KONUĞUMUZ
YAZILI VE YAZILI
OLMAYAN KURALLAR ÇERÇEVESİNDE
BİLİŞİM ETİĞİ
|
Ahu KARABAL [*] Mustafa KARABAL [†] Bekir
PEKER [‡] |
“İnsanlar yarı melek
yarı şeytan doğarlar. Gelişmiş ülkelerde insanların melek yönleri teşvik
edilir, şeytan yönleri cezalandırılır. Hukuk çalışır, toplum cezalandırılan
insanlara mesafeli davranır. Adalet sisteminin zayıfladığı ülkelerde
ahlaksızlık daha çok pirim getirmektedir (Alaton, 2003)[1].”
diyor İshak Alaton konuşmasında. Bizce insan şeytan doğmamakta, bütünüyle
melek doğmaktadır. Her halde onu şeytanlaştıran insan oğlunun ortaya koyduğu
sistemler bütünü olsa gerek.
Ne insanlığın babası Adem’in yediği yasak elmayı, ne de
Habil’in Kabili öldürmesini tartışacak değiliz. Bizim için ilk günahı kimin
işlediği değil, kötülüklerle mücadele önemlidir. Mücadelemizi ise İsa’nın “İlk
taşı, hiç günahı olmayan atsın.” söylemindeki hoşgörü felsefesiyle
sürdüreceğiz. Sınırsız özgürlükler, şeytanların değil
Tanrı’nındır. Tanrı’nın dahi kendisini kutsal kitabında merhamet etmeyle sınırladığını
görmekteyiz.
Batıda Etik (Ethic)
ve Moral olarak ifade edilen değerler şark kültüründe ahlak normlarında yerini
bulmaktadır. Etik ve Ahlak günlük konuşmalarda birbirinin yerine sıkça
kullanılmaktadır. Ancak bu ifadeler arasında da farklılıklar söz konusudur. Etik
kavramının ahlaktan farklı olduğunu düşünenler, onun ahlaka kıyasla daha
evrensel olduğunu ileri sürmektedirler. Ahlak milli bir olgu iken etik uluslar
arası bir kavram olarak değerlendirilmektedir.
Etik ve Moral ifadeleri için çeşitli tanımlar yapılmaktadır.
Dar anlamda etiğe; ahlak bilimi ve töre bilimi diyebiliriz. Moral ise ahlak ve
ahlaka ait olgudur. Geniş anlamda etiğe yapılan tanımlardan bazıları da kısaca
şöyledir:
Etik iyi ve doğru,
mutlak iyi mutlak doğru olup olmadığı varsa buna ulaşılıp ulaşılamayacağını
araştıran zihinsel çabadır. Etik, istenen bir yaşamın anlaşılması,
araştırılması, neyin yapılıp neyin yapılamayacağının, neyin istenilip neyin
istenilemeyeceğinin belirlenmeye çalışılmasıdır (Goksu ve Bilgiç) [2].
Yaşam boyunca olumlu ve olumsuz yönleri ile
karşımıza çıkan her olayı düşünürüz ve yeniden değerlendiririz. Benzer olayları
yaşayan ve değerlendiren kişiler, eğer benzer sonuçlara varabiliyor ise, o
zaman söz konusu süreci denetleyecek ve yönlendirecek bazı kuralların sağlıklı
temelleri atılmış oluyor demektir.[3]
İnsanlar var olduğu ilk günden beri hep
“iyi” ve “doğru”ya yönelmiş, “kötü” ve “yanlış”tan sakınmış ve ondan uzak
durmaya çalışmışlardır. Denebilir ki insanoğlunun iyiye doğru vazgeçemeyeceği
sürekli bir eğilim ve yönelimi vardır. Dürüstlük, yardımseverlik, sadakat,
doğruluk gibi değerler iyi değerler
olarak daimi kabul edilmiş, buna karşın yalancılık, hile, aldatma,
sahtekarlık, hırsızlık, cana kıyma gibi davranışlar “kötü” olarak insanlık
vicdanında yer almıştır. Bunlar gibi “değer öğeleri”, insanoğlunun bulunduğu
her toplumda vazgeçilmez etik değerler olarak yer etmiştir (Aydın, 2000)[4].
