Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

DOĞRULAR VE YANLIŞLAR

 

 

   Kemalettin ERTAN

Emekli Emniyet Müdürü

 

            BU GEMİNİN YOLCULARI-2

 

            Personel piramidindeki değişim, sadece bir personel sorunu olmakla kalmamış, başka olumsuzlukların da kaynağını oluşturmuştur.

            Başta disiplin olmak üzere, hiyerarşide de sıkıntılar yaratmıştır.

            Resmi giysili ve silahlı bir güç olan poliste disiplin, “olmazsa olmaz” lardandır.

            Kıyaslama için bir kez daha eski günlere döneceğiz.

            İç güvenliğin; ilçelerde bir komiser yardımcısının, illerde ise tek emniyet müdürünün sorumluluğunda yürütüldüğü günleri anımsıyorum da;

            Her şeyin yerli yerine oturduğu, layık olanın hak ettiği yerde bulunduğu, amir memur, ast üst ilişkilerinde gerekli hususlara titizlikle uyulduğu, bugün hiç sözü bile edilmeyen kıdemin bile büyük önem taşıdığı, özellikle de sevgi saygının bir arada yürütüldüğü, dolayısıyla hizmet çarkının tam bir disiplin içinde döndüğü o yıllar yokluklara sıkıntılara rağmen güzeldi.

            Ordumuzdaki inzibat görevlilerinin benzeri teftiş amirleri ve teftiş komiserlerimiz vardı. Onlar yanlışımızı bulmaya, bizler de yanlış yapmamaya gayret ederdik.

            Ya polis müfettişleri?

            Herkesin çekindiği, saygı duyduğu, teşkilatın öncüleri ve eğiticileriydi müfettişlerimiz.

            Bir anımla konuya renk katalım.

            Nazilli Sümer Karakolunda stajyer polis memuruyum(1952). Bir gece karakol nöbetindeyken bir muziplik yapmayı düşündüm.

            Emniyet Amirliği nöbetçi komiserini aradım ve sesimi değiştirerek “yarın size müfettiş geliyor, tedbirli olun” dedim ve soru sorma fırsatı vermeden telefonu kapadım.

            Herkesin birbirine inanıp güvendiği bir dönemdi o yıllar. Bu nedenle hiç kimse bu haberin teyidine gerek görmemişti.

            Bakın neler oldu?

            Bir süre sonra telefonumuz çaldı. Emniyet Amirliğinden bir arkadaşımız;

            -Yarın müfettiş geliyor, saati belli değil, hemen karakol amirinizi bulun, gerekli önlemleri alın, dedi.

            Tam şaka yaptığımı söyleyecektim ki sordum;

            -Kim söyledi müfettiş geleceğini?

            -Merkezden bildirdiler.

            Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Zira merkez deyince akla Ankara gelirdi. İçimden galiba şakamız gerçekleşti diye söylendim.

            O gece, Emniyet amirliği ile çarşı ve Sümer karakolları personeli, geç saatlere kadar çalışarak teftişe hazır duruma geldiler. Böylece yalanıma kendimde inanmış ve çalışmalara katılmıştım.

            Müfettiş gelmedi. Haber kaynağını da bulamadılar. Ben de bu sırrı uzun süre saklı tutma zorunda kaldım.

            Pişmanlık duymamıştım. Zira bu şaka yalana dayalı olsa da kötü sonuç doğuranlardan değildi. Üstelik yararlı olmuştu.

            Bu açıklamaların özüne gelirsek;

            Kesin bir sınır konulamasa da, 1970 öncesi yıllarda personel piramidi (Tepe noktası üstte olan, tabanı geniş bir üçgen) olması gereken şeklini koruyordu.

            Ya şimdi?

            Teşkilatımız da son otuz yıl içinde her konuda ilerleme ve gelişme kaydedildi. Sosyal etkinliklere hız kazandırıldı.

            Personel sayısı arttı, eğitim düzeyi yükseldi. Araç gereç silah ve bilhassa teknik cihaz ve yan ürünlerinin her çeşidi ile donatıldı.

            2003 tarihi itibariyle polis teşkilatı çoğumuzun hayal bile edemediği bir konuma geldi.

            Ne kadar övünsek ve sevinsek azdır.

            Emeği geçen herkese sevgi ve saygı sunuyorum.

            Sayı çokluğu nedeniyle, rütbe terfii ve atamalarda görevli ve yetkili arkadaşlarımızın çok zorlandığını biliyoruz. Ellerinde ordumuzdaki sisteme uyan kriterler bulunmadığından, eşdeğerde görünen bir çok aday arasından hak edenleri bulup çıkarmaları kolay değildir.

            Bu yüzden değerlendirmelerde, atayanların görüşleri, bazı öneriler ve özellikle de siyasi otoritenin istekleri öncelik almaktadır.

            Hal böyle olunca da,

            Zaman zaman alt rütbedekiler üst rütbelilerin amiri olmakta,

            Kıdem, liyakat, kariyer ve deneyim gibi faktörlerin dikkate alınamamış olması yüzünden de bir kısım personel küstürülmüş bulunmaktadır.

            Dolayısıyla, gönülsüz hizmet ve umursanmaz emirler nedeniyle disiplini gevşeten kapı aralanmış,

            Hiyerarşi de uygulanması gereken sıralı denetim aksamış, yani oto kontrol zayıflamıştır.

            Açık olanlarda , resmi giysinin simgelerinden olan ve başta bulundurulması gereken şapkanın elde ya da belde taşınması bu konuda basit bir örnektir.

            Şüphesiz olumsuzluklar birden bire oluşmadı. Aslında bu sorun “ Ben geliyorum” diyordu ama, bizler bunu fark edemedik, ya da bizden sonra gelenler gereğini yapsın diye geçiştirdik.

            Geçte olsa, duruma el konuldu, çözüm yolları arandı, idari ve yasal önlemler alınmaya başlandı. Ancak, henüz belirgin bir aşamaya gelinemedi.

            Daha fazla gecikme, sorunların büyümesine neden olacak, yanlışa yönelişleri hızlandıracaktır. Bu da polisimize olan güvene gölge düşürecek, mesleğe gönül verenleri üzecektir.

            Hep söylerim ya, eleştiri yapıcı da olsa güceniklik yaratır.

            Değerli arkadaşlarım,

            Yazdıklarım sadece sorunların çözümüne ışık tutma amacına yöneliktir.

            Huzur ve güvenliği sağlamakla görevli bir teşkilatın, kendi içinde de huzurlu olması şarttır.

            Bizler, doğal olarak, hizmetlerimiz ölçüsünde beklentimiz olan rütbe ve görevler hususunda çıkarlarımızı elbette düşüneceğiz.

            Ancak, gerektiğinde ve zamanı geldiğinde ekmeğini yediğimiz ve yemeye devam edeceğimiz, üstelik gönül verdiğimiz bu teşkilat için, özverili davranabilmeyi de göze almalıyız.

            Hepimizin tek amacı; kişisel çıkarlarımızdan önce kuruluşumuzun iyiye, güzele ve doğruya gidişine katkıda bulunmak olmalıdır.