Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Emekliliğin Psikososyal Boyutu (8)

image002

4. Emeklilik Sürecine İlişkin Yaklaşımlar ve Modeller

Bir bütün olarak emeklilik süreci emeklilik öncesi hazırlık ve karar aşaması, emekliliğin gerçekleşmesi ve emeklilik sonrası yaşanan uyum veya uyumsuzluk ile istikrar aşaması biçiminde ifade edilmişti. Her bir aşama kendi içerisinde bir takım değişkenlerden etkilenmekte oluşu ve belirli sonuçlar doğurarak bir sonraki aşamayı etkilemesi nedeniyle emeklilik sürecine ilişkin olarak alanyazında emeklilik öncesini ele alan modeller ile emeklilik sonrasını ve uyum sürecini ele alan farklı yaklaşım ve modeller geliştirilmiştir. 

Emeklilik süreci, emeklilik öncesi dönem-karar aşaması, emekliliğe uyum aşaması ve emeklilik yaşamı aşaması olarak üç başlık altında ilgili modeller çerçevesinde incelenecektir. 

4.1. Emeklilik Öncesi – Karar Aşamasına İlişkin Modeller

Emeklilik öncesi karar aşamasıyla ilgili yaklaşımlar rasyonellik modeli, sistem modeli, süreç modeli, erken emeklilik kararı modeli ve itici ve çekici faktörler modeli olarak beş başlık altında sunulacaktır. Her bir yaklaşım emeklilik kararının nasıl ortaya çıktığını ve hangi faktörlerin etkili olduğunu incelemektedir.

4.1.1. Rasyonellik Modeli

Ekonomik insan yaklaşımıyla değerlendirildiğinde, insan yaşamındaki bütün kararlarda olduğu gibi emeklilik kararı da rasyonel bir tercihte bulunmak için fayda-maliyet analizini gerektirir. Bu yaklaşıma göre rasyonel bir karar bireyin emekli olmakla elde edeceği maddi ve manevi kazançlar ve kayıplar ile çalışmaya devam etmesi halinde elde edeceği kazanç ve kayıpların karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkmaktadır (Quin ve Burkhauser, 1990). Bu modelde, bireylerin karşılaştırma yapacakları kazanç ve kayıpları etkileyen makro düzeyde, mikro düzeyde ve orta düzeyde değişkenler söz konusudur. Şekil-2′ de görülen emeklilik karar süreci bu etkileri göstermektedir. Emekliliğe karar vermeye engel olan ve teşvik eden fırsatlar karar sürecinin katmanlarını oluştur- maktadır. Ancak fayda/maliyet karşılaştırması yapılarak alınan emeklilik kararı bir tercih niteliği taşımaktadır (Szinovacz, 2003: 21) Şekilde bireyi emeklilik kararına götüren ve birbirleriyle etkileşim halinde olan makro, meso ve mikro düzeylerdeki faktörler görülmektedir. 

image004

Nüfus yapısı içinde yaşlı nüfus oranı, emekli ve iktisaden faal olmayan nüfus oranı, doğum oranı, bağımlılık oranı ve yaşam beklentisi emeklilik kararlan üzerinde makro düzeyde etkili olabilecek faktörlerdir. Örneğin bağımlılık oranının düşük olması yaşlı nüfusun sosyal güvenlik sistemi içersindeki yükünü hafifletecektir. Nüfus yapısına göre emekliliğin ertelenmesini ve teşvik edilmesini sağlamaya yönelik yasal değişikliklerin başarısı aynı zamanda işgücü piyasası, işverenlerin tutumlarına ve bireylerin kendilerine de bağlıdır. Örneğin emekliliği ertelemeye ve emeklilik yaşını yükseltmeye yönelik bir yasal düzenleme ancak işgücü piyasasının yaşlı çalışanları istihdam edebilme kapasitesine, işverenlerin yaşlı çalışanları istihdam etmeye olan gönüllülüklerine, çalışanların fiziksel ve zihinsel olarak çalışma kapasite ve isteklerine bağlıdır. Yaşam beklentisi ve emeklilik yaşına ilişkin düzenlemeler işin niteliğine ve sektöre göre de bireylerin emeklilik kararlarında etkili olarak makro değişkenler arasındadır. Dünyada, 1800’lü yıllarda 65 yaş ve üstü grupta yer alan nüfus oranı 5 iken 2000’li yıllarda bu oran 15’e çıkmıştır (Riley, 2001: 2). 