Etik ilkelere uymamanın sonucu, sosyal
yaptırımdır. Bu ilkelere uymayan kişi anti-sosyal bir davranış sergilediğinden
kendi onurunu ve toplumdaki saygınlığını zedelemiş olur. Ortak etik değerlere
saygısızlık, mutsuzluğu, disiplinsizliği, dışlanmayı ve başarısızlığı doğurur
(Goksu ve Bilgiç)[5].
Yazılı olmayan
kurallar, çoğu zaman yazılı olanlardan daha önemli ve yaptırım gücü daha
yüksektir. Bu kurallar net çizgiler ile çizilemeyen, toplumdan topluma, kişiden
kişiye değişebilen kavramlar üzerine oturduğu için tanımlamakta güçlükler
yaşanır. Olması gerektiği hissedilir ama nasıl dile getirileceği bilinemez.
Yazıldığı zaman uygulanıp uygulanmadığını denetleyecek mekanizmalar güvenlik
güçleri değil, bizzat bunları yaşayanlardır. Bu nedenle etik kurallar bir
bakıma kişinin kendi kendine duyduğu vicdani yükümlülükler ile sınırlıdır.[6]
“Etik kelimesi, köken
olarak Yunan dilinde “karekter” anlamını içeren “ethos” kelimesinden
türetilmiştir. Yani “ethos” kelimesinden “ethics” türetilmiştir. Ethics ise
kavram olarak ideal ve soyut olanı
vurgulayarak; ahlak kurallarının ve değer yargılarının ele alınması
sonucu ortaya çıkmaktadır (Mengüşoğlu, 1965)[7].”
“Etiğin kavram olarak
başka bir şekilde tarifi ise; bireylerin toplumda ve birbirleriyle kurmuş
oldukları ilişkiler sonucu ortaya çıkan, ahlaki görevler ve zorunluluklarla
ilgili olarak; neyin doğru, neyin yanlış, neyin iyi, neyin kötü olduğuna
ilişkin değerleri araştıran ve bunlarla ilgilenen bir disiplin dalına
denmektedir. Daha genel bir anlamda etik kavramı ise; ahlak felsefesi olarak da
adlandırılmaktadır (Cerrah ve Semiz, 2000)[8].”
“Etik kavramı, günlük
bir çok söylemlerde de genel olarak ahlak veya ahlakilik kavramları ile
eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Bilimsel bir çok çalışmada bile bazen etik;
töre kelimesi ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Genel olarak farklı anlamları
içeren bu kavramların ortak tarafı ise bireylerin birbirlerine karşı davranış
kurallarını ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen davranış ilkelerini
içermesidir (Akarsu, 1997)[9].”
“Etik kavramının
ahlaktan farklı olduğunu düşünenler, ayrıca onun ahlaka kıyasla daha evrensel
olduğu görüşünü ortaya atmaktadırlar. Bu yaklaşıma göre ahlakın, toplumdan
topluma hatta aynı ülke içerisindeki yöreden yöreye değiştiği ve göreceli
değerleri içerdiği; etiğin ise bütün toplumlar için geçerli evrensel gerçekleri
kapsadığı şeklinde ifade edilmektedir (Pehlivan ve Aydın, 2000).[10]”
“Ahlak; kültürel
değerler ve ideallerle ilgili doğruları, yanlışları; bunlara uygun olarak nasıl
davranılması gerektiğini ortaya koyar. Ahlak, toplumda kabul görmüş yazılı
olmayan kuralları içerir. Buna karşın etik ise daha soyut kavramlara dayalı ve
bu kavramlardan ne anlaşılması gerektiğini tanımlamaya çalışır. Etik
kurallarının belirli bir alana yönelik yazılı kuralları içermesi beklenir (Pehlivan,
1998)[11].”
“Yasalar karşısında insan, başkalarının hakkına tecavüz ettiği
zaman suçludur. Etiksel olarak ise bunu aklından geçirdiği anda bile
suçludur. (Kant 1724-1804)”
“Ahlak bireyin kişisel bir görüş sorunudur. Ahlak her birey için kendi
formüle ettiği ilkelerden ya da değerlerden oluşur. Ahlaksal ilkeler kamuoyu
ile görelidirler. Toplumun onayladığı törel ölçütler ahlaksaldır, onaylamadığı
ahlak dışı (Hume).”
