istediğimiz herkesin bilim adamı olması değil, bulunduğu görevi en iyi şekilde yerine getirmesi için gerekli tüm temel bilgi ve beceriye sahip olması ile yeni gelişmelere adapte olmasının “öğrenen organizasyonla” sağlanmasıdır.

         Burada bulunulan konum ve görev için gerekli bilgiyi öğrenmenin ne kadar “hayaîi” bir önem taşıdığını “Konya’yı Konya yapan” isimlerden birisinin ,Mevlana’ nın naklettiği bir hikaye ile arz edelim:

 

                              Yüzmeyi öğrenmek gerek

 

Kendini beğenmiş bir gramer (nahiv) bilgini, boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturdu yerine.

Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak istiyordu.

Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin, küçümser bir eda içinde sordu:

-Sen hiç gramer okudun mu? Dil biliminden anlar mısın?

Kayıkçı:
-Hayır efendim dedi. Ben cahil bir kayıkçıyım, dediğiniz şeylerden hiç anlamam.

-Vah vah! dedi Bilgin. Ömrünün yarısı boşa geçmiş!..

Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgâr şiddetini artırmaya, dalgalar büyümeye başladı.

 Denizde fırtına çıkmış, Bilgin korkmaya başlamıştı.

Kayıkçı olağanüstü bir güçle kurtulmaya, sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışıyordu. Gördü ki artık kurtuluş ümidi yok, Bilgine dönüp sordu:

-Efendim, yüzme bilir misiniz?

Bilgin:
-Ne yazık ki bilmiyorum, diye inledi.

O zaman kayıkçı:

 -Vah vah! dedi, şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek! Keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız.

 

“Öğrenmek”, daha fazla bilgi edinmekten ziyade gerçekten istenilen sonuçları üretme kabiliyetini geliştirmektir. Bir başka deyişle, hayat boyu üretici öğrenmedir. Bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, neyin önemli neyin önemsiz olduğu, hangi konular üzerinde yoğunlaşmak, hangilerine daha az dikkatini vermek gerektiği yolundaki bilgilerdir.

Çalışmalarda herkesin fikrine değer verilmeli, bireyin pozisyonuna bakılmadan mevcut gelişmelere katkıda bulunabileceğine inanılmalıdır. Meslektaşlarımızın iş çevresinde olan bitene daha bütünsel açıdan bakması sağlanmalı, kişisel gelişim, takım çalışması, ortak vizyon ve sistem düşüncesi oluşturulmalıdır.

Kurumumuzun amaçları, öğrenen organizasyon çalışmalarında sürekli vurgulanmalı ve tüm çalışmaların “görev odaklı” olması sağlanmalıdır

5. Öğrenen Konya polisinden notlar

 Çoğu organizasyonun öğrenmede verimsiz olmasının sebebi, öğrenmeyi kolaylaştıran, sistemli süreçler geliştirememeleridir.

 

        Doğru ortam, başarılı ortalama

 

Öğrenmeyi kolaylaştırma ve sistemli süreç geliştirme adına öncelikle, öğrenen organizasyon çalışmaları mutlak surette mesai saatleri içerisinde yapılmalıdır. Aktif görev yapan birimlerin öğrenme çalışmalarının zamanı yapılacak görev yoğunluğu analizleri ile belirlenmelidir.

Öğrenen organizasyonun öğrenmede başarı sağlaması sistemli politikalar geliştirilmesine bağlıdır. Bu süreçler planlanırken personelin hazır bulunuşluluk seviyeleri, ihtiyaçları iyi tetkik edilmelidir. Verilen eğitimler sonunda geri dönüşün nasıl sağlandığı, başarı oranı analiz edilip, hedefler belirlenirken bu analiz sonuçları göz önünde tutulmalıdır.

       Konya ilinde yapılan analizlerde sokak suçlarının en az işlendiği saatler sabah 09.00 ile 11.30 olarak belirlenerek, istinasız her gün bu saatler arası Asayiş Ekipler Amirliğinin eğitim ve öğrenme çalışmaları yapılmaktadır.

Bu çalışmalarda personele ekonomik külfet getirmeyecek ve angarya oluşturmayacak şekilde yemekli organizasyonlar ve çalışma sonrası halı saha maçları vb. faaliyetler düzenlenmektedir.

Çalışmaların yapılabileceği fiziki ortamlar hazırlanmalıdır.2004 yılı Ocak ayında Konya Asayiş Şube Müdürü olarak göreve başlanıldığında, ilk olarak Şubede teknolojik donanımlı çok maksatlı bir salon inşa edilmiştir. Bununla birlikte Kayacık Tesisleri başta olmak üzere Konya Emniyet Müdürlüğünün tüm birimlerinde bu tip fiziki düzenlemeler yapılmıştır.

 

Suç ortak dert, Şubeler aynı fert

 

Konya Asayiş Şubesi rütbeli personeli ile ilgili şube temsilcileriyle oluşturulan çalışma grubu uzun süre Asayiş Şubesi öğrenen organizasyon sistemi nasıl oluşturulmalı sorusunun üzerinde çalışarak yol haritasını belirlemiştir. Aynı çalışma grubu, öğrenen organizasyonda standartların nasıl yüksek tutulabileceği, nasıl sürekli öğrenme peşinde olunabileceği, yaşam boyu öğrenen organizasyon alanında “yetmez” kelimesinin ışığında planlar oluşturmuştur. Ayrıca Selçuk Üniversitesi Eğitim ve İletişim Fakültelerinden yararlanılmış, yine aynı üniversitede yüksek lisans yapan personelimizin çalışmalarından da yararlanılmıştır.