Emeklilik kararında etkili olacağı düşünülen ikinci değişken grubu sektörel yapı, işverenlerin tutumları, sendikaların emeklilikle ilgili tutumları gibi bireyi daha yakından ilgilendiren düzeyde unsurlardır. Ulusal yasal düzenlemelerin etkisi bu orta düzeydeki unsurlarla birlikte daha anlamlı hale gelmektedir. Örneğin mavi yakalı çalışanlar ile hizmet sektöründe bazı alt sektörlerde çalışan kesim, sağlık ve güvenlik koşullarındaki olumsuzluklar nedeniyle emeklilik yaşının yükseltilmesinden olumsuz etkilenebilmektedir. 

Bireyin kendi öznel yaşamı ile ilgili değişkenler ise mikro düzeyde etkili olan unsuları içermektedir. Ailede çalışan tek kişi olmak, geniş bir aileye sahip olmak, emeklilikle birlikte azalacak gelirin emekli ve ailesi üzerindeki ekonomik etkisinin daha çok hissedilmesi nedeniyle bireyleri emeklilik kararını ertelemeye mecbur bırakmaktadır. Ayrıca bireyin sağlık durumunun bozulması, özellikle çalışma koşullarından olumsuz etkilenmesi durumunda ekonomik etkisi ne olursa olsun birey emekliliği tercih edebilecektir. Ayrıca kişinin mesleki konumu, mesleğine olan bağlılığı, sahip olduğu nitelikler de emeklilik kararını etkileyen mikro değişkenler altında yer almaktadır. Modelde emekliliğe karar verirken tüm makro ve mikro düzeydeki değişkenlerin etkisi altında bireyin, emekliliğin getireceği kazançlar ve kayıpları değerlendirdiği varsayılmaktadır. Böyle bir değerlendirmenin ise rasyonel bir emeklilik kararı ortaya çıkardığı savunulmaktadır. Ancak gönülsüz biçimde gerçekleştirilen emeklilik, sözü edilen rasyonel değerlendirme sonucunda oluşan bir karara dayalı olamadığından farklı etkiler altındadır. 

4.1.2. Sistem Modeli

Sistem modeli emeklilik kararının yapısını, bireyleri emeklilik kararlarını etkileyen değişkenleri ve emeklilik kararının alınış biçiminin emeklilik yaşamı üzerindeki etkilerini içermektedir. Geliştirilen modelin temel ekseninde “emeklilik kararı” yer aldığı için bu kısımda incelenmesi uygun görülmüştür. (Kimmel vd., 1978: 576). Model bireyin emeklilik kararı üzerinde ne derece kontrol sahibi olduğunu algılamasına dayanmaktadır. Birey emekli olmayı tercih edebilir veya bu tercihin bireyin gönüllü olarak aldığı bir karar olduğu düşünülür, böylelikle birey emeklilik süreci üzerinde belirli derecede kontrol sahibi olduğunu algılar. Ya da birey sağlık durumu, yaş haddi, yönetici baskısı gibi çeşitli nedenlerle istemeyerek de olsa emeklilik kararı verebilir. Bu gibi durumlarda emeklilik süreci bireyin kontrolü altında olan bir süreç olarak algılanmaz. Şekil-3’teki modelde görülen bireysel, çevresel ve örgütsel etkiler altında ortaya çıkan emeklilik kararı, bireylerde emekliliğin gönüllü ve kendi kontrolleri altında gerçekleşen bir süreç olup olmadığının algılanmasını da belirlemektedir. Örneğin sağlık durumundaki bozulma nedeniyle emekliliğe karar vermiş bir kişi gönüllü olarak emekli olabileceği gibi, bir başka değerlendirmeye göre istemeyerek emekliliğe yönelmiş olacaktır. Ya da zorunlu emeklilik yaşı bazıları için gönüllü emeklilik olarak algılanırken bir başkası için gönülsüz emeklilik olarak algılanabilecektir. 

image006

Modelin odak noktası emeklilik kararıdır ve emeklilik kararının gönüllü veya gönülsüz olarak alınmasını etkileyen bireysel faktörler meslek/iş, eğitim düzeyi, elde edilen gelir, emekliliğe ilişkin duygular ve sağlık biçimindedir. Bazı araştırmalara göre sağlıktaki bozulma, emeklilik sonrası yeterli finansal kaynağa sahip olmak ile çalışmaya ve işe ilişkin tutumlar gönüllü emeklilik kararında etkili olmaktadır (Beehr, 1986: 44). 