“İyi ya da kötü, meydana gelen
eylem değildir. İstenç iyi ya da kötü olur. Bu istek ussal, özerk bir istenç
aracılığıyla anlığın içinde saptanabilir (Kant).”
“Tanrı evrenin ahlaksal düzenini
oluşturur ve düzenler. Tanrı evrensel "ben"dir (Fichte).”
“Toplumsal törellik üç aşamada gelişir. 1- Aile 2- Toplum 3- Devlet.
Ailede iki kişi, bir kişilik olur. Bir birey gerçek doğasını ve varlığını ancak
başkalarında bulur. İlk olarak eşinde, ve sonra daha büyük toplumda, eşdeyişle
aile, topluluk ve devlette ilişkileri genişledikçe yaşamı öncekine göre daha
doyum verici ve tam olacaktır. Bir birey gizil bir kişidir. Aile, topluluk ve
devlet ile ilişkiye girdikçe gerçek kişi olacaktır (Hegel).”
“Dünyanın etkin çabası iyi değil kötüdür. Mutluluk, kötülüğün ve acının
geçici yokluğunda oluşur. Örnek hayvanlar dünyasındaki yaygın yabanilik,
evrende kötülüğün ağır bastığını gösterir, çünkü bir hayvanın bir başkasını
yemeden aldığı haz kurban tarafından çekilen acı ile orantılıdır (Schopenhauer).”
“İki tip ahlak vardır. 1-Kapalı: Birey toplum içinde geçerli olan tüm
ahlaksal değerlere boyun eğer ve tam uyum içine girer. 2- Açık: Birey kendisi
için, özgür bir ahlak anlayışı gösterir. Devrimsel bir ahlaktır ki katı, duruk,
dışsal olarak dayatılmış kapalı biçimde daha yüksel bir düzeyde esin ve sezgi
tarafından güdülür (Bergson).”
Elektronik ve network ortamında uyulması
gereken kuralları tanımlayan normlar ve kodlar kısaca bilişim etiğini ifade
eder. Bu norm ve kodların temel amacı network ortamındaki kullanıcıların
minimum zarar ve maksimum fayda ile elektronik ortamı kullanmasını güvence
altına almaktır.
Kısaca “Bilişim”, bilginin elektronik ortamda
işlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda Bilişim Etiğine, bilişm alanında
uyulması gereken yazılı ve yazılı olmayan kurallar diyebiliriz. Bilişim Etiği
genel bir ifadeyle tüm internet ve network ağlarının kullanıcılarının uyması
gereken kuralları kapsadığı gibi, bireylerin kişisel bilgisayarlarını
kullanırken dahi uyması gereken kuralları düzenler.
Yazılı olan kuralların başlıcası HUKUKİ
METİNLERDİR. Mevzuatta yer alan bazı konu başlıkları şöyledir: Elektronik
İmza, Elektronik sözleşmeler, Elektronik Noter, Usul Hukukuna ilişkin
düzenlemeler, Servis sağlayıcıların sorumluluğu, Bilişim suçları/Ceza Hukuku,
Kişisel verilerin korunması, Tüketicinin korunması, Elektronik para, Elektronik
ortamda haksız rekabet, Vergi hukuku, iş yeri muhasebesi, Gümrük hukuku,
İsimler, alan adları, markalar, telif hakları, Kamu alımlarında elektronik
ortamın kullanılması, Elektronik ortamda ticari kimlik vb.
Ayrıca çeşitli meslek kuruluşları ve eğitim
kurumlarıda bu konuda yazılı kurallar ortaya koymuşlardır:
Temeli
1985’e dek uzanan Computer Ethics Institude (Bilgisayar Etik
Enstitüsü)’e dayandırılan aşağıdaki on emir belki de netiquette’in temelini
oluşturur niteliktedir. Bunlar;
1.
Bilgisayarı başka insanlara zarar vermek için
kullanmamalıyız.
2.
Başka insanların bilgisayar çalışmalarına
karıştırmamalıyız.
3.
Başka insanların dosyalarını karıştırmamalıyız.
4.
Bilgisayarı hırsızlık yapmak için kullanmamalıyız.