 

Ket vurulmasına karşı “anket

 

Bu aşamada, personel, hem bilgi düzeylerinin ölçümü hem de sürece katkıları amacıyla birçok anket ve sınava isim yazılmaksızın tabi tutulmuştur. Kurumumuzun açık ve doğru tespit edilen amaçlarının en etkin ve en verimli şekilde yerine getirilebilmesi için yapılan anketlerle memurlarımızın fikirleri alınmaktadır.

 

Bu anketlerde kendilerine belirli periyotlarla etkin ve verimli çalışmanın önündeki engellerin neler olduğu sorulmakta sonuçlar titizlikle değerlendirilmektedir.

Mesela; bazı asayiş olaylarının aydınlatılmasında merkez ilçelere bağlı birimlerle asayiş şubeye bağlı birimlerin birbirinden kopuk çalıştıkları bu anketlerde vurgulandığından merkez ilçe birim amirleri ve asayiş şube birim amirlerinin katıldığı haftalık işbirliği toplantıları yapılmaktadır.

“Öğrenen organizasyon ”olayının herkese ihbarı

 

         Yapılan halkla ilişkiler çalışmalarıyla tüm görevlilerimizin mesleğimizle ilgili yayınları takip etmesi sağlanmaktadır. Personelimizin mesleki alandaki bilgileri öğrenmesinin en önemli ölçütü, mesleki yayınlara abone olma ve son dönemde de meslekî internet sitelerini (www.polis.web.tr , www.sucveceza.com  v.b.), takip etme konularına ağırlık vermesidir. Sanırım, halen mesleğini bilinçsiz bir şekilde televizyon kanalları ve magazin gazetelerindeki polisiye haberlerden öğrenme sorunu, bu şekilde çözülebilir.

 

      Pratik , çok pratik.

 

Farklı bir yöntem de, personelin sürekli ihtiyaç duyacağı mevzuatın üzerlerinde taşıyabilecekleri nitelikte bastırılıp çoğaltılmasıdır. Kabahatler Kanunu uygulamalarında en etkin kentin Konya olmasının temelinde yatan en önemli etkenlerden biri de, kanun çıkar çıkmaz  “Kabahatler Kanununun Uygulanması El Kitabı”nın tüm personel sayısınca üzerlerinde taşıyabilecekleri şekilde bastırılıp dağıtılmasıdır.

Mobil ekiplere tahsis edilen seyyar kameralarla görevde sürekli çekim yapılmakta, çalışmalar esnasında tespit edilen eksik ve hatalı uygulamalar, personelin rencide edilmemesine önem verilerek tespit edilmektedir.

Belirlenen bu konular üzerinde uzman birimlerden de destek alınarak sık sık pratik çalışmalarla memurlarımızın becerileri artırılarak yanlış ve hatalı yaklaşımlar en aza indirilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda da personelin olaylar karşısındaki özgüvenlerinin yükseldiği, kötümser havanın yok olduğu, her şeyin daha iyi olabileceği ümidinin oluştuğu ve çalışmaktan zevk alınan ortamın oluştuğu görülmüştür.

Bununla birlikte öğrenen organizasyon çalışmalarında üretken yaklaşımlar, yeni fikirler ortaya çıkmakta ve genel tablo daha doğru değerlendirilmekte ve yanlış yorumlar önlenmektedir.

Sınav “kriter”i var, tereddüt “krater”i yok

 

Öğrenen organizasyon çalışmalarında belirli aralıklarla sınavlar yapılmış başarılı olan personel ödüllendirilmiştir. Ayrıca önemli ve uzmanlık gerektiren birimlere personel seçimlerinde bu sınavlarda başarılı olan personele öncelik verilmiştir.

Tabii ki rutin işlerin rahatlığından taviz vermek istemeyen birimlerin yeni bir niyet edinerek öğrenen organizasyon aşamasını sistemli ve kalıcı bir şekilde gerçekleştirmesi,  ilk etapta oldukça zor olmaktadır. Ama ihtiyacı fark edip kendini aşan yöneticiler, zamanla ortaya çıkan icraatların sonunda değişime adapte olmaktadırlar. Aslında başarı için öğrenen organizasyona herkes inanmakta; fakat bunun nasıl gerçekleştirileceğini bilmemektedir.

Ve tavsiye sadedinde aşağıdakileri hatırlatabiliriz:

 

              “Öğrenen organizasyon” konusu, Emniyet Genel Müdürlüğümüzün “eylem planı” na girmeli ve ilgili birimlerin (Asâyiş, Eğitim, Strateji Dâire Başkanlıkları….vs.) üzerine eğilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca her taşra birimi de kendi çapında bu organizasyondan istifâde etme yollarını araştırmalıdır.

 

            Bu yazı, üzerine gidildikçe küçülen sorunlar için her zaman yapabilecek bir şeyler olduğunu tescillemek işe dünyâyı kurtarmaktan değil, evimizin önünü süpürmekten başlamamız gerektiğini hatırlatmak için yazılmıştır.

 

            Güvenlik alanındaki “düğümleri çözmek” için “göreve kilitlenen” Konya Polisi   şu hikâyedeki anlayışı benimsemiştir:

 

Çocuk , babasından harçlık ister.Vermek taraftarı olmayan baba şart koşar ve dünya haritası şeklindeki yap-boz parçalarını göstererek :

-Şu yap-bozu düzelt, vereyim, der.İçinden de çocuğun “nasıl olsa yapamayacağını” düşünür.Beş dakika sonra çocuk yap-bozu tamamlamış bir şekilde harçlık istemeye gelir.Babası şaşırır ve sorar :

-Nasıl yaptın?

-Arkasında insan yap-bozu vardı ; “insanı düzeltince dünyâ da düzeliverdi.”…



[*] Konya Asayiş Şube Müdürü, Halkla İlişkiler Uzmanı