Modelde emeklilik kararının alınış biçiminin emeklilik sonrası yaşamı etkilediği ileri sürülmektedir. Aslında emeklilik kararını etkileyen değişkenlerin, çevresel değişkenleri ve örgütsel değişkenleri de içeriyor olması rasyonellik model ile benzerliğini göstermektedir. Model emeklilik kararının gönüllü veya gönülsüz biçimde alınmasının emeklilik sonrasındaki etkilerini de içerdiğinden bütüncül bir yapı sergilemektedir. Ayrıca bu etkiler sadece emeklilikte yaşam doyumu, emeklilik sonrası gelir durumu, çalışma kararı gibi bireysel sonuçlarla sınırlı olmayıp, aynı zamanda söz konusu bireysel sonuçların geribildirimi ve paylaşımı ile çevresel ve örgütsel etkilerinin de olacağı varsayılmıştır. Bu yönüyle rasyonellik modelinden daha kapsamlı bir bakış açısı taşıdığı söylenebilir.

4.1.3. Süreç Modeli

Emekliliğe yönelime neden olan potansiyel nedenleri bireysel ve örgütsel nedenler biçiminde kolaylıkla ayrılabilmek her zaman mümkün olmamaktadır. Bunun nedeni bireylerin emeklilik kararının, kişisel tercihler ve bu tercihlerle eşlesen çalışılmakta olan örgütün de dahil olduğu çevresel faktörlerin kombinasyonundan etkilenmesidir. Emeklilik öncesi aşamaya ilişkin olarak Beehr (1986) tarafından ortaya konulan model daha sonraki çalışmalar içinde önemli bir başlangıç oluşturmuştur. Bu modelde Beehr, emekliliğe karar vermede etkili olacak değişkenlerden birinin “emeklilik biçimi” olduğunu öne sürmüştür. Gönüllü/gönülsüz emeklilik, yasal zamanında veya erken emeklilik, kısmi/ tamamen emeklilik olmak üzere üç kategoride ele almıştır. Aşağıdaki şekilde emeklilik kararını etkileyen kişisel ve çevresel faktörler ile emeklilik karar süreci görülmektedir. Bu modelde emekliliğin belirli bir zamanda birden bire gerçekleşen bir olgu değil, zaman içinde oluşan bir düşünce ve davranış olduğu vurgulanmaktadır. Çalışanlar emekliliği gerçekleştirmeden önce emekliliği düşünmeye başlamakta, sonra emekliliğe karar vermekte bu da belirli bir zaman almaktadır. Şekil 4’te görülen model emeklilik olgusunu gelişimi ve gerçekleştirilmesiyle bir bütün olarak değerlendirmekte, emekli olmadan önce çalışanların psikolojik hazırlıklarını anlamanın önemi üzerinde durmaktadır. 

image008 

Bireyleri emeklilik kararına götüren kişisel faktörleri Beehr, A tipi davranış, becerilerde gerileme, sağlık durumu ve ekonomik durum olarak dört kategoride ele almıştır. Buna göre A tipi kişiliğe sahip olanlar emekliliği B tipi kişiliğe sahip olanlara göre daha az tercih etmektedir. Bilindiği gibi A tipi kişilik özelliğine sahip bireyler aşırı hırslı ve kuralcı. Zaman baskısını sürekli hisseden, ihtiraslı, çevresini kontrol altına alma çabasında olan, başarı güdüsü yüksek, aşırı rekabetçi, boş durmaktan hoşlanmayan, sabırsız, hareketli, hızlı konuşan, yüksek sorumluluk bilincine sahip olan kişilerdir (Samuel, 1981, s.290). B tipi kişilik özelliğine sahip olanlar ise daha az rekabetçi, dinlenmek ve boş zaman aktivitelerinden hoşlanan, zaman baskısını daha az hisseden kişilerdir.

Becerilerde eskime ve gerileme olduğunda çalışanlar genellikle iki nedenle emekliliğe karar vermektedir. Birincisi daha düşük performans düzeyi sergileme nedeniyle kendilerini mutsuz hissetmeleridir. Emeklilik seçeneğine yönelerek kendilerini mutsuz eden bu durumdan kurtulmayı deneyebilmektedirler. İkinci neden ise örgütlerin beceri ve niteliklerinin eskimiş olduğunu düşündüğü çalışanları, yerlerine daha genç ve daha nitelikli kişileri almak amacıyla özel emeklilik teşvik planlarıyla emekliliğe yöneltmeleridir. 