5.
Bilgisayarı yalan bilgiyi yaymak için
kullanılmamalıyız.
6.
Bedelini ödemediğimiz yazılımı kopyalamamalı ya da
kullanmamalıyız.
7.
Başka insanların bilgisayar kaynaklarını izin almadan
kullanmamalıyız.
8.
Başka insanların entellektüel bilgilerini kendimize mal
etmemeliyiz.
9.
Yazılan programın sosyal hayata etkilerine dikkat
etmeliyiz.
10. Bilgisayarı
saygı duyulacak, hakkında bahsedilecek şeyler için kullanmalıyız.
TÜBİDER Bilişim Sektörü Derneği’nin Ahlak
İlkeleri ise şöyledir:
1.
Adil, dürüst ve güvenilir olacak, tüm insanlara karşı hiçbir ayırım
gözetmeksizin eşit davranacaktır.
2.
Çalışma ve ilişkilerinde ahlaki değerler doğrultusunda hareket edecektir.
3.
Mesleği ile ilgili yasa, kural ve standartları öğrenerek, onlara uyacaktır.
Mesleki bilgi, beceri ve yeteneklerini kullanırken kişisel ve kurumsal
çıkarlara zarar vermeyecektir.
4.
Bilişim ve bilişim teknolojisi uygulamaları hakkında toplumun
aydınlanmasına ve toplumda gerekli bilincin oluşmasına katkıda bulacaktır
5.
Bağlı olduğu yükümlülüklere ve sözleşmelere uyacaktır.
6.
Başkalarına ait özel bilgilerin gizliliğine ve korunmasına özen gösterecek;
İnsanların özel yaşamına, saygınlığına ve sahiplik haklarına saygı
gösterecektir.
7.
Ürün ve hizmetleri konusunda müşterilerini tam ve doğru olarak
bilgilendirecek, ürün ve hizmet sunumunda yasaların ve ticaretin gerektirdiği
belge ve bilgilerin eksiksiz olarak karşı tarafa verilmesini sağlayacaktır.
8.
Faaliyetleri ile ilgili olarak ilgili tarafları çıkarları konusunda
bilgilendirecek.
9.
Kirli ve dürüst olmayan işleri yaptığından kuşku duyduğu kişi ve kurumlarla
çalışmayacaktır.
10.
İş ortaklarının ve ticari ilişki içinde olduğu kurum ve kişilerin hak ve
çıkarlarını korumak konusunda titiz davranacak, onların kazançlarını yok edici
bir ticari faaliyet içinde olmayacaktır.
11.
Nihai tüketicilere bayi kar marjını yok sayan fiyat bilgilendirmesinde
bulunmayacaktır.
12.
Ürün ve hizmetin makul bir kar marjını koruyacak biçimde satılmasına özen
gösterecek, diğer satıcı ve meslektaşları karşısında fiyat kırma yoluyla haksız
kazanç elde etmeye çalışmayacaktır
13.
Üreticilerin, patent, telif ve mülkiyet haklarına saygılı davranacak; sahte
ürün satışı yapmayacak; yazılımların lisansız ve korsan ticaretine karşı
çıkacaktır.
14.
Haksız rekabet sayılan ticari faaliyet içinde olmayacak, ürün ve hizmet
sunumunda tekel yaratıcı davranışlardan kaçınacak, ticari avantaj ve
üstünlüklerini meslektaşlarının ve müşterilerinin aleyhine kullanmayacaktır.
15.
Tüketicilerin yasalar ve uygulamalardan gelen haklarına saygılı davranacak,
garanti ve satış sonrası hizmet konularında müşteri mağduriyeti
oluşturmayacaktır.
16.
Çalışma yaşamının ahlak kurallarına uyacak, çalışanlarının yasalardan ve
uygulamalardan gelen hak ve çıkarlarını koruyacaktır.
17.
Çalışanlarının mesleki gelişimine katkıda bulunacak, onları bu konuda
özendirecek; çalışanın sektörel, toplumsal ve kişisel sorumluluklarını yerine
getirirken temel ahlak kurallarına uygun davranmalarını sağlayacaktır.
Yazılı olmayan kurallar ise, net çizgiler ile
çizilemeyen, toplumdan topluma, kişiden kişiye değişebilen normlardır. Bu
nedenle tanımlanmasında güçlük yaşanan kurallardır. Bu kurallar yazıldığı zaman
uygulanıp uygulanmadığını denetleyecek mekanizmalar güvenlik güçleri değil,
bizzat bunları yaşayanlardır. Dolayısıyla etik kurallar bir bakıma kişinin
kendi kendine duyduğu vicdani yükümlülükler ile sınırlıdır.
Yazılı olmayan kurallara kısaca aşağıdaki
kuralları verebiliriz:
1.
İnternet’te bize yapılmasını istemediğimiz davranışları
biz de başkalarına yapmamalıyız ve gerçek hayatta nasıl davranmamız gerekiyorsa
o şekilde davranmalıyız.
2.
İnternette ne yapılacağına dair etik bir ikileme
düştüğümüzde gerçek hayatta ne yapmamız gerekiyorsa öylece hareket etmeliyiz.[12]
3.
İnternette karşılaştığımız tanıştığımız kişilerin belki
yüzünü göremiyor, sesini duyamıyor ve yüz mimiklerini gözleyemiyoruz fakat
bütün bu şartlar, bizim normal yaşamda insanlara göstermiş olduğumuz saygıyı
sanal dünyadaki insanlara göstermememize neden olmamalıdır. İnternette
karşılaştığımız insanlara da aynı seviyede saygımızı göstermeliyiz ki benzer
bir davranışla karşılığını alabilelim.[13]
4.
İnternet sadece Türklerin, Avrupalıların veya Asya
kültüründen insanların olduğu bir ortam değildir. Dünyanın her bölgesinden
insanlar bu ortamda varlık göstermektedirler. Her kültürün kendine göre değer
ve inançları vardır. Bizim için normal olan bir söz başka bir kültürde yanlış
algılanabilmektedir. Bu noktayı göz önüne alarak sanal ortamdayken hassasiyetle
hareket etmeliyiz.
5.
İnternetle henüz tanışmış kişilerin yapabilecekleri
yanlışlıkları anlayışla karşılamalı onlara yol gösterici olmalıyız.
6.
Sanal ortamdaki sataşmalara karşılık verip zaten
istedikleri böyle bir davranış olan insanlara alet olmamalı interneti bu
şekilde kirletilmesini önlemeye çalışmalıyız.
7.
Kendimizin ya da başkalarının özel hayatına karşı saygılı
olmalıyız. Kendimize veya başkalarına ait özel sırları Internet ortamına
aktarmamaya dikkat etmeliyiz.
8.
İnternette yüz hareketleri görülmez, ses tonumuz
duyulmaz yani sadece yazdıklarımızla varız. Bu nedenle yazdıklarımıza çok
dikkat etmeli örneğin büyük harflerle yazı yazmamalıyız. Çünkü büyük
harf yüksek ses ve kızgınlık manasına gelmektedir. Cümlelerimizin nitelikli,
ölçülü ve dengeli olmasına özen göstermeliyiz. Fikirlerimizi gayet net, sade ve
ahlâk kuralları çerçevesinde yazmalıyız.
9.
İnternette yazdığımız yazıları eğer gerçek ortamda
karşımızdaki kişiye söyleyemeyeceksek yazmamalıyız, yazdığımız şeyleri gerçek
ortamda söyleyip söyleyemeyeceğimizi kontrol ettikten sonra göndermeliyiz.[14]
10. İnternette yüzler görülemediği için sembollerle anlaşılır.
Önem verdiğimiz bölümü (*) veya (“) arasına yazarak ifade edebiliriz.
Duyguları ifade eden bilenen bazı semboller ise şunlardır; :-) (gülümseme) ;-) (göz kırpma) :-( (üzülme) [15]
11. İnternet ortamının sağladığı olanakların yasa dışı biçimde
insanlara zarar verme, başkalarının işlerini engelleme, gizli ve kişisel
bilgilerini ele geçirip yararlanma, her türlü sahtekarlık, yolsuzluk,
dolandırıcılık ya da hırsızlık gibi kötü amaçlı kullanımına yol açmamalıyız ve
göz yummamalıyız.