Sağlık durumundaki bozulma ve özellikle kronik hastalıklara yakalanma emekliliğin en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Ayrıca ekonomik durum emeklilik sonrası yaşanacak olan gelir düşmesi nedeniyle emekliliği kararını etkileyen değişkenlerden biridir. Ekonomik durumun erken emeklilik veya zamanında emeklilik biçimleri üzerinde etkili olması ise kaçınılmazdır. Çünkü erken emekli olanlar emekli aylığına hak kazanırken hali hazırda aldıkları ücretten daha az gelire sahip olmaktadırlar, ayrıca erken emekli olarak emekli ikramiyelerinde de daha geç emekli olanlara göre bir kayıp yaşamaktadırlar. Dolayısıyla finansal gücü daha yüksek olanların erken emekliliğe karar verme olasılıkları daha yüksektir. 

Beehr çevresel faktörleri işe ilişkin ve iş dışı faktörler olarak ikiye ayırmıştır. İşe ilişkin faktörler mesleki amaçlara ulaşma, işin nitelikleri, iş dışı faktörler ise aile ilişkileri ve boş zaman ilgileridir. İstenmeyen iş koşulları kişileri işten ve iş ortamından uzaklaştırmakta ve emeklilik kararında etkili olmaktadır. Örneğin düşük özerkliğe, beceri çeşitliliğine, görev önemine sahip ve zayıf sosyal ilişki düzeyine sahip işlerde çalışanlar emeklilik kararına, motive edici ve içsel ilgi uyandıran işlerde çalışanlardan daha yakındırlar. Uygun olmayan iş koşulları çalışanları emekliliğe yöneltebileceği gibi başka bir iş arayışına da yöneltebilir. Emeklilik kararını etkileyen işe ilişkin faktörler aynı zamanda işten ayrılma niyeti ve davranışı ile özdeş olarak değerlendirilebilir. İleri yaşlardaki çalışanlar bu koşullara karşı yeni bir iş alternatifi yerine emeklilik kararı ile tepki verebilmektedirler (Beehr ve Glazer, 2000:208). Genellikle emeklilik, sevilmeyen iş ortamından bir an önce ayrılmanın bir yolu olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle söz konusu faktörler yaşlı bireyler açısından emeklilik düşüncesine daha hazır olma ve sosyal kabullenmenin yüksek oluşu nedeniyle iş gücü devrine değil, emeklilik kararına etki etme olasılığı yüksek faktörler olarak değerlendirilmektedir. Bu faktörlerin bir kısmı iş ortamından memnuniyet düzeyini ifade eden iş doyumuyla ilgili bir kısmı ise mesleğe duyulan bağlılıkla ilgilidir. McCune ve Schmitt (1981) özerklik ve beceri çeşitliliğinin işte içsel motivasyon sağlayan faktörler olarak emekliliğe karar vermede etkili olduğunu tespit etmişlerdir.

Mesleğe olan ilgi ve bağlılık yine o işte kalma ya da kalmama kararını etkilediği gibi emekli olup olmama veya başka mesleğe yönelme kararlarında etkili olan değişkenlerdir. Mesleki bağlılığı düşük olanlar genç yaşta veya planlanan emeklilik yaşından önce emekli olma yoluyla farklı bir mesleki alana kayabilirler. Mesleki bağlılık düzeyi yüksek olanlar ise yasal olarak emeklilik yaşını aşan yıllar boyunca mesleklerini sürdürebilirler veya emeklilik sonrası mesleklerini kısmi ya da tam süreli icra edebilecekleri işlerde çalışabilirler. Ayrıca yöneticiler kıdemli çalışanlardan kaynaklanan işgücü maliyetlerini düşürmenin bir yolu olarak da yaşlı çalışanları emekliliğe teşvik etmektedirler (Beehr, 1986: 47). 

Model, işin kendisi, iş ortamı ve bireye ilişkin koşulların sadece emekliliğe karar vermeyi değil bundan daha ileri olarak emekliliğin biçimini de etkilediğini savunmaktadır. Bu etki ise birden bire değil zamana dayalı olarak önce emeklilik niyeti ve eğilimi biçiminde düşünce boyutunda, ardından emekliliğin biçimine yönelik kararda ve nihai olarak emekliliğin fiili olarak gerçekleştirilmesi sürecinde ortaya çıkmaktadır. Model emeklilik kararımın verilişindeki arka plana, zamansal boyutu da ekleyerek yaklaşmıştır.