12. İyelik haklarını zedelememeye özen göstererek, başkasının
veri kaynaklarını ve düşüncelerini, yazılımlarını kendimizinmiş gibi
sahiplenmeye kalkışmamalıyız. [16]
1.
Bize gelen bir
iletiyi, başkasına aktarmak istediğimizde, bu iletiyi bize gönderinin bunu
isteyip istemediğinden emin olmalıyız.
2.
Bizim okumak için
vakit harcamadığımız mailleri başkalarına göndermemeliyiz.[17]
3. Eğer yazdığımız mesaj tek bir kişiye değil de bir gruba
gidiyorsa, mesajın geneli ilgilendiriyor olmasına özen göstermeliyiz.
4.
İnsanların duygusal zayıflıklarını kullanan
mesajların dağılmasına olanak vermemeliyiz. Örneğin; amansız hastalık için
yardım veya son isteği yazılan mesajın dünyayı dolaşmasını istemek.[18]
5.
Ulaşmadığı kaygısı ile bile olsa aynı
iletileri ardı ardına göndermemeliyiz.
6.
Virüslü iletiler ile karşılaştığımızda en kısa zamanda
kaynağına duyurmalıyız ve etkileneceğini sandığımız kişileri gecikmeden
uyarmalıyız.
7.
Mesaj gönderirken konu bölümünü boş bırakmamalıyız.
Gönderdiğiniz mesajın içeriğini anlatacak özet kelimeler ile tanımlayarak mesaj
hakkında bilgi verilmelidir.
8.
Önemli değilse büyük boyutlu dosyaları maillerinize
ataş yapıp göndermeyiniz. Sizin bilgisayarınızdan o anda gidiyor gibi
görülse de bu durum mail aktarım sistemlerinde yoğunluğa ve yavaşlamaya neden
olmaktadır. Örneğin resimler, animasyonlar gibi…
9.
Spam dediğimiz kişilerin izni olmadan reklam amaçlı
mail göndermekten kaçınınız. Yapılan araştırmalar bu tip davranışın satılan
ürünle ilgili güvenirliliğin azaldığını göstermektedir.
10. Posta
kutunuzdaki mesajların sizden başkaları tarafından da okunabileceğini unutmayın
11. E-Posta
bilgilerinizi [kullanıcı kodu, şifre] kimseye vermeyin.
12. Zincir
mesajlara cevap vermeyin, zincirin uzamasına neden olmayın.
13. Başlıklar
dışında büyük harf kullanmanın “bağırmak” olduğunu unutmayın.
14. Mesajınızda
dikkat çekmek istediğiniz noktaları *asteriks işaretleri arasına* alın.
15. Özellikle
sizden ticari amaçla e-posta almayı beklemeyen kişilere ticari e-mail
göndermeyin.
16. Size
gönderilmiş bir e-postayı sahibinden izin almadan genele açık ortamlara
[örneğin tartışma grupları] göndermeyin.
17. Tanımadığınız
ortamlara mesaj gönderirken mesajınızın sonuna “elektronik imza mesajınızı”
ekleyin. Elektronik imza mesajınızın en çok dört satır olmasına dikkat edin.
18. E-postanızda
kullandığınız her türlü alıntı için copy right kurallarına saygılı olarak,
ilgili referansları belirtiniz.
19. Mesajlaşma
listesi [mailing list] sahibiyseniz, listenize kayıt yaptıran kişilerin bunu
şahsen yaptıklarını anlamak üzere, listenize almadan önce kendilerine matbu bir
e-mail gönderin.
20. Hitap
ettiğiniz alıcının kimliğine gore bir dil ve ifade tonu seçmeniz
21. Mesajınızı
kısa ve ozlu yazmanız
22. Gelen
mesajlari cevaplamadan once dikkatle okumaniz
23. Esprili
veya alayci dil kullaniminda dikkatli olmaniz
24. Kisiye
degil konuya cevap vermeniz
25. Mesajlarda
kötü niyetin değil yanlış anlamaların daha fazla meydana geldiğini bilmeniz
26. Elektronik
iletişimde uygun nazik bir ifade kullanmanın sağ duyunun gereği olduğunu hatırlamanız
1.
Web sitenizde doğrudan büyük resim dosyalarını
sergilemeyin. Pul büyüklüğündeki versiyonlarını kullanın.
2.
Başkasının sitesine listenizden link verecekseniz,
nezaket açısından ilgili kişiye bilgi vermenizde fayda vardır.
3.
Web sayfalarınızın sadece metinden oluşan
versiyonlarını da sergileyin. Özellikle modemle bağlanan düşük bant
genişliğinde sörfçüler size minnettar kalacaktır.
4.
Web sayfalarınıza görsel ya da ses malzemeleri
ekleyecekseniz, ilgili dosyaların yanına büyüklüğünü yazın [örneğin 105Kb].
5.
Her Web sayfanızın, özellikle de ana sayfanızın, en alt
kısmına size ulaşılacak e-posta adresinizi belirtin.
6.
Her web sayfanızın, özellikle ana sayfanızın, en alt
kısmına en son güncelleme tarihini not edin.
7.
Başkalarının entellektüel haklarına zarar verici
materyali içeren web sitelerini ziyaret etmeyin.
8.
Bilmediğiniz, tanımadığınız veya güvenmediğiniz web
sitelerinden alış veriş yapmayın, kredi kartı numaranızı vermeyin.
1.
Kişisel veriler ancak özel bir maksatla toplanabilir ve
başka amaçlarla kullanılamaz.
2.
Veriler güncel, amaca uygun olmalı ve ancak gerektiği
sürece muhafaza edilmelidir.
3.
Hakkında veri toplanan kişi bunları öğrenme ve
gerektiğinde yanlış olanlarını düzeltme hakkına sahiptir.
4.
Kişilerin dini, siyasi inancı, genetik ve tıbbi özellikleri
gibi özel niteliği olan hassas veriler özel yöntemlerle korunmalıdır.
5.
Kişisel veriler yasal ve dürüst olarak toplanacak ve
işlenecektir.
6.
Veriler ancak belirli ve meşru amaçlarla muhafaza
edilebilir.
7.
Veriler amaca aykırı olarak açığa vurulamaz.
8.
Veriler, güncel olarak ve kullanış amacına yeterli
sürede muhafaza edilecektir.
9.
Kişinin hakkındaki verileri öğrenme yanlışları düzeltme
ve sildirme hakkı vardır.
[*] Avukat ahukarabal@akademilenyum.org Samsun
[†] Kom. Yrd. karabal@akademilenyum.org Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Bilgi İşlem Şubesi
[‡] Kom. Yrd. bekirpeker@akademilenyum.org Konya İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şb. Md.
[§] 2. Polis Bilişim Senpozyumunda Sunulan Bildiri
[1]
Alaton, İshak. “İş Dünyasında Etik Değerler ve Sorumluluklar” Konulu Panel
Konuşması III. Etik Zirvesi,
İstanbul Hilton Convention & Exhibition Center 2003
[2] Göksu, Turgut & Bilgiç, Veysel Karani; Polis Meslek Etiği ve Etik Kuralları, Polis
Meslek Etiği, Polis Akademisi Yayınları
[4] Aydın, İnayet & Aydın, Erdem; Polis Meslek Etiği, Eğitim Daire
Başkanlığı, Emnniyet Genel Müdürlüğü, s.16, Ankara 2000
[5] Göksu, Turgut & Bilgiç, Veysel Karani; a.g.e. Giriş Bölümü
[7]
Mengüşoğlu, Takiyettin. Değişmez Değerler ve Değişen Davranışlar.
İstanbul: 1965.
[8]
Cerrah, İbrahim - Semiz, Emin. “Mesleki Etiğin Polis Eğitimindeki Yeri ve
Önemi”, 21.Yüzyılda Polisin Eğitimi Sempozyumu. Ankara: EGM Eğitim Daire
Başkanlığı Yayınları, 25/27 Ekim 2000.
[9]
Akarsu, Bedia. “Töre, Ahlak, Etik”, Cumhuriyet. 26/07/1997.
[10]
Pehlivan, İnayet - Aydın, Erdem, “Polis Meslek Etiği”, Ankara: Eğitim Daire
Başkanlığı Ders Notları, 2000.
[11]
Pehlivan, İnayet. Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik. Ankara:
PEGEM Yayınları, 1998.